Değerli Basın Mensupları, İnsan Hak ve Özgürlükleri konusunda bizleri yalnız bırakmayan değerli dostlarımız!

Bilindiği gibi, son günlerde gündeme oturan Ergenekon Terör Örgütü ile alakalı, insanı hayrete ve dehşete düşüren iddiaların yer aldığı görülmektedir. Bu iddianameye göre, vakit ve Cuma namazı kılanlar fişlenmiş, İmam-Hatip Liselerine gizli kameralar yerleştirilerek başörtülü öğretmen ve öğrenciler tesbit edilerek, görüntü ve fotoğraflar İslam karşıtı medyaya servis edilmiştir. Gerek Ergenekon Terör Örgütünün elebaşıları, gerekse; kendileri için haber ve basın özgürlüğü isteyen, ama inançlı insanların ifade özgürlüğünü hiçe sayarak adıgeç en terör örgütü ile işbirliği içinde, onların malzemelerini kullanan malum medya hakkında da soruşturma başlatılarak bu tür provokatör davranışlara engel olunmalıdır.

Mahalli seçimler sebebiyle çarşaf açılımını başlatan ve başörtülü hanımlara rozet takan CHP'nin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı'nın başörtülü fotoğraflarla müracaat eden öğrencilere paso vermeyerek, "VATANDAŞLAR ARASINDA AYIRIMCILIK VE İNSAN HAKLARI İHLALİ YAPMASI"nı kınıyor, kendilerini iki yüzlü davranmaktan vazgeçerek etik davranmaya davet ediyoruz.

Böylesi bir davranış sergileyerek, otobüslerin KAMUSAL ALAN ilan edilmesinin yanında, yine dünyada eşi görülmedik bir ilk'e daha imza atan ülke olduk; o da, Yüksek Seçim Kurulu'nun, "Sandık alanının kamusal alan ilan edilmesi ve bu nedenle görevlilerin başörtüsü takamayacağı" şeklindeki gayr-i hukuki kararıdır. Bu karar, ülkenin Başbakanı'nı da çileden çıkarmış ve şöyle konuşmasına vesile olmuştur; "Sandık üyelerine neymiş, sandık kurulunun olduğu yer kamusal alanmış ne demek yahu? Böyle kamusal alan mı olur? Bunu Avrupa duyduğu zaman ne der? "arkadaşlarımız gidiyorlar, görüşüyorlar. 'Efendim uygun olan budur' diyorlar. Ne demek bu yahu nasıl uygun olan budur? TEMENNİ EDERİZ Kİ BU YANLIŞLARDAN DÖNÜLÜR." Evet, biz de Başbakan'ın şu yanlıştan dönmesini istiyoruz. Toplum kuruluşları olarak, belki bizler bu tür yanlışlardan dönülmesini temenni edebiliriz. Ancak, ülkeyi yöneten ve etkin bir makamda bulunan; ülkenin ve tüm halkın Başbakanı olan bir zatın temenniden öte bir hak ihlalini ve kanunsuzluğu önlemek adına yapacağı şeyler olmalıdır, her halde. Temenni etmekten öte ciddi şeyler yapılmasını istiyoruz.
Buradan tekrar ilan edelim ki, bu platform yasakçı ve özgürlük düşmanı olan her çeşit zihniyete karşı her zaman insanların hak ve özgürlüklerinin savunucusu olacaktır. Düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünün karşısında olanların karşısında olmaya devam edecektir. Çünkü bu platform, "TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDEN ASLA TAVİZ VERİLEMEZ" ilkesi ile yola çıkmış, tüm ülke insanlarına; "FİKİR, İNANÇ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ"nün sağlanması içinde mücadelesini sürdürecektir.
Hepinize saygıyla selamlar katılımlarınız için teşekkürlerimizi sunarız.

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Adına
Muhittin ÖZDEMİR
Vahdet Vakfı