Amerika'dan Darbe İtirafı
CIA'in 1953'de İran'da darbe yaptığını itiraf etti
Darbenin 60. yıl dönümünde açılan Ulusal Güvenlik Arşivi'nde yer alan belgeler, CIA'in, İran'la ilişkili faaliyetlerine dair dahili bilgilerini temel alıyor.
Belgelerin birinde "Askeri darbe ABD dış siyasetinin bir parçası olarak, CIA yönetiminde gerçekleştirildi." deniyor.
İran darbesinde ABD'nin oynadığı role, 2000 yılında ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, 2009'da da Başkan Barack Obama, Kahire'de yaptığı konuşmada açıkça değinmişti.
Ancak belgeleri derleyen Malcolm Byrne, şimdiye kadar istihbarat örgütlerinin İran'da oynadıkları rolü, genel olarak yalanladığını kaydediyor.
Şimdi ilk defa CIA'in, İngiliz istihbarat örgütü MI6 ile birlikte rol oynadığını itiraf etmiş olduğu düşünülüyor.
Malcolm Bryne, bu belgelerin CIA'in operasyon öncesi ve sonrasındaki faaliyetleri hakkında yeni bilgileri ışığa çıkarmanın ötesinde İran hükümeti dahil, tüm siyasi tarafların darbe konusunu sık sık hatırlatmaları nedeniyle de önem taşıdığını vurguluyor.
Söz konusu belgeler Bilgi Edinme Hakkı Yasası uyarınca Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) tarafından ortaya çıkarıldı.
İranlılar 1951'de Muhammed Musaddık'ı seçimle işbaşına getirmiş ve Musaddık hemen ülkedeki petrol işletmelerini yeniden kamulaştırma yoluna gitmişti. İran'ın petrol üretimi daha önce bir İngiltere-İran ortaklığı olan Anglo-Persian Oil Company'nin elindeydi. Bu şirket daha sonra British Petroleum'a (BP) dönüşecekti.
Kamulaştırma kararı, İran petrolünü 2. Dünya Savaşı sonrası ekonomik yapılanma açısından çok önemli bir unsur olarak gören ABD ve İngiltere'de büyük kaygı uyandırmıştı.
Soğuk Savaş etkisi
Dönemin siyasi hesaplarında Soğuk Savaş da önemli bir etmendi.
1953 darbesinden sonraki birkaç ay içinde kaleme alınan belgelerden birinde, darbe planlayıcılarından Donald Wilber, "İran'ın Demir Perde'nin gerisine kayması tehlikesinin büyük ölçüde arttığı düşünülüyordu. Bu gerçekleşseydi Soğuk Savaş'ta, Sovyetler Birliği açısından bir zafer, Batı ve Orta Doğu açısından ise önemli bir yenilgi anlamına gelecekti." diyor ve gidişatı düzeltmek için gizli eylem planından başka bir yol bulunamadığını söylüyor.
Belgelerde CIA'in, Musaddık aleyhtarı haberleri İran ve Amerikan medyasına yerleştirmek suretiyle darbeye nasıl hazırlık yaptığı anlatılıyor.
1953 darbesi Musaddık'la yaşadığı iktidar mücadalesi ardından ülkesinden kaçan Şah Muhammed Rıza Pehlevi'nin konumunu pekiştirmiş, darbe ardından Şah İran'a geri dönmüş ve ABD'nin yakın bir müttefiki olmuştu.
Amerikan ve İngiliz istihbarat kuruluşları Şah yandaşı güçleri güçlendirerek Musaddık karşıtı protestolar düzenlenmesine destek vermişlerdi.
Darbe planlayıcılarından Donald Wilber, "Ordu kısa bir süre içinde Şah yanlısı harekete katıldı. Ve o gün, öğle olduğunda, Tahran ile birlikte belli bazı taşra kentleri Şah yanlısı gruplar ve ordu birliklerinin kontrolündeydi. 19 Ağustos günü sona ererken Musaddık hükümeti üyeleri ya saklanmış, ya da hapse atılmıştı." diyor.
Darbeden sonra İran'a dönen Şah, 1979 yılında İslam Devrimi ile iktidardan uzaklaştırılıncaya dek ülkeyi yönetti.