Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta-FOTO

Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta-FOTO

Konya'da 190, Sakarya'da 295, Ankara'da 273, Akyazı 221., Kocaeli'de 315. Başörtüsüne Özgürlük Eylemi Düzenlendi

Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 190. hafta basın açıklaması Kayalıpark meydanında saat 12:30 da yapıldı. Açıklamayı platform adına Bayram VANLI okudu.

Açıklamanın tam metni :

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla


Ey insan, nedir seni o kerim Rabbin hakkında aldatan? O değil mi seni yaratan, bütün vücut sistemini düzenleyen ve sana dengeli bir hilkat veren ve seni dilediği bir surette terkip eden? Hayır! Yanlış yapıyorsunuz! Siz tutup dini, dirilip hesap vermeyi yalan sayıyorsunuz. Hâlbuki yanınızdan ayrılmayan muhafızlar var. O muhafızlar değerli, şerefli kâtiplerdir. Yaptığınız her şeyi bilip yazarlar.(İnfitar Suresi 6 - 12. ayetler)

Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Zirvede görünenlerin, ahlaki değerleri meğerse pek diplerdeymiş.
Allah'ın bir felaketi olan Nuh Tufanı'nın bile bağlı bulunduğu fırkayı
yıkamayacağını iddia edenlerin akıbeti üzerinden kırk gün bile geçmeden
kendisinin sonunu getiriverdi.

Umulur ki tövbe edip nefislerini ateşten kurtarmış olurlar. Dünyada iken
günahlarını gizleyip, suçlarını ötelettirebilir hatta hâkim ve savcı
dostları vasıtası ile muhakeme bile edilmemeyi sağlayabilirler.

Bilin ki dünya hayatı geçicidir. Dünyada insanlar istediklerine
zulümle de olsa ulaşırlar. Ama ahirette yalnızca kendi hak ettiklerinin
karşılığı verilir.

Günümüz insanlarının şeref dediği makam, mevki servet vs. bir
bakıyorsunuz Cd ya da bir kasetle tarumar olup gidiyor. Asıl şeref ise hak ve hakikatin yanında Allah'ın tarafında olmaktır.


İslam coğrafyası, diktatör idareciler eliyle kan gölü olmaya devam
etmektedir. Huzur ve refah göstergesi ülkemizde de ne hikmetse inançlı
insanlara karşı zulüm devam edegelmektedir. On yıllardır dinin sadece bir vecibesi olan başörtüsüne karşı süregelen zulüm sona erdirilememiştir.
Bununla birlikte, tesettürümüze, camimize karşı saldırılar, hazımsızlıklar
devam etmektedir.

İslam ümmetinin kanayan yarası Filistin topraklarında, El Fetih
ve Hamas arasındaki görüşmelerin birlikle sonuçlanmasının, Müslüman Filistin halkı için yeni bir vahdet bilinci uyandırmasını, terör örgütü katil
İsrail'in Filistin topraklarına yeniden fitne tohumlarını ekmemesini Cenab-ı haktan niyaz ediyoruz.


Saltanatlarını put, putçuluk ve çıplaklık üzerine kuran, şeytan ve
yandaşlarının cami minarelerine üzerine heykelleri dikerek camileri ucubeye benzeten zihniyetin, maksadını aşan sergi ve tavırlarını şiddetle kınıyoruz.

Unutmayalım ki ilahi adaletin kayıtları hiçbir beşerin ulaşamayacağı güç ve adalete sahiptir. Ve hiçbir beşer o kayıtlara itiraz ve müdahale etme yetkisine sahip değildir.

Sanat ve sanatçılık adı altında İslam'a karşı hakaretler daha
önce Gayr-i Müslimler tarafından denenmiş, tüm Müslümanların tepkisini
çekmiştir. Kendisini Müslüman addeden, cenazelerini camilerden mezarlığa götüren bu kişilerin yeni dinlerinin adını merak ediyoruz...


Bugün Kocaeli'de ''Her alanda başörtüsüne özgürlük!'' adıyla 7. yılında dev bir özgürlük yürüyüşünün günüdür. Bu yürekli, eylemlerinde sürekli olan kardeşlerimizi selamlıyor, daima yanlarında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.

*Hayatın her alanında başörtüsü özgür olana kadar bu mücadele devam edecektir!*

Ümmetin vahdet bilinci içerisinde, refah ve huzurla yaşadığı, inancın özgür, özgürlüğün hür olduğu, tevhid ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi *191. Haftada* direnişimizin kalbi Kayalıpark Meydanı'nda saat 12:30 da buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.



KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU


Suriye halkı yalnız değildir!

 

Sakarya Adalet Girişimi 295. hafta eyleminde Suriye'deki katliamları protesto ederken, Kocaeli'de 7. yılına giren başörtüsüne özgürlük eylemleriyle dayanışma mesajı verdi

 

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu tarafından her Cumartesi yapılan eylemlerde295. hafta geride kalırken, basın açıklamasını Sakarya Dayanışma Derneği'nden Özkan Güler okudu. Suriye'deki katliamlara tepki gösterilen eylemde Güler, "Suriye'de bugüne kadar yüzlerce insan hayatını kaybetti. Cuma günü Dera'da, Humus'ta halka açılan ateşlerde onlarca insan daha öldürüldü. Böylece Baas rejiminin "reform" ile neyi kast ettiği anlaşılmış oldu. Halk oyunu gördü ve artık bozmadan geri dönmeyecektir. Korku duvarları birer birer yıkılıyor. Firavunluk rejimlerinin susmaya mahkûm ettiği halklar, haklı öfkeleriyle meydanlardalar. Başta Beşar Esad olmak üzere, Tunus ve Mısır'da devrilen zorbaların halini gören diktatörler ise aynı akıbetin kendi başlarına gelmesini engellemek için her türlü yola başvuruyorlar ama nafile! Adalet, özgürlük, onur ve temsil hakkı için ayaklanan halklar, rejimlerin değişmesini istiyor! Artık her yer Tahrir ve direniş her yerdedir." ifadelerini kullandı.

 

Eylemler 7.yılında!

 

Adalet ve Özgürlükler Platformu olarak çeşitli illerde devam eden eylemlerin başlangıç noktası olan Kocaeli'de 7. yıla girildiğini belirten Özkan Güler, açıklamada konuyla ilgili şunları söyledi: "Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu olarak başlayan ve 7 yıldır, her türlü zulme, haksızlığa ve zorbalığa karşı haktan ve halktan yana sürdürülen bu direnişe Sakarya'dan selamlarımızı gönderiyoruz. Başörtüsüne özgürlük talebimizin üniversitelerle sınırlı düşünerek, kampüslerdeki fiili serbestliğe razı olacağımız düşünülemez. Kaldı ki, Trakya, Ankara, ODTÜ gibi üniversitelerde ve birçok fakültede de yasak sürüyor. İlk ve ortaöğretim, kamu kurum ve kuruluşları, Meclis gibi alanlar hâlâ yasaklı alanlar. O halde ne yasak bitti, ne de sorun!"

 

1 Mayıs'a destek!

 

Sakarya Adalet Girişimi adına yapılan 295.hafta basın açıklaması 1 Mayıs'la ilgili olarak verilen "1 Mayıs, emeğin ve alın terinin hakkını sömürenlere, hırslarıyla dünyayı ifsad edenlere, insanı ve doğayı kapitalizme kul-köle kılmaya çalışanlara karşı başka bir dünyanın mümkün olduğunu çağrısının yükseltildiği önemli bir tarih. Sakarya Adalet Girişimi, 1 Mayıs'ta meydanlarda dile getirilen tüm haklı taleplerin destekçisidir. Çağrımız ise tüm zamanlar içindir: Küresel sömürüye, kapitalizme, işgale, ekinin ve neslin ifsadına karşı bir gün değil her gün direniş!" ifadeleriyle son buldu.

 

AÇIKLAMANIN TAM METNİ

 

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu'nun 295. hafta basın açıklamasıdır.

 

Değerli Sakarya Halkı, sayın basın mensupları,

 

İnsanlığın her alanda adalet ve özgürlük için ayağa kalktığı günlerden geçiyoruz. Yakın ve Ortadoğu halkları, sonu gelmeyecek sanılan zorbalık ve istikbar rejimlerine karşı ayaklanarak, firavunlarını tahtlarından indirmeye başladılar.

 

Tunus'ta başlayan, Mısır'da halkın devrimiyle güç kazanan süreç Suriye, Yemen, Libya ve Bahreyn gibi ülkelerde devam ediyor. En kritik noktalardan Suriye'de bugüne kadar yüzlerce insan hayatını kaybetti. Cuma günü Dera'da, Humus'ta halka açılan ateşlerde onlarca insan daha öldürüldü. Böylece Baas rejiminin "reform" ile neyi kast ettiği anlaşılmış oldu. Halk oyunu gördü ve artık bozmadan geri dönmeyecektir.

 

Korku duvarları birer birer yıkılıyor. Firavunluk rejimlerinin susmaya mahkûm ettiği halklar, haklı öfkeleriyle meydanlardalar. Başta Beşar Esad olmak üzere, Tunus ve Mısır'da devrilen zorbaların halini gören diktatörler ise aynı akıbetin kendi başlarına gelmesini engellemek için her türlü yola başvuruyorlar ama nafile! Adalet, özgürlük, onur ve temsil hakkı için ayaklanan halklar, rejimlerin değişmesini istiyor! Artık her yer Tahrir ve direniş her yerdedir.

 

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Suriye'deki halk ayaklanmasını şiddetle ve kanla bastırmaya çalışan Esad rejimine karşı Hükümet'in sergilediği yaklaşım ise Libya'da olduğu gibi "Sıfır Sorun" politikasının, halklarla değil dikta rejimleriyle yürütüldüğünü göstermesi açısından ibret vericidir.

 

Sakarya Adalet Girişimi olarak iktidar sahiplerine karşı halkların yanında durduğumuzu bir kere daha ilan ediyoruz.

 

Görünen o ki, dış politikada halkların girdiği denklemlerde dengesi bozulan AK Parti, iç politikada da siyasal egemenlik iddiasını bırakıp, bürokratik idareciliğe soyunuyor. Nitekim Kürt halkının eşit haklar istemi, başörtüsünde şartsız-sınırsız özgürlük talebi, Alevilerin cemevlerinin tanınması ve zorunlu din kültürü derslerinin kaldırılması beklentisi, meclis dışı kalan partilerin seçim barajının indirilmesi çağrısı, emekçilerin insanca çalışma şartları ve asgari ücret yerine adil bir ücret isteği gibi temel toplumsal ve siyasal sorunlar karşısında gerçekçi çözümler üretemeyen AK Parti; kendisini duble yollara, su kanallarına, "çılgın" projelere vermiş gibi görünüyor.

 

Belirtmek isteriz ki; 2023'e bakarken bugünün sorunlarını geçiştirmeye çalışmak; toplumsal huzursuzluğu ve kutuplaştırmayı derinleştirmekten başka bir sonuç vermeyecektir.

 

Nitekim ÖSYM'nin YGS'den sonra ALES'i de eline yüzüne bulaştırmasıyla ortaya çıkan tablo bu riski yeterince ortaya koymuştur.

 

Sakarya Adalet Girişimi olarak genel seçim sürecine girildiği bir vasatta, halkın oyunu talip olan herkesi; rant ve çıkar için değil halkın sahici sorunları için çalışmak zorunda olduklarını hatırlatırız.

 

Değerli Sakarya Halkı;

 

Bugünün bizim için ayrı bir önemi daha var. Burada, Akyazı, Ankara, Konya, Van, Antalya, Bursa, Afyon, Kütahya ve Tokat gibi şehirlerde yürütülen Adalet ve Özgürlükler mücadelesinin başlangıç noktası olan komşumuz Kocaeli'deki eylemler 7. yılına giriyor.

 

Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu olarak başlayan ve 7 yıldır, her türlü zulme, haksızlığa ve zorbalığa karşı haktan ve halktan yana sürdürülen bu direnişe Sakarya'dan selamlarımızı gönderiyoruz.

 

Basın açıklamamızdan sonra İzmit'e gidiyoruz ve saat 14.oo'de başlayacak "Başörtüsüne Her Alanda Özgürlük" yürüyüşüne destek veriyoruz.

 

Hepinizi yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz.

 

Başörtüsüne özgürlük talebimizin üniversitelerle sınırlı düşünerek, kampüslerdeki fiili serbestliğe razı olacağımız düşünülemez. Kaldı ki, Trakya, Ankara, ODTÜ gibi üniversitelerde ve birçok fakültede de yasak sürüyor. İlk ve ortaöğretim, kamu kurum ve kuruluşları, Meclis gibi alanlar hâlâ yasaklı alanlar. O halde ne yasak bitti, ne de sorun!

 

Duyarlı Sakarya halkı,

 

Bildiğiniz gibi yarın 1 Mayıs. Emeğin ve alın terinin hakkını sömürenlere, hırslarıyla dünyayı ifsad edenlere, insanı ve doğayı kapitalizme kul-köle kılmaya çalışanlara karşı başka bir dünyanın mümkün olduğunu çağrısının yükseltildiği önemli bir tarih.

 

Sakarya Adalet Girişimi, 1 Mayıs'ta meydanlarda dile getirilen tüm haklı taleplerin destekçisidir.

 

Çağrımız ise tüm zamanlar içindir: Küresel sömürüye, kapitalizme, işgale, ekinin ve neslin ifsadına karşı bir gün değil her gün direniş!

 

Katılımınızdan dolayı herkese teşekkür ediyoruz.

 

Önümüzdeki Cumartesi, saat 12.30'da yine buradayız, ta ki zulüm bitene kadar!

 

 

 

 

 

 

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU adına

 

SAKARYA DAYANIŞMA DERNEĞİ

 

Ankara İnanç Özgürlükleri Platformu 273. hafta basın açıklaması eyleminde başörtüsü üzarinden yapılan istismar politikalarına tepki vardı.

Basın açıklaması metni:

Yeryüzünde ve ülkemizde, hız kesmeksizin farklı alanlarda zulüm hala devam etmektedir. Mezhepsel farklılık, başörtüsü ve etnik kimlikler üzerinden toplumsal ayrışma projeleri hesaplanıp, birer birer hayata geçirilmektedir. Suni gündemler oluşturulup sonrasında oy avcılığı yapmak en hafif tanımla bayağılığın en bariz göstergesidir.

Seçim beyannamelerinde özgürlüklere atıfta bulunan siyasi partilerin seçim sonrasında nasıl bir ülke dizayn edeceklerine dair ipuçlarını aday listelerinde yer alan kimi isimlere baktığımızda net bir şekilde görülebilmek mümkündür. Halen mecliste bulunan ve anketlere göre seçim sonrasında yine ilk 3 sırayı paylaşması kuvvetle muhtemel siyasi partiler; yasakçıları, ergenekoncuları ve daha şimdiden görüntüsünü değiştirme teminatında bulunan isimleri milletin vekili yapmakta bir beis görmemişlerdir.

Özellikle muhafazakar kesimin oylarına talip olan AKP'nin %1,5'çuları, müdürü olmuş olduğu okulda başörtülü öğrencilere nefes alma hakkı dahi tanımayan yasakçıları ve siyaset için başörtüsünü açmaktan kaçınmayacak olanları aday olarak göstermesi oldukça manidardır.

YSK'nın bağımsız milletvekilleri hakkında almış olduğu karar ve sonrası ortaya çıkan çatışma ortamı; alınan yasak kararının masumane bir hukuki sürecin neticesinde değil, ince elenip sık dokunmuş bir toplum mühendisliği hesabının sonucu olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu ülke insanından gasp edilen hak ve özgürlükler; politika mekanizmasının kıvrak manevralarına alet edilmeksizin derhal sahiplerine iade edilmelidir.

Üniversitelerdeki kılık kıyafet yasağı YÖK başkanlığının bildirmiş olduğu görüşe rağmen kimi devlet üniversiteleri ve özel üniversitelerde hız kesmeden devam etmektedir.

Trakya Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Enver Duran'ın fakülte panolarına astırdığı "Üniversiteye bağlı tüm birimlerde, toplantı ve törenlerde dahil kız ve erkek ayrımı yapılmaksızın kişilerin başları açık, çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmaları zorunludur." şeklindeki talimat keyfiliğin hız kesmeksizin devam ettiğinin en bariz göstergesidir. Yasak; sadece Trakya üniversitesine has bir durumda değil Ankara Üniversitesinde, Hacettepe üniversitesinde ve farklı kimi üniversitelerde hala devam etmektedir.

Trakya üniversitesi rektörü yasağın gerekçesini yasalarda göstermek yerine, üniversitenin "Genel Görünüş, Giyiniş ve Davranışları Yönetmeliği'nin 4. Maddesi'yle açıklıyor. Yasal olmayan uygulamanın ihlali halinde, öğrencilere işlem yapılacağı tehdidinde de bulunuyor. Rektörün bu açıklaması yasağın keyfi uygulanıyor olduğunun tescilidir. Durum diğer yasakçı üniversitelerde farklı olmamakla birlikte yasakçı zihniyet bu durumla alakalı sorumluluğu üstlenmemekte ve mesuliyeti YÖK'ün üzerine atmaktadır.

YÖK bu konuda gerekeni yapmalı ve özgürlükler adına bildirmiş olduğu kararı genelge halinde tüm üniversitelere tebliğ etmelidir. Buradan yasağın yılmaz savunucu/bekçilerine gerçek görevlerine dönmelerini tavsiye ediyor, okullarında hala yasağa muhatap olan arkadaşlarımıza haklı davalarında geri adım atmamalarını, İnanç Özgürlüğü Platformu bileşenleri olarak başvuruları halinde olayın takipçisi olacağımızı birkez daha ifade etmek istiyoruz.

Hatırlayacağınız üzere bundan 4 sene önce Adana'da Tevhide Kütük adlı bir İmam Hatip Lisesi öğrencisi kompozisyon yarışmasında birincilik kazanmış, ancak başörtülü olduğu gerekçesi ile ödül almak üzere çıktığı sahneden apar topar indirilmişti.

Yine Adana ve yine bir Tevhide Kütük vakıası. Adana'da Polis Haftası nedeniyle düzenlenen şiir yarışmasında birinci olan lise ikinci sınıf öğrencisi Şaziyenur Erdoğan, başörtülü olduğu için törende sahneye çağrılmadı. Atatürk Parkı'nda gerçekleştirilen törenin ardından seyirciler dağıldıktan sonra öğrenciye ödülü verildi. Maruz bırakıldığı ayrımcılık 16 yaşında bir genç kız için kazandığı başarıyı gölgede bırakacak türdendir. Kazandığı başarının sevincini yaşamak yıllardır başörtülülere çok görülmemektedir. Okulunu birincilikle bitiren, çeşitli alanlarda dereceye giren birçok başörtülü geçmişte de başarısının yok sayılması durumu ile karşı karşıya kalmıştır.

Bizler siyasi otoriteyi elinde tutan mekanizmaya seslenerek; toplumun büyük bir kısmını 2. sınıf vatandaş haline düşüren bu ilkel uygulamalar karşısında başını kumdan çıkarmasını ve yaklaşık 10 yıldır vaat etmiş oldukları özgürlük ortamının sağlanması hususunda gerekli adımları cesurca atmasını tavsiye ediyoruz. Şu açıktır ki; ülkemizde her şeyden önce özgürlükler alanında pozitif bir zihniyet dönüşümü gerçekleşmedikçe bu olaylar yaşanmaya devam edecektir.

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU adına

İNSAN HAKLARI VE HİZMET DERNEĞİ



Akyazı Adalet ve Özgürlük Platformu 221. hafta basın açıklaması eyleminde, ülkemizde inanan insanlara yapılan saygısızlıklar protesto edildi

Basın açıklaması metni:

23 Nisan 2011 tarihinde mecliste başörtüsüne yine yasak uygulanmıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir yazan mecliste millet zulme uğramıştır. Mecliste Milletvekillerin Bakanların ve Başbakanın gözü önünde başörtüsüyle locada oturan Necla EROĞLU görevli tarafından meclisten dışarı çıkarıldı.

Bu yapılan saygısızlıktır, görgüsüzlüktür, kültürsüzlüktür ve maneviyatsızlıktır. Sonrasında yapılan açıklamaların yetersiz olduğu aşikârdır. Bir kısım laik çevreleri mutlu eden bu acı tablo ne yazık ki muhafazakâr basında yeterli derecede gündeme getirilmemiştir. Ülkemizde hukuksuzca uygulanan başörtüsü yasağı karşısında sessiz kalan pişkinlikleri kınıyoruz. Başörtüsü tüm alanlarda serbest oluncaya, yasakçı zorbalar hesap verinceye kadar mücadelemiz devam edecektir.

Allah c.c. korkmayan kuldan utanır mı?

CHP'li Eskişehir Tepebaşı belde Belediyesi Kars'taki heykeli yıkılmakta olan heykeltraş Mehmet AKSOY'a destek için 'ucube-ebucu' adlı resim sergisi açtı. Resim sergisinde Danimarkalı İslam düşmanlarına taş çıkartacak, cami ve tesettürlü kadınlara hakaret içeren resimlerin sergilenmesi, akıllara Danimarkalı İslam düşmanların karikatüristleri getirdi. Müslümanların giyinme tarzlarını, İslamı simgeleyen mabedi aşağılayan, alay eden ve hakaret edenleri nefretle kınıyoruz. Bu topraklar üzerinde yaşayan hiçbir fert dininden, dilinden, ırkından, mezhebinden ve meşrebinden cemaatinden dolayı ayrıcalığı olmadığı gibi ötekide değildir.

Siyasi partilerin yetkililerinin duymasını tavsiye ediyoruz.

Haksızlıklara gözlerinizi kapatmayınız. Hukuksuzluklara kulaklarınızı tıkamayınız. Ötekileştirenleri dost edinmeyiniz. Özgürlüklerin önündeki engellerin zulme dönüştüğü ülkede asgari ücretle emekli maaşıyla açlık sınırının altında inleyen mazlum ve mağdurlar için yapacaklarınızı net bir dille seçim meydanlarında açıklayınız. Asla seviyeyi düşürmeyiniz.

Komşumuz Suriye'de baas rejimine muhalif diye binlerce Müslüman tutuklanıyor ve yüzlercesi katlediliyor. Türkiye devlet ricali hala sessizliğini bozmuyor. Emperyalist güçlerin müdahalesi mi bekleniyor. Libya'da acı örneği devam ediyor. Biran önce Suriye idaresine gerekli tepki ve ültimaton verilmelidir. Ezilen zulmedilen Suriye halkının direnişini destekliyor katilleri nefretle kınıyoruz.

Bugün İzmit'te özgürlük mücadelesi veren başörtüsüne özgürlük yürüyüşü yapan tüm kardeşlerimizi tebrik ediyor, Akyazı'dan selam gönderiyoruz. Özgür başörtüsü özgür bir toplum için eylemlerimiz devam edecektir.

Akyazı Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına

Mazlumder Akyazı Şb.Bşk

Mahmut ALEMDAR


.



 

23 Nisan 2005 tarihinde Kocaeli'de başlayan ve Türkiye'nin başka illerine de yayılan başörtüsüne özgürlük hareketi, 2011 Nisan ayında 6. yılını bitirip 7. yılına giriyor. Yıl dönümlerinde yapılan ve geleneksel hale gelen yürüyüşle, unutturulmaya çalışılan başörtü zulmünü, unutmadığımızın mesajı bir kez daha veriliyor.

Yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı, 30 Nisan 2011 Cumartesi günü saat 14.00'da İzmit Merkez bankası önünden başlayan ve İzmit İnsan Hakları parkında konuşmalarla sona eren bir yürüyüşle bir kez daha, yasağa, zulme, darbecilere, ergenekonculara, dayatmacılara boyun eğilmediğinin, üniversitelerle sınırlı bir alanda değil, eğitimin her alanında, devlet dairelerinde, mecliste, yaşamın her alanında başörtüsü özgür olana kadar bu mücadelenin süreceğinin, mesajı verildi."eğitimin her alanında başörtüsüne özgürlük, okullar halkındır"," Mecliste başörtüsüne özgürlük, meclis halkındır","Devlet dairelerinde başörtüsüne özgürlük, devlet daireleri halkındır","Gençlik Facebookta buluştuk, başörtüsü yasak'çısı dinozorları ilk çağa ışınlamaya geldik","Biz gençler Facebookta anlaştık, başörtü yasak diyen dinozorlara kırmızı kart göstermeye geldik", yazılı pankartlar açıldı.


 

Yürüyüş başlangıcında bir konuşma yapan yürüyüş yöneticisi Ali Akbaş:

"Bizler, inançlı sivil toplum kurumları olarak daima bu zalimlerin karşısında İbrahim'ce dik duruş sergiledik, asla yılmadık, zalimlere karşı göstermiş olduğunuz Muhammed'i duruş ile rabbimizin takdirini kazandık, tam 312 haftadır hiç ara vermeden yaptığımız ana konusu başörtüsü olan ve diğer insan hak ve özgürlükleri alanında yaptığımız eylemler ile insani ve İslami mücadelemizi devam ettirdik.

Şimdi bu zamana kadar yaptığımız bütün çalışmalarımızın yıllık göstergesi olacak olan, aynı zamanda bir milad olacak olan büyük başörtüsü mücadelemizin 7.yıllık yürüyüşünü gerçekleştireceğiz inşallah.

Yüce rabbimizin izni ve inayeti ile yine birlikte ve beraberlik içinde, zalimlere bir mesaj olması için, insanlarımıza hak ve hürriyetlerini vermeyen despot yasakçılara karşı, inançlı insanların güç birliğini haykırmak için, bu vatanın gerçek sahipleri olarak zalimlerin karşısında nasıl bir güç olduğumuzu onlara göstermek için, güç ve kuvvet sahibi yalnızca âlemlerin rabbi olan Allah'tır demek için, ZALİMLERE KARŞI yürüyüşe geçeceğiz," dedi.

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Sakarya, Konya, Antalya, Tokat, Samsun, Edirne ve Türkiye'nin birçok ilinden gelenler ve Kocaeli halkından oluşan binlerce kişilik sloganlar eşliğinde yürüyüş yaparak, sloganlar atarak İzmit İnsan hakları parkına geçti. Konuşma programındın başlangıcında ilköğretim çağında bir çocuk, özgürlük sloganları eşliğinde güvercinler uçurdu.Arkasından ilk konuşmayı Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platform Başkanı ve MAZLUMDER Kocaeli Selahattin Mengül yaptı.İkinci konuşmayı MAZLUMDER Genel başkanı Ahmet Faruk Ünsal yaptı.Besmeleyle söze başlayan ve heyecanlı bir konuşma yapan MAZLUMDER Genel başkanı Ahmet Faruk Ünsal, "haklarımız her alanda alınana kadar bu meydanları terk etmeyeceğiz" dedi.

Ardından Adalet ve Özgürlükler Platformları dönem sözcüsü Nigar Gümrükçüoğlu ve zulme uğrayan kadınlar için, Medine Küçük konuşmalarını yaptılar.Son konuşmayı da Abdurrahman Dilpak yaparak "bu meydanda yıllardır basın açıklaması yapan, Allahın emirlerini unutulmayan kardeşlerimi kutluyorum" dedi.Konuşması büyük beğeni alan Abdurrahman Dilipak'ın sözleri sloganlarla desteklendi.

MAZLUMDER KOCAELİ ŞUBE BAŞKANI ve KOCAELİ GÖNÜLLÜ KÜLTÜR TEŞEKÜLLERİ PLATFORM BAŞKANI SELAHTTİN MENGÜL'ÜN KONUŞMASI:

Değerli halkımız, basın mensupları,

23 Nisan 2005'te Kocaeli de başlattığımız,Kocaeli ile beraber Türkiye'nin değişik illerine yayılan direnişimiz 6. yılı bitirmiş ve nisan ayında 7.yılına girmiş bulunuyor.Bu gün burada, Kocaeli olarak değil, tüm Türkiye olarak bulunuyoruz.İstanbul'dan, Ankara'dan, İzmir'den, Edirne'den, Van'dan, Diyarbakır'dan, Bursa'dan, Konya'dan, Sakarya'dan, Gaziantep'ten ve şu an Türkiye'nin bir çok ilinden kardeşlerimiz destek vermek için, İzmit'te direnişin başladığı yere, bu noktaya gelmiş bulunuyor.Destek veren herkesi canı gönülden selamlıyor,katılımlarından dolayı, tüm Türkiye'ye ve Kocaeli halkına teşekkürlerimi sunuyorum.

30 Nisanın diğer bir önemi de İzmit'te 1700 sene önce, inançlı insanlara karşı yapılan zulme, baskıya, katliama son verilip dünyanın ilk hoşgörü fermanının yayınlandığı gün olması. Bundan 1700 sene önce, Roma imparatorluğunda, o zamanın Müslümanları olan Hıristiyanlar İzmit'te katledilir, aslanlara yem olarak atılırdı.30 Nisan 311'de, tahta geçen İmparator Kostantin, inançlı insanların canına dokunulmadan, inançlarını özgürce yaşayabileceklerini ilan ediyor.Bu fermanla, inançlı insanlar üzerindeki baskılara son veriliyor ve yaşamın her alanında inançlarını özgürce yaşamaları sağlanıyor.

Aradan 1700 sene geçmiş, güya sözde çağdaş, fakat 1700 sene öncesindekilerden daha ilkel insanlar, başkalarını gericilikle suçlayan, fakat aslında kendileri çağ dışı olan , zorbalar, dayatmacılar, yasakçılar ısrarla diyorlar ki, "bu ülkede başörtü yasaktır".Ya da ", eh hadi işte size şuralarda izin verdik te, ama buralarda asla!, sakın aklınızdan dahi geçirmeyin haa !".

Sormak gerekiyor, Allahın özgür yarattığı bizleri, öz vatanımızda esir etmeye kalkıyorsunuz?".İnsan hak ve özgürlükleri noktasında, ne tartışmayı, ne de pazarlığı kabul ediyoruz!.Sadece üniversitede değil, eğitimin tüm kademelerinde, Türkiye Büyük Millet Mecalsinde, devlet dairelerinde , yaşamın her alanında başörtüsü özgür olana kadar, bu direniş sürecektir. Yasakçılar,darbeciler, minik azınlık, bunu iyi bilsin.

Bu 3-5 yasakçıya, Maraş'ta Fransız askerlerine gösterilen tepkiyi göstermiyorsak bu yanlış yorumlanmasın ha.Suskunluğumuz asaletimizdendir.Şiddetin kesinlikle bir hak arama metodu olmadığına inandığımız içindir.Bizim, şiddetle kırmayla, dökmeyle işimiz yok, bu tür hareketleri asla ve asla tasvip etmiyoruz ve kesinlikle karşısındayız .Fakat bu konuda haklarımız alınıncaya kadar, her alanda başörtüsüyle özgürce yaşam hakkımız geri alınıncaya kadar, susmayacağız, bu meydanlardayız asla ve asla yılmayacağız,direneceğiz.

Rahmetli Üstat Necip Fazıl ne demiş

Sen bir devsin yükü ağırdır devin!

Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!

ey kız kardeşim sevinin başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir

Türkiye'nin her yerinde kilometrelerce yolu aşarak gelen kardeşlerimize ve cefakar Kocaeli halkına vermiş oldukları destekten dolayı teşekkür ediyoruz.

Selahattin MENGÜL



MAZLUMDE Kocaeli Şb. BşK.