Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta (FOTO)
Ankara'da 607.,Sakarya'da 634.,
"#Çeçen ve #DoğuTürkistan'lı mültecilerin göç idaresi tarafından hukuksuz ve gayri insani bir şekilde gözaltına alınıp ülkelerine ölüme yollanmalarına dur denmesini istiyoruz."
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN
4 KASIM 2017 TARİHLİ 607.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Es Selamünaleyküm; Değerli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 607.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.
Geçtiğimiz hafta İngilizlerin Siyonizme devet kurma projesi olan Balfour Deklarosyonunun 100. Yılıydı. Emperyalist İngiliz eliyle İslam Dünyasının kalbine saplanan siyonist hançerin bölgede yüz yıldır kanımızı akıtıyor. Filistinlilerin vatanını ebrliğiyle işgal eden haçlı-siyonist ittifakı o günden bu zamana milyonlarca Müslümanı katletti ve milyonlarcasını kendi topraklarından sürgün etti.
İngiltere Başbakanı Theresa May "Îsrail devletinin kurulmasında sahip olduğumuz rolden dolayî gurur duyuyoruz ve kesinlikle deklarasyonun 100. yılını gururla kutlayacağız" diye açıklama yaparken bir yandan İslam Coğrafyasının bugünkü kanlı görüntüsündeki rolünü itiraf ediyor, diğer yandan işgalci siyonist çeteye destek vermeye devam edeceklerini ilan ediyordu.
Dün ingiliz eliyle kurulan Siyonist çete bugün Amerika öncülüğündeki emperyalst Batının desteğiyle Filistin topraklarıni işgal ve katliama devam ediyor. Filistin Filistinlilerin vatanı Mescidi Aksa Müslümanların utsal toprağıdır. İşgalci siyonistler defedilinceye kadar mücadelemiz devam edecek.
Geçtiğimiz hafta Ukrayna Kiev'de bir suikast gerçekleştirildi. Cevher Dudayev Tabur Komutanı Adam Osmaev ve eşi Amina Osmaev'e suikast yapıldı. Konutan Adam Osmaev yaralandı eşi ve başdanışmanı Amina hanım Şehid oldu.Rabbim Şehadetini abul etsin. Rus istihbaratının emriyle Türkiye'de de bir çok Çeçen suikastle şehid edilmişti. Bu vesileyle Vatanlarının bağımsızlığı için direnen Çeçenlere yapılan saldırılara karşı devletin gerekli tedbirleri almasını istiyoruz. Ayrıca ülkemizde bize emanet olarak bulunan Çeçen ve Doğu Türkistanlı mültecilerin göç idaresi tarafından hukuksuz ve gayri insani bir şekilde gözaltına alınıp ülkelerine ölüme yollanmalarına dur denmesini istiyoruz.
Son olarak Doğu Guta'da insanlar açlığın ve hastalığın pençesinde ölmeye devam ediyor. Suriye’de rejiminin 5 yıldır sürdürdüğü Doğu Guta kuşatmasında insani krizin boyutları günden güne artıyor. . Guta’da yaşayanlar açlık ve hastalıkların pençesinde. Yeterince ilaç olmadığı için en basit hastalıklara bile müdahale etmek çok zor.
Çocukların durumu ise içler acısı. Bölgeye kısa süre içinde müdahale edilmezse yüzlerce çocuk için çok geç olacak. Yetkililere yaşanan bu dramın önünde geçmesini talep ediyoruz. Bölgede açlıktan dolayı ölümle burun burana gelen çocukların Türkiye’ye getirilmesini ve tedavilerinin Türkiye’de yapılması talebimizi yineliyoruz.
Sakarya 634. Hafta: Balfour Deklarasyonu'nu Lanetliyoruz!
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu’nun 634. Hafta basın açıklamasında, Balfour Deklarasyonu, Yargıtay’ın FETÖ’ye yönelik yargılamalarla ilgili verdiği karar ve Ak Partili 6 belediye başkanının istifası gündemdeydi.
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu’nun 634. Hafta basın açıklamasında, Balfour Deklarasyonu, Yargıtay’ın FETÖ’ye yönelik yargılamalarla ilgili verdiği karar ve Ak Partili 6 belediye başkanının istifası gündemdeydi.
Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Ali Fethi Gürler’in okuduğu basın açıklamasında, Balfour Deklarasyonu’nun Siyonist projenin mayalandığı zemin olduğuna vurgu yapılarak, “Bugün 4 Kasım 2017... Balfour Deklarasyonu'nun 100. yılını acı ve nefretle anıyoruz. Utanç vesikası olan bu deklarasyonu lanetliyoruz” ifadelerine yer verildi.
Balfour Deklarasyonu'nun 100.yılında İngiliz Hükümeti'nden Filistinli Müslümanlara yaşatılan felaket nedeniyle özür dilemesi beklenirken, aksine İngiltere'de Siyonist Başbakan Netanyahu'nun da katılımıyla kutlamalar yapılacağının duyurulduğunu hatırlatan Gürler, “Bir kez daha dost ve düşman tanımlarını doğru yapmamız gerektiğinin kanıtı ile yüzleştik. Amerika, İngiltere ve batılı müttefikleri asla Müslümanlara dost olmadılar, dost olmayacaklar.” dedi.
Burdurlu bir mühendisin FETÖ’nün sohbetlerine katılmak, gazetelerini okumak ve çocuklarını okullarına göndermek delilleriyle örgüt üyesi olarak değerlendirilerek aldığı cezanın Yargıtay tarafından bozulmasının da değerlendirildiği açıklamada, “FETÖ'nün Amerikan çıkarlarına ve CIA'a hizmet eden militanları için en ağır cezaların verilmesi adaletin bir gereğidir. Ancak bu örgüte dini cemaat algısı ile sempati duyanları da aynı kefeye koymak ciddi bir adalet zaafıdır. Geç de olsa hatadan dönülmesi doğru olmuştur.” denildi.
Son olarak, Ak Partili 6 belediye başkanının istifaya zorlanmasının değerlendirildiği açıklamada, “Seçilmiş başkanların gerekçe ortaya konmadan görevden ayrılmaya zorlanmasının makul bir açıklaması olamaz. Yönetim tarzının keyfi değil, belirli akli ve vicdani kurallar üzerine kurgulanması gereklidir. İktidarın gerekli açıklamayı yaparak bu belirsizliğe bir son vermesini bekliyoruz.” ifadelerine yer verildi.
634. Hafta Basın Açıklaması
BALFOUR DEKLARASYONU'NU LANETLİYORUZ!
2 Kasım 1917... Filistin İngiliz işgali altında ve birinci dünya savaşının son dönemi...
İngiliz Dışişleri Bakanı James Balfour İngiliz Hükümeti adına kaleme aldığı mektubu Siyonistlere gönderiyor. Balfour Deklarasyonu adı ile namlanan bu mektupta Filistin'de bir Yahudi devleti kurulmasına taraftar olduklarını ve bu istikamette yapılacak çalışmalara destek olacaklarını ifade ederek Siyonist İsrail'in teorik temelleri atılıyor.
Bugün 4 Kasım 2017... Balfour Deklarasyonu'nun 100. yılını acı ve nefretle anıyoruz. Utanç vesikası olan bu deklarasyonu lanetliyoruz.
2000 yıl önce bırakıp gittikleri toprakları her türlü entrika ve zulüm ile geri alma projesinin yani Siyonist projenin mayalandığı zemindir Balfour Deklarasyonu...
Siyonistler 2. Abdulhamid tarafından reddedilen Filistin'i Yahudileştirme projelerini önce İngilizlerin desteği, sonra da Amerikalıların desteği ile hayata geçirdiler. 1948'de Müslümanların kanları ve gözyaşları üzerine kurdukları Siyonist devlet bugüne kadar zulmünü aralıksız devam ettirdi.
Balfour Deklarasyonu'nun 100.yılında İngiliz Hükümeti'nden Filistinli Müslümanlara yaşatılan felaket nedeniyle özür dilemesi beklenirken, aksine İngiltere'de Siyonist Başbakan Netanyahu'nun da katılımıyla kutlamalar yapılacağı duyuruldu.
Bir kez daha dost ve düşman tanımlarını doğru yapmamız gerektiğinin kanıtı ile yüzleştik.
Amerika, İngiltere ve batılı müttefikleri asla Müslümanlara dost olmadılar, dost olmayacaklar.
Biz bu gerçeği en son açık bir şekilde 15 Temmuz 2016'da gördük.
Gün, Müslümanların bir olma günüdür. İslam Birliği'ni kuvveden fiile geçirmek için seferber olmalıyız.
Gün; Filistin ve Kudüs için ayağa kalkma günüdür. İsrail urunun temizlendiği gün, Ortadoğu'da gerçek barışın sağlandığı gün olacaktır.
Gün; Amerika, İngiltere, İsrail ve batılı/doğulu müttefiklerine karşı Müslümanca duruş günüdür.
Gün; NATO'ya ve Avrupa Birliği'ne hayır diyerek NATO'nun ülkemizdeki üslerinin kapatılması için mücadele günüdür.
Yargıtay, FETÖ'ye dönük yargılamalarla ilgili kritik bir karar verdi. Burdurlu bir mühendisin örgütün sohbetlerine katılmak, gazetelerini okumak ve çocuklarını okullarına göndermek delilleriyle örgüt üyesi olarak değerlendirilerek aldığı ceza Yargıtay tarafından bozuldu.
Bu gelişmeyi olumlu buluyoruz. FETÖ sempatizanı olmak bir hatadır ancak suç değildir. Çıkar veya manevi nedenlerle FETÖ ile ilişkisi olmuş herkesi örgüt üyesi olarak kabul etmek yanlış bir tespittir.
FETÖ'nün Amerikan çıkarlarına ve CIA'a hizmet eden militanları için en ağır cezaların verilmesi adaletin bir gereğidir. Ancak bu örgüte dini cemaat algısı ile sempati duyanları da aynı kefeye koymak ciddi bir adalet zaafıdır. Geç de olsa hatadan dönülmesi doğru olmuştur.
Ak Partili 6 belediye başkanının soruşturma olmaksızın parti yönetiminin isteği üzerine görevden ayrılmaya zorlanması tartışılıyor.
Seçilmiş başkanların gerekçe ortaya konmadan görevden ayrılmaya zorlanmasının makul bir açıklaması olamaz.
Kamuoyu Ak Parti yönetimi ya da hükümetten gerekçeleri ortaya koymasını beklemektedir. Aksi takdirde telafisi zor bir teamül ile yüzleşeceğimiz kesindir. Bunun bedelini başta halkın seçtikleri olmak üzere tüm halkımız ödeyecektir.
Yönetim tarzının keyfi değil, belirli akli ve vicdani kurallar üzerine kurgulanması gereklidir.
Halkımız çeşitli dönemlerde keyfilik adına yapılan ve hiçbir yasal dayanağı olmayan birçok uygulamadan yeterince muzdariptir. Darbeler de bu keyfi uygulamaların bir bölümüdür.
İktidarın gerekli açıklamayı yaparak bu belirsizliğe bir son vermesini bekliyoruz.
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi