Ankara'da 108. Başörtüsü Eylemi
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 108. başörtüsü eylemi.
İnanç Özgürlüğü Engellenemez Temel Haklardandır!
Yıllardır devam eden, Türkiye'nin temel insan hakları sorunlarından olan başörtüsü sorunu, kronikleşmiş bir yara olarak varlığını daha da katmerleştirerek devam etmektedir.
Yapılan anayasa değişikliğine rağmen, baskıcı ve yasakçı zihniyetin Üniversitelerdeki uzantılarından rektörler açıkça anayasayı ihlal etmektedirler ve bu halleriyle de suç işlemektedirler.
Üniversitelerin bir bilim ve araştırma yuvası olması gerekirken, özgürlüklerin öğretildiği ve akademik çalışmaların yapıldığı yerler olması gerekirken, sanki kışla zihniyeti gibi hareket ederek, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmakta ve totaliter bir tutum sergilemektedirler.
YÖK başkanının uyarılarına rağmen yasakçı tavırlarını sürdürmektedirler. Üniversiteler arası kurul başkanı daha da ileri giderek YÖK başkanını istifaya davet etmektedir. Bizler Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak Yasakçı, Dayatmacı Rektörlerin istifa ederek Özgürlükler önündeki engelin kalkması sağlanmalıdır.
Dünya sıralamasında ilk 500'de adını bile göremediğimiz, bilim ve akademik çalışmalar yerine jakoben tavırlar içerisine girmeleri, bu ülkeye yarar değil zarar sağlamaktadır.
Yasakçılık yerine dünya standartlarının seviyesine çıkartan çalışmalar yapmaları gereken rektörler, hukukun bir gün kendilerine de lazım olacağını unutmamalıdırlar.
Adalet ve Özgürlük için yola çıkan Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak bizler her zaman hukuk tanımaz, baskıcı, yasakçı ve zalimlerin karşısında duracağımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz.
11 yılını dolduran 28 şubat post modern darbesinden bu tarafa , geriye dönüp baktığımızda yasakçıların ve darbecilerin, her zaman olduğu gibi bir takım ekonomik ve kişisel çıkarlarının doğrultusunda hareket ettiklerin, amaçlarının vatanperverlik değil, militarist bir duruşla kendilerinin çıkarlarını korumak olduğunu görmekteyiz. İç Tüzüğün kaldırılarak Darbecilerin yargılanması sağlanmalı ve darbe mağdurlarının hak kayıpları iade edilmelidir.
Geçmişe baktığımızda yasakçıların ve darbecilerin isimleri birer birer unutulurken ve adları anılmazken özgürlük mücadelecileri ise onurlu bir şekilde tarihte yerlerini almaktadırlar.
Yapılacak bir düzenleme ile, iç tüzük değiştirilmeli ve darbecilerin yargılamasının önü açılamalıdır.
İnsan haklarına saygılı ve hukuk devletinin olmazsa olmaz şartlarından birisi Adalettir.
Yeni yapılacak olan sivil anayasada özgürlüklerin önü açılmalı, baskıların ve yasakçıların önü kesilmeli, başörtüsü yasağı hayatın bütün alanlarında serbest bırakılmalı.
Meslek liselerinin ve İmam Hatip Liselerinin önündeki 'katsayı adaletsizliği' kaldırılmalı ve özgür bir eğitim ortamı sağlanmalıdır.
Yasaksız ve özgür bir gelecek temennisi ile…
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu
Yıllardır devam eden, Türkiye'nin temel insan hakları sorunlarından olan başörtüsü sorunu, kronikleşmiş bir yara olarak varlığını daha da katmerleştirerek devam etmektedir.
Yapılan anayasa değişikliğine rağmen, baskıcı ve yasakçı zihniyetin Üniversitelerdeki uzantılarından rektörler açıkça anayasayı ihlal etmektedirler ve bu halleriyle de suç işlemektedirler.
Üniversitelerin bir bilim ve araştırma yuvası olması gerekirken, özgürlüklerin öğretildiği ve akademik çalışmaların yapıldığı yerler olması gerekirken, sanki kışla zihniyeti gibi hareket ederek, öğrenciler arasında ayrımcılık yapmakta ve totaliter bir tutum sergilemektedirler.
YÖK başkanının uyarılarına rağmen yasakçı tavırlarını sürdürmektedirler. Üniversiteler arası kurul başkanı daha da ileri giderek YÖK başkanını istifaya davet etmektedir. Bizler Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak Yasakçı, Dayatmacı Rektörlerin istifa ederek Özgürlükler önündeki engelin kalkması sağlanmalıdır.
Dünya sıralamasında ilk 500'de adını bile göremediğimiz, bilim ve akademik çalışmalar yerine jakoben tavırlar içerisine girmeleri, bu ülkeye yarar değil zarar sağlamaktadır.
Yasakçılık yerine dünya standartlarının seviyesine çıkartan çalışmalar yapmaları gereken rektörler, hukukun bir gün kendilerine de lazım olacağını unutmamalıdırlar.
Adalet ve Özgürlük için yola çıkan Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak bizler her zaman hukuk tanımaz, baskıcı, yasakçı ve zalimlerin karşısında duracağımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz.
11 yılını dolduran 28 şubat post modern darbesinden bu tarafa , geriye dönüp baktığımızda yasakçıların ve darbecilerin, her zaman olduğu gibi bir takım ekonomik ve kişisel çıkarlarının doğrultusunda hareket ettiklerin, amaçlarının vatanperverlik değil, militarist bir duruşla kendilerinin çıkarlarını korumak olduğunu görmekteyiz. İç Tüzüğün kaldırılarak Darbecilerin yargılanması sağlanmalı ve darbe mağdurlarının hak kayıpları iade edilmelidir.
Geçmişe baktığımızda yasakçıların ve darbecilerin isimleri birer birer unutulurken ve adları anılmazken özgürlük mücadelecileri ise onurlu bir şekilde tarihte yerlerini almaktadırlar.
Yapılacak bir düzenleme ile, iç tüzük değiştirilmeli ve darbecilerin yargılamasının önü açılamalıdır.
İnsan haklarına saygılı ve hukuk devletinin olmazsa olmaz şartlarından birisi Adalettir.
Yeni yapılacak olan sivil anayasada özgürlüklerin önü açılmalı, baskıların ve yasakçıların önü kesilmeli, başörtüsü yasağı hayatın bütün alanlarında serbest bırakılmalı.
Meslek liselerinin ve İmam Hatip Liselerinin önündeki 'katsayı adaletsizliği' kaldırılmalı ve özgür bir eğitim ortamı sağlanmalıdır.
Yasaksız ve özgür bir gelecek temennisi ile…
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu