Arınç: Ben Milli Görüş Çizgisinden Geldim
Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç NTV'de Mardin'de yaşanan olaydan kabine değişikliklerine, Ergenekon'dan Deniz Feneri ve Anayasaya ilişkin soruları yanıtladı.
Arınç şunları söyledi: Koruculuk sisteminin kaldırılması gündemde. Ellerinde silah gücünü bulunduranlar başka amaçlara kullandı.
Bugün eğitim konusu özellikle kız çocukların okuma kampanyasının da önemi ortada.
Kabine değişikliği konusunda benim de hükümete katılmamla konu hakkında yazılanları ben de okudum. yazılanlara önyargılı yaklaşmıyorum. Ben evet milli görüş çizgisinden geldim ama AK Parti'nin kuruluşunda yer aldım ve görev yaptım. benim kimliğim muhafazakar demokrattır. Evet milli görüşte siyaset yaptım bunu inkar etmiyorum. Bu siyasi hayatımın bir parçası. Ama 26 kişilik kadroda 3 kişi var milli görüş çizgisinden ama kabineyi böyle yorumlamak yanlıştır.
Bir defa geçmişten bu yana siyaset yapan arkadaşlarız. Aynı düşünceleri paylaşan insanlarız. Birbimize olan saygı sevgimiz zaman zaman birbirimize abi olarak hitap ettiğimiz oldu. Bana da abi diyenler vardır. Bu bizim özel hayatımızdır. Böyle bir bakam mevki kabinede kesinlikle yok.
Partide de hükümette de abi görevim yok. Meclis Başkanlığını bıraktığımda bir süre görev yapamayacağımı söyledim. Kendisi bana danışman görevini verdi.
Ben bir eksiğim hatam varsa düzeltirim. Geçmişte kişilere yönelik davranışlarım olabilir.. Biz hükümetin siyasi organı olduğumuzu biliyoruz. Bizim görevimiz hükümetin güvenliği. Kurumsal olarak ilişkiklerimiz iyiye gidecekse iletişimizi buna göre yürüteceğiz.. Ben Silahlı Kuvvetleri hiçbir zaman eleştirmedim. Ama kurumlar içindeki şahsi hataları da söyledim. Bizi birbirimize karşıt gibi gösteriyorlar...
Türk milletinin gözbebeği olan bir kuruma benim kötü niyetli ya da önyargılı yaklaşmak kesinlikle yapacağım bir şey değil. Böyle asil bir kuruma karşı olmam da mümkün değil. MGK'ya katılmamı yanlış nitelendirip çeşitli sonuçlar çıkarılmasını kesinlikle yanlış buluyorum...
Deniz Feneri konusu ilk çıktığında fikirlerimi ifade ettim. Ben Türkiye'deki Deniz Feneri'nin şahsen tanıyorum ve tüm hesaplarını kuruş kuruş sitelerinde yayınladıklarını biliyorum. Ben Deniz Feneri'nin Almanya'da kurulmasından bilgim yok. İlgisi olduğunu da sanmıyorum. Aynı isim kullanılarak bir şeyler yapılmış. Almanya'daki Deniz Fenerinden 6 milyon avro para sadece yardım olarak gönderilmiş bunun Türkiye'de giriş ve çıkış belgeleri var.
Almanya yargısı Deniz Feneri e.V ile buradakinin ilgisi davada geçmiş. Bu konuda yargılanıp cezalandırılan oldu. Evraktaki gecikme konusunda olağan mı kasıtlı mı gecikti bu konu araştırılacaktır. Ama bürokraside bazen bir odadan odaya 7 günde evrağın geldiği de oluyor. Mehmet Ali Şahin'in bilerek ve kasıtlı olarak adli yargılamayı geciktirmesi mümkün değil. Deniz Feneri konusunda yolsuzluk söz konusu olduğunda Şahin'in yolsuzluklara onlardan daha fazla karşı olduğunu söyleyebilirim. Ama emin olun bu konuda elime gerekli bilgiler geldiğinde sizlerle de paylaşacağım.
Başbuğ'un gösteriği Ergenekon hassasiyeti hukukçuların da taşıması gereken özelliktir. Yani insanlar yargı sonucu alınana kadar masum sayılır. Yine bu olayda yargıyı etkilemek baskı altına almak yasada belirtilmiştir. Yapılmaz. Türkiye'de bir şeyler karıştı. Birçok kesim yargı konusunda tavırlarını gözden geçirmelidir. Mesela Ergenekon ismine de ititaz edildi. Ama bu söz konusu ekibin kendi isimlendirmeleri. Bizim bir destanımız da var. Bu konuda hassas olunmalı. Ama bırakalım bu işi yargıya. Yargı çözecektir. Bu toplu bir dava olduğu için süresinin uzaması normal.
Bir iddia bile olsa bir Anayasa Mahkemesi üyesi konusunda kararı kendileri verecek. Başkanvekili noktasına gelmiş bir kişi hakkında çeşitli iddialar olduğu için kendi içerisinde bir inceleme yaparlar. Bence kendi içlerinde yapılan bu inceleme kurumun itibarını artıracaktır.
Telefon dinlenmesi ile ilgili süreç kanunda belirlenmiştir. Bu konuda bir kurum var. Ama teknolojik gelişmeler sayesinde izinsiz dinlemek mümkün ve bu araçlar piyasada satılıyor. Ama bu durumu çirkin kişilik haklarını ihlal eden bir durum olarak değerlendiriyorum. Bu sürecin zaptı rapt altına alınması çok ciddi düzenleme ile mümkün.
Ak Parti grubunda bir Anayas değişikliği çalışması yapmıştık. Ben son toplantıya katılamadım. Ama katılan arkadaşlarımız bu konunun uzmanı. Ben 60-70 maddenin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama mevcut yasanın değişmesi yerine toplumsal mutabakatla değişmesinin daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu değişiklik bir teklifle gündeme gelecek ve diğer siyasi partilerle bir mutabakat ve uzlaşma aranacak. Biz bu konuyu birlikte meclise getireceğiz. Bu konuda önyargılı olmasınlar. İçerisinde önemli değişiklikler var.
Haber7