
Abdurrahman Dilipak
Aman Efendim Aman, Galiba Ahir Zaman!
Şimdi ağzımızın tadını kaçıracak ölümü anlamın tam zamanı. Toprak ana bizi bekliyor. O süsleyip bezediğimiz güzel evlerimiz, o bol ürün veren ekinlerimiz, o bol kazanç getiren ticarethaneleriniz, imalathaneleriniz, o bilmem kaç beygir gücündeki arabalarınız, makamlarız, diplomalarınız, sevdikleriniz, herşey toprak olacak. Eğer bunlarla oyalanmak ve dünya sevgisi, sizi Allah yolunda mücadele etmekten alıkoydu ise, bekleyin o zaman bundan sonra ne olacağını. Oysa ölüm bir mü’min için vuslat günüdür. Asude bir bahar ülkesidir. Ölümlü dünyadan ölümsüzlük dünyasına, en sevgiliye, asıl yurdu dönüş günüdür. Dünya sürgününün sonudur.
Topraktan geldik toprağa döndürüleceğiz bu dünyada, öbür dünya için ise Allah’tan geldik, Allah’a döndürüleceğiz. Herkese yaptıklarının ve yapması gerekirken yapmadıklarının, söylediklerinin ve söylemesi gerekirken söylemediklerinin hesabının sorulacağı bir yere göçeceğiz. Sonuçta yapıp yapmadıklarımız ve söyleyip söylemediklerimiz bizim oradaki makamımızı belirleyecek. Bu. dünyadaki yapıp yapmadıklarımızla ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla taşıyor olacağız, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyor olacağız.
Allah indinde tek din İslam’dır. Hz. Adem’e, Hz. Nuh’a, Hz. İbrahim’e, Hz. Musa’ya, Hz. Davud’a, Hz. İsa’ya ve Hz. Muhammed’e ( hepsine selam ve salat olsun) gönderilen kitap, ahid aynı mesajı verdi. Hepsinin dini de “İslam”dı. Çünkü Allah’ın yarattığı kullar için seçtiği din, yaratılış gayesini açıklayan ve kendimizi ve dünyayı nasıl kullanacağımıza ilişkin ilahı rızayı açıklayan bir kitaptı idi hepsi, farklı zamanlarda, farklı mekanlarda, farklı topluluklar üzerinden insanlığa gönderilen.
Kitâb-ı Mukaddes’teki (İncil & Tevrat) Eskatolojik (ahiret/kıyamet) konusu ile ilgili ilginç semboller ve anlatımlar söz konusu. Yuhanna Vahyi tamamen bu konu ile ilgili ve anlatılanların hemen hemen tamamı Anadolu topraklarında gerçekleşecek hadiseleri anlatıyor. Mesela Mahşerin 4 atlısı bunlardan biri: Beyaz at bir Fatihten söz ediyor. Bu Mesih de olabilir. Kızıl at kanlı bir savaşı işaret ediyor. Siyah at Kıtlık, Soluk at hastalık ve ölüm’le yorumlanıyor. Yuhanna’nın 6. bölümünde bir “Canavar” (Beast)’dan bahsedilir. 666 sayısı ile simgelenen kişi (Vahiy 13:18) Deccal ya da Şeytanın kendisi olabilir mi? Sahte mucizelerle insanları kandıran aldatan, puta tapmaya zorlayan bir figür.. Diğer çok önemli bir sembol, 7 Mühür, 7 Borazan ve 7 Kâse. 3×7=21. İki rakamın toplamı 3. Üç evrede Mühürler açıldıkça felaketler başlar. Borazanlar çalındıkça afetler (yıldız düşmesi, denizlerin kana dönmesi.) artar, Kâseler döküldüğünde azap başlar. Mühürlerin açılması toplumsal, borazan siyasal ve evrensel felaketler, kaseler ise, herkes birden vuran bir afeti ifade ediyor olabilir mi?
Burada Armagedon savaşından söz edilir. İslam kaynaklarında kıyamet savaşının adı Melheme-i Kübra. Yer Amik ovası (Hristiyan kaynaklarında Megiddo ovası) (Bugün bizde halk deyişi ile: Gavur Dağı/ Amanos’lar ve Gavur gölü). Ehli salibin giriş kapısı İskenderun, Horasandan gelen Siyah bayraklıların giriş kapısı El Bab. Bu savaş bir Hak Batıl savaşıdır. İncil’e göre Tanrı’nın orduları bu savaşa gökten müdahale eder. İslam inancında da Allah’ın (cc) yardımı her zaman beklenir. Yuhanna vahyinde olduğu gibi Tevrat ve Enok Kitabı’nda Kıyamete ilişkin bir çok işaret vardır. Musevi’lik, İsevi’lik ve İslam’da böyle bir zamanda Mesih’in Şam veya Kudüs bölgesinde ortaya çıkması beklenir. O kurtla kuzunun birlikte yaşayacağı bir barış düzeni kurması beklenir, ancak o savaşta insanlığın büyük bir kısmının helaki söz konusudur. Yahudiler bu helak olayını Büyük sıkıntı (Yom Adonai-Rabbin Günü), Rabbin gazabının tüm dünyayı kuşattığı gün olarak tanımlanır. (Daniel 12:2)’de Ölülerin dirilişinden söz edilir. Yahudiler Meşiah’ın gelişinden sonra mahşerin , öldükten sonra dünyada da bir diriliş gerçekleşeceğine inanıyorlar. Onlara göre, “toprak altında uyuyanlar uyanacak.” Böylece daha önce ölen azizler dirilecek ve kurtuluşa erecek olan insanlara rehberlik edecekler. Enok’un Kitabı’ında, özellikle 1. Kitap’ta kıyamete ilişkin şu bilgilere yere verilir: Meleklerin isyanı: “Gözcü melekler“, (Haşa) insanlarla ilişkiye girip devler (Nefilim) üretir. Bu olay Tanrı’nın gazabını çeker ve kıyametin zeminini oluşturur Kutsallarını koruyanlar cennete ya da göğe alınır. Son yargı günü Herkesin hesap vereceği gündür. Günahkarlar Cehennemde azap görecekler.
Yuhanna’nın Vahyi, Yeni Ahit’in son kitabıdır. Hristiyan eskatolojisinde temel kaynaktır. Büyük kısmı simgesel anlatımlarla doludur. Buna göre, Mesih geldiğinde Şehitlerin ruhları ondan intikamlarının alınmasını isterler. Mesih gelişinden itibaren bir çok mucize gösterecektir. Deprem ve kozmik olaylar arkası arkasına gelir. Güneş kararır, yıldızlar düşer, ardından Sessizlik ve 7 borazanı tutan melekler’in zuhuru ile geçiş süreci başlar. (Vahiy 8-11)’de zikredilen 7 Borazan’ın her biri yeni bir felaketi başlatır: Dolu ve ateş: Ağaçlar yanar. Ateşli dağ /Volkan püskürten bir dağ denize atılır, deniz kana döner, Acı yıldız “Pelintir” görününce sular zehirlenir, Güneş, ay, yıldızlar kararır. Cehennemden gelen çekirgeler: İnsanları acı içinde bırakır. Allah’a isyan edenlerin Üçte biri melekler tarafından öldürülür ve sonuçta yeryüzünün kırallığı Mesih’e geçer. (Vahiy 16)’da 7 Kâse’den söz edilir. Tanrı’nın gazabı doruk noktasındadır.
Canavara tapanlarda onulmaz acı veren yaralar çıkar. Firavun zamanında Mısır’da olduğu gibi Deniz ve ırmaklar kana döner. Güneş aşırı sıcaklık verir ve yeryüzü karanlığa gömülür. karanlığa gömülmesi, Fırat’ın (Euphrates) sularının çekilmesi. Ardından Armagedon savaşı çıkacaktır. Bölgede açlık, kıtlık ve büyük göçler. Arkası arkasına Depremler, yıldırımlar ve Şehvet, zulüm ve dünyevî ihtiraslar sebebi ile Babil’in yıkılışı yeni bir başlangıç olacaktır. Gözcü meleklerin düşüşü şeklinde Muharref bir kitap olan Enok’un kitabı’nın 1. Bölüm’ünde (Haşa) Şeytanlaşmış melekler insanlara kötülüğü öğretir. Bunun sonucu Nefilim adı verilen devler yeniden ortaya çıkar. Yeryüzünde zulüm yeniden başlar. Ancak Tanrının yardımıyla bu Melekler (!?) zincirlenir ve insanlar bu konuda yeniden uyarılır. Enok’un kitabında doğrular için hazırlanan yeni dünya’dan söz edilir. Sanki yeryüzünde bir cennet vaadi vardır. Ve dünyada bu anlamda döngüsel olarak Cennet benzeri ebedi bir hayat sürecektir. Yani süreç Hz. Nuh’un gemisi ile kurtarılanları hatırlatan bir şekilde, bir uzay gemisi ile göğe çekilenlerin tekrar dünyaya döndürülerek dünyada yeni bir hayatın başlayacağına bir gönderme vardır gibi anlaşılacak yorumlar söz konusudur.
Yuhanna Vahyi’ndeki 7 kilisenin son derece önemli bir rolü var. Yuhanna Vahyi (1:911)’de bu konu şöyle anlatılır: “Rabbin günü’nde Ruh’ta oldum ve arkamda boru/Sur’un sesi gibi büyük bir ses işittim: ‘Gördüğünü kitaba yaz ve 7 Kilise’ye, Ephesus’a ve Smyrna’ya ve Pergamum’a ve Thyatira’ya ve Sardis’e ve Philadelphia’ya ve Laodicea’ya gönder’ diyordu”. Bunların bu günkü isimleri şöyle: Efes, İzmir, Bergama, Sardis (Manisa Salihli), Filedelfiya (Manisa Alaşehir), Thyatira (Manisa Akhisar), Laodikya (Denizli). (Sahi “Simon dağı”nı “Saman dağı”na çevirdiniz de, bunları niye çevirmediniz!?).
Ayrıca Fırat ile ilgili, de İncilde anlatılanlar çok önemli. Fırat Anadoludan çıkıp 2800 Km yol katedip Basra Körfezi (Şattü’l-Arab)’a dökülen bir nehir. Yani bağlantılı olduğu deniz Hind okyanusu. Fırat, Dicle ile birlikte Mezopotamya’yı (iki nehir arası verimli bölge) oluşturur. Bu bölge, medeniyetin beşiği kabul edilir. Bizim ders kitaplarında yazmaz ama, Hind-i Çin’den, Seylan, Malay, Tayland, Avusturalya’dan gelen yolcular ve mallar, Basra üzerinden, Fırat’taki nehir gemileri ile Urfa/Siverek’e kadar gelirdi. Urfa’da liman ve gümrük vardı. Bu liman Osmanlı döneminde de aktifti.
Fırat, Güneybatı Asya’nın en uzun ırmağıdır. Başlangıç noktaları Ağrı Diyadin’den kaynağını alan Murat Nehri ve Erzurum Dumlu dağ’dan kaynağını alan Karasu Nehri’dir.
Fırat nehri hadislerden birinde şöyle geçer: Özellikle şu meşhur hadis: “Fırat Nehri’nin suyu çekilecek ve altın bir dağ ortaya çıkacak. İnsanlar onun için savaşacak. Her yüz kişiden doksan dokuzu ölecek. Her biri, ‘belki kurtulan ben olurum’ diyecek.” (Buhârî, Fiten 24; Müslim, Fiten 29). Bu su kaybı, GAP’ın üzerinde bulunduğu Fay hattı ile ilişkilendirilir. Antep Urfa arasındaki Fırat kıyısındaki Rumkale havzası ise, eski dönemde Babil sınırları içinde idi. Nebukadnezar’ın Hz. Süleyman’ın inşa ettiği mabed’deki hazinelerin gizlendiği yeraltındaki hazine’nin de bu bölgede olduğu söylenir. İncil’de Fırat şöyle geçer: (Yuhanna’nın Vahyi 16:12)’de “Altıncı melek kâsesini büyük Fırat Nehri’ne boşalttı. Nehir kurudu ki doğudan gelen kralların yolu açılsın.” Bu sahne, Armageddon savaşı öncesinde geçer ve Fırat’ın kuruması, büyük doğu ordularının batıya ilerlemesi için yol açma olarak sembolize edilir. Özellikle Suriye ve Irak’ta nehir yatağının kuruması gözle görülür hale geldi. Bu durum böyle devam edecek olursa, Türkiye, Irak ve Suriye’de enerji, tarım, hayvancılık ve barınma açısından ciddi sorunlara yol açacak ve bölgede büyük kıtlık ve göçlere sebeb olacak, hatta, ülkeler ve kabileler arasında, kıt kaynakların kullanımı ile ilgili olarak su çatışmalarına zemin oluşturacak.. Halen bazı bölgelerde nehir tamamen çekilmiş durumda!
Evet, “Su savaşları” kapıda. Bu anlamda Fırat artık stratejik su kaynağı. Bu sınırlarda dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik açıdan son derece riskli. Mehdi, Mesih, Deccal, Dabbetül Arz, Yecüc Mecüc, Arz-ı Mev’ud, “Davud Koridoru”, “İbrahim koridoru”, Melheme-i Kübra’nın tabii platosu. Burada Musevi’ler, İsevi’ler ve Müslüman’lar karşı karşıya gelebilirler. Museviler, Hristiyanlar, Müslümanlar, Selefi, Sünni, Sufi, Vehhabi, Şii gibi kendi içlerinde çok farklı grublar’dan oluşuyor. Hatta bunlar da kendi içlerinde bir çok fraksiyona ayrılmış durumda. Etnik olarak Türk’ler, Arab’lar, Fars’lar yanında, Kürtler, Azeriler, Belüc’ler, Yahudi’ler, Hristiyan’lar, Ermeni’ler, Süryani’ler, Ezdi’ler, Mecusi’ler, Dürzi’ler, Nuseyri’ler, Keldani’ler, Asuri’ler, Arami’ler, Maruni’ler, Falanjist’ler, 20’den fazla etnik grub var.
Sahi, kıyamet savaşına hazır mısınız. Koltuğunuza yaslanın, televizyonunuzu açın, çayınız, kahveniz çerezinizi alın, yeni dünya savaşı havada, karada, denizde, uzayda başlıyor. Ne mutlu size canlı olarak izleyeceksiniz. Gazze kesmedi bizi. Dikkat edin, bir bomba da başınıza düşmesin. (Bir de heyecanlanmayın, zaten çocuklarınız bilgisayarda oynarken, her gün İsrailli bir savaşçının öldürdüğünden daha fazlasını öldürüyor. Yaşamak, başarmak, kazanmak için buna mecburlar.) Hele şu iklim yasasına çıksın, gerisi gelir. Esselamu ve’d dua menittebeal Huda!
NOT: Bu konular bir makaleye sıkıştırmak mümkün değil de, en azından inanların gündemine getirmek, sınırlı olsa bilgi vererek, merak uyandırmak istedim. Belki böylece birilerinin bu konuyu istismarı ve zararını en aza indirebiliriz.
mirathaber