AGD Beyazıt'ta Başörtüsü Eylemi Düzenledi

AGD Beyazıt'ta Başörtüsü Eylemi Düzenledi

AGD İstanbul Üniversitesi Teşkilatı Beyazıt'ta başörtüsü eylemi düzenledi.

AGD İstanbul Üniversitesi Teşkilatı'nın yapmış olduğu basın açıklaması
Kuran-ı Kerim'den muhtelif ayetlerin okunmasıyla başladı. Ardından AGD Hukuk Fakülte sorumlusu basın açıklaması metnini okundu. Son olarak çevreden gelen vatandaşların da katılımı ile hep birlikte dua edildi ve grup sessizce dağıldı.

Basın açıklamasının tam metni:

Değerli basın mensupları ve sevgili arkadaşlar!

Bugün, İstanbul Üniversiteli öğrenciler olarak, 28 Şubat 1997 postmodern
darbesinin ardından başlayan ve 11. yılını doldurmakta olan, kamu
kurumlarında, öğretim kurumlarında ve sınavlarda katı bir şekilde
uygulanmaya devam eden fiili başörtüsü yasağını bir kez daha protesto etmek, zulme bir kez daha 'hayır' demek için toplanmış bulunuyoruz.

Toplumsal ve kurumsal mutabakatın hiç olmadığı kadar güçlü olduğu, rekor bir halk desteğiyle iş başına gelmiş bir hükümetin görevde olduğu bu dönemde bile, Şubat ayında yapılan anayasal düzenlemede, hizmet alan/hizmet veren ayrımı esas alınmış ve gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmeye başlanmıştır.
Buna rağmen bir kısım güç odakları, yapılan anayasa değişikliğinden sonra
hukuken serbestliği tartışılmayacak derecede bariz olan başörtüsü yasağını
sürdürmeye devam etmişler ve Anayasa Mahkemesi'nin kararını beklediklerini gerekçe göstermişlerdir. Halbuki, anayasanın 153. maddesi gereği, Anayasa mahkemesi kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez. Ve anayasanın 7. maddesinde belirtildiği üzere yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir ve bu yetki devredilemez. Dolayısıyla başörtülü öğrencileri üniversitelere almayan rektörlerin gerekçeleri hukuki dayanaktan yoksun olup, tamamen keyfi ve dayatmacı bir tavır içermektedir.

Bugün 10 nisan Perşembe ve İstanbul Üniversitesi bir sınav dönemine daha
girmiş bulunuyor. Başörtüsü düzenlemesinin gündemde olduğu ve yoğun
tartışmaların yaşandığı günlerde, İstanbul Üniversitesi rektörü Mesut
Parlak'ın bir konuşmasında söylediği "Sınavlarda başörtülü öğrencilere hak
ettikleri notu vermeyiz." şeklindeki talihsiz sözlerini kendisine tekrar
hatırlatıyor ve bu sınav döneminde de müsterih olmasını, başörtülü
arkadaşlarımızın sınavlara inançlarının gereklerini yerine getiremeden
girmek zorunda kaldıklarından dolayı, sayın rektörün "hangi başörtülü
öğrencinin notunu ne kadar kırmalıyım" gibi biri ikilemde kalmayacağı için
huzurlu bir sınav dönemi geçirmesini tavsiye ediyoruz.

Bununla beraber, geçtiğimiz günlerde yapılan açıköğretim sınavlarına
başörtülü öğrencilerin sınavlara alınmadığını, Bolu'da, Yüksek Öğrenim ve
Kredi Yurtlar Kurumu'nca düzenlenen bir turnuvada, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde okuyan bir öğrencinin başörtülü olması gerekçesiyle lisansının iptal edildiğini, Çapa Tıp Fakültesi'nde ders kaydı yaptırmak isteyen öğrencilerin, aynı gerekçeyle öğrenci işlerinin keyfi uygulamalarına maruz kaldığını ve maalesef bu tarz uygulamaların artmaya başladığının haberlerini almaktayız. Bu konularla alakalı gerekli önlemlerin, başta yaptıkları düzenlemelerin arkasında durması gereken iktidar partisi ve milletvekilleri olmak üzere YÖK Başkanı Prof. Dr. Sayın Yusuf Ziya Özcan Bey tarafından en kısa zamanda alınmasını ve bu gibi keyfi uygulamalara bir an önce son verdirilmesini talep ediyoruz.

Biz başörtüsü mücadelemizi sürdürürken, islamın sadece günlük ve şekli
ibadetlerle sınırlı bir din olduğunu düşünen veya kalbi temiz, güzel ahlak
sahibi insanlar olmakla vazifesini yerine getiren insanlar olunabileceği
anlayışına sahip birtakım İslami çevreler tarafından eleştirilmekte,
marjinallikle suçlanmakta veya boş bir uğraş içerisinde olduğumuz
eleştirisini almaktayız. Fakat, haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan
olduğu inancına sahip olan öğrenciler olarak bizler, haksızlık karşısında
hiçbir zaman susmadık ve susmayacağız. Birilerinin istediği gibi, etliye
sütlüye karışmayan, sindirilmiş, taviz vermeye alıştırılmış, "kafasına vur,
ekmeğini al" tarzında müslümanlar olmadık, olmayacağız.

Akp hakkında haksız bir şekilde kapatma davasının açılmış olduğu bu
günlerde, kapatmanın haksızlığını vurgulayan tüm basın mensuplarından ve
özellikle de iktidar destekçilerinden, bu konuya gösterdikleri duyarlılığı
başörtüsü yasağının devam etmekte olduğu gerçeğini gündemden
düşürmeyerek, inanç özgürlüğü noktasında da göstermelerini ve "herkes için adalet" anlayışını benimsemelerini temenni ettiğimizi de ayrıca bildirmek isteriz.

Son olarak Ahzab suresi 59. ayette belirtilen "Ey Peygamber! Eşlerine,
kızlarına ve öteki bütün mümin kadınlara [toplum içine çıktıklarında] dış
kıyafetlerini üzerlerine almalarını söyle…" ve Nur suresi 31. ayette de
"İnanan kadınlara da söyle …örtülerini, yakalarının üzerine kadar
örtsünler…" şeklinde geçen ve İslam'ın bir emri olduğu açık olan
başörtüsünü, inançlarının bir gereği olarak örtmekte olan tüm
hanımefendilerin bir an önce, hiçbir ayrım gözetilmeksizin özgürlüklerine
kavuşmaları talebimizi, tüm kamuoyuna siz basın mensupları aracılığıyla bir
kez daha duyuruyor, katılımınız için teşekkür ediyoruz..

Anadolu Gençlik Derneği Üniversite Komisyonu
İstanbul Üniversitesi Teşkilatı