Abdurrahman Dilipak
Adım adım Armagedon!
Derin Gerçekler
Şeytan ve onun avanesi, Deccalizm’in bendeleri Cep telefonundan konuşacak. Ve bu kadar kolay aşı olanlar, sentetik ete, sertifikalı tohuma razı olup, ata tohumunu yasaklayanlar, karbon ayak izini savunanlar, başta bilim adamları, mediacılar, troller, kanaat önderleri, bir çok STK, siyaset ve bürokrasi erbabı korkarım buna uyacak, daha önceki maske, mesafe, PCR kuralına uydukları gibi. Şeytan size kulağınızın duyduğu ve duymadığı bir sesle seslenecek, gökten ve yerde. Gözünüzle gördüğünüze bile inanmayın artık, artırılmış sanal gerçeklikler her şey mümkün. Gökten Hz. İsa’yı bile indirebilirler, İcabında Klonoid bir mehdiye elinizle bile dokunabilirsiniz.
"ARMAGEDDON UYARISI" İngiltere'deki cep telefonlarında, aşırı hava koşulları, nükleer saldırı, felaket ve terör eylemleri gibi acil durumlar için 10 sn. yüksek sesli bir uyarı sistemi test edilecek. Bu uyarı kabul edilene kadar telefonlar kullanılamıyacak.
“Bankacılar borç içinde kalmamızı sağlayacak. İlaç firmaları hasta kalmamızı sağlayacak. Silah üreticileri savaşa devam etmemizi sağlayacak. Medya, gerçeği öğrenmemizin engellenmesini sağlayacak. Hükümetler ise tüm bunların yasal olarak yapılmasını sağlayacaktır" değil mi, size böyle söylenmişti. Sonuç bankalar sizi soydu, İlaç firmaları sizi hasta etti, silah tüccarları barışı korumadılar, terör ve savaşlar çıkarttılar, media bize yalan söyledi, gerçeği gizledi. Hükümetler de bu lanet olası düzenin sürmesi için adaleti, denetim mekanizmalarını engelledi ve halkın itirazını kontrol altına almak için yasalar çıkarttı ve polis gücünü kullandı.
Aldatıldınız ey insanlık. “İslah ediciyiz” dediler, bozgunculuk yaptılar. Okullar size doğru bilgi verip düşünmeyi öğretmediler, size eğdikleri bilgileri doğru diye ezberletip tekrarlattılar, İrfan sahibi olmadınız onların karşısında eğilmeyi öğrettiler.
Yusuf Has Hacib (1017-1077) demiş ki, “Helalin adı kaldı gören yok, Haram kapışıldı hala doyan yok.” O zaman çevre kirliliği yoktu ha. Domuz, koyun, sığır karması kasaplık hayvanlar da yok. Bugün hijyen, organik, doğal, sertifikalı, nefaset helallikten daha makbul piyasada. Helallik bir sertifikasyon konusu. Biz ne yedik de bu hallere geldik bilmiyorum. Hipnoz mu olduk, beynimizi mi yıkadılar eğitimle, media ile, subliminal mesajlarla aklımızı mı çeldiler?
Biri sosyal mediada yazmış, “sana neleri yedirdiler” diye! 2012 Olimpiyatlarında '’Corona Ritüeli'’ yaptılar Ahmak, balık hafızalı Goyyimler unutur ve yutar dediler, bu tiyatroya nasıl kandın? Ritüel başlarken Corona nın resminide gösterdiler hemen arkasından da dünya haritasını verdiler gördün mü? Lucifer (ve Lilith) çocuklarının zihniyetini anlamadan hiç bir tiyatroyu göremezsin” Evet evet gizli gizli yapmadılar, açık açık yaptılar. The Economist'e kapak yaptılar, kitaplar yazdılar, konferanslar verdiler, filmler yayınladılar, ne yapmadılar ki! Çocuklarınız için çizgi filmler yaptılar, gençler için konserler düzenlediler..
Bugünkü İncil’de, Yuhanna Vahyi 13-18’de “İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Bundan sonra melek bana, “Şu gördüğün sular -fahişenin kenarında oturduğu sular- halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir” dedi. Gördüğün kadın dünya kralları üzerinde egemenlik süren büyük kenttir.”
“İllusion of democracy” sesini duymuyorsunuz, Demokrasi, Çevre maskesi ile dolaşıyor Şeytanlar. Bugün “sıfır atık” derken, yarın “bu kadar ‘çöp insan’ fazla, bunlar ürettiklerinden çok tüketerek ve gaz çıkartarak çereyi kirletiyor” diyebilirler. Ötenazi, intihar, kürtaj aslında bunun için meşrulaştırmak isteniyor. Demokrasi diye pazarladıkları “Siber Komün” düzeni, yani parasız ve mülkiyetsiz siber komünizm hem de Stalinist bir yöntemle. Bu anlamda NEOM ya da LİNE aslında siber komündür. Burada para ve mülkiyet olmayınca Kapitalizm de yok. Dolayısı ile sınıf ta yok. Şimdi bunu, ABD’'nin 37. Başkanı Richard Milhous Nixon’un Kablolu Telefonla Aydaki Astronotlarla Konuşmasına inanan 68 kuşağına bunu nasıl anlatacağız. Biliyorsunuz onları, ABD, De Gaulle’nin ABD’nin dolar oyununu bozmak için başlattığı süreci durdurmak için kullanmıştı ama onlar bu oyunu bir demokrasicilik oyunu sanmışlardı.
Hatırlayalım: İlk insanlı Ay yolculuğu, Apollo Projesi kapsamında 16 Temmuz 1969'daki fırlatışla hayata geçirilen Apollo 11dir. Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins isimli astronotlar aya inmişlerdi. Hatta Armstrong uzayda ezan sesi bile duymuştu(!?)
İnsanlara CoVID’i anlatabildik mi, mRNA’yı anlatabildik mi, PCR’yi, Maskeyi anlatabildik mi? 5G’yi de, NeuraLink’i, Starlink’i de anlatamıyoruz. Evet 5G, 4G Asla Değildir. 6G’de, 5G değildir. Bunlar siber savaş ve istihbaratın birer parçası. Bütün eletronik sistemler ve led türü ışık ve elektro manyetik, mikro dalga yayan sistemleri aslında HAARP’a doğrudana ya da dolaylı olarak entegre edilebilir... Bu 8 milyar bir şekilde imhası gereken “çöp insan”ı (!?) nasıl 1 milyarın altına indirecekler, ona bakıyorlar.
Yuhanna vahyinde ayrıca şöyle denir:
(7-18) (Dikkat: Anlatılanlar, yani Yuhanna vahyi’nin gerçekleşeceği coğrafya Anadolu ve Mezepotamya coğrafyasıdır)
“Yüksek sesle şöyle diyordu: “Tanrı'dan korkun! O'nu yüceltin! Çünkü O'nun yargılama saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapının!” Ardından gelen 2. bir melek, “Yıkıldı! Kendi azgın fuhuş şarabını bütün uluslara içiren büyük Babil yıkıldı!” diyordu.
Onları üçüncü bir melek izledi. Yüksek sesle şöyle diyordu:
“Bir kimse canavara ve heykeline taparsa, alnına ya da eline canavarın işaretini koydurursa, Tanrı gazabının kâsesinde saf olarak hazırlanmış Tanrı öfkesinin şarabından içecektir. Böylelerine kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde ateş ve kükürtle işkence edilecek. Çektikleri işkencenin dumanı sonsuzlara dek tütecek. Canavara ve heykeline tapıp onun adının işaretini alanlar gece gündüz rahat yüzü görmeyecekler. Bu da, Tanrı'nın buyruklarını yerine getiren, İsa'ya imanlarını sürdüren kutsalların sabrını gerektirir.” Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın kuzu gibi iki boynuzu vardı, ama ejderha gibi ses çıkarıyordu. İlk canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşen ilk canavara tapmaya zorluyordu. İnsanların gözü önünde, gökten yere ateş yağdıracak kadar büyük belirtiler gerçekleştiriyordu. İlk canavarın adına gerçekleştirmesine izin verilen belirtiler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı. Onlara kılıçla yaralanan, ama sağ kalan canavarın onuruna bir heykel yapmalarını buyurdu. Canavarın heykeline yaşam soluğu vermesi için kendisine güç verildi. Öyle ki, heykel konuşabilsin ve kendisine tapmayan herkesi öldürebilsin. Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eline ya da alnına bir işaret vurduruyordu. Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin.''
Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır.” İnsin şeytanlarının kod adı ve sayısı bu. Bunun teolojik ve mitolojik, ezoterik bir arka planı var.
Bütün bu işaretler, Anunakiler’in, Reptilyan’ların konuşulması, Yecüc-Mecüc (Gog-Magog), Mehdi, Mesih, Deccal (AntiChirist), Melheme-i Kübra (Armagedon) tartışmaları için şartların oluşturulmaya çalışıldığını gösteriyor. Tabi bir de Tarık (Niburi), Şira yıldızı ile ilgili beklentiler, yorumlar söz konusu. Eğer akletmeyecek olursak, dehşetten gözlerin yuvalarından fırlayacağı günler de yaşayabiliriz. Akledenler, sabreden, şükreden, direnenlerden olursak umulur ki Allah (cc) bizi bağışlar. Yoksa, liderleriniz, örgütleriniz, şeyhleriniz sizi kurtaramaz. Herkes ancak yaptığının karşılığı vardır. Biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
“Tanrıyı kıyamete zorlamak”tan söz edenler, dünyadaki yaratılıştan kaynaklanan tabii ve kozmik döngüyü istismar ederek, bahane ederek, manipüle etmeye çalışarak tarihin sonunu getirecek bir kıyamet savaşını Armagedon’u gerçekleştirmek ve yeni bir dünya inşa etmek istiyorlar.
İnşallah insanların bu islah edici rolü oynayan müfsitlerin yalanlarına kanmaz, Allah’ın ipine tutunurlar da felaketin eşiğinden döneriz de Allah bizi bağışlar.
Yoksa bu gidiş gidiş değil. Allah (cc) de cahillere, zalimlere yardım edici değil, aksine onların işlerini sarp dağlara sardırır ve üstlerine pisklik yağdırır.
Selam ve dua ile.