Bahçeli, Erdoğan'ı yerden yere vurdu
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın hafta sonu sarfettiği sözler üzerine, son yılların en sert açıklamalarından birini yaptı. Erdoğan'ı yerden yere vurdu.
MHP lideri Devlet Bahçeli Meclis'teki grup toplantısında Erdoğan'a yüklendi. Bahçeli'nin ithamları yenir yutulur cinsten değildi. "Yaptığı yanlışlarla terörü dirilten iktidarın, bugün Kandil'den gelen kuryelerin mesajlarını uygulamaktan başka çaresi kalmamıştır" diyerek AKP'nin Öcalan'dan talimat aldığını söyledi.
Ardından da sözü Erdoğan'ın "Yıllar önce farklı etnik kimlikte olanları kovduk; faşizanlıktı" açıklamasına getirdi. Erdoğan'ın sözlerinin Yunan basınında sevinçle karşılaştığını "Türk Başbakanından tarihi özeleştiri" diye manşetler atıldığını söyledi ve "Tehcirde giden Rumlar'ı mı kast ediyor, Ermenilerin 1915 yalanına mı sahip çıkıyor?" dedi ve en ağır sözü sölyledi:
"Hangi siyasi görüşü taşırsa taşısın bu kadar küçülmenin ve alçalmanın hiçbir açıklaması yoktur."
Bahçeli konuşmasında şunları söyledi:
TERÖR SIFIRDI AKP YENİDEN HORTLATTI
"2002 yılında AKP hükümeti işbaşına geldiğinde terör eylemleri ülkemizde sıfır denecek düzeye ulaşmıştı. Ancak AKP hükümeti kimlik tahribatını geliştiren söylemlere girip terörü artıracak faaliyetlere girmiştir. Hükümet kapanmaya yüz tutmuş yaraları yeniden kanattı.
Bölücülük giderek yaygınlaştı ve aleni hale geldi. Federasyon söylemleri bile hoş karşılanır oldu. Yürütülmesi şart olan kapsamlı askeri hareketten ısrarla kaçınılmıştır. Hükümet baştan beri bölücü örgütü küçümsemiş, hatta onlara destek verenlerden oy ummuştur.
Yaptığı yanlışlarla terörü dirilten iktidarın, bugün Kandil'den gelen kuryelerin mesajlarını uygulamaktan başka çaresi kalmamıştır
SİYASİ AF GELECEK, KÜRTÇE İKİNCİ DİL OLACAK!
İSTİKLAL MARŞI TARTIŞILACAK
İŞ İSTİKLAL MARŞI'NIN TARTIŞILMASINA KADAR VARACAK
1- Başbakan Erdoğan'ın defalarca tekrarladığı 36 etnik kimlik söylemi bölücülüğün daha da güçlenmesini yolunu açtı. İstanbul il başkanıyken hazırlattığı raporu iktidarda uygulamaya koymuş ve maalesef yol almıştır. PKK terörünü masum görme, alt kimlik olarak sıradanlaştırma ,Kürt sorunu tanımıyla, teröre etnik pencereden bakma, bu kapsamda ülkemizdeki yerel ve alt kültürleri tekerleme halinde her fırsatta tekrarlama ve TRT ekranlarını kullanma bu konudaki başlıca tespitlerimizdir.
Okullarımızdaki andın kaldırılmasına yönelik çabalar, ne mutlu Türküm sözünün kaldırılma çabalarını anlamak mümkün değildir. Bu durum İstiklal marşının tartışılmasına kadar varacaktır.
"ŞEHİT MEHMETÇİĞE KELLE, APO'YA SAYIN DEDİ"
AKP hükümetinin terörü artıran ikinci bir faktörü, milli kimliğe şekil ve anlam veren tarihi kaynaklarımızı silikleştirmeye yönelik icraatlardır.
Geçtiğimiz yıllarda şanlı bayrağımıza yapılan saldırıya tepki gösteren vatandaşlarımızı Başbakan şoven olmakla suçlamış, "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" deniş, şehit mehmetçiğe "kelle" demiş, caniye "sayın" denmiştir. En önemli yıkım belgesi Türklüğe hakareti düzenleyen 301. maddesinin hükümet tarafından değiştirilmesidir.
SİYASİ AF GELECEK, KÜRTÇE İKİNCİ DİL OLACAK
Terör propagandasının ve teröre yardım ve yataklık etmenin suç olmaktan çıkarılması, terörist başının avukatlarıyla ayrıcalıklık bir statüde görüşürülerek caninin başkanlık yapmaya devam etmesi adım adım gelinen çözülmenin işaretledir.
Terörle mücadelede binlerce şehitle geçilen yılların üzerine Başbakan tarafından çizgi çekilmiştir. Türkiye her müzakereden sonra PKK'nın Kandil'den çıkarılacağına inandırılmaktadır. AKP yıllardır ektikleri rüzgarı şimdi çözüm olarak fırtına biçmek için harekete geçmişlerdir.
Kürtçe bölüm kurulması, Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözünün kaldırılmasını, öğrenci andının değiştirilmesi gibi idari düzenlemeler yapılacaktır.
Siyasi af, Kürtçenin yasal dil olarak kabulü ve bunun eğitim kurumlarda kullanılmasının önü açılmak istenecektir.
Anayasal düzenlemelerde ise milli kimlik tanımının değiştirilerek Türkiyelilik tanımının esas alınması, Türkiye'nin idari yapısı değiştirilmesi ön görülmektedir.
KİMSENİN HADDİ DEĞİL
Türkiye yıkım olarak bedeli ödeyecek. Önerimiz 2002 yılında sıfır denecek seviyeye inmiş terörü bugün nereye getirdiğini itiraf etmesidir.
Büyük ve köklü bir aile olan Türk milleti, sevgi saygı bağlılık ve kahramanlıklarla karılmış bir harcın adıdır. Bu milleti yıkmaya çalışmak, terörü 25 yıldır yıkamıyoruz isteklerine bakalım diyerek bunu fırsat olarak dayatmak hiç kimsenin haddi hakkı ve harcı değildir.
YUNAN'A MI ERMENİ YALANLARINA MI SAHİP ÇIKTI?
İSRAİL'LE Mİ ANLAŞTINIZ?
Geçtiğimiz hafta en çok tartışılan Türkiye ile Suriye arasındaki mayın temizleme konusudur. Bu konuda parti grubumuz hem tasarıya sıcak bakan AKP grubunu hem de milletimizi uyarmayı sürdürmektedir. Sınır boyunca yıllar boyunca döşenmiş mayınların temizlenmesi bizim de desteklediğimiz bir durumdur. 176 km kare olduğu ifade edilen bu arazinin Türk ekonomisine katılması gerektiğini kabul ediyoruz. Bizim anlayamadığımız bu arazilerin temizlendikten sonra tarım arazisini yabancı firmaya verme kısmıdır. Önceden bir İsrail firmasına verildiği anlaşılıyor.
BU SORULARA CEVAP VERİN!
- Mayın temizleme ile araziyi tarım amaçlı kullanma gibi iki alakasız konu neden aynı sözleşmede?
- Mayınların temizlenmesi işi neden sadece suriye sınırını kapsıyor?
- O bölgedeki yer altı zenginliklerinden yasadışı kullanılmasının kontrolu nasıl yapılacak?
- Türkiye ile Suriye arasındaki sınır gibi çok hassas topraklarımız yarım yüzyıl gibi yabancı ülkelerin kontrolüne vermek nasıl açıklanacak?
- Türkiye mayınları yabancı ülkelerin menfaatleri için mi temizletiliyor?
AKP'NİN ALNINDA KARA LEKE OLARAK KALACAK
AKP'ye çağrı yapıyorum, yanlıştan dönün, zan altında kalmayın, Türk milletinin menfaatine olacak şekilde yeniden düzenleyin. Eğer kanun bu şekilde geçerse AKP'nin alnına kara leke olarak geçeçek. Hudut kutsaldır, hudut bir milletin namusudur. Bu nasıl namus ve şereftir ki 44 yıllığına yabancılara emanet ediliyor. Bunu hiçbir MHP'linin kabul etmesi mümkün değildir.
Kuşkuların arttığı zamanda Erdoğan sözleriyle suç üstü yakalanmıştır: "Paranın dini, milleti olmaz!" Erdoğan'ın sözleri kontrolünü kaybettiğini gösteriyor. "Yıllar önce farklı etnik kimlikte olanları kovduk; faşizanlıktı" sözleriyle de ecdadını aşağılamıştır. .
Ermenilere gün doğmuştur. Başbakan faşizm suçlamasıyla, Hepimiz Ermeniyiz diyenlerle aynı noktada buluşmuştur.
YUNAN'A MI ERMENİ YALANLARINA MI SAHİP ÇIKTI?
Yunan basınının "Türk başbakanın özeleştirisi" diye alkışladığı sözler Ermenistan'da da aynı şekilde karşılanacaktır. Bu densizliği Ermenistan da destekleyecektir.
Faşizm suçlamasıyla Türkiye'yi mahkum etmeye yeltenen Başbakan bunun istenmeden söylenen bir beyan olarak Türk milletinden özür dilemelidir.
Eğer yapmazsa kastının 1923 anlaşması ile mübadele kapsamında Rumlar olup olmadığını yada 1915 olaylarına ilişkin Ermeni yalanlarına mı sahip çıktığını açıklamalarıdır.
BU KADAR ALÇALMANIN AÇIKLAMASI YOK
Şayet kovulma, güç, katliam arayacaksa Avrupa'ya bakmasını öneriyoruz. İlla ki eski defterler aranacaksa önce komşu ülkelerden ve emperyalist devletlerden sorgulamaya başlamalıdır. Lozan'ı sorgulayan, Kurtuluş savaşı için pişmanlık duyan marazi durumunun tipik örneğidir.
Hangi siyasi görüşü taşırsa taşısın bu kadar küçülmenin ve alçalmanın hiçbir açıklaması yoktur.
Ajanslar