Başbakan Erdoğan, kapatma davasına karşı izlenecek stratejiyi belirlemek için, 50'şer kişilik milletvekili gruplarıyla yaptığı istişare toplantılarına devam ediyor. Erdoğan, istişare toplantılarının ilkini geçen Salı günü parti genel merkezinde gerçekleştirmişti. Edinilen bilgilere göre; dün yapılan ikinci toplantıya damgasını "türban" düzenlemesi vurdu. Bazı milletvekilleri, "Türban düzenlemesi olmasaydı, bu süreç yaşanmazdı. Türban düzenlemesinde MHP'nin oyununa geldik" şeklindeki eleştirilerini dile getirdi. Erdoğan eleştiriyi, "Olabilir tamam ama artık bunlar geçti, şimdi önümüze bakmalıyız" diye yanıtladı.

Yaklaşık 25 milletvekilinin söz aldığı toplantıda Elazığ Milletvekili Fevzi İşbaşaran ile İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, türban düzenlemesini eleştirdi. İşbaşaran'ın, "Geçmişte bazı hatalarımız oldu. Türbanla ilgili düzenlemeyi getirmemiş olsaydık bunlar olmayabilirdi. Bu konuda MHP'nin oyununa geldiniz. Bu, kapsamlı anayasa değişikliği içinde yapılabilirdi. Çok acele edildi. Artık çok dikkatli olmamız lazım. Bu durumdan ders çıkarmamız lazım. Bundan sonraki çalışmalarımızda çok teferruatlı, çok geniş düşünülüp ona göre adımlar atılması gerekir. Amacımız daha çok demokrasi, daha çok özgürlük olmalıdır. Demokrasinin önündeki engelleri kaldırıp, demokratik açılımları hayata geçirmemiz lazım. Çünkü topluma karşı sorumluluklarımız var" dediği öğrenildi.

ERDOĞAN: "GERİYE DÖNEMEYİZ, ÖNÜMÜZE BAKALIM"

Başbakan Erdoğan ise türbanla ilgili eleştirileri yanıtlarken şunları söyledi:

"Geriye dönemeyiz. Tamam, olabilir, ama bunlar geçti. Artık önümüze bakmalıyız. Artık bu tartışmaları geride bırakmalıyız, Bu tartışmayı bir yana bırakmalıyız. Biz bir yanlış yapmadık, suç işlemedik, yapılanlar laikliğe aykırı değil. Türban düzenlemesini demokratikleşme ve özgürlük için yaptık."

NE YOLSUZLUK NE DE ARSIZLIK YAPTIK

Toplantıda Erdoğan'ın, partinin kapatılmasını gerektirecek bir suç işlemediklerini ve ortada kapatılmayı gerektirecek bir suç olmadığını belirttiği ve "Biz bu millete ne yaptık, vatan hainliği mi, yolsuzluk mu, arsızlık, hırsızlık mı yaptık? Bizim Anayasa Mahkemesi'ne başkaları gibi yolsuzluk dosyalarımız gitmedi. Gazete kupürlerinden oluşan bir dava gitti. Hiç bir şey olmaz, merak etmeyin. Ben partimizin kapatılacağına inanmıyorum. Hukukun sağlıklı bir şekilde karar vereceğine inanıyorum" dediği öğrenildi.

YARGITAY BAŞSAVCISI'NA ELEŞTİRİ: DÜŞÜNCELER İÇİN DAVA AÇILDI

Toplantıda kapatılma davası enine boyuna tartışıldı. Erdoğan, Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya'nın iddianamesinde sadece yaptıkları için değil "yapmadıkları için" de suçlama yönelttiğini savundu.

Erdoğan, Yalçınkaya'nın, "Siz bunu düşünüyorsunuzö diye dava açtığını öne sürerek, "Yani aklımızdan geçirmemiz bile yetiyormuş. Bu iş bir an önce bitmeli. Zaten küresel bir kriz var. Yabancı yatırımcı belirsiz durumdan etkileniyor. Süreç uzadıkça bu işten millet zarar görüyor. Bu yüzden süreç çok uzamamalı. Yoksa ülke zarar görür, ülke batar" dedi.

YALÇINKAYA'NIN YAPTIĞI ANAYASA'YA AYKIRI

Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu Başsavcı Yalçınkaya'yı hedef aldı. Kutlu'nun toplantıda, "Yaptığı anayasaya aykırı, özgürlükleri çiğnemektir. Hangi rejim olursa olsun, hiçbir ülkede bir yargı mekanizması o ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, bakanlarını mahkemeye vermemiştir, yasak getirilmesini istememiştir. Özellikle Cumhurbaşkanı açısından yapılan çirkin bir faaliyettir ve bunun dünyada örneği de yoktur, hukukta yeri de yoktur" diye tepki gösterdiği öğrenildi.

ERDOĞAN KAPUSUZ'A KIZDI

Erdoğan, erken seçimi gündeme getiren AKP Milletvekili Salih Kapusuz'a da sert çıktı. Kapusuz da, erken seçim konusunda bir demeci olmadığını, muhalefet partilerine, "Anayasa değişikliğinde uzlaşmazsınız erken seçime gideriz" diyerek espri yaptığını medyanın ise bunu abarttığını söylediği kaydedildi. Kapusuz Başbakan Erdoğan'a, "340 milletvekili olarak tüm grubumuzla birlikte arkanızdayız, yanınızdayız" diyerek destek olacaklarını açıkladı.

Toplantıda, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın 23 Nisan'daki konuşması da gündeme geldi. Erdoğan'ın, Baykal'ı "Türkiye'yi kaosa sokuyor. Şu 23 Nisan'da yaptıklarına bakın. Bari o gün konuşma, düşmanca davranma. O gün geçseydi, ne söyleyecekse yine söyleseydi" diye eleştirdiği öğrenildi.