"AK Parti Artık Bahçeli ve Perinçek’in Mahallesine Taşındı"
Karar gazetesi yazarı Ocaktan, "Ben aynı yerdeyim ama AK Parti Bahçeli ve Perinçek’in mahallesine taşındı" başlıklı yazısında dikkat çeken ifadeler kullandı.
AK Parti'ye yönelik olarak son dönemde dile getirilerin eleştirilerden biri de partinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'le yan yana bir görüntü vermesi. Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan bugün yayınlanan yazısında AK Parti'ye söz konusu husus üzerinden yüklendi.
Karar gazetesi yazarı Ocaktan, "Ben aynı yerdeyim ama AK Parti Bahçeli ve Perinçek’in mahallesine taşındı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. AK Parti'nin kendi değerlerine muhalif bir parti haline geldiğini savunan Ocaktan, "Mesela AK Parti’nin 2002 seçim beyannamesini alın okuyun, göreceksiniz ki o beyannamede AK Parti, özellikle özgürlükler konusunda bugün benim yazdıklarımı da aşan bir çizgideydi ve o beyanname adeta bir demokrasi manifestosu niteliğindeydi. Bugün özgürlüklerini savunduğum insanlarla aynı düşünsel çizgide olmayabilirim, ama özgürlükleri savunmak insani, aynı zamanda İslami bir görevdir." ifadelerini kullandı.
"Açıkça ifade etmek gerekirse ben hala aynı mahallede ikamet ediyorum ama AK Parti artık Bahçeli ve Perinçek’in mahallesine taşındı, meselenin özeti budur..." ifadeleri ile yazısını sonlandıran Mehmet Ocaktan'ın kaleme aldığı satırlardan bir bölüm şu şekilde:
"Önemli olan her dönemde hakkaniyetli olmak ve özgürlüklerin yanında durabilmektir. Bu açıdan baktığımızda, evet AK Parti iktidarının ilk iki döneminde herkesin özgürlüğünü savundu, ben de vekilken aynı demokratik değerleri savundum. Ama işin dramatik tarafı AK Parti artık o demokratik değerleri savunmaktan vazgeçti.
Eğer bir ülkede cinayet işleyenler dışarıda, düşüncelerini ifade edenler cezaevindeyse, o ülkede özgürlükler garanti altında değildir. Oysa aslolan özgürlüklerdir, ünlü siyaset felsefecisi Thomas Pain’e göre “Bir ülke, kişiler tarafından değil, doğal hakları garanti alan, bu anlamda adil olan yasalar tarafından yönetilmeli. Seçimle iş başına gelme sistemi de, eğer sonunda iş başına gelen sınırsız yetki kullanacaksa, doğal hakları ihlal edecekse, fiiliyatta monarşidir, mutlakıyettir.”
Maalesef AK Parti bütün Türkiye’yi kucaklayan şefkat dilini kaybettiği için, etrafını toplumu ifsat eden zehirli sarmaşıklar kuşatmış ve parti, ayrıştırıcı-kutuplaştırıcı bir fotoğraf karesine mahkum olmuştur."