Selâhaddin Çakırgil
Azerbaycan’ı savaş için yüreklendiren de Erdoğan imiş...
Önce bir nokta: Dünkü yazım üzerine bazı okuyucular, Azerbaycan konusunda, 100 yıl öncelerdeki büyük fedakârlıklara değinilmemesini noksanlık olarak nitelemişler; doğrudur.
Gerçekten de, Şarq Cebhesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa’nın emrindeki Osmanlı Orduları’nın, Güney Kafkasya’yı düşman güçlerinden temizleyip, Bakû’ya kadar girişi; hele de Enver Paşa’nın kardeşi ve Kafkas İslam Orduları komutanı Nurî (Killigil) Paşa’nın adı, hâlâ azerî halkının yâdındadır.
Bu arada, Azerbaycan’ı, 1921’deki Gümrü Andlaşması’yla (ve Lenin’e gönderdiği ilginç bir telgrafla) kimin bıraktığının unutulmadığını da hatırlayalım.
***
‘Azerbaycan- Ermenistan’ arasındaki son sürtüşmeler konusunda Ermenistan Başkanı Serj Serkisyan’ın Erdoğan’ı suçlamasına şaşmamak gerek..
Ama asıl önemlisi, İran’ın stratejik yorumlar yapmasıyla meşhur Tabnak isimli sitede 4 Nisan 2016 günü, 578 278 kod numaralı yorumda yazılanlara ne demeli?
***
Suriye Buhranı’nın başından beri, İran medyasında Erdoğan hakkında yapılan yorumlarda olduğu gibi, bu yorumda da Tayyib Erdoğan, Halifecilik ve Yeni Osmanlılık hayali ve maceracılığı peşinde olduğu ve Azerbaycan’ın Ermenistan’la son sürtüşmesinde de, onun tarafından yüreklendirildiğine dair ciddî delillerin bulunduğu iddiası tekrarlanıyordu.
***
Sözkonusu yorumda, Azerbaycan- Ermenistan Sürtüşmesi’nin Rusya ile Türkiye arasındaki rekabetin arttığı bir dönemde olmasına dikkat çekilerek şöyle deniliyor, özetle: ‘(...) bir diğer devletin, Irak ve Suriye’de tahrip edici rolü olan bir devletin, Türkiye’nin bu sürtüşmelerdeki rolünü de gözardı etmemek gerek..’
***
Yazıda, ayrıca ‘Russia Today’ (Bugünkü Rusya) Haber Merkezi’nin, ‘İlham Aliyev’in Türkiye’ye iki hafta önce yaptığı seyahatinin, ‘Bir millet, iki devlet’ şiarına yeni bir canlılık kazandırdığı’ görüşü de aktarılıyordu.
İran Dışişleri Bak. Sözcüsü Huseyn Ensarî’nin, ‘Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalardan dolayı, her iki kuzey komşumuza, karşılıklı olarak özverili davranmaya ve çatışmaları durdurmaya davet ediyoruz’ sözlerine ve hemen ardından da, ‘Bölgenin aslî oyuncularından Rusya’nın Dışbakanı Sergei Lavrov’un, ‘Karabağ konusunun askerî hal yolu yoktur, her iki taraf da barışçı yollardan çözüm aranmalıdır..’ görüşlerine de yer veriliyordu. Yani 23 yıllık işgal devam etmeli, barış türküleriyle..
***
Yazıda, ayrıca Rusya Meclisi Duma’nın Başkan Yardımcısı’nın, Karabağ Buhranı’nda, Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkas mıntıkasında savaş ateşinin tutuşmasını isteyen üçüncü bir ülkenin etkili olmaya çalıştığı’na dair görüşlerine de yer veriliyordu. Yani, yine Türkiye...
Ve Tabnak, daha sonra kendi yorumunu tekrarlıyor: ‘Gerçek şu ki, bölgenin oyuncularından İran ve Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki sürtüşmelerin savaş yoluyla hallini mümkün görmezken, Türkiye Cumhurbaşkanı bölgede savaş ateşini tutuşturmak istiyor..’
***
Yazı, şu iddiaları tekrarlayarak sona eriyor:
‘1- Türkiye ve Rusya’nın bölgedeki rekabeti, Irak ve Suriye Buhranı üzerinde Rusya’yla sürtüşmesini alenîleştirdiğinden beri, Türkiye, Rusya aleyhine yeni bir cephe açmayı deniyor ve Rusya’nın arka bahçesinde güç denemesi yapmak istiyor.
2- Türkiye Cumhurbaşkanı defalarca Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihçesine işaret ederek, o dönemi ihya etmek niyetini ortaya koymuştur. Erdoğan; ‘Câmiler kışlalarımızdır, kubbeler miğferimizdir, minareler süngülerimizdir, namaz kılanlarımız askerlerimizdir; bu kutsal ordu bizim dinimizi koruyor..’ demiştir.
Denilebilir ki, Türkiye Cumhurbaşkanı, Irak ve Suriye’de terörist grupları himaye ederek milyonlarca günahsız insanın ölümüne veya perişanlığına yol açmış olup, milyonlarca günahsız insanı da tehlikeye atmaya meyilli gözüküyor.’
***
Evet, Irak ve Suriye’de Rusya ve artık Amerika’yla da işbirliği yaparak binlerce savaşçılarıyla cirit atanlar, şeytanî güçlerin entrikalarına karşı koymaya çalışan Erdoğan Türkiyesi’ni suçlu gösteriyorlar.
Başkalarının aklıyla dalga geçercesine..
stargazete