Abdurrahman Dilipak: Ne Olacak Şimdi?
Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
Abdurrahman Dilipak: Ne Olacak Şimdi?/Habervakti.com
Derin Gerçekler
Elhamdülillahi Rabbi alemiyn
Errahmanirrahiym,
Maliki yevmiddin...
Ve seçim sona erdi. Bu sonuç bir KADER’dir. HAYIR da olsa öyle, ŞER de olsa.
Müslüman için seçim bitmez. Biz her an seçim halindeyiz. Allah indindeki yerimiz, bizim seçimlerimizin toplamı ile ilgilidir. Sonuçta bu seçim/tercihlerimizle ya kendi cennetimize kendi sırtımızda tuğla, ya da kendi cehennemimize kendi sırtımızda odun taşıyor olacağız. Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikati o gün bize gösterilecektir. Asıl seçimlerimizin sonucu o gün bize gösterilecektir.
Allah seriyyül hisab’dır.
Misgal / zerre ölçüsünde hayır ya da şer herkes yaptığının, yapması gerekirken yapmadıklarının hesabını verecektir.
O gün bugünkü dostluklar olmayacak. Annenin çocuklarından kaçtığı günde herkes kendi başına yalnız olarak sorgulanacaktır.
Kim hangi partiye ve adaya, niçin oy verdi ise, Allah cc, O'nu gördü. Bu seçim, Allah nezdinde o kişinin itibar ve liyakatını belirleyecek. Çünkü bu tek tek kişiler için bir imtihandı. Her seçim bir imtihandır. Kişiler kendi akıbetlerini oyladılar. Kişi seçimini yaparken, Allah'ın rızasını mı aradı yoksa kendi dünyevi korku, umut, menfaatleri için mi öyle davrandı? Ve toplumun çoğunluk kararı, bu ülke halkının imtihanı olarak önümüze çıkıyor. Bu sonucun hayır mı şer mi olduğunu bize zaman gösterecek. Bu gün ve her zaman bize düşen görev, sözü dinlemek, işe bakmak, doğru olanı desteklemek, yanlış olanı reddetmek olacak.
Olan oldu. Tencere yuvarlandı kapağını buldu.
Sonuç: Erdoğan %52.13 ve Kılıçdaroğlu %47. 87 (ilk tur: %49.52 / 44.88 + Vd)
Türkiye’de değişim isteyenler ve değişimden endişe edenler diye karşı karşıya gelmişti. Sonucu sonuçta yurt dışı oylar ve göçmen ya da yeni vatandaş olanlar belirledi.
Bu sonuç bizler için ya da kazandığını düşünenler için hayır mı getirecek, şer mi bilmiyorum. Bazı CHP’liler sandık depreminden kıl payı kurtulduklarını düşünüyorlar. Ekonominin bugünden itibaren nasıl seyredeceği konusunda kaygılarını ifade ediyorlar. Şimdi ekonomiye bakmak gerek. Para değeri, piyasalar buna ne diyor, uluslararası ilişkilerde durum ne ona bakmak gerek..
Kaybettiklerini düşünenler şimdi ne yapacaklar? Bakalım CHP, Kılıçdaroğlu ile yola devam edecek mi yoksa CHP kendi içinde genel başkanlık için kriz mi yaşayacak? Bundan sonra Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı içinde ne yaşanacak göreceğiz.
Garip sonuçlar da var. Rize’de Erdoğan %78’den %70’e gerilemiş. Kılıçdaroğlu Tunceli'de %82’den 84’e yükseltmiş. Bütün ülkede az da olsa katılım düşmüş. Katılımın arttığı tek il Tunceli oldu.
Tabi, şimdi bir takvim işleyecek. Milletvekilleri yemin edecek ve parlamento çalışmalarına başlayacak. Ardından Bakan atamaları yapılacak, bilim kurulları, politika kurulları oluşturulacak. Bütçe taslağı hazırlanacak. Meclis'te en yaşlı üye ilk oturumu yönetecek ama bakalım inşallah yeminde bir kriz yaşanmaz. İki en yaşlı üye var, ikisinin de kendine göre özellikleri var. Meclis başkanı, grub başkan vekilleri, parlamento komisyonlarının seçimleri yapılacak. Acil işlerden sonra bütçe var. Bu arada tatile gidecekler. Bütçe çıkacak, yerel yönetim seçimleri başlayacak.
Bu arada İttifaklar arası ve ittifak içi sorunlar yaşanacak. Ata İttifakı zaten şimdiden dağıldı. Cumhur ve Millet ittifakları kendi içlerinde bundan sonrası için yol haritalarını gözden geçirecekler. Bakın seçtikleriniz Meclis'e girince sizin dışarıda kavga ettiğiniz gibi etmeyecekler, öyle her gün. Kavga ettiklerinde de zaten görüyorsunuz.
Şimdi netlik kazanan bir durum var. AK Parti TBMM’de çoğunluğa sahip ama anayasal çoğunluğa sahip değil.
AK Parti 266, CHP 168, YSP 62, MHP 51, İYİ 44, YRP 5, TİP 4 sandalye kazandı. Cumhurbaşkanı da Erdoğan olunca, hem Yasama, hem de yürütme yine AK Partide! Cumhur ittifakı 326 ile salt çoğunluğa sahip. Karşı taraf 274. İlk 3 büyük seçimde Millet ittifakı önde gözüküyor. Mart 2024’de yerel yönetim seçimleri var. AK Parti açısından zor ve kritik bir seçim var. 9 aylık performansı bu anlamda AK Parti için referandum anlamı taşıyacak.
Seçim süresinde iki kanat birbirini yemekten, ülkenin ciddi, can alıcı sorularından hiç biri konuşulamadı. İstanbul Sözleşmesi iki kanadın da gündemine gelmedi. Kimse CoVID, mRNA rezaletini sormadı. Çünkü her iki tarafında bu konuda sicilinde acabalar var. CHP’nin zaten LGBT diye bir sorunu yok. Bebek elbiselerinin pembe ve mavi olup olmamasını tartışıyoruz da, ya hu, Nufus cüzdanımızda GENDER maddesi, Din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetten bağımsız bir GENOM olarak tanımlanan BİREYin toplumsal cinsiyet kimliği olarak GENDER’i yazması ile, cinsiyeti kadın ya da Erken yazması, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel gibi bir kimlik tanımı olarak kadın ve erkek yazıyor. Biliyorsunuz, daha önce din, mezheb de yazıyor. Nufus cüzdanları mavi ve pembe idi, anne-baba adı da yazıyordu. Yakında cinsiyet ifade eden İsmi de kaldırabilirler. Zaten şu anda Ahmet diye bir kimliğine kadın diye yazdırabilir, Ayşe diye biri de Transseksüelim diye erkek diye yazdırabilir.
Bu kimlik rezaleti ile artık eşcinsel evlilik fiilen mümkün hale geldi. Bir kadın, ben erkek oldum dese ya da erkek kadınlığı seçse evlilik birliği devam ettiği için eşcinsel evlilik mümkün olacak. İstanbul sözleşmesi buna kapı araladı ve bu iş AK Parti’nin bugün red ettiği, CHP, MHP, HDP, İYİ Parti’nin ise desteklediği bir şey. Birileri hala milliyetçilikten söz ediyor, TransHumanizm, Human 2 projesinde biyolojik insan yok ki, siz milliyetten söz edesiniz.
Memleketin bir %50si ötekine ''PKK’lı, FETÖ’cü, hain, soysuz'' diyor, bir %50’si ötekine ''Hırsız, Mafya, hain'' diyor. Tabi herkes kendi yandaşını yere göğe sığdırmıyor ve eleştirilere de itibar etmiyor. Böyle bir seçim dönemi geçirdik.
Yahu “eşhuru hurum” Zihicce ile başlıyor. (Kurban bayramının idrak edildiği Zilhicce ayı 19 Haziran 2023 Pazartesi günü başlıyor). Şu gerginliklerden kurtulmamız gerek artık. Hani bu işi istiklal harbine bir savaşa benzettiniz ya, barı Zilhiccede susma orucu tutacak mısınız. Muharrem de öyle. O da haram aylardan. Kerbelayı hatırlayın. Siyaset çözüm bulma, sulhetme sanatı olmalıdır. Bu siyaset Osmanlıdaki “siyaset etme” fiiline döndü.
Sonuçlar belli oldu da, işin bir de manevi boyutu var. Aslında asıl seçen siz neyi seçtiğinizin farkında mısınız? Allah’ın sizin hakkınızdaki hükmünü seçtiniz. Sonuç kaderdir. Bunun hayır mı şer mi olduğunu bu dünyada ve ahirette göreceğiz. Biz tercihde bulunurken Allah kalbimizden ve aklımızdan geçenleri de biliyordu. Bu işin sonunun nereye varacağını da biliyordu. O gün eğer Allah’ın rızasını değil de, kendi heva, heves, beşeri korku ve umutlarınızın peşinde başka vadilere savruldu isek, bu imtihanı kaybetmişiz demektir.
Çok şükür korkulan olmadı, kriminal anlamda müessif bir olay yaşanmadı. Bu önemli. Kim gelirse gelsin, ben doğru işe destek verecektim, yanlışa karşı çıkacaktım. Bu açıdan baktığımda benim için değişen bir şey olmadı, olmayacaktı da. Sandık sonuçlarına göre kazananı kolay bir gelecek beklemiyor. Türkiye etnik, coğrafi, dini, mezhebi, ekonomik, cinsiyet ve yaşa göre politik anlamda tam ikiye bölünmüş vaziyette. Zaten bu sistemin tabii sonucu bu. Koalisyon olmasın derken, ittifak adında seçin öncesi ittifak adı altında kamplaşmalar, cepheleşmeler oldu. Bu sistem bundan sonra her ittifak açısından da tartışma konusu olmaya devam edecek. Ve şimdi iktidarı bekleyen en acil sorun, İstanbul sözleşmesi, DSÖ dayatması, TransHumanizm, iktisadi sorunlarla başlayan uzun bir liste var. Tabii bu arada Devlet Bahçeli’nin sözlerinin ne anlama geldiği de kafalarını karıştırmadı değil. Tabi ki, Türkiye’yi bu süreçde bölgemizle ilgili, çok ciddi diplomatik sorunlar bekliyor. Bahçeli bu açıklaması ile onlara işaret etmiş olabilir mi?
Millet ittifakı bileşenleri seçim sonuçları ile ilgili daha ılımlı bir dil kullanırken Erdoğan ve Bahçeli’nin bundan sonraki söylemi aslında sürece ilişkin en çok edilen konuların başında geliyor.
İnşallah biz güzellikleri hak edelim de Allah gelişmeleri hayreylesin. Ve bu seçim, bu hali ile hepimiz için hayırlara ve derslere vesile olsun. Her zaman dediğim gibi bu konu bir övünme ve dövünme sebebi olmamalı. Sonuçta bir vekalet işi var ve seçmenlerin çoğunluğu vekaletini bu şekilde tayin etti. Herkesin bu sonuca bu anlamda razı olması gerekir. Herkesin bir hesabı, bir planı var, Allah’ın ise bir hükmü var. Galib olacak olan Allah'ın hükmüdür.
Yarab bize Hakkı Hak, batılı basıl göster, bizi Hakta toplananlardan eyle.
Selam ve dua ile.