Abdurrahman Dilipak : İnsanlık Ölmesin
Habervakti.com yazarı Abdurrahman'Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
10 Aralık “Dünya İnsan Hakları Günü”.. Artık “İnsan Hakları” diye bir günü kutlamanın anlamı yok. “İnsan” yok ki yeni dünya düzenin de, “Hak” yok ki, “İnsan Hakları günü” diye bir gün olsun. Adımlar açıkça “Biyolojik insanın sonu”ndan söz ediyorlar. Bir yandan dünyadaki insanları “çöp” olarak tanımlayıp, bunlardan savaş, terör, kısırlaştırma, intihar, ailenin tasfiye edilmesi, hatta kadın-erkek ayırımının kaldırılması, “Biyolojik cinsiyet” yerine “Toplumsal cinsiyet”in ikame edilmesi, eşcinsel evliliklerin yasalaşmasından, erkeklerin gıda, ilaç, kozmetik, tekstil, spor ve /tarz-ı hayat / yaşam tarzı, RF etkisi ile kadınsılaştırılmasından, kadınların doğurganlıklarının sınırlandırılmasından söz ediyorlar. Bizim nesil, tarihin sonu’na doğru, Bu sonun yaşayan tanıklarıyız. Eğer aklımızı başımıza toplamayacak olursa, bunu sonu anlatacak bir imkan ve geleceğimiz de olmayacak!
Birilerinin gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Bir Dijital dönüşüm tutturmuş gidiyorlar. “Z kuşağı”na siz bittiniz diyorlar adeta. Onlar için “Tarihin sonu”. Biyolojik insan olarak türünün son örnekleri bunlar. Ölen ölecek kalan sağlar, ya siber diktatörlükte, siber köleler olarak hayatta kalacaklar. Ya da Uyum performansı yüksel olan bir azınlık “Tanrı olacak”!
Yeni Normal dönemde, TransHumanizm’le yeni insanın adı SİBORG olacak. GENDER olarak tanımlanacak. O artık bir NESNE olacak. “Nesnelerarası iletişim”de Siborg, Hayvan ve Bilgisayar bu Şeytan üçgeninin sacayağını oluşturacak. Bu din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinden bağımsız, cinsiyetini, eğilim, yönelim, deneyim sonucu bir tercihle belirleyebilecek. Bu tercih akışkan ve değişken olabilecek. İHA’ları, SİHA’ları çok sevmiştiniz değil mi. İnsansız kara ve deniz araçları, insansız (İdare, öğretmen ve öğrencisiz okullar), İnsansız Fabrikalar, İnsansız ticarethaneler nasıl olur? İnsanoğlu kendi elleri ile siber cellatlarını üretiyor olmasın!
Biz Dijitalistlerin yalanları, uzay hikayeleri ile oyalanırken Alçak irtifa uyduları ile işgal edildi. Yerde 5G+’larla Lazer ve RF silahları ile donatılmış siber orduların işgali için bu işin altyapısını inşa ediyor. Siyaset ve bürokrasi, Akademi, iş dünyası ve Media ile birlikte bilim teknoloji yalanları tüm dünyada insanları kandırmaya ve oyalamaya devam ediyorlar.
İnsanlığa karşı bu tehdit, belki de, Nuh tufanından sonra Ademoğullarına karşı yöneltilmiş en büyük tehdit ve tehlike olarak önümüzde duruyor. Sanayi 4 ve İnsan 2, üretim ve tüketim, arz ve taleple ilgili tüm parametreleri değiştirmeyi hedefliyor. Bu yeni dünya düzeninde, kendi beyanlarına göre, din, ideoloji, ahlak, hukuk, gelenek yok. Mülkiyet de yok, parada, yasama da yok, yargı da, bürokrasi de. Laiklik, Demokrasi, Cumhuriyet, Laiklik gibi siyasal düzenlemelere de yer yok. Siborglerle Humanoid’ler, Avatar’lar, Klonoid’ler (Kimerik canlılar) Xenebot’lar birlikte yaşayacaklar. Tek karar verici var, yapay zeka ve yapay bilinç. İnsanlar Öteki dünyada, yani MetaVerse de, sınırsız bir özgürlüğe sahip olacaklar. Bedensiz bir hayatı da seçebilecekler, zamanı belirlenmiş bir uykuyu ya da farklı bir boyutta yaşamayı da seçebilecekler. Kuantik dünyada bunların hepsi mümkün. Ölülerinizi canlandırabilecek, Kendi beyninizi kopyalayıp, genetik kopyanızı üretebileceksiniz. GENOM ile artık 3D Bio printerler mümkün. Bu hafta eriyen buzulların altında kriştalleşmiş 50.000 yıllık virüslerin hayata döndürüldüğüne ilişkin haberler yayınlandı bilim dergilerinde.
Şüphesiz bütün bunlar onların hayalleri, planların. Onların böyle bir planları olsa da, bir de Allah’ın hükmü var ve galib olacak olan Odur! Aslında kozmik bir döngünün arkasına saklanarak dünyayı kendi senaryolarına boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Önemli mesafeler katlettiler ama kendi aralarında ciddi sorunlar yaşıyorlar ve aslında zaman planına göre de geç kaldılar. 2025 hedeflerini 2045’e kadar uzatmak zorunda kaldılar. Aceleleri var ama, korkuyorlar da. Savaş planlarını hayata geçirmek konusunda tedirginler. Galibi olmayacak, başladıktan sonra durduramayacakları bir savaş, dehşet dengesi ile herkes için yıkıcı olacak olan ve galibi olmayacak şekilde kontrolden çıkacaksa böyle bir savaşı kimse istemeyecektir. Ve zaten bugün böyle bir savaş hala başlamamışsa bunun sebebi bu.
Bundan sonra ne olur, onu bilmiyoruz. Bu Şeytani plan hala hayattı. Bu senaryoyu yazanların bu saatten sonra geri adım atmaları da pek mümkün gözükmüyor. Her geçen gün toplumun bu dehşet senaryosu karşısında farkındalığı artıyor.
Bu arada, GreatResetçilerin istedikleri olmasa da, bugün dünya ciddi anlamda krizlere gebe, güvensiz bir dünya, Eski günlere geri dönmek de mümkün değil. O günler çare ve çözüm de sunmayacaktır. O zaman, adaletten, barıştan, özgürlükten yana yeni bir dünya düzeninin inşası kaçınılmaz. Burada din, felsefe ve münevverlerin geçmişin tecrübesi ve bilgi birikimi, geleceğin umudu ve hayali ile, bugünümüzü yeniden inşa etmek için yeryüzünün erdemli, bilgili, dürüst ve cesur insanlarının bir araya gelmesi gerek. YEDİĞİNİZE, İÇTİĞİNİZE, GİYDİKLERİNİZE DİKKAT EDİN! Kullandığınız elektronik aletlerinize de!. “Akıllı sistemler” ve “İnsansız, otonom robotik sistemler” katiliniz ya da peşinize takılan bir ajan olmasın! ONLAR SİZE SADECE RAHAT, KOLAYLIK, KONFOR SAĞLAMIYOR!
Bakın aşı, iklim, gıda, sağlık bahanelerinin arkasına saklanmaya çalışan bu Şeytani oyunun asıl hedefinde İNSAN var. Uyanalım, İnsanlık ölmesin. Çocuklarımız Şeytani bir planın kurbanı olmasın.
10 Aralık, dünya insan hakları gününün, TransHumanizm’e karşı, İnsanlık için bir uyanış günü olmasını temenni ediyorum. İnsanı kaybedersek, kadın, erkek, gençlik, din, devlet, ahlak, aile, toplum hiçbir şey kalmayacak.
Bu seçim bu açıdan da hayati bir anlam taşıyor. OYUN’u görmeden OY’unu verme!
Selam ve dua ile.
5Gvırusnews