Bursa Büyükşehir Belediyesince restorasyonu tamamlanan tarihi Balibey Hanı'nın açılış törenine katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Balibey Hanı'nın ataları tarafından Türkiye Cumhuriyeti'ne hediye edilen çok önemli bir eser olduğunu belirtti.

Bu hanın, insanlara atalarının 500 yıl önce ne güzel eserler yarattığını gösterdiğini ifade eden Fırat, Balibey Hanı'nın 500 yıl hayatta olduğu gibi ülkenin de ilelebet ayakta kalacağını dile getirdi.

Fırat, Allah bu medeniyeti, tarihi, kültürü, zenginlikleri ve bu aklı Türk milletine verdiğine göre, bu ülkenin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı istemesinin en tabii hak olduğunu ifade etti.

Yaklaşık 70 milyon nüfusa erişmiş Türkiye'de her bireyin kendisini yönetmesinin mümkün olmadığını belirten Fırat, şöyle konuştu:

''Demokrasi dediğimiz sistemi icat etmişiz. Birilerine vekalet vermişiz. Ama şunu da söylemişiz; 'Sakın ha sana vekalet verdim diye bir yerlerde kendini benden üstün görme, sen benden birisin, sen vekilsin asil benim. Sana, bana hizmet etmen için vekalet veriyorum. Bana efendilik yapman için sana vekalet vermiyorum ve bir süre sonra gel bana hesap ver. Bu hesap sonunda, seni aklarsam sana bir daha vekalet veririm. Ama hata yaparsan, hatalarını görürsem seni cezalandırırım ve bir daha sana vekalet vermem. Yenilerine veririm' diyor. Bunu birçok kez de tekrarlıyor. Bu millet, kendilerini dev aynalarında, o milletten kopuk gören, o milletin efendisi gibi görenleri sandığın dibine mahkum edebiliyor. Bu bir ibret tablosudur. Çünkü bu millet bizden öncekileri yıllarca ve yıllarca iktidar yaptı. Başbakanlar çıkardı, Cumhurbaşkanları çıkardı. Ama bu seçimde o sandığa gömdü. Ancak biz onları sayabilirsek, biz onlardan kendimizi ayrı hissetmezsek ve onların ne dediğini anlayıp, yerine getirebilirsek, bu millet bizi bırakmaz. Ama aksini yaparsak, o millet bizi çıkardığı gibi gömer.''

Dengir Mir Mehmet Fırat, Türk halkının 2007 seçimlerinde bir kez daha büyük bir çoğunlukla Hükümetin devam etmesi için kendilerine verdiği vekaleti tazelediğini dile getirerek, kendilerine oy versin vermesin bütün halka şükran sunmayı bir borç bildiklerini söyledi.

-OSMANLI TOKADI-

Demokrasilerde seçim süreçlerinin ayrı bir konu olduğunu ve demokrasilerde seçim bittikten sonra hükümetlerin sadece kendilerine oy verenlere değil, tüm o ülkeyi, tüm o ülke üzerinde yaşayan insanları temsil ettiğini anlatan Fırat, o nedenle böyle bir ayrım içine giremeyeceklerini, tüm halka hizmetle yükümlü olduklarını söyledi.

Fırat, kendilerine teslim edilen vekaleti çok iyi koruyacaklarını, ancak birilerinin o vekaleti düşürmek için çeşitli yollara başvurabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:

''Bunlar, tarihte olmuştur, bugün de olabilir, yarın da olabilir. Bu bizi hiçbir zaman moral düşüklüğü içine sokmaz. Çünkü bireyler belki yok edilebilir, ama bir toplumu yok edebilmek, o toplumun iradesini yok saymak mümkün değildir. O gaflete düşenler mutlak suretle milletin o Osmanlı tokadını daha evvel yedikleri gibi yemeye devam edeceklerdir. Ancak Osmanlı tokatları belki bir, belki ikisinde acıtır, ama üçüncüsünde öldürür. Onun için tavsiyem o milletin tokadını yememelidir.''

-TÜRKİYE ÖZGÜRLÜKLERİ SEÇMİŞTİR-

Türkiye'nin özgürlükleri ve demokrasiyi seçtiğini, hukuk devleti olma savaşını verdiğini ifade eden Fırat, Türk halkının bundan geri adım atabilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Fırat, kim ne söylerse söylesin, kim ne düşünürse düşünsün, Türk halkının özgürlüklerinden feragat etmeyeceğini, aksine daha çok özgürlük, daha gelişmiş demokrasi isteyeceğini ve bundan hiçbir şekilde geri adım atmayacağını dile getirerek, şunları kaydetti:

''Bu da onun en temel haklarından birisidir. Ama bunun ötesinde sosyal hukuk devletinde yaşamak isteyecektir. Haklarının birileri tarafından keyfi olarak sınırlandırılması veya güçlünün zayıfın üstünde hakimiyet sağlamasını kabul etmeyecektir. Onu sağlayacak olan hukuktur. Hukuk da mutlak suretle bu halkın talebidir ve bu talep de mutlak şekilde yerine getirilecektir. Biz, insanımızın daha çok zenginleşebilmesi, çoluk çocuğunu daha iyi besleyebilmesi, daha iyi okutulabilmesi ve daha iyi sağlık hizmeti alabilmesi için büyük gayretler gösterdik. Ama bence yapmış olduğumuz en büyük iş, bu ülkenin insanının özgürlük alanını genişletmek, demokrasinini pekiştirmek ve hukuk devletinin temellerini sağlam şekilde atabilmek olmuştur.''

-BALİBEY HANI-

Hamza Bey'in oğlu Bali Bey tarafından 15. yüzyılda Yenişehir'deki mescit ve imaretler için vakıf olarak yaptırılan ''Balibey Hanı'', Osmanlılar döneminde yapılan ilk üç katlı han olma özelliğini taşıyor.

Bugüne kadar çok az bir bölümü ayakta kayabilen han hakkında kalan belgelerden, 64 odalı olduğu biliniyor.

Üstlendiği tarihi misyonun yanı sıra yapılan restorasyon ile Timurtaş Paşa ve Tophane yamaçlarına farklı bir görünüm kazandıran Balibey Hanı Projesi'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi ile Orhan Gazi türbeleriyle bütünleşmesi hedefleniyor.

Yeniden hizmete açılan tarihi hanın birinci katında geleneksel Türk yemekleri lokantası ile turizme yönelik bir kahvehane, ikinci katında antika, bıçak, kitap- sahaf gibi satış birimleri, üçüncü katında ise çini, ipek, gümüş, havlu, halı satan dükkanlar yer alıyor.

ajanslar