Abdurrahman Dilipak: Yeni Kabine

Abdurrahman Dilipak: Yeni Kabine

Habervakti .com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Yeni Kabine /Habervakti.com

AK Parti TBMM Grup Toplantısında yapılan oylamada seçilen Grup Yönetimi şöyle oldu:
Grup Başkanı Abdullah Güler
Grup Başkanvekillerimiz; Abdulhamit Gül, Emin Akbaşoğlu, Özlem Zengin, Leyla Şahin Usta ve Bahadır Yenişehirlioğlu.

Ve yeni kabine de belli oldu. Bir den fazla yardımcı olabileceği konuşuluyordu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz oldu.
Ogan’ın da Cumhurbaşkanı yardımcısı olabileceği iddiası gerçekleşmedi. Ogan’a bir başka görev de verilmedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, O'nu zorlu bir görev bekliyor. Adalet ülkenin en temel sorunu. “Adalet mülkün temelidir”
Teşkilatın devasa sorunları var. Anayasa, İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası hukuk ve bu sözleşmelere dayalı yasalar yanında Adalet teşkilatının çözüm bekleyen büyük sorunları var. Önümüzdeki günlerde Tunç’u bekleyen sıcak gündemler yanında DSÖ ile ilişkiler konusu yeni bakan için çetin bir gündem maddesi olacak gibi gözüküyor.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın özellikle İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bakışı onun ilk önemli sınav olacak. Beklenti büyük. Parti içindeki “FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler”le işi zor olabilir. En azından bakanlıkta yenilenme parti tabanında, dindar kesim için umutlu bir bekleyişe sebeb oldu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ı bekleyen iki temel sorun ücret politikası ve yapay zekanın çalışma sebeb olacağı olumsuzluklar.

Çevre, Şehircilik Mehmet Özhaseki sürpriz oldu. İklim bakanlığı bu süreçte akıllı şehir ve karbon ayak izi belası ile imtihan olacak. O'nu zor bir görev bekliyor. İklim ve akıllı şehir projesi önümüzdeki en büyük gailelerden biri. Global reset senaryosunun Truva atı olması planlanan bakanlık hep bu tartışmanın odağında olacak, tabi eğer DSÖ’den çekilmez isek...


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan. Fidan Dışişlerine çekilirken onun yerine İbrahim Kalın'ın kaydırılacağı söyleniyor. Bakacağız yeni dönemde AB, ABD, İsrail, Rusya ile ilişkiler ne olacak. HABAT konusunda yeni bir yöneliş olacak mı? İran, Rusya, Türk Dünyası, Mısır, Suriye Libya politikası ne olacak? Yunanistan, Emenistan, Ukrayna konusu ve daha bir çok konu. Tabi DSÖ ile ilişkiler, İstanbul sözleşmesi, Lanzarote gibi anlaşmalarla birlikte BM ile, FED ile, LIBOR ve NATO ile ilişkiler ayrı ayrı önemli.

Kalın'la ilgili Wikileaks belgelerindeki iddialar da gündemde. Putin’in iktidara geliş sürecini hatırlatanlar da var. Zilhicce ayı haram aylardan, bilmiyorum, savunma bakanlığı ya da yurt dışı operasyonlar için MİT açısından aynı şekilde Jandarma açısından bir anlamı var mı (!?)


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına Alparslan Bayraktar geldi. Nasıl bir yol izleyeceğini göreceğiz. Boraks, Maden, Hidrojen, petrol aramaları ve diğer madenlerle ilgili izlenecek politikalar bir çok kişinin merak ettiği konular.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak gençlik politikaları için keşke bir şura düzenlese ve şu profesyonel spor konusunda devlet ve yerel yönetimler ellerini çekseler. Bu konunu bir yanı ile kumar, bir başka yanı ile özellikle profesyonel spor Holiganizme döndü.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in takip edeceği ekonomi politikası, para politikası, faiz konusu en çok merak edilen konular. Döviz rakamları, fiyat artışı hepsi sorun. Kamuoyunda yakından tanınmakla birlikte icraatları en çok merak edilen bakanların başında geliyor.


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sanırım kabinede, İstanbul gibi bir büyük şehiri yöneten kişi olarak toplumda önemli bir destek gören bir kişi. Terör ve Mafya bundan sonra onun sorumluluğunda olacak. En çok merak edilen ise, Soylu sonrası bakanlıktaki icraat ve kadrolardaki yenileme. Bir de kimlik kartlarındaki “Gender” maddesi. Terör, göçmen politikası, uyuşturucu ile mücadele, seçim öncesi yolsuzluk iddiaları ile ilgili bir işlem yapılıp yapılmayacağı ile ilgili.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un değişmesi bekleniyordu ama turizm gelirlerinde hedefin açılması ile ilgili olarak piyasadaki istikrarın korunmasının hedeflendiği söyleniyor. Oysa Türk dünyası ile ilgili çalışmalar açısından teşkilattan MHP’ye yakın birinin gelmesinden söz ediliyordu. Antalya’dan Dışişleri Bakanı giderken, Turizm bakanı yerini korumuş oldu.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, eski müsteşar. Bir rektörlük deneyiminden sonra teşkilata geri döndü. NeuraLink projesinden sonra yeni eğitim politikası merak ediliyor. Eğitim alanında köklü bir reform bekleniyor.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler Genel Kurmay'dan bakanlığa geçiş şeklinde oldu. Savunma sanayi ve güneyden gelen saldırılar ve Suriye-Irak hattının güvenliği zaten fiilen kendi tasarrufunda olan kişi olarak, bilinen poltikaları devam ettirecektir.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın başı bu dönemde daha çok ağrıyabilir. PCR’ler hazır. DSÖ Anayasası sonrası yeni dalga dönemi onun için çok zor bir sınav olacak.

Sanayii ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı bakalım bu hayvanların aşılanması, chiplenmesi, büyük baş hayvanlara karşı GreatReset lobisinin dayattığı politikalar, geni ile oynanmış gıdalar, sentetik et, sertifikalı tohum, tarım, hayvancılık, mera onun gündeminde olacak. Kenevir konusunda yeni bir açılım sözkonusu mu onu göreceğiz. Endemik tür bitkiler, gıda takviye ürünleri onun ilgi alanında olacak.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat MÜSİAD kökenli Albayrak Holdingin tepe ismi. Kardeşi THY’nin tepe ismi. Dürüst. Gümrüklerde işi zor. D8 konusu ile ilgili, bu ülkeler arasında ortak yatırım, barter, bankacılık sistemi konusunda bazı çalışmalar yapılmıştı. Umarım bu konuyu bu dönemde gündeme alırlar.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu oldu. Bilişim, Dijitalizm, 5G konusu bu bakanlığın konusu. YİD konusu ile ilgili iddialar, maliyetler, teşvikler, çalışılan şirketlerle ilgili iddialar sebebi ile kendini zor günler bekliyor olabilir.

Sonuçta, toplumun vebalini, vekaletini, emanetini üstlenen ve bizler için, bu dünyada yaptığımız ve yapmamız gerekirken yapmadığımız herşeyin hesabını vereceğimiz bir gün var. Allah (cc) doğruların işini rast getirsin. Fıska sapanlara gelince, Allah onların işlerini sarp dağlara sardıracaktır.


Bakalım İçişleri ve Dışişleri bakanı bundan sonra ne yapacak? MSB bakanı ne yapacak?


Sırada bilim ve politika kurulları var. Üst yönetimde bir takım değişiklikler de olacaktır. Bakan yardımcılarında da öyle. Ardından bütçe tasarısı hazırlanacak. 2024’e kadar sıkıntılı bir süreç sözkonusu. Seçim ekonomisi Şimşek’i zorlayabilir. 2024 Mart’ında yerel seçimler var. O zamana kadar kim öle, kim kala. DSÖ konusunda Ankara’nın yıl sonuna kadar bir karar vermesi gerek. Türkiye’ye yapılacak dış yardım, borçlanma bu şarta bağlanabilir. Bu şartı kabul ederse içeride büyük bir dirençle karşılaşacaktır. Kabul etmezse dışarıdan büyük bir baskı görecek.

Mesela ben Sağlık Bakanı ile Ekonomiden Sorumlu Bakanın bu konuda kendi arasında görüş birliği olup olmadığından emin değilim. Diğer bakanlar arasında da hem geldiği yer, hem yüzünü döndüğü yerin aynı olduğundan emin değilim. Hepsinin tek ortak noktası atama makamı. Bu şekilde bu işler nereye kadar nasıl götürülecek bilmiyorum. Bakanlar tebrik ziyaret filan ancak bayram sonrası makamda çalışmaya başlayacaktır.

1. Etap, Temmuz-Ağustos. Bütçe hazırlanacak.
2. Etap, Eylül-Ekimde ilk acil eylem planlarını uygulamaya koyacaklardır. Cumhuriyetin 100. yılı kutlaması var. Dünya, bölge ve ülke çok zor bir evrede iken 100. Yıl kutlaması var.
3. Etap, Kasım-Aralık bütçe. Ve sonra yerel yönetim seçimi. Bu süreçte sadece Türkiye’yi değil, bölgeyi ve dünyayı, hem ekonomik, hem siyasi ve hem de tabii anlamda zor günler bekliyor. Terör, yolsuzluk, Mafyöz ilişkiler, göçmen konusu gibi devasa sorunlar bizi bekliyor. Adalet, aile ekonomi, geçim şartları, deprem riski gibi devasa sorunlar çözüm bekliyor. Uluslararası ilişkiler de zor bir dönemeçte, iç politika da.

Neyse, bu konuda daha yazacak çok şey var. Bu konuya zaman zaman yine döneriz. Hele bir koltuklarına otursunlar.

Bugün 5 Haziran, Çevre günü.
“Ekoloji mi Çevre mi?” kitabının yazarı Tahir Çalgüner şöyle bir bilgi notu göndermiş: ''Sıfır Büyümeden. Sıfır Ekolojiye! 1973 yılında yayınlanan “Roma Külübü”nun "Çevre" korku raporuna göre bu yüzyılda dünyamızın yok olacağı söylenmiş ve gelişmekte olan ülkelere "sıfır büyüme" önerilmişti. Şimdi de İklim göstergeleri illüzyonu ile; Çevrebilimciliğin Ekoloji olduğunu küreselci akademisyenleri yolu ile yayarak; gelişmekte olan ülkelerin ekolojik bilinçlenmesini de sıfırlamak ve aynı zamanda da BM Dünya Çevre günlerini kutlatmak arzusundalar!''


Ah bu siyasiler elleri ile işaret ettikleri istikamet, halka görmesini istedikleri ve halkın görmek istediği şeyi işaret ederken, ayakları başka yöne gidiyor. Çevre, karbon ayak izi derken kendileri uzayı ve yer yüzünü görünür (Wifi/ Otonom akıllı sistemler) ve görünmez orduları (Avatarlar ve RF ile) işgale hazırlanıyorlar. İnsansız araçlar akıllı telefonlar, akıllı şoförsüz otomobiller ve akıllı şehirler çok hoşumuza gitmişti değil mi?

Selam ve dua ile.