Ankara'da 167. başörtüsü eylemi

Ankara'da 167. başörtüsü eylemi

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Sıhhıye Abdi ipekçi parkında 167.Hafta Basın açıklaması yaptı.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 167. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Bugün, Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu olarak eylemlerimizin 167. haftasında ilk günkü azmimizle direnmeye devam ediyoruz. Bu direnişimiz inancımızın önündeki tüm engeller kalkana kadar artarak devam edecektir.

İnancın önündeki engelleri protesto etmek bu engellerin açılması için 167 haftadır devam eden basın açıklamalarımızda, başta başörtüsü olmak üzere diğer hakların özgürlüğü için görüşlerimizi ve şikâyetlerimizi dile getirdik. Türkiye'nin birçok bölgesinde konu ile ilgili yapılan açıklamaların dikkate alınmadığı ve her geçen gün bu olaylara yenilerinin eklendiğine şahit olur olduk.

Bir seçimi daha yasak ve inanca karşı yapılan baskılarla geçirdik. Gaziantep'in İslâhiye ilçesinde demokratik ortamda bir yarışın sonunda ilçeye belediye başkanı seçilen Melike Uludağ gördüğü siyasi ve medya baskısı ile önünde hiçbir yasal engel olmamasına rağmen peruk takarak başkanlığa başlamak zorunda bırakıldı.

Yine Antalya'nın Akseki ilçesinde AKP listesinden 1. sıradan Belediye Meclis Üyesi olan Şefika Tellioğlu, mazbatasanı aldıktan sonra istifa etti. Tellioğlu, İlçe Seçim Kurulu'na sunduğu istifa dilekçesinde, "29 Mart 2009 yerel yönetim seçimleri sonucu, AKP Belediye Meclis üyeliğine seçildim. Rahatsızlığımdan dolayı devam edemeyeceğim. Gereğini saygılarımla arz ederim" diye yazdı. Ancak bunun arka planında meclis üyesinin başörtülü olmasının ileride doğuracağı sonuçların önüne geçmek için yapılmış baskı sonucu alındığı haberi medyada yer aldı.

Biz inananları yaralayan kısmı ise halkın İslami hassasiyetleri yüksek olduğundan bir umutla yıllardır tek başına iktidarı altın bir tepsi ile sunduğu hükümet döneminde özelde başörtüsü genelde İslami değerlerin önündeki engellerin gün geçtikçe hızla arttığı ve yasakların legal hale getirilerek çözümünün olmadığı insanların bilinçaltına yerleştirildiği bir süreci üzüntüyle takip ediyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Amerika'nın 44. Başkanı Barak Obama ülkemize bir ziyaret gerçekleştirdi. Bazı basın yayın organları özellikle bazı muhafazakâr basın organları başörtüsü sorunlarını hiç dile getirmeksizin ve hatta ilim için her şey mubahtır mantığı güderken Obama'nın Sultanahmet Camiindeki duygusal anlarını manşetten vermeyi ihmal etmemiştir.
Obama'nın ezandan önce bitireceğiz diyerek başladığı ve ;
-" Birbirimizin ötesinde konuşamayız, etrafımıza güvensizlik duvarları öremeyiz. Ortak zemin bulmamız gerekiyor, birbirimizin bakışlarına saygı duymamız gerekiyor, fikir birliği kurmasak bile" Aynı zamanlarda farklı kökenlerden ırklardan ve dinlerden, ortak çıkarlar etrafında olan bir milletiz" Dünya sizin yarattığınız dünya olacaktır. Yeni köprüler inşa edebilirsiniz, yeni duvarlar örmek yerine"

Mesajlarıyla devam ettiği bir öğrenci programında hiçbir başörtülü öğrencinin olmaması nasıl bir köprü kurulacağı ve nasıl bir dünya oluşturulacağı şüphesini akla getirmektedir.

Amerika Müslüman bir aileden gelen birini başkan seçmiştir. Amerika bundan sonraki süreçte Müslüman ülkelerde bugüne kadar kan dökerek elde ettiği kötü izlenimi silme peşine girmiştir. Obama'nın Türkiye ziyareti sonucunda söylemleri de bu tezi desteklemekle beraber bunun gerçekçi olmasını ve bundan sonraki süreçte dünyanın zulmeden süper gücünün artık değişebilecek olmasını umut ediyoruz.

Ergenekon Davasının son iddianamesinde Güler Kömürcü ile telefon görüşmesi yapmış olan Adil Serdar Saçan'ın
"Vallahi kimseye bir şey yapmıyorum daha. Buralarda oturuyoruz. Zamanı gelecek, yaparız inşallah" sözlerini sarfedip Başörtüsü rahatsızlığını da sıklıkla görüşmelerde dile getiren Saçan'ın,
"Meclis'te türbanlı kadınlar için ayrı şey açılıyor. Nedir o? Berber-kuaför açılıyor. Gider ondan sonra bir bakarsın ki ağaçlarda sallanmalar var. Az kaldı. Çok az kaldı yani" Sabırları çok zorluyor bunlar. Bunlar Türk devletinin refleksini bilmiyorlar. O refleks yalnız yakınlaşıyor, onu sana söyleyeyim. Bir gecede bütün her şey değişebilir yani" Ha bu millet direnir mi? Bu millet güç neredeyse ona tapar. Ertesi gün bakarsın o refleksif hareketi yapanların yanında yer almış hepsi" sözlerine cevaben bizim Nene Hatunlarımız olduğu gibi Sütçü İmamlarımız da var hatırlatmasını yapıyoruz.

İnançlar açısından yoğun engellerin olduğu bir haftayı daha geride bıraktık. Biz İnanç özgürlüğü platformu olarak biliyoruz ki Türkiye özelinde bu işlerin çözümü mümkün ve bunun ilk adımı yıllardır memnun olmadığımız ve bir türlü değiştirmek için eyleme geçemediğimiz sivil anayasayı oluşturmaktan geçiyor. Çözümsüz bir hale dönüştürdüğümüz Sivil Anayasa oluşturma işi hükümetin en öncelikli maddesidir.
Bilincinde olduğumuz bir ilahi gerçek ise doğru bildiklerimizi yaşam tarzı haline getirdiğimizde önümüze engeller çıkacak, sıkıntılı dönemlerimiz olacak, ama sonunda direnerek kazanan yine biz olacağız.
İnancın önündeki tüm engeller kalkana kadar her hafta aynı gün ve aynı saatte buluşmalarımızın son bulması ümidiyle basın açıklamamızı bitiriyoruz. Haftaya tekrar buluşmak üzere.

İHH - ANKARA (İnsan Hakları ve Hizmet Derneği)