Basın hürriyeti adına yapılanlar
ÖZERK DİYANET EVKAF SENDİKASI GENEL SEKRETER'inden teknolojinin zararlarıyla ilgili açıklama:
BASIN AÇIKLAMASI
Teknolojinin hızla yayıldığı dünyamızda televizyonlar, bilgisayarlar ve cep telefonları büyük bir kesimin olmazsa olmazların başında gelmektedirler. Hele cep telefonları ülke nüfusumuzun neredeyse yarısı onsuz yaşanılamayacağına inanmaya başlamıştır.
Hayatımızı istila eden teknoloji, özellikle televizyon ve internet, zahiren bilgiye erişimi kolaylaştırması, - dünyanın en büyük kütüphanelerine girmek, gazete ve dergileri okumak gibi - haberleşme imkânının artması, bilgi paylaşımının kolaylaşması, ses ve görüntünün iletimi ve İnsanların seslerini duyurabilmesi gibi daha birçok faydalarının yanı sıra, ahlakımızı bozması, çocukları ifsat eden oyunların çoğalması, sanal kumarhaneler, internet cafeler, sanal çöpçatanlık ve pornografik siteler gibi korkunç zararlar da vardır.
İlk zamanlarda her derde deva olarak görülen internet, bugün insanları kaygılandıran bir noktaya gelmiştir. İbadetlerden uzaklaşmak, boşa zaman harcamak, aile ve akrabalık ilişkilerinden uzaklaşmak, yalnızlaşmak, hayatı sadece sanal âlemdeki birlikteliğe hapsetmek, çetleşme sonucu aileleri parçalamak ve en kötüsü de morfin gibi bağlılık yaparak sağlığımızı da bozmak gibi korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Yapılan araştırmalarda, internet kafelere gidenlerin yüzde 43'ünün "chat" yaptığı, yüzde 26'sının değişik bilgisayar oyunları oynadığı, yüzde 7'sinin film izlediği, yüzde 19'unun internet ortamında gezindiği ortaya çıktı. Chat yapanların ise, yüzde 36'sı arkadaş bulmak, yüzde 14'ü flört, yüzde 34'ü sıradan konuları konuşmak, yüzde 6'sı da cinsellik amaçlı... Eğitim amaçlı sitelere girenlerin oranı ise sadece yüzde 4.
Teknolojik buluşlar, iki yüzü keskin kılıç gibidir. Cansız hiçbir şey kendi başına ne faydalıdır ne de zararlı. Fayda veya zararı sizin onu nasıl kullandığınıza bağlıdır. Silahla ülkenizi korursanız faydalanırsınız, adam öldürürseniz hem zarar görür hem zarar verirsiniz. Televizyon ve internet de bu anlamda değerlendirilmelidir. Televizyonların kadın programları ve dizileri, internetinde pornografik yayınları ve çetleşmeleri manevi bir katliama dönüşmüştür. Normalde karşı cinsle konuşmaktan utanan gençler, çetleşirken hiç çekinmeden, utanmadan karşı cinsle her şeyi konuşabiliyorlar. Genç kız, nasıl olsa beni tanımıyorlar diyerek, erkeklerle her türlü müstehcen konulara giriyor. Resim istiyor, kendi resmini gönderiyor. Ondan sonra da olanlar oluyor. Bu tehlikeleri fark eden Almanya Devleti "BENİM BİLGİSAYARIM YOK, AMA BİR SÜRÜ ARKADAŞIM VAR." adında bir kampanya başlatmıştır.
Mekke müşrikleri ellerinden geleni yapmalarına rağmen Hz. Peygamber'in (s.a) mesajının yayılmasını engelleyemeyince Nadir bin Hâris adında bir kafir Irak'a gitti ve oradan İran kisraları, Rüstem ve İsfendiyar'la ilgili masalları, hikayeleri derleyip halkın dikkatini Kur'an'dan ayırmak ve onları masallar içinde uyutmak için büyük bir çadır kurdurarak masal anlatma partileri düzenlemeye başladı. Nadir bin Hâris bu amaçla şarkıcı kızlar da getirmişti. Bu adam, müslüman olan birini duyunca şarkıcı kızlara şu talimatı verirdi: "Onu yedir, içir, şarkınla öyle ağırla ki dininden dönsün ve seninle hemhal olsun." Dün, küfrün kullandığı bu silahları, bu gün onun takipçileri televizyon ve internet aracılığıyla hem de basın hürriyeti adına daniskası yapmaktadırlar. Yüce Allah şöyle buyurur: İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için laf eğlencesini satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır. (Lokman, 6)
Ayette geçen laf eğlencesinin günümüzdeki yansıması sinema, televizyon, tiyatro, internet, gazete, müzik ve her türlü eğlence yerleridir. İnsanları bunlarla meşgul edip onları Kur'an ve sünnete gitmekten alıkoymaya çalışmak. Tıpkı Nadir bin Hâris gibi insanların beyinlerini, kulaklarını bu tür boş şeylerle doldurarak orada kitap ve sünnete yer bırakmamak. Bütün bunların dünün devamı olduğunu bilmek durumundayız. Bu kirli ve hain planı devam ettirenler "Bu müstehcendir, edebe aykırıdır, zararlıdır" gibi tepkileri gösterenlere gericilik ve çağ dışılık çamurunu atmayı da ihmal etmezler. Aslında şehveti tahrik eden, ibadetten alıkoyan, kadın-erkek ayrımı yapmaksızın hepsini aynı çatı altında toplayıp yine şehevî ve gönül eğlendirici anlamda eğlenceler tertip ederek Allah yolundan çeviren her fiil ve davranış eskiye dönüştür, gericiliktir. Dün, bu tür faaliyetlerde bulunanlar nasıl masallarla şarkılarla, asılsız hikâyelerle halkı cezbedip oyalayarak Kurandan uzaklaştırmak istemişlerse bu günküler de aynısını yapmaktadırlar. Dolayısıyla esas gerici ve yobaz olanlar bu düşünceyi savunanlardır. Teknolojinin Zararlarını birde bu pencereden görmek durumunudayız.
ÖZERK DİYANET EVKAF SENDİKASI
GENEL SEKRETER
ABDURRAHİM ÇELİK
Teknolojinin hızla yayıldığı dünyamızda televizyonlar, bilgisayarlar ve cep telefonları büyük bir kesimin olmazsa olmazların başında gelmektedirler. Hele cep telefonları ülke nüfusumuzun neredeyse yarısı onsuz yaşanılamayacağına inanmaya başlamıştır.
Hayatımızı istila eden teknoloji, özellikle televizyon ve internet, zahiren bilgiye erişimi kolaylaştırması, - dünyanın en büyük kütüphanelerine girmek, gazete ve dergileri okumak gibi - haberleşme imkânının artması, bilgi paylaşımının kolaylaşması, ses ve görüntünün iletimi ve İnsanların seslerini duyurabilmesi gibi daha birçok faydalarının yanı sıra, ahlakımızı bozması, çocukları ifsat eden oyunların çoğalması, sanal kumarhaneler, internet cafeler, sanal çöpçatanlık ve pornografik siteler gibi korkunç zararlar da vardır.
İlk zamanlarda her derde deva olarak görülen internet, bugün insanları kaygılandıran bir noktaya gelmiştir. İbadetlerden uzaklaşmak, boşa zaman harcamak, aile ve akrabalık ilişkilerinden uzaklaşmak, yalnızlaşmak, hayatı sadece sanal âlemdeki birlikteliğe hapsetmek, çetleşme sonucu aileleri parçalamak ve en kötüsü de morfin gibi bağlılık yaparak sağlığımızı da bozmak gibi korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Yapılan araştırmalarda, internet kafelere gidenlerin yüzde 43'ünün "chat" yaptığı, yüzde 26'sının değişik bilgisayar oyunları oynadığı, yüzde 7'sinin film izlediği, yüzde 19'unun internet ortamında gezindiği ortaya çıktı. Chat yapanların ise, yüzde 36'sı arkadaş bulmak, yüzde 14'ü flört, yüzde 34'ü sıradan konuları konuşmak, yüzde 6'sı da cinsellik amaçlı... Eğitim amaçlı sitelere girenlerin oranı ise sadece yüzde 4.
Teknolojik buluşlar, iki yüzü keskin kılıç gibidir. Cansız hiçbir şey kendi başına ne faydalıdır ne de zararlı. Fayda veya zararı sizin onu nasıl kullandığınıza bağlıdır. Silahla ülkenizi korursanız faydalanırsınız, adam öldürürseniz hem zarar görür hem zarar verirsiniz. Televizyon ve internet de bu anlamda değerlendirilmelidir. Televizyonların kadın programları ve dizileri, internetinde pornografik yayınları ve çetleşmeleri manevi bir katliama dönüşmüştür. Normalde karşı cinsle konuşmaktan utanan gençler, çetleşirken hiç çekinmeden, utanmadan karşı cinsle her şeyi konuşabiliyorlar. Genç kız, nasıl olsa beni tanımıyorlar diyerek, erkeklerle her türlü müstehcen konulara giriyor. Resim istiyor, kendi resmini gönderiyor. Ondan sonra da olanlar oluyor. Bu tehlikeleri fark eden Almanya Devleti "BENİM BİLGİSAYARIM YOK, AMA BİR SÜRÜ ARKADAŞIM VAR." adında bir kampanya başlatmıştır.
Mekke müşrikleri ellerinden geleni yapmalarına rağmen Hz. Peygamber'in (s.a) mesajının yayılmasını engelleyemeyince Nadir bin Hâris adında bir kafir Irak'a gitti ve oradan İran kisraları, Rüstem ve İsfendiyar'la ilgili masalları, hikayeleri derleyip halkın dikkatini Kur'an'dan ayırmak ve onları masallar içinde uyutmak için büyük bir çadır kurdurarak masal anlatma partileri düzenlemeye başladı. Nadir bin Hâris bu amaçla şarkıcı kızlar da getirmişti. Bu adam, müslüman olan birini duyunca şarkıcı kızlara şu talimatı verirdi: "Onu yedir, içir, şarkınla öyle ağırla ki dininden dönsün ve seninle hemhal olsun." Dün, küfrün kullandığı bu silahları, bu gün onun takipçileri televizyon ve internet aracılığıyla hem de basın hürriyeti adına daniskası yapmaktadırlar. Yüce Allah şöyle buyurur: İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için laf eğlencesini satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır. (Lokman, 6)
Ayette geçen laf eğlencesinin günümüzdeki yansıması sinema, televizyon, tiyatro, internet, gazete, müzik ve her türlü eğlence yerleridir. İnsanları bunlarla meşgul edip onları Kur'an ve sünnete gitmekten alıkoymaya çalışmak. Tıpkı Nadir bin Hâris gibi insanların beyinlerini, kulaklarını bu tür boş şeylerle doldurarak orada kitap ve sünnete yer bırakmamak. Bütün bunların dünün devamı olduğunu bilmek durumundayız. Bu kirli ve hain planı devam ettirenler "Bu müstehcendir, edebe aykırıdır, zararlıdır" gibi tepkileri gösterenlere gericilik ve çağ dışılık çamurunu atmayı da ihmal etmezler. Aslında şehveti tahrik eden, ibadetten alıkoyan, kadın-erkek ayrımı yapmaksızın hepsini aynı çatı altında toplayıp yine şehevî ve gönül eğlendirici anlamda eğlenceler tertip ederek Allah yolundan çeviren her fiil ve davranış eskiye dönüştür, gericiliktir. Dün, bu tür faaliyetlerde bulunanlar nasıl masallarla şarkılarla, asılsız hikâyelerle halkı cezbedip oyalayarak Kurandan uzaklaştırmak istemişlerse bu günküler de aynısını yapmaktadırlar. Dolayısıyla esas gerici ve yobaz olanlar bu düşünceyi savunanlardır. Teknolojinin Zararlarını birde bu pencereden görmek durumunudayız.
ÖZERK DİYANET EVKAF SENDİKASI
GENEL SEKRETER
ABDURRAHİM ÇELİK