Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Balyoz davası davalık olabilir mi?

 

 


Bana göre hiçbir sakınca yok. Gerekiyorsa olmalı..


Eğer gerçekten düzmece belgelerle suçsuz insanlar cezalandırılıyorsa, bu iddianın üzerine gidilmeli ve savcılar bu iddiayı soruşturmalı..
 
Bir insana yapılan bir haksızlık bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir.
 
Eğer yargı bir infaz timine, bir intikam timine dönüşmüşse bu dehşetli bir iddiadır ve belki de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve HSYK'nın re'sen bu iddiayı so­ruşturması gerekir..
 
Birileri bu tarihi darbe davasını sulandırmak, işin ciddiyetine gölge düşürmek için böyle bir şey yapıyor olabilir mi?
 
Ben bütün ömrü darbeler içinde geçmiş, 40 yılı aşkın bir süredir kesintisiz sanık olarak yaşamış biri olarak söylüyorum, iddianameye gore Balyoz çetesinin hedefindeki bir kişi olarak söylüyorum, düzme­ce belgelerle kişilerin yargılandığı ve mahkum edildiği iddiasının soruşturulması gerek..
 
Bir topluluğa olan öfkemizin bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerek.
 
İddiaların doğru olduğuna ihtimal vermek istemiyorum. Ama ben ihtimal vermek istemiyorum diye, iddialar görmezden gelinemez.
 
Darbeyi planlayanlar, arkalarında bu tür, işlerine yarayacak sahte ve eksik, tahrif edilmiş belgeler bıra­kabilir. Bu çok da ihtimal dışı değil.
 
Bu ülkede hiç darbe olmadı değil. Bu adamların ne yaptıkları belli. 28 Şubat hâlâ gözlerimizin önünde canlı. Ben hala dışarıda kimi hala görevinin başında, yargılanması gereken bir sürü insan olduğunu dü­şünüyorum..
 
Bütün bunlar, bu davada hiç hukuk hatası yapılmadı demek için yeterli değil.
 
Olayın ciddi bir şekilde soruşturulması gerek..
 
İddia sahipleri, iddialarını efradına cami, ağyarına mani bir şekilde belgelendirmeleri gerek..
 
Bir kere sanıklar kötü bir şekilde Baronun oyununa geldiler.. Çetin Doğan nasıl iddianameye konu süre­ci çok kötü bir şekilde yönetip işleri yüzüne gözüne bulaştırdı ise, dava sürecini de yüzüne gözüne bu­laştırdı.. Amerikalı damadının çabaları da fayda vermedi.. Ulusalcılığın böylesi de yeni çağ ulusalcılığı olsa gerek..
 
ABD ile İsrail'in ilişkileri de eskisi kadar iyi değil. Yani umut bağladıkları dağlara kar yağdı ve olan ol­du..
 
Tek iddia Balyozcuların iddiası değil. Daha dehşet verici iddialar da var. Yurt dışından gelen adamlar, askeri cezaevinde muvazzaflarla görüşüp pazarlık yapmışlar. Doğru ya da değil bilemem ama bu da bir iddia. O zaman bu iddialar da soruşturulsun..
 
Ben bu işin içinde oldukları halde neden birilerinin bu işin dışında tutulduklarını soruyorum? Bunun da soruşturulması gerek.. Yoksa sistem, söz dinlemeyen, yaramaz çocuklarını da sanık sandalyesine oturttu sadece?

Eğer birileri haksız şekilde cezalandırılıyorsa, kimler cezalandırıyor ve niçin cezalandırılıyorlar?
 
Bu belgeleri hazırlayanlar, servis edenler kimler?
 
Bu iddianın sahipleri, görevleri gereği bunu bilmeleri gerek.
 
Biliyorlarsa neden bu iddia sahiplerini deşifre etmiyorlar?
 
Düşüncem o ki, birileri bu işlerin çok fazla genişlemesini istemiyor. Darbe Ankara'da yapılır. Bu işin An­kara ayağı bir türlü deşifre edilmiyor.
 
Bu işin Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi ve STK ayağındaki isimleri birileri koruyor..
 
Ben yargılananlarla ilgili değil, yargılanması gerekirken yargılanmayan konusunu önceliyorum daha çok.
 
Devlet, MİT'i, Emniyeti, Jandarması, MGK'sı ile geçmişte yaşanan bir çok olağan dışı-hukuk dışı işlemi, onun faillerini biliyor ve susuyor..
 
Özal suikasti de bunlardan biri.
 
Bana göre Muhsin Yazıcıoğlu suikasti de o çevrelerde herkesin bildiği bir "sır".. Ama birileri susuyor.
 
Belgeleri gizleyen, gerçekleri karartanlar da yargılanmalı bana göre..
 
Beni ilgilendiren bir diğer nokta da, yeniden oluşturulmaya çalışılan derin yapı.. Biri bitmeden biri oluşturulmaya çalışılıyor..
 
Bu davada teknik anlamda hatalar olabilir. Şu suçlu-bu değil, bu ayrı bir konu. Ama darbe iddiası bir gerçek ve bu dava bu anlamda doğru açılmış bir dava. Türkiye geleceğe güvenle bakacaksa bu darbe tehdidinden kurtulmamış gerekti ve bu dava ile bu süreç başladı.. Kimsenin de bu davayı başka amaçla­rına alet etmeye ve sulandırmaya hakkı yok..
 
Yargılamada bazı hatalar olmuş olabilir. Ama sanıklar ve savunma da çok büyük hatalar yaptı. Darbeci bir mantıkla yargıyı hedef alarak, meydan okuyarak bir yerlere varmaya çalıştılar..
 
Bir kere cin şişeden çıktı.. Bu iş bu gün ya da yarın yine gündeme gelecek ve tartışma devam edecek. Ya sonuna kadar gidilir ya da bu süreç bitmez..

Türkiye'nin bir an evvel bu kamburdan kurtulması gerek.
 
Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1149 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar