Aile Son Kale
Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu, evlilik müessesesinin çürümesi durumunda; toplumda sevgi, saygı, merhamet, karşılıklı güven duygusunun bütünüyle ortadan kalkacağını belirtti.
DİYARBAKIR - Eğitimci Yazar Vehbi Vakkasoğlu ile gençlik ve evlilik hususunu konuştuk.
Evliliğin maddi manevi önemine değinen Vakkasoğlu, İslam'ın aileyi kutsal bir kurum haline getirdiğini belirterek, "Çünkü evliliğin temel yasasını ortaya koyan, evlilik diye bu müesseseden bize bahseden Rabbimiz doğrudan doğruya eşler arasındaki sevgiyi de, kendi varlığının önemli bir delili olarak bize söylüyor. Dolayısıyla nikâh bağıyla bir kadın ile bir erkeğin bir araya gelmesi evlilik ise eğer bu, çok önemli. (Evlilik) Toplumun temeli, iyi bir Müslüman yetiştirmenin temeli, insan olmanın temeli, sevgi dolu yürek taşımanın temeli, yani hayatın temeli. Temelsiz kalıyor insanlar, bu hayatı çekip aldığı zaman" dedi.
"Evlilik Efendimizin (sav) de Hayatının En Büyük Sünnetidir"
Evliliğin peygamber efendimizin (sav) de En büyük sünnetlerinden olduğunu belirten Vakkasoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dolayısıyla efendimizin (sav) bu konuda ilginç hadis-i şerifleri vardır, evliliği kolaylaştırın; imkânı olmayanlara da bu konuda yardım edin. Ve bunu ibadet haline getirmiştir. Hatta teoride de bırakmamıştır, bazı sahabe-i kirama gençlerden evlenemeyenlere bizzat adres göstermiştir, git falanın kızını iste, benden selam söyle diye. Ve Müslümanlara da evliliği kolaylaştırma konusunda tavsiyesi demeyeceğim emri vardır."
"Evlilik Müessesesi Çürürse; Toplumda Karşılıklı Güven Duygusu Ortadan Kalkar"
Evlilik müessesinin çürümesi durumunda toplumda güven duygusunun ortadan kalkacağının altını çizen, "Evlilik müessesesi çürürse, ya da evlenenler ayrılır boşanma hızı bu oranda devam ederse Allah korusun; bu toplumda sevgi, saygı, merhamet, karşılıklı güven duygusu bütünüyle ortadan kalkar.
Şimdi seviyeli birliktelik diyorlar, nikah bağıyla bir araya gelmeyen insanların, kadın erkekle birlikte yaşadığına şahit oluyorsun. Ama böyle bir birliktelikten hayırlı evladı bir kenara koyalım da, evlat yetiştirme duygusu çıkabiliyor mu, görmüyoruz.
"Üsküdar Vapurunda Evlenenler; Kadıköy Vapurunda Boşanıyorlar" Hani bir gün İstanbul diliyle söyleyecek olursam, Üsküdar vapurunda tanışıp evlenenler; üç gün sonra Kadıköy vapurunda boşanıyorlar. Yani, bunlar evliliği kutsal temelinden alıp, bir oyun ve eğlence haline getiriyorlar. Bu da evlilik olmuyor, bunun adı başka bir şey. Bunun adı sırf kadın ve erkeğin kendi nefsanî, şehvani zevklerini tatmin etmenin yolu ve evliliği anlamayışlarının ortaya koyuşlarıdır. Bu anlayış büyürse ve yaygınlaşırsa topluma yazık olur. Toplumun temeline koyulan dinamittir, diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Gençlere tavsiyelerde bulunan Vakkasoğlu, "Lütfen baksınlar etraflarına dikkatli bir gözle. Ekranlarda gördükleri o çok parlak seviyeli birliktelik hikâyelerinin arka yüzlerinde ne facialar var, ne gözyaşları var, ne mutsuzluklar var. Bunların yaşadıklarını görüp de ben de o faciaya ortak olayım, ben de o gözyaşını dökeyim; ben de o musibete, belaya uğrayayım demektir, aynı şeyi taklit etmek.
Ama bir aldanıştır, ekranın ön yüzünde, ya da gazete sayfalarında, roman sayfalarında bu tür şeyler. Hayatın gerçekliğinde bunların hiçbir gerçekliği yok. Şimdi biri, bir felaketi yaşadıysa, kendisinin de bunu denemesi gerekmiyor ki.
"Kendileri İçin Ne Düşünüyorlarsa, Kendileri de Aynı Özelliği Taşımalılar"
Son olarak şunu söyleyeyim: bir genç evlenecek bir kız düşünüyorsa kafasında, bunun herhalde iffetli, adaplı eş olabilecek kalite de düşünüyor. Bunu düşünen bir insanın da bir gencin, bir delikanlının da aynı özellikleri taşıması gerekmez mi. Ben gençliğimi hiçbir ölçü hiçbir sınır tanımadan yaşayacağım; ama karşımdaki hanımefendide de bunları istemeyeceğim, bu haksızlık, bu adaletsizlik. Bu konudaki hak ve hukuk eşitsizliği olmuyor tabi. Onun için kendileri için ne düşünüyorlarsa, kendileri de aynı özelliği taşımalılar. Böyle kurulan aileler sağlam oluyor, güven duygusu içinde oluyorlar. Ve oradan hayırlı evlat yetişiyor" diye konuştu.
Vakkasoğlu son olarak "Aile son kale, yıkılırsa hepimiz bu kalenin altında kalırız" ifadelerini kullanarak, evlilik müessesine gereken önemin verilmesini söyledi. (Ayetullah Turgut - İLKHA)