Abdurrahman Dilipak: Tek Sorun Ekonomi Değil!
Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz
Abdurrahman Dilipak /Tek Sorun Ekonomi Değil! Habervakti.com
Onların başınıza gelen felaket sizin de başınıza gelecek. Ormanları yakan el sizi, evlerinizi, şehirlerinizi ekinlerinizi de yakacak..
Aslında siz Şeytan'ın işgal ordularının yollarını döşeyen gönüllü köleleremi benziyorsunuz?
Onların işbirlikçilerine hizmet ediyor, onları mı alkışlıyorsunuz?
WEF başkanı Schwab iş dünyasını, medyayı, hükümetleri STK'ları, dini liderleri ve bilim adamlarını kontrol ettiğini söylüyor. Hep demiyor muyum , onların kadrosunda Şeyh de var Fahişe de. Böyle giderse, yakın gelecekte size gökten Mesih’i de indirirler, Mehdi’yi de çıkartırlar.
“Meleklerin taşıdığı ve koruduğu” emanet sandığını da “Meleklerden çalıp” size getirirler(!?)
Aloo, sesim geliyor mu? Onlarda bu Starlinkler, bu 5G-6G geler varken, bizde de böyle politikacılar, bürokratlar, (Ne)bilim adamları, Sivil toplum, Keramet (!?) sahibi hocalar varken iki yakamız bir araya gelmez ve ensemizde bayılıncaya kadar bu tokatları yemeye devam ederiz. Paranızı da çalarlar, çocuklarınızı da, malınızı da ve sizler, siyasi emellerini Şeytan'ın emelleri ve menfaatini Şeytan'ın gönüllü hizmetkarlığını üslenen; dünya malı, mülkü, makamı uğruna dinini satan SATAN-İST’lerin peşinden koşmaktan ne zaman vazgeçeceksiniz?
Onlar şimdiden Hicaz bölgesinde, ABD’de, Çinde büyük Afet gününden korunmak ve sonrasında, ebedi bir hayat yaşamak ve tanrı olmak için yer yüzünde bir cennet inşa etmeye başladılar bile. Çin'deki Cyber City 15 dakikalık bir mesafe içinde 4 milyon insanı yerleştirmeyi hedefliyor. Ve site tamamen yapay zeka tarafından yönetilecek. Proje, yeryüzünde bir uzay üssü mantığı ile inşa ediliyor. İcabında dışkınızı yiyecek ve idrarınızı içeceksiniz. Ve siz artık biyolojik insan olmaktan çıkacak, Siborg olacaksınız. Din, Ahlak ve gelenekten, biyolojhik cinsiyetinizden bağımsız GENDER diye tanımlanan bir GENOM’a dönüştürüleceksiniz. Gen implantı ile de beşeri anlamda biyolojik zaaflardan arındırılacaksınız. Çin’de uygulanmaya başlayan Cyber diktatörlük, farkındaysanız Çin-Amerikan rekabetini, çatışma riskini büyük ölçüde devre dışı bıraktı. Şimdi ülke içindeki bu projeye karşı çıkan muhalif kanadı tasfiye etmekte.
Çin’deki “Dijital kölelik” anlamına gelen kast sistemi Hindistan için de geçerli olacak. Bu siber diktatörlükte insan bir NESNE olarak planlanıyor ve üretiliyor. İnsanın yerini bir çok alanda Humanoid’ler, Avatar’lar, Klonoid’ler alıyor. Artık gerektiğinde tavşan gibi üreyen, koyun gibi büyüyen, sincap gibi beslenen insan gibi düşünen Lego canlılar üretmek mümkün. Aynı şey portakal ağacında “7’veren” karanfil kokulu sarımsak üretmek de mümkün.
Bizimkiler, iktidar-muhalefet (Uluslararası sistemin talepleri karşısında, İstanbul sözleşmesi örneğinde görüldüğü gibi AK Parti-CHP, MHP-HDP, İYİ Parti farketmiyor, oy birliği ile karar alıyorlar) “yeni dünya düzenine uyum” konusunda tam bir mutabakat içindeler. Sahi bizim “Dijital Ofis” kime hizmet etmek için kuruldu? Onlar ne düşünüyorlar bu konuda? Üniversite, STK, Cemaat yapıları içinde “Hayır” diyecek kimse yok mu? Entelektüel, sivil reflekslerinize ne oldu? İpnoz mu oldunuz. Irak'ta Cumhuriyet ordusunun başına gelenler, sizin de mi başınıza geldi?
O insansız araçlarınız, akıllı otonom sistemler, akıllı evlerimiz, evlerimizdeki, işyerlerimizdeki WiFi’ler bir ajan ve onlar birer tetikçiye dönüşüp cinayet işleyebilirler. O sistemler, tek TIK ile fabrikalarınızı çalışamaz hale getirebilir, Trafolarınızı patlatabilir, gemilerinizi patlatabilir ve uçaklarınızı düşürebilir.. TransHumanizm sizi NESNE haline getirip köleleştirmek için programlandı.
5G+, StarLİNK’ler, LGBT+, bunun için var.
Bunun için kimlik kartınıza GENDER yazıldı. ModRNA ile damarlarınıza sızdırıldı biyolojik ajanlar, hackerler, NonoBot’lar, Grafenler. Artık Modifikasyona açık hale getirildiniz. Burnunuza o PCR çubuğunu sokarken, ağzınıza o sentetik maske dedikleri çaputları tıkarken hiç akletmediniz mi, daha az oksijenle daha sağlıklı yaşar insan. İnsanları öldüren CoVID dedikleri olmayan mikrop, neden çöp konteynerlerinden çıkmayan kedileri, köpekleri hasta edip öldürmez.
Yakınlarınızın katilleri aranızda dolaşıyor. Hani şu “köpek gibi aşılanacaksınız” diyenler var ya, aşı olmak istemeyenleri, uzaktan hayvanları aşalar gibi hava pompalı tüfeklerle bizleri aşılamak isteyenler var ya, onlardan ve onların yerli ve yabancı akıldanelerinden söz ediyorum. Onlara sorsan “Biz şifa dağıtıcılarız” derler, iyi bilin ki onlar “yakınlarınızın katillerinin işbirlikçileridirler!”
Ee tabi ABD’nin aya çıktığına inandırılan bizler, bir takım algı operasyonları ile yıllardır kandırılmıyor muyuz. Bunlar dün kahinlerin, büyücülerin işi idi bu gün artık toplum mühendisleri, troller, Halkla ilişkiler uzmanları, reklamcılar, Yöneylem mühendisleri yapıyor bu işi. Halkı yönetmek için algıyı yöneteceksin. Şeytanı melek diye pazarlayabilirsiniz, “ölüm”ü “hayat” diye sunabilirsiniz o zaman.
Ayette “Şeytan sizi Allahla aldatmasın” derken, bu “algı yönetimi”ne işaret etmiş olabilir mi? Şeytan bu işi yapan iletişimcileri, Media mensuplarını “iyi niyetleri” ile de aldatmasın. Çünkü “Cehennemin yolları, iyi niyet taşları ile döşelidir!”
Bize denmedi mi “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç oprtağı.”
Şeytan bize “Yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” vadederek Ateist, Agnostik, Deist, Satanist yapmıyor mu birilerini. Hatta Şeytan İnsanoğluna “Tanrı olmak”tan söz ediyor, içimizden birileri de bunu kabul edebiliyor.
Hani Maymundan gelmedik diye Evrimcilere karşı çıkıyorduk. Darvin’i, Freud’u, Malthus’u reddediyorduk, Bu Dijitalizme iman ederek “İnsanın tanrı olabileceği”ne inananlar, bunları doğrulamakla kalmıyor ve daha ötesine geçiyorlar. Sonuçta “Hayvandan insan olmaya evrilen kişi şimdi tekamül yolculuğunun sonunda, Tanrı parçacığını buluyor, Tanrının tanrı olma sırrı ve metodolojisini kullanarak kendi de ölümsüz bir Tanrı olmaktan” söz ediyorlar. Aslında Deist, Agnostik vd, hepsinin sonuçta varacağı yer Satanizm olacaktır. Hak dinden sapan her kişinin sırat-ı müstakim dışına çıkan her yoldan ilerleyenlerin adı ne olursa olsun, varacağı yer Şeytanın yurdu olacaktır.
Sahi, 11 Eylül’de insanları nasıl kandırdılar? Artırılmış sanal gerçeklikle, ikiz kulelerin vurulduğunu söylediler bize. Tamam ilk bakışta bu dehşeti gördük de ama uçağın metali buharlaşırken, nasıl oldu da pilot kabinindeki Suudi hava korsanının pasaportu nasıl yıkılan binanın enkazı arasında toz-toprak içinde sapa sağlam ele geçirildi!?. CoVID yalanına nasıl bütün insanlığı kandırdılar ama. Bu işler işte öyle. Gerçekler bize anlatılanlardan ibaret değil. Anadolu'nun fethi, İstanbul'un fethi, Çanakkale, Kurtuluş savaşı vd. Düne dair anlatılan bir çok şey böyle, darbeler, terör ve FETÖ, hatta 15 Temmuz!
Bunları birileri size anlatmadan da anlamanız gerekmez mi idi?
Bütün insanlığı media üzerinden ipnoz ediyorlar sanki. Chemistrail ile tüm canlılar kurbağa haşlaması yöntemi ile yavaş yavaş zehirleniyor. İklim ve tabii bir çok olay RF’le manipüle ediyor. Canlılar, gıda, ilaç, kozmetik, Bio-rezonans yöntemi ile manipüle ediliyor.
Siyaset ve ekonomi zaten bu uluslararası sistemin elinde oyuncak oldu.
Hele şu bizim HES Kodu ile test edilen performans Pass. Sistemi ve kripto para işini halletsinler, o zaman görürsünüz.
Bakara 286’da Allah (cc) ne buyuruyordu: “Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah'ı şahid tutan, işbaşına geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu sevmez.” (204,205).
Neyse...
Bugünlük de bu kadar.
Ben bu kadarını söyledim, gerisini siz düşünün, araştırın, bulun.
Sözün tamamı deliye söylenir.
Anlayın işte...
Selam ve dua ile.