
Abdurrahman Dilipak: 'Tehcir'den, 'mübadele'den de beter!
Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
Abdurrahman Dilipak: 'Tehcir'den, 'mübadele'den de beter!/Habervakti.com
Allah korusun! Gazzeliler o topraklardan tehcir edilecekmiş. Bir kısmı Mısır'a, bir kısmı Somali'ye, bir kısmı da Suriye üzerinden Türkiye’ye. Bize de 10 Milyar dolar vereceklermiş. Ankara’nın ikna edilmesi için Azerilerde devredeymiş. Zaten Trump nazikçe “kıçını öptürecek adam” arıyor, Bronson rezaletini hatırlayalım: “İnat etme, aptal olma, akıllı ol” demiştir. Netenyahu ile görüşmesinden sonra da zaten söyleyeceğini söylüyor, “ben seni bilirim, sen de beni bilirsin dostum (…) asabımı bozma” diyor!?. Mesaj alınmış olmalı ki, Dışişleri bakanı “İsrail dahil, hiç kimse ile çatışmak istemiyoruz” dedikten sonra “İsrail ile Suriye çatışmazlık mekanizması kurulmalı” diyor. Hani devlet aklı diyorlar ya, öyle bir akıl varsa, onun referansı tarih olsa gerek. Şair ve hekim Abdülhak Molla'nın bundan 150 yıl öncesinden adeta bugüne seslenerek demiş ki "Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh; Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh." Günümüz Türkçesi ile: "Bütün devletler kurtuluş başarısını bu ibretlik sözde bulur; Şayet barış istiyorsan savaşa hazır ol." Latincedeki ünlü “si vispacem para bellum” yani “barış istiyorsan savaşa hazır ol” batıdan gelen bir uyarı. Kimseyle durduk yerde savaşmayacaksın tabi ki, ama Yunan İzmir’den girmişse, Afyona gelmişse, siz Ankara’yı Kayseri’ye taşımak için hazırlık yapıyorsanız, Yunan’la savaşmamış olurduk. Savaşmasa mıydık? Zaten sonunda “rakıyı içince anladık Yunanla kardeş olduğumuzu”!?
İyi, İsrail, Gazze’den sonra Kudüs’ü , Kıbrıs’ı , Sina’yı , Litani’nin güneyini , Golan’ı ve Cebeli Dürzü, oradan da Ürdün sınırından Davut koridorundan Tenef Amerikan üssü’ne, oradan Fırat’tan Arz-ı Mevud topraklarına doğru ilerlemek istiyor. Eğer Gazze’ye yol açacaksanız, Hatay’dan Urfa’ya kadar olan alanı da boşaltalım. Orayı nereye tehcir ederiz bilmiyorum. O zaman İsrail'le çatışmayız. Zaten onlar da bizimle çatışmak istemiyor. Trump, çatışmadan Bronson taktiği ile Ankara’yı ikna edeceğini düşünüyor. Bizi silahsızlandırılmış bir Lübnan’ı ve kurulacak silahtan arındırılmış Filistin devleti için bizi garantör yapmak istiyor. O zaman hem Gazzelileri kabul edersek 10 milyar dolar, hem Doğu Akdeniz petrollerinde ortaklık verecek. Tabi başka talepleri de var. Eskişehir, Afyon, Balıkesir havzasındaki nadir elementlerin işlenmesini de istiyor. Zaten, İsrail, Golan'ı, Cebel-i Dürzü, Lübnan'ı işgal ettiği yetmiyormuş gibi, Davud koridorunu da işgal etti. Turpun büyüğü heybede, bir de “İbrahim koridoru” var! Şama 15 Km kadar yaklaştı. Türkiye'ye devredilen askeri üssü de vurdu. Tamam sırtınızı dönün ve onların geldiği yerde geri çekilin çatışma olmaz. Gazzelilerin bir kısmını Mısır’a ve Sina’ya yerleştireceklermiş, bir kısmını Somaliye göndereceklermiş.
Bakın bu Afganistan, Somali, Kosova, bunların hepsinde ABD ile birlikteydik!. Biz gittiğimizde 1 Somali vardı, bugün 3 Somali var. Ülke 3’e bölündü. Şimdi bir de Etopya’ya okyanusa ulaşması için koridor açıyoruz. Bu arada ABD’ye gidemeyen Somalilerin bir kısmı da Ankara’da Keçiören'e yerleştirildi ve orada bir mahalle oluşturdular. Etopya’daki Falaşaları Filistin topraklarına taşıdılar, Filistin’deki Gazzelileri o topraklardan tehcir etmek istiyorlar. Afganistan’daki Türk Birliği’nin Raşit Dostum’un yönetiminde korucu olarak kullandığı Özbek asıllı Afganlılar, Taliban iktidara gelince Türkiye’nin yolunu tuttular. Onlar niye geliyor sandınız!. Ah Dostum, ah! Ne kadar çok dostumuz var!? Kosova’da da NATO bayrağı altında oradayız. Şimdi Avrupa savunması için, Rusya’ya karşı savaşmak üzere 30.000 asker talepleri var. Bu göçmenleri askere alıp, cepheye mi sürsek!? (Tevbe esdağfurullah) “Varlığım Avrupa Birliğine armağan olsun” dememizi istiyorlar. Gazze için İsrail’e karşı savaşacak gücümüz yok, Ukrayna için Rusya’ya karşı savaşacak gücümüz var mı yani! Ya sahi, madem “Gazze’yi verip kurtuluyoruz”, bu doğru bir akılsa KKTC’yi de verelim kurtulalım. AB yolu da açılır. En azından bir engel daha kalkmış olur!? (Tevbe estağfurullah). Sahi Azerbaycan, yanına İsrail'i alıp Karabağ için niye savaştı ki? Bu Güneydoğuyu da aynı şekilde, Kürtler zaten Fırat’tan Tenef üzerinden doğu Akdeniz'e uzanacaklarsa, Arzı Mev’udu da İsrail istiyor “ne istedilerse verecek miyiz, geçmişte FETÖ’ye yaptığımız gibi. Biz AB askeri gücüne katılarak Ukrayna'yı savunmak için asker gönderecek olursak Kırımı da bize verecekleri söyleniyor.. Gürcistan’ı, Ermenistan’ı da bize bağlarlarsa, verdiğimizden daha fazla toprak almış oluruz! Şimdi böyle mi düşünmeye başlamamız gerekiyor, Gazze’nin tehcirini meşru bir model alırsak!
Burası sıkıntılı bir coğrafya, Alparslan niye bizi getirdi ki buraya, bizde kendimize yeni bir Alparslan bulsak ta Moğolistan’a geri dönsek, ata yurduna. Hani Avrupa da bizi destekler, Çin’le savaşır bu arada Doğu Türkistan’ı da kurtarırız belki. Hay Allah, niye bunu düşünmedik ki, sahi Doğu Türkistanlılar da Kazakistan’a doğru Hicret etse ya! Buna fetva bulmak hiç de zor değil, Gazze için böyle fetva verenler olduktan sonra. Hatırlıyor musunuz, Somali’deki Türk birliğinin başın da Çevik Bir vardı, Kosova da.. Hani şu 28 Şubatın ünlü generali. NATO’cular, Türk, İslam, Osmanlı imajının içine laikçi bir Kemalisti gizlemişlerdi. Bakın bugün Gazze’yi bombalayan İsrailli pilotların bir kısmı, İsrail kimliği ile Konya'da eğitim aldı, bir kısmı batılı ülkelerin pasaportu ile eğitim aldı.
Bugüne geldiğimizde 970 İsrailli pilot ve yedek asker, Netanyahu'yu Gazze'de esirlere değil, kişisel çıkarlarına öncelik vermekle suçladığı mektubu sebebi ile ordudan atılmakla tehdit ediliyor. Düşünüyorum da hangi İslam ülkesinde askerler Gazze’ye yardım konusunda hükümete çağrı yapabilir.
Asıl sorun İsrail’in vahşeti kadar Müslüman ”Lider”lerin(!?) korkaklığıdır. Trump’i peşinden koşanlarla ilgili söylediği aşağılamayı hak edenlerdir. Türkiye’ye Yahudi göçü hiç konuşuluyor mu? Chabat’tan söz ediyorum. (Bu arada, biz Ümeyye Camisi’nin halılarını yenilerken Chabat, Dürzi bölgesinde ilk Havrayı açtı bile) KKTC, Türkiye, Azerbaycan bitti, Türk dünyasına doğru genişliyorlar, Karay ve Hazara devleti için. Türk vatandaşı yerleşik Yahudi’den daha çok bugün İthal Yahudi var Türkiye’de. Bakın bu cinayet işlenirse, Filistin diasporasının bir gün bu topraklara geri dönme, daha önceki Hicret’in geri dönüş yolları da kapatılmış olur. Bu yol kapanırsa, Suriye diasporasının da geri dönüş yolları, yani Medine’den Mekke’ye dönüş yolları kapatılmış olur.
Bu akılsızlıkla devam edilirse, Suriye’deki rejimin meşruiyeti tartışmalı hale gelir. ÖSO Suriye rejim asker ve polislerinden kaçan, muhalif unsurlardan oluşuyordu. Bu yapı, AB’nin ve USAID’in desteğinde, göçmenleri Türkiye sınır bölgesinde tutulması ve Türkiye üzerinden batıya geçişinin önlenmesi için güvenli bölge bölgesel savunma gücü olarak örgütlendi. Sonra, daha önce dışlanan, aşiret reislerinin yerel savunma birlikleri de bu çatı altında kontrol altına alındı. Sonra bu örgütler bir anda yerel yönetim oluşturulmadan kendilerini Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan olarak atadılar. Anayasayı ilan ettiler. Diasporadan hala haber yok. Medine’ye göçenlerin Mekke’ye dönüş yolları kapalı. Türkiye de bu anlamda bir sorumluluk üslenmiş değil. Asıl rejim muhalifleri bunlar ve asıl beyin takımı, bu günleri bekleyenler ve bu inancı canlı tutanlar bunlardı!
Suriye ve Filistin diasporası kendi topraklarına dönmeden ortaya çıkacak siyasi yapılar, gerçeği kurulmasın diye uydurulan Truva atı devletçikler olacaktır. Bakın Avrupa’da ilk Milli Görüş Hareketi, bu toprağın çocuğu bir doktor tarafından başlatıldı. Bu hareketi Avrupa’da ilk başlatan Dr. Zeynel Abidin idi. (Allah ondan razı olsun. Allah rahmet eylesin). Erbakan 12 Martta İsviçreye gittiğinde ona orada, o bölgeden gidenler sahip çıktı. İsviçre Lugano’da Galib Himmet diye bir iş adamı hem Erbakan’ı evinde misafir etti, hem de Avrupa’daki örgütlenmeye destek verdiler. Milli Görüş hareketinin Suriye ve Filistin diasporasına maddi ve manevi bir borcu vardır. Eğer bu gün, bu hareketin devamı olan bir hareket, Gazze Sürgününü destekleyen ve Suriye’ye Diasporanın geri dönüşüne karşı bir adım atacak olursa, bu reddimiras ve bu davaya ihanet anlamına gelecektir.
Hadi, “Allah (cc) Arz-ı Mevud topraklarını İsrailoğulları’na vadetti, burada onların izni ile kalabiliriz yoksa bu toprakları İsrail'e vermeliyiz” diye de çağrıda bulunun. Hadi bu “yiğid”(!?)liği gösterin!?.. Hicret çağrısı yapanlar! Bakın kendinize yazık ediyorsunuz. Mekke’de onları savunacak kimse yoktu. Bunca İslam ülkesinin orta yerinde bir avuç Müslümana sahip çıkamıyorsak, İsrail’den önce Allah’ın gazabı o ülkelerin yöneticilerini ve buna zulüm konusunda sessiz kalan, hatta İşgalcilerin önünü açacak planları tavsiye edenleri vurur. Kendi cihad görevini yapmayıp, direnenleri direnmekten vazgeçmeye çağıranları vurur. Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak, mazlumlara yardım etmek istemektedir. Biz görevimizi yapmayıp, Allah (cc)’in bu işi halletmesini isteyenler var ya, sahi Allah onları niçin yaratmıştı ki. Allah meleklerini, Ebabil kuşlarını gönderip bu işi halledecekse, o zaman o zalimleri yakacak ateş, dilsiz Şeytanları da vuracaktır. Çünkü onlar yaratılış gayesini hesaba katmadan dünya menfaati gözeterek korkakça bir teklifte bulunmaktadır. O zaman çokça tevbe edelim ve imanımızı gözden geçirelim, yeniden iman edelim de, Gazzeli çocukların başına gelen bizim çocuklarımızın da başına gelmesin! Türkiye’de CHP ile baş etmeye çalışan AK Parti, nasıl tek parti CHP’sinden farksız bir FKÖ kukla devletinin garantörü olur?. “Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl.”
Bakın, yarın bu insanlar ülkemize gelir ve bir Kudüs ya da Filistin’de meydana gelen bir haksızlığa karşı sokağa çıkarlarda, polis onları coplar ve gözaltına alırsa, bu toplumun bastırılmış öfkesi patlarsa, bu öfke patlaması Geziye filan benzemez. Kimse ateşle oynamasın. Aklımızı başımıza alalım, dullar, yetimler, yurtlarından çıkartılanlarla şaka olmaz. Onlar ümmetin yetimleridir. Ve onlarla Allah arasında perde yoktur. Gazze’li şehidler olanlara şahiddirler. Onların davacı olduklarının vay haline, veyl olsun onlara. Bir zamanlar birileri başörtüsü direnişine katılanlara “Yallah Suud'a” diyorlardı. Biz de bu gün Gazzelilere hicret öğütleyenlere “Hayid Suud’a, Haydi SisiLand’a, Haydi BAE’ye” diyelim mi? Selam ve dua ile.
Not: Birileri “Bekara karı boşamak kolay. Ölmeye devam etsin garibanlar diyorsunuz” diyor. Onlar ölmüyor, ölümsüz oluyor. Çünkü onlar şehid!. Oradan ayrılıp ayrılmamaya kardeşlerimiz kendileri karar verir. Onlar oradan ayrılmaya karar verdikleri gün, Allah’ın gazabı bizi yakalar. Gazzeli kardeşlerimize akıl verecek olanlar önce kendileri cihad sorumluluğunu ve yardım yükümlüklerini yerine getirip getirmediklerine baksınlar. Nisa 75’de ne buyuruluyordu: “Size ne oluyor da Allah yolunda ve: ‘Ey Rabb'imiz! Bizi halkı zalim olan bu beldeden çıkar, katından bize bir veli ver, bize katından yardım edecek kimseler ver.’ diyen mustaz'af erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?” Evet “Hicret de geri dönmek şartıyla bir ruhsat”. Bu işin bir de “Azimet” boyutu var. Bu akılla hareket edenler, Talut-Calud olayındaki 301 kişilik Müslüman grubun karşısındaki 100 bin kişilik orduya karşı herhalde ya nehri geçmemeyi, geçenler için de ricatı tavsiye ederlerdi. Yarın geri dönmek istediklerinde kapıları açacak mısınız? Yürüyüş yapacak olsalar polis zoru ile gözaltına almayacağınızın bir garantisi var mı? Medine’den niye hicret etmediler, oradan da ayrılsalardı, orada da saldırıya uğramışlardı.. Orada direnmek, geri dönmekten daha zor değil. Gazze düşerse sıra Kudüs’e gelecek. Mescid-i Aksa’dan da mı hicret tavsiye edecekler. Mekke’den, Medine’den de mi hicret etmemiz gerekir yarın, orada şartlar böyle devam ederse.. Habeşistan'a ve Medine'ye hicretten alınacak dersler var elbette, ama bu ders, o ders değil. İsrail medyasından “Hebrew Israelite” haber sitesi, "İsrail topraklarının tamamı yakında..." başlığıyla bir harita yayınladı. Bu durumda biz de tası tarağı toplamaya başlayalım mı?