Apo: MİT Bizi, Biz MİT'i Kullandık

Apo: MİT Bizi, Biz MİT'i Kullandık

Hakan Aygün'ün Uğur Mumcu cinayeti ile ilgili yazısı ve satır araları...

Hakan Aygün/Bugün
UĞUR MUMCU'YU KİM KATLETTİ?
Meclis Başkanvekilimiz Güldal Mumcu'nun köftelerinin kulakları çınlasın! Cumhuriyet'te çalıştığım yıllarda evine çok sık girip, çıkacak kadar Uğur Mumcu'ya yakındım! Uğur Ağabey'in koruması yoktu, altında zırhlı lüks bir otomobili yoktu. Şoförü de yoktu. Ve Türkiye'nin "en çok tehdit" edilen adamıydı!

15 yıl önce evinin önünde uğradığı suikast sonucu kaybettiğimiz Uğur Ağabey'in son çalışması PKK üzerineydi. Hiçbir zaman yayınlanmayan bu çalışması için, 1980 öncesinden itibaren PKK'yı mercek altına almış, eski ve/veya halen görevdeki MİT ve Genelkurmay görevlileriyle de "gizli görüşmeler" yaparak, şu sorunun yanıtını arıyordu:

"PKK'yı MİT mi yarattı? Bu operasyonun ardında başka bir ülkenin gizli servisi var mı?" Çıkış noktalarından biri, Apo'nun eşi Kesire Öcalan'ın babasının MİT mensubu olmasıydı. Uğur Ağabey'e zaman zaman bu tarz çalışmalarında yardım ederdim. Benim gibi genç muhabirlerden hoşuna gidenleri, kendi dünyasının içine çekerek, eğitmeye çalışırdı. Ama hayat bu ya! Birden Cumhuriyet Gazetesi'nde iç kavga çıktı. Bir anda kendimi Cumhuriyet'ten kopanlar arasında buldum.

Uğur Ağabey ise kısa bir Milliyet macerasından sonra döndüğü Cumhuriyet'te kaldı. O dönem bana biraz burulduğunu biliyorum ama artık ben TV'ciliğe başlamıştım. Uğur Ağabey'le de öldürülmeden önce tesadüfen karşılaştığımızda, uzun bir sohbetle hasret giderdik. Bir anlamda "helalleşmişiz" de haberim yoktu. "Cumhuriyet'e dönmemi" istiyordu. Beni seviyordu, gazeteciliğimin geleceğine güveniyordu. Ama ben artık TV habercisi olmuştum, kader yollarımızı ayırmıştı.

Uğur Ağabey katledildiğinde, PKK-MİT bağlantısı üzerine notlarını da aldığı bilgisayar disketlerine el konuldu. Sonra ne oldu bilemiyorum! Ve ben de TV haberciliğine devam ederken bir gün kendimi Bekaa'da Apo'nun "sözde ikinci ateşkes toplantısı"nı izlerken buldum. Apo'yla özel sohbet ayarladım ve Uğur Mumcu'nun yanıtını aradığı soruyu sordum:

"1980 öncesinde MİT, PKK'nın kuruluşuna destek verdi mi?" Apo, çok samimi şekilde yanıtladı: "Evet, karım Kesire'nin babası MİT'te çalışıyordu. O vesileyle, MİT'in bizi, bizim MİT'i kullanmışlığımız olmuştur. Ama sonra Kesire bu işleri ileri götürünce, Kesire'yi de, bu ilişkileri de tasfiye ettik." Mumcu'nun öldürülmesinden sonra ortaya atılan en önemli iddiayı sordum:

"Mumcu PKK'nın MİT bağlantısını araştırdığı için mi öldürüldü? Bu işte PKK'nın, bizzat sizin parmağınız var mı?" Apo, suikastte PKK'nın parmağı olduğunu kesinlikle reddetti. Daha çok olayın böyle görülmesini isteyen derin devlet güçlerine ya da başka gizli servislere bakılması gerektiğini söyledi. Gözlemim, bu işte bizzat kendi parmağının olmadığı şeklindeydi.

Yani bana hiç renk vermedi! Uğur Ağabey'i kimin niye katlettiğini hâlâ bilemiyoruz! Bu sorunun yanıtı, benim içimde "gazeteci ağabeyime" karşı bir borç olarak hâlâ duruyor! İçim sızlıyor! Kendimde Güldal Abla'nın yüzüne bakacak cesareti hiç ama hiç bulamadım, galiba hiç de bulamayacağım?