Ankara'da 164. başörtüsü eylemi
Ankara inanç özgürlüğü platformu 164. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.
Ankara inanç özgürlüğü platformu 164. basın açıklamasını platform adına (İlkder) ilke eğitim kültür ve dayanışma derneği adına Başkan yardımcısı Hadiye KILIÇ'ın okuduğu basın açıklaması:
Sayın basın mensupları ve değerli katılımcılar;
İnanç Özgürlüğü Platformu özelde başörtüsü yasağını protesto etmek, genelde ise inanç özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak, en azından sesimizi duyurabilmek için kuruldu. 164. hafta sonunda gelinen nokta başlangıçtan hiç farklı değil. Geçen zamanda yaşadıklarımız, umutlarımızı karamsarlığa dönüştürdü. Ülkemizin gündemi Ergenekon ve darbe günlükleri ile dolu. Üstüne bir de ekonomik kriz eklenince başörtüsü meselesi (ki bizler için hayati öneme sahiptir) çok arka sıralarda kaldı. Maalesef Çanakkale şehitlerini anma toplantısında bile salonda başörtülü avına çıkılıyor, başörtülüler arka sıralara itiliyorlar. Buna rağmen muhterem askerlerimiz salona girmiyorlar. Fakat söz konusu başörtülü kadın şehit anasıysa, oğlunu bu vatan için feda ettiyse, o salona şeref madalyasını almaya gelebilir.Yoksa ona bütün salonlar, alanlar, okullar, sandık başları kapalıdır.
YSK başkanı Muammer Aydın imzasıyla yayınlanan sandık kurulu üyelerinin "sınırları yasalarla ve yargı kararlarıyla çizilmiş kılık ve kıyafet ölçülerine uymaları" yönündeki genelgesi hepimizi şok etti. İnsanların gelenekleri, inançları, başörtüleri oy kullanmasına engel olmuyorsa kullandığı oyu denetlemesine de engel olmamalıdır. İnsanların yaşam tarzlarına suç gözüyle bakılması ve bu girişimin son dakikalara sığdırılmasına bir anlam veremiyoruz. Ülkemizde her kanun, her kural sanki iki tip insana göre yorumlanıyor. Birincisi normal vatandaşlar, diğeri ise başörtülü olan ikinci sınıf vatandaşlar. Bizler; kanunları uygulayan ve yorumlayanların bir türlü özgürlükçü ve insan haklarına saygılı bakış açısına sahip olamamalarını anlayamıyoruz ve bu durumu ülkemiz için kayıp olarak görüyoruz.
Bu ülkede başörtülü olursan hele hele de imam hatipliysen potansiyel suçlusundur. TV kanallarından gazete manşetlerinden hedef gösterilirsin. 18 Mart akşamı televizyon kanallarının birinde bir gazetecinin "çoğu valiler imam hatip kökenlidir" sözünü İçişleri Bakanı ciddiye alıyor, rakamlarla bu gazeteciye yanıt veriyor. "81 ilin valisinin 61'i genel lise, 12'si ise imam hatip lisesi mezunudur" diyor.Bunların okudukları fakülteler, yaptıkları akademik çalışmalar ve vali olabilmeleri için 1.sınıf mülki amir ve 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip olmaları, olumlu bir sicil almaları şartları göz önüne bile alınmıyor. Acaba imam hatip liseleri ve bu çocuklar uzaydan mı geldi? Buralarda terörist mi yetiştiriliyor? Bu okulların müfredatını kim denetliyor? Soruyoruz.
Çukurova Üniversitesi Balcalı Yerleşkesi'nde düzenlenen 'Kariyer Günleri 09' etkinliği kapsamında verilen bir konferansa katılmak isteyen mühendis Esin Hanım, görevli olduğu Türk Telekom'un da sponsorluğunu yaptığı konferanstan başörtülü olduğu gerekçesiyle dışarı çıkarılmak istendi. Amirlerine durumu anlatmak için bir süre daha salonda kalan Esin Hanım başka bir görevli tarafından salondan çıkarıldı. Esin Hanım'ın; meslektaşlarının sahip olduğu haklara sahip olamaması ve salondan çıkarılması ile Amerika'daki bir zencinin beyazların otobüsünden indirilmesi arasında bir fark görmüyoruz. Ancak bugün de gördüğümüz gibi zulüm ebedî olamaz.
Bu v.b. haberleri her gün basından takip ediyoruz. Meclisin ve YÖK'ün kararına uyarak ODTÜ'de başörtülü iki öğrencinin okula girmesine izin veren Soner Ercim adlı güvenlik görevlisi işten çıkarıldı. Bu kararları veren insanların bilim kurumlarının başında olmalarından utanıyoruz, kendimiz ve milletimiz adına utanıyoruz.
Son bir haberimiz de açılımlar sahibi CHP'den. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gülgün Burşuk adlı öğrenciye başörtülü fotoğraf verdiği için paso vermedi. Üzülerek gördük ki; samimiyetine inanmak için aklımızı zorladığımız CHP seçim sonuna kadar bile dayanamadı ve başörtüsü düşmanlığını bir kez daha sergiledi.
Okurken, dinlerken hayrete düştüğümüz bu olaylar Türkiye'de yaşanıyor. Çanakkale geçmişiyle övünen, Kurtuluş Savaşı kahramanlıkları destan olup yazılan Türkiye'de... Acaba bu savaşlar, din için, Allah için, vatan için yapılmadı mı? Bu şehitler bu değerler uğruna toprağa düşmedi mi?
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU"
Sayın basın mensupları ve değerli katılımcılar;
İnanç Özgürlüğü Platformu özelde başörtüsü yasağını protesto etmek, genelde ise inanç özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak, en azından sesimizi duyurabilmek için kuruldu. 164. hafta sonunda gelinen nokta başlangıçtan hiç farklı değil. Geçen zamanda yaşadıklarımız, umutlarımızı karamsarlığa dönüştürdü. Ülkemizin gündemi Ergenekon ve darbe günlükleri ile dolu. Üstüne bir de ekonomik kriz eklenince başörtüsü meselesi (ki bizler için hayati öneme sahiptir) çok arka sıralarda kaldı. Maalesef Çanakkale şehitlerini anma toplantısında bile salonda başörtülü avına çıkılıyor, başörtülüler arka sıralara itiliyorlar. Buna rağmen muhterem askerlerimiz salona girmiyorlar. Fakat söz konusu başörtülü kadın şehit anasıysa, oğlunu bu vatan için feda ettiyse, o salona şeref madalyasını almaya gelebilir.Yoksa ona bütün salonlar, alanlar, okullar, sandık başları kapalıdır.
YSK başkanı Muammer Aydın imzasıyla yayınlanan sandık kurulu üyelerinin "sınırları yasalarla ve yargı kararlarıyla çizilmiş kılık ve kıyafet ölçülerine uymaları" yönündeki genelgesi hepimizi şok etti. İnsanların gelenekleri, inançları, başörtüleri oy kullanmasına engel olmuyorsa kullandığı oyu denetlemesine de engel olmamalıdır. İnsanların yaşam tarzlarına suç gözüyle bakılması ve bu girişimin son dakikalara sığdırılmasına bir anlam veremiyoruz. Ülkemizde her kanun, her kural sanki iki tip insana göre yorumlanıyor. Birincisi normal vatandaşlar, diğeri ise başörtülü olan ikinci sınıf vatandaşlar. Bizler; kanunları uygulayan ve yorumlayanların bir türlü özgürlükçü ve insan haklarına saygılı bakış açısına sahip olamamalarını anlayamıyoruz ve bu durumu ülkemiz için kayıp olarak görüyoruz.
Bu ülkede başörtülü olursan hele hele de imam hatipliysen potansiyel suçlusundur. TV kanallarından gazete manşetlerinden hedef gösterilirsin. 18 Mart akşamı televizyon kanallarının birinde bir gazetecinin "çoğu valiler imam hatip kökenlidir" sözünü İçişleri Bakanı ciddiye alıyor, rakamlarla bu gazeteciye yanıt veriyor. "81 ilin valisinin 61'i genel lise, 12'si ise imam hatip lisesi mezunudur" diyor.Bunların okudukları fakülteler, yaptıkları akademik çalışmalar ve vali olabilmeleri için 1.sınıf mülki amir ve 15 yıllık mesleki tecrübeye sahip olmaları, olumlu bir sicil almaları şartları göz önüne bile alınmıyor. Acaba imam hatip liseleri ve bu çocuklar uzaydan mı geldi? Buralarda terörist mi yetiştiriliyor? Bu okulların müfredatını kim denetliyor? Soruyoruz.
Çukurova Üniversitesi Balcalı Yerleşkesi'nde düzenlenen 'Kariyer Günleri 09' etkinliği kapsamında verilen bir konferansa katılmak isteyen mühendis Esin Hanım, görevli olduğu Türk Telekom'un da sponsorluğunu yaptığı konferanstan başörtülü olduğu gerekçesiyle dışarı çıkarılmak istendi. Amirlerine durumu anlatmak için bir süre daha salonda kalan Esin Hanım başka bir görevli tarafından salondan çıkarıldı. Esin Hanım'ın; meslektaşlarının sahip olduğu haklara sahip olamaması ve salondan çıkarılması ile Amerika'daki bir zencinin beyazların otobüsünden indirilmesi arasında bir fark görmüyoruz. Ancak bugün de gördüğümüz gibi zulüm ebedî olamaz.
Bu v.b. haberleri her gün basından takip ediyoruz. Meclisin ve YÖK'ün kararına uyarak ODTÜ'de başörtülü iki öğrencinin okula girmesine izin veren Soner Ercim adlı güvenlik görevlisi işten çıkarıldı. Bu kararları veren insanların bilim kurumlarının başında olmalarından utanıyoruz, kendimiz ve milletimiz adına utanıyoruz.
Son bir haberimiz de açılımlar sahibi CHP'den. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gülgün Burşuk adlı öğrenciye başörtülü fotoğraf verdiği için paso vermedi. Üzülerek gördük ki; samimiyetine inanmak için aklımızı zorladığımız CHP seçim sonuna kadar bile dayanamadı ve başörtüsü düşmanlığını bir kez daha sergiledi.
Okurken, dinlerken hayrete düştüğümüz bu olaylar Türkiye'de yaşanıyor. Çanakkale geçmişiyle övünen, Kurtuluş Savaşı kahramanlıkları destan olup yazılan Türkiye'de... Acaba bu savaşlar, din için, Allah için, vatan için yapılmadı mı? Bu şehitler bu değerler uğruna toprağa düşmedi mi?
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU"