Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 565.,

Sakarya 565. Hafta: Dış politikaya ABD'den bağımsız yön vermeliyiz!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 565. Hafta açıklamasında, Türkiye’nin dış politikasını ABD’den bağımsız olarak, sorunlar karşısında barış ve siyasi çözüm odaklı bir şekilde kendisinin geliştirmesi gerektiğini söyledi.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 565. hafta açıklamasında, Türkiye’nin dış politikasındaki sorunları ve son dönemdeki değişim sinyallerini değerlendirdi. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Ali Gürler’in okuduğu açıklama, Ramazan ayında gelişen kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun, her gün Ramazanmış gibi devam ettirilmesi temennisi ile başladı. Açıklamanın devamında Suriyeli sığınmacılarla ilgili gündeme değinen Gürler, “Mültecilerin bu ülkede insanca yaşamalarını sağlayacak toplumsal, ekonomik ve siyasal zemini oluşturmak hepimizin görevidir. Ancak bu konunun siyasi istismar malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez. Mülteciler için her şeyden önemlisi Suriye'de barışın ve siyasi çözümün sağlanmasıdır. Bu insanlar için kendi vatanlarına dönmek birincil öncelikleridir. AK Parti iktidarına düşen birincil görev de Suriye'de barışa ve siyasi çözüme en üst seviyede katkı sağlamaktır.” dedi.

 

Basın açıklamasının devamında, son yıllarda yapılan dış politika hatalarının ağır bedeller ortaya çıkardığına dikkat çekilirken, Türkiye’nin ABD’den bağımsız bir politika geliştirmesi vurgusu yapıldı. Gürler, konuyla ilgili “AK Parti iktidarı Suriye'de yapılan hataları dolaylı olarak ifade etmeye başlamıştır. AK Parti iktidarının Suriye'nin kuzeyindeki Kürt politikası da başından beri sorunludur… Kuzey Irak'ta Barzani'ye dönük önceki olumsuz tavrı ve bugünkü sarmaş dolaş ilişkileri hepimiz ibretle izliyoruz. Barzani ile ilişkilerin ABD'nin talebi üzerinden gelişerek normalleştiğini biliyoruz. Suriye Kürtleri ile ilişkileri Amerikasız bir şekilde normalleştirmek zorundayız. Amerika'nın talebi üzerine bu ilişkiler normalleşirse, bölgede her zaman son sözü Amerika söyleyecek demektir. Bölgemizdeki tüm ülkelerle ve yapılarla ilişkilerimizi gözden geçirmek mecburiyetindeyiz. Barış ve müzakere süreçlerinin işletilmesine ön ayak olarak, bölgemizin emperyal güçlerin işgal ve sömürüsünden kurtarılmasına katkı sağlamalıyız.” dedi.
 
565. Hafta Basın Açıklamasının Tam Metni
 
DIŞ POLİTİKAYA ABD'DEN BAĞIMSIZ YÖN VERMELİYİZ!
 
Bir bayramı daha geride bıraktık. Ramazan ayının ve Ramazan bayramının bireysel ve toplumsal açıdan arınmamıza ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmemize vesile olan çok önemli bir misyonu gerçekleştirdiğini bir kez daha gözlemledik.
 
Özellikle de etnisite/mezhep/sınıf farklılıklarını aşan bir kardeşliğe ihtiyacımızın çok kritik olduğu böyle bir süreçte Ramazan'ın bereketini çok yönlü hissettik. Bu ayda şu kavim/bu kavim demeden, şu mezhep/bu mezhep demeden, zengin/fakir demeden yardımlaşma ve dayanışma ruhunu zirveye taşıdık.
 
Şimdi bu ruhu her günümüz Ramazanmış gibi devam ettirme zamanıdır.
 
Bu hafta başından itibaren tartışılmaya başlanan "Suriyeli mültecilerin Türkiye vatandaşı olması" konusuna da aynı ruh ile yaklaşmak zorundayız. Mültecilerin bu ülkede insanca yaşamalarını sağlayacak toplumsal, ekonomik ve siyasal zemini oluşturmak hepimizin görevidir.
 
Ancak bu konunun siyasi istismar malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez.
 
Ülkemizde yaşayan kayıtlı 3 milyon, kayıtsızları da içerecek şekilde yapılan tahminlerde 5 milyonu bulan mülteciler için her şeyden önemlisi Suriye'de barışın ve siyasi çözümün sağlanmasıdır.
 
Bu insanlar için kendi vatanlarına dönmek birincil öncelikleridir.
 
Ak Parti iktidarı'na düşen birincil görev de Suriye'de barışa ve siyasi çözüme en üst seviyede katkı sağlamaktır.
 
Ak Parti iktidarı Suriye'de yapılan hataları dolaylı olarak ifade etmeye başlamıştır. Yapılan tüm hatalar bumerang tesiri ile ülkemizi etkisi altına almıştır.
 
Suriye'de 2012'den itibaren ne pahasına olursa olsun Esad yönetimini devirmek adına tüm dünyanın tekfirci savaşçılarının bölgeye gelişine lojistik destek veren, bu gruplara ekonomik ve askeri destek çabalarına direk veya dolaylı katkı sunan bir Suriye politikasından bahsediyoruz...
 
Son bir senedir Türkiye'nin söz konusu politikasını değiştirmesinin bedeli olarak bu grupların ülkemizde gerçekleştirdikleri kanlı eylemleri üzüntü ve ibretle izliyoruz.
 
Türkiye'de bazı siyasi çevrelerin ya da yazar/çizer takımının tekfirci grupları iyi/kötü şeklinde tasnif etmeleri de büyük bir algı operasyonudur. Bu grupların tümünün zihniyet dünyaları hemen hemen aynıdır. Bu gruplar, Suudi Arabistan tarafından Afganistan ve Pakistan medreselerinde mayalanmış ve Amerikan aklı tarafından tüm dünyaya servis edilmişlerdir.
 
Ak Parti iktidarının Suriye'nin kuzeyindeki Kürt politikası da başından beri sorunludur. Suriye Kürtleri arasındaki toplumsal desteği %10-15 olan PYD ile Suriye Kürtleri özdeşleştirilmiş, PYD ile de PKK özdeşleştirilerek Suriye kuzeyine dönük Kürt politikası çıkmaza sokulmuştur. Kobani kuşatması sırasındaki Türkiye'nin siyasi refleksi bu hatanın en önemli göstergesidir.
 
Kuzey Irak'ta Barzani'ye dönük önceki olumsuz tavrı ve bugünkü sarmaş dolaş ilişkileri hepimiz ibretle izliyoruz. Barzani ile ilişkilerin ABD'nin talebi üzerinden gelişerek normalleştiğini biliyoruz. 
 
Suriye Kürtleri ile ilişkileri de Amerikasız bir şekilde normalleştirmek zorundayız. Amerika'nın talebi üzerine bu ilişkiler normalleşirse, bölgede her zaman son sözü Amerika söyleyecek demektir.
 
Bölgemizdeki tüm ülkelerle ve yapılarla ilişkilerimizi gözden geçirmek mecburiyetindeyiz.
 
Barış ve müzakere süreçlerinin işletilmesine ön ayak olarak, bölgemizin emperyal güçlerin işgal ve sömürüsünden kurtarılmasına katkı sağlamalıyız.
 
İç savaşlar ve dış müdahaleler bu bölgeye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. Bunun ispatı Irak'tır, Suriye'dir, Libya'dır, Yemen'dir.  Savaş ve kaostan sadece emperyalizm ve siyonizm beslenmektedir.
 
Ak Parti Hükümeti'nin Amerika'nın talebi üzerine Siyonist İsrail ile ilişkileri normalleştirmek gibi büyük yanlışlara saplanmaktan vazgeçmesi, bağımsız dış politika izleyerek bölgemizde barış ve siyasi çözümün sağlanması için inisiyatif alması gereklidir. Duruşunu barış ve siyasi çözümden yana koyan bir siyasi iktidarın hem ülkemiz hem de tüm Ortadoğu için hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz.
 
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi
Sakarya 565. Hafta: Dış politikaya ABD