Ankara'da 113. Başörtüsü Eylemi (FOTO)
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu İnanca Saygı ve Başörtüsüne Özgürlük için organize ettiği eylemlerin 113. haftasını Ankara Sıhhiye Abdi İpekçi Parkında gerçekleştirdi.
TEHLİKENİN FARKINDAYIZ!
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ AYAKLAR ALTINA ALINIYOR
Eylemde Ergenokon çetesi ile birlikte başörtüsü üzerinden uzlaşı noktası kınandı ve özgürlüklerin önünün tıkanmamasına vurgu yapıldı. Basın Açıklaması bu hafta Platform adına KAD-BİR üyesi Esra Duru yaptı:
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 113. Hafta Basın Açıklaması
113. kez burada toplandık. Türkiye, krizleri, üzüntüleri hiç bitmeyen bir ülke görünümünü aldı. Gün geçmiyor ki, protesto edilecek, kınanacak yeni bir gelişme yaşanmasın. Artık yaşlarımız gerilimi kaldıracak, her gerilimden yeni bir umut çıkaracak kadar genç değil, hiçbirimiz küllerinden yeniden doğan masal kuşu anka da değiliz. Yorulduk. Çocuklarımıza, mutlu, gerilimden uzak, yaşanabilecek, her türlü farklılığını değer olarak kabul etmiş, güler yüzlü, haksızlığa yer olmayan pırıl pırıl bir ülke bırakmak istiyoruz. Ama buna bizim gücümüz yetmiyor. Sürekli, ülkemiz, inançlarımız, bölgemiz üzerinde oynanan iç ve dış tezgâhların, rızası alınmamış zavallı oyuncuları olmaya dayanamıyoruz.
Dick Cheney ülkemize gelmiş, acaba ne koparttı giderken?
Ortadoğu allak bullak olacak Türkiye’ye de figüran rolünü mü biçti yönetmen?
AK Parti’ye kapatma davası açılmış, on yıl önce geçmemiş miydik o yollardan?
Birtakım kelli felli insanlar, yaşlarına, konumlarına, tecrübelerine bakmadan karanlık darbeler planlamış, milletçe bıkmamış mıydık darbelerin moderninden postmoderninden?
Meğer bunca zamandır, Kızma Birader, Darbende Bize de Yer Ver isimli bir oyun oynanmış üzerimizden?
Nevruzda yine kargaşa yaşanmış, kardeş kardeşe düşmüş, yeteri kadar üzülmemiş miydik akan kan yüzünden?
Başörtüsü yasağı üniversitelerde devam edermiş, tek hücreli hayvanlar gibi değiliz ki, toplum olarak çoğalırken bölünen?
“Tehlikenin Farkında mısınız?” diye reklam yayınlamış yazarları darbe planlayıcılığı ile suçlanan bir gazete, habersizmişiz asıl büyük tehlikeden?
Biz de saf saf “bu da gelir bu da geçer, bu ülkeye de gelir elbet özgür günler” diye bekleyip durmuşuz. Ama biz bu oyunlara dur demedikten sonra, birbirimize dört elle sarılıp küresel ya da yerel asalakların tekerine çomak sokmadıktan sonra geçmeyecek bu günler… Yüzümüze tokadı basıp ondan sonra da “kim dövdü benim çocuğumu” diye uzattıkları sahte ellere sarılıp duracağız. Onlarsa bize bataklıktan çıkmamız için el vermiş numarası yaparken çamura daha çok batırmak için kafamıza bastıracak.
Eğer biz sokaklarda birbirimize “Türban da nereden çıktı, İslam’da yok öyle bir şey” diye bağırmaktan, üniversite önlerinde birbirimizi satırla doğramaktan, “Yasağa yasak demek yasak” diye parti kapatmaya kalkışmaktan, Irak’taki kanlı ve insanlık dışı işgali protesto eden öğrencileri dipçikle döverek hırpalamaktan, birbirimizi 301 vesilesiyle dava etmekten vazgeçmezsek… Başımıza daha çok çorap örerler.
“Parçala yönet”çi anlayışa karşı, bir olalım, iri ve diri olalım. İri lokmayı yutmak kolay değildir.
Haftaya bugün bu saatte buluşmak üzere Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinize teşekkür ederiz.
TÜRKİYE KADINLAR KÜLTÜR VE DAYANIŞMA BİRLİĞİ (KAD-BİR) Esra DURU