Abdurrahman Dilipak: Yeni dünya düzeni

Abdurrahman Dilipak: Yeni dünya düzeni

Elipshaber .com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz.

Abdurrahman Dilipak Yeni Dünya Düzeni/Elipshaber.com

G-20 zirvesinde, Yeni Delhi’de ilan etmişlerdi; “Tek dünya, tek aile ve tek gelecek. Tek para, tek yasa, tek ordu.” Dün Mısır’da Rabia meydanında toplanan direnişçileri selamlamak için bir hareketin sembolü olan Rabia’nın adını “Bizim Rabia’mız” koyup, onu da anı bir kararla “Tek Millet Tek Bayrak Tek Vatan Tek Devlet” diye değiştirip yola devam ederken Yeni Delhi dönüşü işler karıştı.

51 sayfalık bildiriden, her biri bir buçuk satırlık 7 cümle açıklandı. AK Parti’nin resmi sloganı bir anda unutuluverdi. Yeni sloganımız “tek dünya, tek aile, tek gelecek” oldu! Çünkü yeni dünya düzeninin globalist, pedefolik, satanist, Siyonist lobinin VIP ve CIP’’leri öyle buyurmuştu!

O günden bugüne DEM’le el sıkışmaya kadar geldi bu iş. Ama orada kaldı. Gelinen noktada İsrail Suriye topraklarına doğru karadan ilerliyor, Ruslar İdlip’te operasyon yapıyor. İran Suriye’de mevzileniyor. ABD ise bölgedeki askeri varlığını ve PYD ve paramiliter teritoryal güçlerini donatmaya devam ediyor. Şimdi sırada BRİCS ve Amerikan seçimleri var!

Dün Beştepe’de HABAT’ı, İsrail Cumhurbaşkanını misafir ederken, bugün buraya nasıl geldik! Yarın için bir planımız var mı?

Sahi, Erdoğan’ın ve adamların her vesile ile dile getirdikleri gibi, uluslararası sistemle birlikte nereye ve ne zamana kadar birlikte hareket edeceğiz! Buna kim, niçin, nasıl karar veriyor. Milletin sessizliği onayladığından değil, korkusundan, bilgi eksikliğinden, neyin ne olduğunu anlayamadığından ve gelenin gideni aratmasından. Korkusundan.

İnsanlar artık umutları ile değil, korkuları ile hareket ediyor. Yoksa “uysal koyun” olduğundan değil. Hatırlatalım, “uysal atın çiftesi pektir…” Bir an gelir, bir anda her şey tersine döner. Birileri kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor, korumaya çalıştığı değerlere zarar veriyor.

Önce bu yeni dünya düzeni nedir ona bir bakalım; Bu satanist, pedefolik Siyonistler ne yapmak istiyorlar. “Büyük İsrail”, Büyük Ortadoğu Projesi” neyin nesi. Bu HABAT ne oluyor, AGARTHAcılar kim? İstanbul merkezli Türk Dünyası Hahamlar Birliği neyin nesi? Yine İstanbul Merkezli KARAY BİRLİĞİ, HAZARA BİRLİĞİ kimin emel ine hizmet ediyor.

BOP, bölgedeki ülkelerin sınır, rejim ve iktidar yapılarını yeniden düzenlemek için örgütlenen bir yapı idi. HABAT / CHABAT Bu Siyonist, Pedefolik Satanistlerin merkezinde yer aldığı bir organizasyon. AGARTHA, Fuhuş, Uyuşturucu ve Kumar mafyasının uluslararası çatı örgütü. COVID, mRNA bunların tezgahı idi.

Eski dünya düzeni, daha doğrusu “milletlerarası düzen” in başlangıcı Westefelya Anlaşması olarak kabul edilir. Esasen Westefelya anlaşması, sömürü mirasının paylaşılamaması sebebi ile 100 yıl süren savaşları sonlandırılması için derebeyleri ve derebeylerinin Katolik Kilisesi ile sömürü mirasının paylaşılması üzerine bir anlaşma idi.

Fransız devrimi, 2 Dünya savaşı, soğuk savaş ve ardından SSCB’nin dağılmasıyla tek kutuplu dünya sona ermişti. “Yeni dünya düzeni” o günden itibaren tartışılmaya başlandı. Konu teolojik, ezoterik, politik, fütüristik açıdan 2000 yılı, milenyum ile ilişkilendirilerek tartışılmaya başladı. ABD’da Evengelik’ler “Tanrıyı Kıyamete Zorlamak”tan söz ederken Fukuyama “Tarihin sonu”ndan, Huntington “Medeniyetlerararası Çatışma”dan söz ediyordu.

“Tehlikenin rengi” artık “kırmızı” değil, “yeşil” idi. “İslam”a karşı sopa olarak, İslamofobi’nin o dönem ki örneklerinden bizde BCG doğarken, ılımlı İslam’a karşı havuç sunuldu. Onun adı bugünkü adıyla FETÖ idi. Bu süreçte 11 Eylül, Irak’ın işgalinin, BOP’un özel bir yeri var. Yeni dünya düzeni 1991’de başladığında 2000 yılında sürecin başlaması gerekiyordu. Ama olmadı. Özellikle Liderlik, yöntem ve nihai hedef konusunda demokratlar, cumhuriyetçiler, globalistler anlaşamıyorlardı.

Ayrıca Teolojik açıdan da ihtilaf ediyorlardı. Gregoryen takvim mi, Jülien Takvimi mi esas alınacaktı. Ay takvimi mi güneş takvimine göre mi Mesih’in gelişi hesaplanacaktı. Emanet sandığı ve Mabedin yeniden inşasına ilişkin kehanetler konusunda derin bir ihtilaf vardı.

Global Reset için aslında 1000 yılda bir gerçekleşen Manyetik Kutub’un ekseni ve +- nin yer değiştirmesinin 2020-25 arasında gerçekleşeceği anlaşılınca, tarih 2020’ye ertelendi ve süreç 2019’da CoVID’le başlatıldı. Yeni dünya düzeni dijital bir devrim olacaktı. GlobalReset’le herşey değişecekti. TransHumanizm projesi Yeni Normal dönemde “Yeni bir insan”dan söz ediyordu. Humanoid’ler, Avatar’lar, Klonoid’ler, Siborg’lerin gelişi ile biyolojik insan türü yok edilecekti. Hemde Tanrıları ile birlikte. Din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyet de artık tedavülden kaldırılacaktır.

Bugün insanların ve hayvanların Chip’lenmesinden söz ediliyor. Trans Humanizm’den, NeuraLink’ten, Yapay Zeka’dan, Yapay Bilinç’den, NanoChip’ten, Nano Tüp’den Kuantum fiziğinden, Nesnelerarası İletişim’den söz ediyoruz. Gökyüzü alçak irtifa uyduları ile dolduruldu. Yeryüzü 5G ile donatılıyor. Şeytanın vadettiği yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayattan söz ediyoruz. IoT / Nesnelerin interneti , WEB3 / merkezi olmayan akışkan network ve BlockChange, DAO / Merkezi olmayan bir hükümetin denetlemediği bir yapı. Konuşuluyor. Kripto para da öyle bir şey değil mi idi.

DAOUSDT / Grafik görseller vasıtası ile hayata dair her anı anlık izleme fırsatı, rasyoların aşılması durumunda uyarı sistemleri... Bu sistemler sonuçta merkezi olmayan özerk kuruluş şirket, dernek, vakıf, kooperatif, birlikler arasında akışkan bir kollektif yapı oluşturacak. DApp da bunlara aplikasyon üretecek. Merkezi olmayan bir uygulama ile kripto para olarak Bitcoin üretilmedi mi? Dahası DEVI gibi doğudan batıdan yeni sanal dişi ve erkek tanrıçalarla tanışacak insanlık Astral yolculuk, MetaVerse, LucidDream gibi uygulamalarla. Canlı / Biyonik Robot XENOBOT üreyebilecekte Artık Portakal ağacında karanfil kokulu sarımsak üretmek mümkün. Atom altı parçacıklara ulaştı insanlık, Hücrenin içine girildi. Peki, herşeyi otonom robotlar yapacaksa, insanlar ne yapacak. Devletler ve örgütler, Dini yapılar kendi sonlarını getirecek böyle bir projeye neden destek veriyorlar. İşsizlik, nüfus, enerji hücre, atom, karbon, iklim, grafen, sentetik et derken, insanlık nasıl oluyor da, geri dönüşü pek mümkün olmayan bir yolda, küçük kazanımlar uğruna, tarihin ve biyolojik insanın sonunu getirecek bir dünyanın kapısından içeri dalmaya çalışıyor!

Şimdi zaman, mekân, enerjinin dalga boyu ve frekansındaki kombinasyonlarla neler yapılabileceğini test ediyor insanoğlu. Füzyon enerjisinden söz ediyor bilim adamları. Bu arada hangi insan, hangi sağlık, hangi güvenlik. 3D, yapay zeka, endüstri 4.0, Evden iş, evden okul, Kripto para, yeni medya, tedavülden kaldırılacak olan demokrasi, cumhuriyet, siyasal sistemler, yeniden yapılandırılacak ya da resetlenecek hükümetler, yasama, yürütme, yargı, bankacılık, sanat, pazarlama, üretim, paylaşım. Sınıf yok, sendikaya ne gerek var.

Peki, bizi nasıl bir dünya bekliyor. Global Reset hareketi başarısız olursa geri dönüş mümkün mü? Kuşkusuz bu saatten sonra 19.yy sonunda oluşan kavram ve kurumlarla 21.yy açıklamak mümkün değil. Peki, bu sistem başarısız olursa alternatifi yok mu. Yeni düzenin dini, ahlakı, hukuku, felsefesi olmayacak mı? Yeni dünya düzenine geçişte birileri yeni bir dünya savaşının fitilini ateşleyebilirler mi? Bu gidiş nereye? Ve bundan sonra bizi bekleyen şeyler neler? Bu konuda din, siyasetçiler, ekonomistler, stratejistler, bilim adamları, fütüristler, kahinler ne diyor?

Hepsinden önemlisi, biz Müslümanların alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmeti olarak, “Asrın idrakine söyletmek İslam’ı” gibi bir rolü vardı, ne oldu ve siz ne diyorsunuz bu hususta?

Selam ve dua ile.