Abdurrahman Dilipak : Tanrı’yı İktidara Zorlamak!
Ya da bizimkilerin zannettiği gibi, Mehdi ve Mesih gelip bizimkileri kurtaracak mı? Ya o bizimkiler, sahte Mehdi ve Mesihlerin peşine takılıp, Deccal’in ordusuna asker olurlarsa,
Derin Gerçekler
Grace Hallsell’in “Tanrı'yı Kıyamete zorlamak” isimli kitabı 2000’li yıllarından başına yayınlandı. Mesihi anlam’da yeni bin yılın başlangıcı “Millenium”un derin anlamını anlatmaya çalışıyordu sanki. Tanrı'yı kıyamete zorlarken, aynı zamanda Tanrı'nın Krallığı için zemin oluşturmuş oluyorlardı... Biz de Sultanahmet’teki “Millenium taşı”nı ilk o zamanlar konuşmaya başladık. Westefelya sonrası yeni dünya düzeni için 2000 yılı bir milad olacaktı! Yahudiler “Meşiah”ı beklerken “Hristiyan kıyametçiliği“ ve “Argemedon” için yeni bir başlangıç sözkonusu idi. Sahi hiç düşündünüz mü? “Niçin Milyonlarca İnsan, Yeryüzü Gezegenini Yoketmesi ve Hemencecik Kendilerini Semaya Yükseltmesi için Tanrı'ya Dua Ediyor?”
Ya da bizimkilerin zannettiği gibi, Mehdi ve Mesih gelip bizimkileri kurtaracak mı? Ya o bizimkiler, sahte Mehdi ve Mesihlerin peşine takılıp, Deccal’in ordusuna asker olurlarsa, Plandemi oyununda Deccal’in davetçilerinin, insanları Allah’la aldatan Şeytani tarikatlarına mürid oldukları gibi! İradeleri ile, onlara tam bir güvenle, teslimiyet içinde onam verdikleri gibi. Bu tarihimizde ilk kez olmuyor? Hz. Ayşe’ye iftira atanlar ya da Hz. Ali’yi, Peygamber torunlarını şehid edenler kimlerdi? Bu tehlike hepimiz için var. Dua edelim de Şeytan bizi Allah’la ya da itibar ettiğimiz şeylerle aldatmasın! Şeytan tarih boyunca bir çok kişiyi servet ve iktidarla kandırıp kendi planlarının parçası yapmadı mı? Hz. Yusuf’u kuyuya atanlar kimlerdi, onlar kimin torunu, kimin çocukları idi? Biz bu gerçekler karşısında kendimizi ve çocuklarımızı ne kadar güvende sayabiliriz?
Hallsell kitabında, TV Evanjelistleriyle İsrail aşırı sağı arasındaki tuhaf ittifakın esaslı bir incelemesini sunmaktadır. Tanrı'nın gelmesi için, işler insan eliyle düzeltilemeyecek kadar karışması gerekiyormuş. Onlar, bunun için barış sürecinin sona ermesini istemektedir. Her ikisi de İncil'in emri olarak nitelendirdikleri bir Armagedon istemektedirer. Şeytan nasıl kandırıyor insanları görüyor musunuz? "ABD Hristiyan Sağı ile İsrail arasındaki tuhaf birlikteliğin muhteşem bir şekilde gözler önüne serilmesi. İkisi de birbirini sevmiyor, fakat, birbirlerini kullanıyorlar. Mesele din değil, siyaset" diyor, Tarihçi yazar Dr. Alfred M. Lilienthal bu kitapla ilgili. Menachem Mendel Schneerson ne diyordu: “Maşiah hâlâ gelmedi. O halde gelişini hızlandırmak için bir şey yapın.” Bugünü anlamak için, size gösterilen aktüel gerçeğin arkasındaki derin gerçeği görmek için düne ve yarına bakmanız gerekiyor. Nereden geliyor ve nereye gidiyoruz. Evet birileri “Kıyamet savaşı”nı başlatmak için yola çıkmış gözüküyor. William Cooper’in dediği gibi “Sizin buna inanıp inanmadığınız olacak şeyler için fark etmez. Değil mi ki onlar buna inanıyor, o zaman bu durum ve süreç sizi de etkileyecektir.” Trump Evanjelik idi ve buna inanıyordu. Reagan da öyle. Biden zaten, Demokrasi maskeli, Katolik, bir kimliği taşıyan, Pedofolik, Sanatist bir Globalist. Beterin de beteri yani.
Bu “Tanrıyı kıyamete zorlama” ekibi ”bugün doğan çocukların ortalama ömürlerinin sonuna varmadan Armagedon gerçek olacak ve sonrasında Tanrı evreni yok edecek” diye düşünüyor.
James Mills’e göre “Reagan’ın politik kararlarının çoğu İncil kehanetlerinin lafızcı yorumları üzerine bina edilmiştir. Bu durum Reagan’ı, ‘Şayet Tanrı ipotek altındaki bütün dünyayı yakında geri alacaksa, o zaman devlet borçları konusunda tasalanmak için hiçbir sebep yok’ gibi bir düşünceye sevk etmiştir.” Trump’ın görüşleri de farklı değil. Rothchild ya da Rockofeller, sonuçta bu lobi böyle düşünüyor. Obama ya da Bush da farklı düşünmüyor. Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin görüş farklılıkları ayrıntılarda, yoksa temelde aynı çizgide buluşuyorlar. Biden de öyle.
Mehdi, Mesih, Kıyamet Savaşı, Deccal, hemen hemen bütün inançlarda var. Herkes bunu bir kurtuluş gibi görse de, aslında bu konu dünyanın geleceği için çok büyük ve ciddi tehditler içeriyor. İnsanlar “kurtarıcı” beklemekten öte bir şey yapmıyorlar. Oysa kendilerini değiştirmeden değişen bir şey olmayacak! Bu anlamda insanları kendini değiştirmeye çağıranların sesi pek duyulmuyor. Genel söylem: “Bana güven gerisini merak etme sen” İnsanlarda bu ucuz söyleme inanıyorlar. Politikacılar genellikle dünyevi şeyler vadediyorlar. Karşıtlarına karşı çok acımasızlar. Zaten her inanmış topluluğunun içindeki aykırı düşünceler dışında, dünya çapında da bir topluluğun kurtarıcı olarak kabul ettiği, ötekilerin kurtulmaya çalıştığı biri. Yahudilerin, Hristiyanların ne Mesihi aynı, ne de Deccal’i. “Tanrıyı kıyamete zorlayanlar” da kendi kıyametlerini hazırlıyorlar aslında.
Bakın, sessizliklerini bozup ortaya çıkan şu HABAT’a dikkat.. Bir Beştepe’de gördük onları, bir Ukrayna’da, bir KKTC’de... Bunların önlerinde ve arkalarında gidenlere dikkat... Bir yandan aileyi savunuyoruz, bir yandan HABAT’la kolkola giriyoruz da, bu LGBT oyunun içinde de bu HABAT’çılar var... Bu HABAT’çılar, İsrail içinde de sorun çıkartacak, Türk Yahudileri arasında da. Bunlar Balkanlar, Kafkaslar, Türk dünyası ve Ortadoğu dedikleri coğrafya ile yakından ilgililer. Hazara’lar, Karaim’ler, Sabatay’lar ve Pakradun’larla, Arap ve Kürt Yahudileri ile özellikle ilgileniyorlar.
Korkarım, Kasım Ekim'den, Aralık Kasım'dan, Ocak Aralık'tan kolay geçmeyecek. Tersine giderek Mersin'e varılmaz çünkü.
Selam ve dua ile.
Haber Vakti