Kardeş kavgasına geçit vermeyin

Sakarya Adalet Girişimi 319. eyleminde Çukurca saldırısıyla başlayan süreci n Türk-Kürt düşmanlığına dönüştürülmek istenmesi tehlikesine dikkat çekerken, başörtüsü yasağının ise devam ettiğini belirtti. Anayasada laiklik ilkesine yeni anayasada yer verilmemesini istedi

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, özgürlük eylemlerinde 319. Haftayı geride bıraktı. Başörtüsü Platformu adına Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliğinin yaptığı açıklamayı Muhittin Özdemir okudu. "Barış ve çözüm için önce adalet" dövizleri taşınan eylemde Çukurca'da yaşanan çatışmalardan sonra yükselen tansiyonla halk arasında Türk-Kürt düşmanlığının körüklenmek istendiğine dikkat çekildi ve kardeşi kardeşe düşürecek davranışlardan kaçınılması gerektiği belirtildi. 319. Hafta basın açıklamasında ayrıca başörtüsü yasağının devam ettiği hatırlatılarak yasakçıların bu cesareti nereden aldıkları sorusu gündeme getirildi.

Yasakçıların cesareti nerden?

Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği adına Muhittin Özdemir, okuduğu açıklamada "YÖK'ün açıklamalarına rağmen birçok öğretim üyesi öğrencileri derse almamaktadır. Ayrıca Ankara, Osmaniye, Gaziantep, Hatay, İstanbul, Şanlıurfa, Konya ve Adana'da ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinden başörtüsüyle derse gelen kızlarımız, ya okula alınmamakta veya psikolojik tacize uğramaktadırlar. Oysa ergenlik çağındaki kız çocukları için tesettür dini bir vecibedir. Yasakçılar, bu konuda yasaklayıcı hiçbir kanuni düzenleme olmamasına rağmen bu cesareti nereden almakta, okuyup bir meslek kazanmaya çalışan bu kızlarımızın eğitim hakkını nasıl engelleyebilmektedir? Yasakçılar hakkında kanuni işlem yapılmasını bekliyoruz." dedi.

Başörtüsüne özgürlük basın açıklamalarının 340.haftasında basın açıklamasını,Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Dayanışma Derneği'nin üyesi Orhangazi Ergin yaptı.22 Ekim 2011 tarihinde, İzmit İnsan Hakları Parkında, saat 12.30'da yapılan basın açıklamasının konusu, terörist örgüttün giriştiği vahşi katliamdı."Gerilla değil terörist, insan değil hayvan", "Siyonizm'in taşeronu PKK", "İsrail ve PKK Müslüman halkı bölemezsin" pankartları dikkat çekti.Eli kanlı teröriste,  gerilla diyerek,  vahşice katliamlarını mazur göstermeye çalışan, sözde insan hakları derneklerine gönderme yapıldı.Yeni çıkacak anayasa idam cezasının geri getirilmesi istenerek, gerçek anlamda adaletin sağlanması için bunun şart olduğu vurgulandı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ;

Cennet misali vatanımızın, her karış toprağı şehid'lerin kanları ile yıkanmış Anadolu topraklarında maalesef evlatlarımızın kanı akmaya devam etmektedir, yıllardır fedakâr annelerin, babaların feryatları dinmemektedir. Emperyalist batılı devletlerin, topraklarımızı ele geçirme hayalleri ve faaliyetleri devam sürmektedir.Ülkemiz üzerinde hayalleri ve emelleri olan devletler, AMERİKA, AVRUPA ve SİYONİST YAHUDİ İSRAİL çetesi, vatan toprağı üzerindeki emellerine kavuşabilmek için hiç gözünü kırpmadan masum insanları katledecek, kısa adı PKK ve KCK olan bir taşeron örgüt kurarak faaliyetlerine başlamış ve devam etmektedir, uzun yıllardır devam eden insanlık dışı katliamlarında tam 40 bin masum vatan evladı şehid edilmiştir.

Dağlarda çakallar sürüsü gibi gezen PKK, KCK ve onların uzantıları, asla Müslüman Kürt vatandaşlarımızı temsil eden ve onların hakları için mücadele eden örgütler değillerdir, Kürt kardeşlerimizin haklarını savunuyorum diye ortaya çıkan bu eli kanlı terör çetesi binlerce masum Müslüman Kürt kardeşlerimizi öldürmüş onları topraklarından sürmüş ve Kürtlerin haklarını koruyorum diyerek Kürt kardeşlerimize karşı katliamlar gerçekleştirmişler ve yakıp yıkmışlardır, bu kuruluşlar ve onlarla beraber hareket edenler insanlığın, kardeşliğin ve İslam dininin düşmanıdırlar.

Bu terör belasından kurtulmanın tek yolu ancak ve ancak kısas hükmünden geçmektedir, vatan evlatlarını katledip sonra yakalanan alçaklar, üç beş yıl hapishanede beslendikten sonra sudan sebeplerle salıverilmekte ve tekrar terör çetesine katılıp masum insanlarımızı, beşikteki bebekleri, genç kızlarımızı, fedakâr kadınlarımızı, biz rahat yaşayalım ve yataklarımızda rahat uyuyalım diye şehidlerin vatanını bekleyen askerlerimizi, polisimizi ve güvenlik güçlerimizi insafsızca, alçakça, şerefsizce öldürmekte ve aile ocaklarına ateş düşürmektedirler, bir insan öldürmenin karşılığı ancak ve ancak ölümdür, eli silahlı insan öldürmek için yola çıkmış teröristler asla esir alınmamalıdır yakalandığı yerde infaz edilmelidir'ki insanlık âlemi bir pislikten ve caniden kurtulmuş olsun.    

PKK ve KCK, Yahudilerin kurduğu bir terör örgütüdür, Kürt vatandaşlarımızın arasına sızmış içinde hiçbir Müslüman'ın olmadığı Yahudi ve Ermenilerin çoğunlukta olduğu ve yabancı Avrupa'lı ve Amerika'lı paralı askerlerinde içinde bulunduğu bir terör çetesidir.

Bizler KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ olarak yeni yapılacak olan ANAYASA'da ölüm cezasının yeniden anayasa'ya konmasını ŞİDDETLE talep ediyoruz, eğer bu zamana kadar olanların ve bundan sonra olacakların önüne geçmek istiyorsak Türkiye Cumhuriyeti anayasa'sında mutlaka ölüm cezası olmalıdır, haksız yere bir cana kıyanların canına kıyılmalıdır'ki adalet yerini bulsun, bizlere ölüm cezasını kaldırmamızı dayatan AMERİKA'da her türlü ölüm cezası uygulanmaktadır, ölüm cezası olmayan ülkeler daima büyük acılar yaşamaya mahkümdurlar, ANAYASA'sında ölüm cezası olmayan bir ülke asla mutlu olarak hayat süremez.  

Bugüne kadar terör ve şiddet ile hayattan ve ailelerinden koparılan tüm şehid'lerimize, bütün âlemi yoktan var eden, âlemlerin rabbi olan ALLAH'tan rahmet diliyor, yuvalarına evlat acısı düşen tüm şehid anne ve babalarına, eşini kaybetmiş hanımefendilere, babasını kaybetmiş yavrularımıza, başsağlığı diliyorum, basın açıklamamıza katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum.

KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ ÜYESİ ORHAN GAZİ ERGİN 

TEVHİDHABER