Başörtülü 21 öğrencinin sınavına iptal
2009 Öğrenci Seçme Sınavının (ÖSS) sonuçları açıklandıktan sonra tartışmalar birincilikler üzerinde odaklanırken, çok önemli bir hususun da dikkatlerden kaçması istenmiş.
Neyse ki Taraf gazetesi'nin parantez içinde verdiği, sonra da Buluşan Kadınlar'ın kendi gündemlerinin manşetine taşıdığı, detay görünen fakat çok önemli bu olaya dikkat çekmeyi başarabildi. "21 öğrenciye başörtüsü engeli" altbaşlığı ile verilen habere göre "Sınavı geçersiz sayılan 196 adaydan 52'sinin kopya çektiği, 21′inin kıyafet kurallarına uymadığı (başörtülü oldukları), 11′inin yerine başkasını soktuğu, 26'sının sınava giriş ve kimlik belgesinin olmadığı, 61′inin kural dışı davrandığı, dördünün cevap kâğıdı bulunamadığı" belirtilmiş. Bu haksız, hukuksuz ayrımcılıkla nereye kadar? Bu zulümle nereye kadar? Ve en önemlisi: Bu tepkisizlikle nereye kadar?
ÖSYM'nin yaptığı bir ayrımcılıktır. Hiçbir haklı gerekçesi olmayan bu zulme karşı tavır almak, adaleti ve özgürlüğü savunmanın en temel şartlarından olsa gerek"
Buluşan Kadınlar'dan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Açık Mektup
Sayın Başbakanımız, Biz bu topraklarda doğmuş, bu ülkenin diğer vatandaşları ile aynı havayı soluyan, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi vergisini veren, çocuklarını askere yollayan ancak her Türkiye vatandaşının yararlandığı haklardan yararlanamayan bir grup "başörtülü" kadınız. Her birimiz hayatında çeşitli ayırımcılığa uğrayan kadınlar olarak bizler bu mektubu yine vicdanlarımızı derinden yaralayan bir olay hakkında bilgi almak için yazıyoruz.
13 Temmuz 2009 tarihli gazetelerden öğrendiğimize göre, bu yıl üniversite sınavına giren 21 kız öğrencinin sınav sonuçları başörtülü oldukları gerekçesi ile iptal edilmiş.
Zaten son derece haksız bir ayırımcılığa maruz kaldığını hepimizin bildiği bu öğrencilerin o sınava eli kalbinde, korku içerisinde, akranlarından çok daha ağır bir psikoloji ile girdiğini tahmin edebiliyoruz. Bir şekilde başörtüleri ile sınava girebilen bu öğrenciler belki de o gün Allah'ın yardımı ile başlarını açmak gibi güç bir durumdan kurtulduklarına inanarak, ümit ve neşe içerisinde diğer arkadaşları gibi sınavdan çıkmışlardı. Belki de ilk defa bu ülkenin eşit bir vatandaşı olduklarını hissetmişlerdi. Girebilecekleri bir üniversitenin hayalini kuruyor ve heyecanla üniversite sınavının sonucunu bekliyorlardı. Ancak öyle görülüyor ki düne kadar ümitle sınav sonucunu bekleyen bu çocukların bütün dünyaları görmedikleri bir merci tarafından yıkıldı. Bizler şimdi bu çocuklar adına soruyoruz:
Bu 21 kız öğrenci böylesi bir haksızlığa uğramak için hangi suçu ya da kusuru işlediler?
Kopya mı çektiler?
Başkalarının hakkını mı gasp ettiler?
Belgelerinde, verdikleri sınav kağıdında bir sahtekarlık mı söz konusu idi?
Yoksa ismini bile bilmedikleri insanlar bugün onların haklarını, ümitlerini, ömürlerinden bir ya da çok daha uzun yılları, sadece keyfi olarak mı çalıyor?
Bu kızlarımız bu ülkenin vatandaşı değil mi?
Babaları ve annelerinin verdiği vergilerle yaşayan kurumlardan neden kovuluyorlar?
Girdikleri bir sınavda hangi vicdan yoksunu otorite ve merci " yanlışlık olmuş meğer sizin başınızda bir başörtüsü varmış" diyerek onların sınavını iptal etme hakkını kendisinde buluyor?
Bir tek askerde evlatlarını yitirdikleri zaman mı bu ülkenin bir cenaze namazı vakti süresince vatandaşı sayılacaklar?
Bu kızlarımızın bugün hayatını, ümitlerini hangi eller çaldı bilmiyoruz ama bilmeyi çok istiyoruz.
Kim ve neden?
Bu haksız, vicdanları yaralayan durumun acilen duzeltilmesi bu konuda başka çoçuklarımızın da hayallerinin yıkılmaması için gereğinin yapılacağını umuyor, vicdan ve adalet duygunuza güveniyoruz.
Saygılarımızla, bilgilerinize arz ederiz.
Buluşan Kadınlar
Platformhaber