Ankara'da 119. Başörtüsü Eylemi
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 119. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 119. Hafta Basın Açıklaması:
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ HER DİNDEN KİŞİ İÇİN İSTİYORUZ
İnanç özgürlüğü platformu olarak ilk başladığımız günden beri sadece kendimize yönelik baskılara karşı değil tüm inanç sahiplerine yönelik baskılara karşı olduğumuzu ilan ettik. sadece başörtülülere yönelik baskılara karşı değil her dinden her ideolojiden insanın uğradığı mağduriyeti tel'in ettik. İnanç özgürlüğü tüm insanlar için evrensel bir haktır. İnancını yaşama yaşatma ve propagandasını yapma hakkı ayrımsız her kesimden kişinin sahip olması gereken bir haktır.
Ankara Cebeci''deki Kurtuluş Kilisesi''ne gelen 3 kişinin ''''silah tehdidiyle kilisenin kapatılmasını istediği'' basına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır. Türkiye'de Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında bir düşmanlık ve kan davası yoktur. Farklı dinden bir başkasına karşı yüzyıllardır hoşgörülü davranan bir toplumun müntesipleriyiz. Yüzyıllardır bu topraklarda Yahudi, Hıristiyan, Müslüman hep beraber huzur içinde yaşamıştır. Halen de bir problem yoktur.Şüphesiz ki inandığı dinin doğru olduğuna inanan birisi farklı dinden bir başka kişinin de kendi dinine inanmasını ister.Bu doğal bir duygudur.Fakat herhangi bir inancı olan kişi farklı inançlara zorla baskı yapılmasına en şiddetli bir şekilde karşı çıkmalıdır çıkmıştır da.Zaten samimi din mensuplarının birbirlerine karşı bu hoşgörüyü saygıyı gösterdiğini biliyoruz.Türkiye'de son yılarda artan kilise ve rahiplere yönelik saldırıların herhangi bir İslami hassasiyetten kaynaklanmadığı da her geçen gün daha bir açık şekilde anlaşılmaktadır.Alkollü ve yüz kızartıcı suçtan sabıkalı kişilerin de bu saldırılarda piyon olarak kullanıldığı sonradan anlaşılmaktadır.Herhangi bir İslami hassasiyeti olmayan ama gizli ve derin çevreler tarafından inanç sahiplerinin kiliselerine saldırı düzenlenmesi için azmettirildiği bilahare anlaşılan bu kişilerin Türkiye'de kaos ve anarşi çıkarmak istedikleri bellidir.Zaten son zamanlarda yakalanan Ergenekon çetesinin benzer faaliyetler içinde olduğu basına yansıyan haberlerden anlaşılmaktadır.Rahip cinayetlerinin altından Ergenekon kokuları gelmektedir.Danıştay saldırganı Alpaslan Aslan ile Ergenekon tutuklusu Veli Küçük'ün birlikte çekilmiş fotoğrafları yayınlandığı halde yargı bu konunun üstüne gitmemeyi tercih etmiştir.Bu tavır yeni kilise saldırılarının önünü açabilir.Zira artık aşikar olmuş Ergenekon ve kullanılan gençler birlikteliğini görmezden gelme mantığı artık hakim olmuş demektir.Sorumluluk sahibi kişiler oynanan oyunun farkına varmalıdır.Bu ülkede inanç grupları arası bir sürtüşmeyi tezgahlamaya çalışıp bu halden antidemokratik meyveler devşirmeye çalışanlar vardır.Fakat artık takke düştü kel göründü.Bu oyunun farkına herkes vardı.Bu toplumda inanç gruplarını ,farklı etnik toplulukları birbirine düşürmeye çalışanların maskesi düşmüştür.Nasıl ki yurtdışındaki Müslümanlar için camii hakkı olması gereken b bir hak ise yurdumuzda da farklı inanç gruplar için farklı ibadethaneler bir haktır.
Biz özgürlük talep ederken hiç bir zaman sadece kendimiz için böyle bir talebimiz olmadı. Bunu ısrarla söyledik. Ancak namaz kılan kişilerin görüntülerini bile esrarengiz bir şekilde ve düşmanca sunan medyanın çifte standardı da gözümüzden kaçmamaktadır. Medya ibadetlerini yapan kişileri hedef tahtasına oturtmakta ve medyatik lince tabi tutmaya çalışmaktadır.
Ama kim çifte standart yaparsa yapsın biz hakkı hakikati söylemeye çalışacağız ve bu hep bizim yüzümüzü ağartacak alnımızı açık kılacak olandır.
MAZLUMDER Ankara Şube
Yönetin Kurulu Üyesi
Serkan CODAL