"AK Parti'nin kapatılması mümkün değil"
AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Manisa'da katıldığı parti toplantısında AK Parti hakkında açılan kapatma davasına atıfta bulundu. Arınç'a göre Ak Parti´nin kapatılması niye mümkün değil?
Savcılık iddianamesinde yer alan suçlamaları suç olarak kabul etmediklerini vurgulayan Arınç, "Eğer hiçbir kötü işle suçlanmıyorsak. Sadece düşüncelerimiz itibariyle bize ceza vermeye kalkıyorlarsa, inanıyoruz ki bu ülkede adalet vardır, hukuk vardır. Adalet ve hukuk olduğu müddetçe Ak Parti´nin kapatılması mümkün değildir'' dedi.
AKP Manisa İl Danışma Meclisi Toplantısı´na katılan Bülent Arınç'a AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkanı Yardımcısı ve AKP Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, AKP Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır eşlik etti. Toplantının basına açık bölümünde partililere hitaben konuşma yapan Bülent Arınç, kapatılma davasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının büyük bölümünde AKP'nin kapatılma davasına ve bu davayla ilişkin Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesinde yer alan suçlamalara değinen Arınç şunları söyledi:
"Ak Parti hakkında açılmış kapatma davasıyla ilgili ilk başlarda bir heyecanın, bir tedirginlik oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Ama çok şükür şu anda bunlardın hepsi dağıldı, hiçbirimi bu kapatma davasıyla ilgili bir endişe duymuyoruz. Neden duymuyoruz; bir kere Ak Parti suçlanıyor iddianameyi yazan başsavcı tarafından. Göğsümüzü gere gere söylüyoruz ki biz bu iddianamede ifade edilen işlerin hiçbirisini suç olarak kabul etmiyoruz ve suç işlediğimize inanmıyoruz. Biz bu ülkenin iyiliği için, bütünlüğü için, geleceği için yorgunluk gözetmeden siyaset yapıyoruz. Söylediğimiz şeyler bütün dünya tarafından paylaşılan doğrulardır. Bu doğrulardan dolayı birisi `benim anlayışım buna uyun değil dolasıyla sizin düşüncelerinizi kabul etmiyoruz' derse birbirimizin düşüncelerini farklılık olarak kabul etmeliyiz. Herkes bir diktatörlük içerisinde olamaz. Dünyada artık tek tipleşme gibi bir anlayış yok. Farklılıklarımız zenginliklerimizdir. Biz farklı görüşlerde olabiliriz. Anayasa var, kanunlar var, onlara uygun olmak şartıyla bütün bu farklılıkları ülkemizde zenginlik olarak görürüz. Bu farklılıkları reddetmeyiz, inkar etmeyiz. Göreceksiniz bu düşünce Anayasa Mahkemesi önünde de gerçekleri ortaya koyacaktır ve birilerinin böyle olmak zorundasınız anlayışı 21. yüzyılda kabul görmeyecektir.''
AKP'NİN KAPATILMASI MÜMKÜN DEĞİL
AKP'nin kapatılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede yer alan iddiaların suç olmadığı görüşünü yineleyen Arınç, din ve vicdan özgürlüğü ile ilgili açıklamasında Rus yazar Aleksandir Soljenitsin´in anılarından yararlandı, alıntılar yaptı. Arınç, "Yolsuzlukla suçlanmıyoruz. Ülkeyi bölmekle suçlanmıyoruz. Ülkedeki 70 milyonu fakirleştirmekle, ülkeyi karmaşa içine götürmekle suçlanmıyoruz. Güvenlik sorununu bunlar büyüttüler, ülke yönetilemez hale geldi, bununla suçlanmıyoruz. Suçlandığımız şey fikir ve düşüncelerimizin ifade edilmesidir, ifade özgürlüğüne karşı gelmektir. Dünyada pek çok özgürlük var, bunların başında ifade özgürlüğü gelir. Düşüncesini ifade edemeyen insan eksik insandır. Sovyetler Birliği de bir zamanlar kendi içerisinde laikliği kabul etmiş yani din ve vicdan özgürlüğünü kabul etmiş. Ama bakın Aleksandir Soljenitsin diye meşhur bir Rus yazar var. Soljenitsin kitabında bir örnek veriyor, bizde din ve vicdan özgürlüğü nasıldır diye anlatıyor eski komünist dönemi anlatırken. Bizde diyor `Tanya isimli bayan bir şair vardı, çok küçük kısa bir şiir yazdı o şiirden dolayı da on yıla mahkum oldu. Tanya diyor ki; `Dua etmekte hürsün fakat öyle dua et ki yalnız Allah işitsin'. Burada bir hiciv var, kara mizah var. Güya komünizmde din ve vicdan özgürlüğü varmış ama nasıl varmış. Dua edebilirsin diyor şair fakat o kadar sessiz yapacaksın ki bunu sadece Allah duyacak, başka kimse duymayacak. Bu laiklik değil, din ve vicdan özgürlüğü değil. Böyle bir anlayış dünyada mümkün değil. Allah'a inanmak, dine inanmak insanlar için bir gerçektir. İnanç insanın içinden gelen bir şeydir. Bunu engellemek mümkün değil. Laik düzense kuralları bellidir, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştır, laik ülkenin parlamentosunda dini kurallar geçerli olmaz, şu olmaz bu olmaz. Yani Allah işitecek kadar dua etme özgürlüğü aslında bir özgürlük değildir. Bunu zaten insan rabbiyle kendi arasında her zaman yapar. Ama düşüncesini ve inancını açıklamak, inancına uygun ibadet yapmak bütün dünyada laikliğin temel şartı olarak kabul edilmiştir. Eğer hiçbir kötü işle suçlanmıyorsak. Sadece düşüncelerimiz itibariyle bize ceza vermeye kalkıyorlarsa inanıyoruz ki bu ülkede adalet vardır, hukuk vardır. Adalet ve hukuk olduğu müddetçe Ak Parti'nin kapatılması mümkün değildir.''