Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Konya'da 465., Ankara'da 542., Sakarya'da 569.,

Şer Yuvası NATO (Konya İ.Ö.P. 465. Hafta Basın Açıklaması

465 haftadır cumartesi günleri biraraya gelen Konya İnanç Özgürlükleri platformunun bu haftaki sözcüsü Yaşar ÖZKUL'du. A'raf Suresi 58. ayeti okuyarak başladığı açıklamasında gündem konularını değerlendirdi. ''Darbe NATO üslerinde tezgâhlanırken ve bu açıkça bilinirken, kimse İncirlik’in ve diğer üslerin statüsünü konuşmasın ve kimse ülkenin NATO üyeliğini tartışmasın… Herkes Pensilvanya’dan bahsederken,   ülkemizde ki Amerikan bölgeleri görmezden gelinsin öylemi?'' diyen Özkul bölgede ve ülkemizdeki her fitnenin altından ABD ve NATO'nun çıktığını vurgulayarak, bunca şeye rağmen TSK'nın NATO konseptine uygun dizayn edilişine ağır eleştiriler yöneltti.

Açıklamanın Tam Metni:

                Rahman, Rahim, Allah’ın adıyla

                İyi olan memleketin bitkisi, Rabbi’nin izni ile çıkar. Kötü olandan ise yararsız bitkiden (dikenden) başkası çıkmaz. İşte biz şükreden kavim için ayetleri tekrar tekrar açıklıyoruz. (A’raf Suresi 58. Ayet)

                Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

                İsmi sürekli darbelerle anılan ve genlerinde potansiyel darbecilik bulunan TSK, darbe yapamaz hale getirilmek için yeni bir dizayna tabi tutuluyor. Kanuni gerekçeleri, yeni yasalarla elinden alınmaya çalışılıyor. Mevcut yapısında, askeri hiyerarşide ve eğitim yapılanmasında değişikliklere gidiliyor. Köklü değişimlerden bahis olunuyor.

                Meşhur bir söz vardır: ‘’Batı cephesinde değişen bir şey yok.’’

                Bu söz, yapılıyor görünen değişikler için de geçerli gibi görünüyor. Amerikan genelkurmay başkanının ülkemize gelişi, yaptığı açıklamalar ve sonrasında yapılan üst düzey açıklamalar, Türkiye – Amerika ilişkilerinde, Türkiye – NATO ilişkilerinde ve TSK’nın NATO konseptinde bir değişikliğin olmayacağını belirtiyor.

                Yeniden yapılandırılan TSK, yine NATO konseptine uygun bir şekilde dizayn ediliyor. NATO’nun askeri felsefesi, çıkarları, menfaatleri, korudukları hedeflerde hiçbir değişiklik olmadığına göre, yeni dizaynda da bir anlayış değişikliğinin olacağını beklemek, saflık olsa gerekir.

                Ülkemiz, NATO şemsiyesi altında, kendi toprakları üzerinde oluşturulan tüm askeri yapılardan çok çekmiştir. Özel harp dairelerinden, çekiç güçlere, NATO üslerine kadar ne varsa her zaman ülkenin ve bölgenin aleyhine olmuştur. Her darbenin ardından çıkan NATO ve Amerika, her fitnenin de arkasından çıkmıştır. Dünyanın en kan dökücü canavarı Amerikan Emperyalizmi ve onun eli kanlı askeri örgütlenmesi NATO, dünya üzerindeki en tehlikeli şer odaklanmasıdır.

                Halk arasında yaygın olan, ‘’Eşeğini dövemeyen, semerini döver.’’ değerlendirmesi fiilen hayata geçirilmiş durumdadır. Belki bugünlerde dövülen semer değilse de sıpadan ibarettir. Fakat kimsenin eşekle uğraştığı falan yok. Vurun sıpasına! Daha bu eşeğin sahibinde, ne eşekler ne sıpalar var. Eşeğe de sahibine de sakın dokunmayın ha (!)

Darbe NATO üslerinde tezgâhlanırken ve bu açıkça bilinirken, kimse İncirlik’in ve diğer üslerin statüsünü konuşmasın ve kimse ülkenin NATO üyeliğini tartışmasın… Herkes Pensilvanya’dan bahsederken,   ülkemizde ki Amerikan bölgeleri görmezden gelinsin öylemi?

 Hey gidi gafletimiz hey!

 Tarihin bir ibret levhası olduğu sonu kan ve zulümle bitecek heyecanların bulunmadığı tevhit ve adalet üzere kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 466. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah’a emanet ederiz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 3 ZİLKADE 1437 (06.08.2016)

Şer Yuvası NATO (Konya İ.Ö.P. 645. Hafta Basın Açıklaması

"Başta Sivas davası olmak üzere İslami Stk ve oluşumlara açılan davaların arkasında paralel ihanet çetesinin olduğu görülecektir."

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

07 AĞUSTOS 2016 TARİHLİ 542.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Es Selamünaleyküm;

Değerli katılımcılar! ‪#‎Türkiye‬’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 542.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.

‪#‎FETÖ‬’yü himaye eden arka plandaki üst aklın, bölgesinde oyun kurucu olan Türkiye’yi dize getirmek için darbe girişiminde bulundu.

‪#‎15Temmuz‬ gecesi onurlu ve bağımsız millete ayar çekmek için bu darbeyi gerçekleştirdiler. Bu millet darbeyi ilk saatlerinde fark etti ve iradesini ortaya koyarak caddeleri, sokakları ve meydanları doldurdu. 15 Temmuz darbe girişimi yüzyıllık parantezi kapatma noktasına geldiğimiz bir yerde ikinci bir Lozan’a bizi icbar etmenin provasıydı.

Milli iradenin sahipleri, milli iradeye sahip çıkan, nöbet tutan insanlar, bu sürecin takipçisi olmak durumundadır. Aksi takdirde gerçekleştirilen şeyler tamamen tersine dönebilir. Suriye’de yüz binlerce insan katledilirken, bir yılda rapor hazırlayan Dünya Af Örgütü 24 saat geçmeden darbenin hemen akabinde, Türk askerine işkence ediliyor diye rapor tuttu.

‪#‎Almanya‬’da geçtiğimiz pazar günü gerçekleştirilen Türkiye’ye Destek Mitingi’nde Cumhurbaşkanımızı konuşturmamak için 24 saat içerisinde mahkemeler harekete geçti. Bütün bunlar bu milletin gözünü ve ferasetini açtı. Bu millet oynanan büyük oyunun farkında.

Paralel yapı mensuplarına tövbe kapısının kapanmadığını, yanlışlarında ısrar edenlerin cezalarını en üst perdeden çekmek zorundalar. Alt katı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanet olan bu yapının ihanet kısmı cezalarını ödemek zorundadır.

Şehitlerimizin kanı yerde kalmamalıdır ve özellikle toplum nezdinde ki vicdani sorunları konuşmalıyız. Biz üniversitede ‪#‎başörtüsü‬ eylemi yaparken bu insanlar yanımızda yoktu. ‪#‎Filistin‬‪#‎Kudüs‬‪#‎Ortadoğu‬diyerek meydanlara çıktığımızda bu insanlar yanımızda yoktu. Bunlar bu kadar ihanet içerisine girmez zannediyorduk. Ama gördük ki böyle değilmiş. Bunlar kendi halkının üzerine tank sürecek kadar hain ve alçaktırlar. Herkes şu soruları sorsun, bu meydanlar özçekim yapacağımız, birilerinin aklanacağı meydanlar değildir. Bu hainlerden haklarımızı alıncaya kadar bu işin yakın takibinde olalım, bu işin peşini bırakmayalım.

Son olarak ‪#‎darbeci‬ ‪#‎hâkim‬ ve savcılar bir bir tutuklanıyor. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 2 bin 843 hâkim ve savcı hakkında işlem başlatıldı. 979 hâkim ve ‪#‎savcı‬ gözaltına alınırken 632'si tutuklandı. Tutuklama ve gözaltına alınmalar soruşturma derinleştikçe artacağı bildiriliyor. Bu hâkim ve savcıların mahkeme kararları tekrar gözden geçirilmeli. Aldıkları kararlar adaletten yoksun olduğu görülecektir.

Başta ‪#‎Sivas‬ davası olmak üzere İslami Stk ve oluşumlara açılan davaların arkasında paralel ihanet çetesinin olduğu görülecektir. Yıllardır işlemedikleri suçlardan dolayı haklarında verilen hapis cezalarını çeken bu kardeşlerimizin davaları tekrar görülmeli, bu mağdur insanlarımıza iade-i itibarları ve hak mahrumiyetinden doğan tazminatları verilmelidir.

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.

‪#‎ANKARA‬ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU

 

Sakarya 569. Hafta: Darbeci ABD'yi bu topraklarda görmek istemiyoruz!

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 569. hafta basın açıklamasında, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'un Türkiye ziyaretine tepki gösterildi.

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu'nun 569. hafta basın açıklamasında, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'un Türkiye ziyaretine tepki gösterildi.
 
Platform adına Diriliş Saati Dergisi'nden Ali Gürler'in okuduğu açıklamada, ABD'nin son ifşaatlarıyla birlikte 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olduğunun çok net bir şekilde anlaşıldığı belirtilerek "15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki örtülü güç olan, hatta son ifşaatlarıyla bu örtüyü de üzerinden kaldıran ABD merciilerinin ülkemizde hiçbir şey olmamış gibi ağırlanması kabul edilemez. Halkımızı hunharca katleden uçaklara üslerinden yakıt ikmali sağlayan ABD, aynı zamanda Fethullah Gülen Hareketi'nin desteklenmesi için 1980'li yıllardan beri seferber olmuş ve bu hareketi toplumsal ve siyasal zeminde öne çıkarmıştır. Darbe girişiminin olduğu gece de "bekle gör" tutumu izleyerek ikiyüzlü siyasetin eşsiz örneklerinden birini vermiş ve ancak darbenin başarısız olacağının anlaşılmasının ardından destek mesajları vermiştir. Hal böyle iken, ABD Genelkurmay Başkanı'na darbecilerin bombaladıkları yerlerin gezdirilmesi traji-komik bir durum olarak ortaya çıkarken, görüşmelerde yeni ahitleşmelerin yapılması da acı vericidir. Bu ülkenin idarecileri, artık darbenin arkasında olduğunu bildikleri ABD'nin bu ülkenin üzerindeki vesayetine son vermek için harekete geçmelidir, onunla yapılan anlaşmaların ve verilen her tavizin bu ülkeyi darbelere daha açık hale getirdiğini görmelidir" denildi.
ABD üslerinin kapatılması çağrısı da yapılan açıklamada " İdareciler, darbe girişiminin olduğu gece tankların önüne yatarak destan yazan Müslüman halkımıza, bu darbenin kuklacılarını işaret etmeli ve böylece Amerikan karşıtı bir kamuoyunun oluşmasını sağlamalıdır. Arkasından ise halkın desteğini arkasına alarak ABD üslerini birer birer kapatmalı, bu ülkenin makus talihini değiştirecek yapısal değişikliklere gitmelidir. Aksi takdirde, darbeler tarihi hiçbir zaman kapanmayacak ve bu ülke emperyalist siyasetin kıskacında her geçen gün uçuruma doğru yol alacaktır" ifadelerine yer verildi.
 
Son olarak darbe girişimi sonrası hukuki süreç değerlendirilerek "Son zamanlarda Gülen Hareketi'yle uzaktan yakından ilişkisi olmayan insanların da operasyonlarda mağdur edildiğini görüyor ve gözlemliyoruz. Kurunun yanında yaşın da yandığını fark eden bizler, Müslüman kimliğimiz gereği adalet mekanizmasının işlemesi gerektiğini hatırlatıyoruz. Yine aynı adalet mekanizmasının Gülen ve çevresi tarafından mağdur edilen insanlar için de işlemesi ve bu insanların mağduriyetlerinin acilen giderilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Zira, Gülen'e bağlı odaklar tarafından geçmişte mağdur edilmiş yüzlerce Müslüman şu an zindanlarda ömür tüketmektedir. Başta Umut Davası olmak üzere onlarca davadan Müslüman'ın hakkının teslim edilerek serbest bırakılması, darbecilere verilecek en güzel cevaplardan biridir" görüşü dile getirildi.
 
569. Hafta Basın Açıklaması
 
DARBECİ ABD'Yİ BU TOPRAKLARDA GÖRMEK İSTEMİYORUZ!
 
15 Temmuz darbe girişimi tüm sıcaklığıyla gündemdeki yerini korurken, geçtiğimiz hafta ABD Genelkurmay Başkanı ülkemizi ziyaret etti.
 
15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki örtülü güç olan, hatta son ifşaatlarıyla bu örtüyü de üzerinden kaldıran ABD merciilerinin ülkemizde hiçbir şey olmamış gibi ağırlanması kabul edilemez. 
 
Halkımızı hunharca katleden uçaklara üslerinden yakıt ikmali sağlayan ABD, aynı zamanda Fethullah Gülen Hareketi'nin desteklenmesi için 1980'li yıllardan beri seferber olmuş ve bu hareketi toplumsal ve siyasal zeminde öne çıkarmıştır.
 
Darbe girişiminin olduğu gece de "bekle gör" tutumu izleyerek ikiyüzlü siyasetin eşsiz örneklerinden birini vermiş ve ancak darbenin başarısız olacağının anlaşılmasının ardından destek mesajları vermiştir.
 
Hal böyle iken, ABD Genelkurmay Başkanı'na darbecilerin bombaladıkları yerlerin gezdirilmesi traji-komik bir durum olarak ortaya çıkarken, görüşmelerde yeni ahitleşmelerin yapılması da acı vericidir.
 
Bu ülkenin idarecileri, artık darbenin arkasında olduğunu bildikleri ABD'nin bu ülkenin üzerindeki vesayetine son vermek için harekete geçmelidir, onunla yapılan anlaşmaların ve verilen her tavizin bu ülkeyi darbelere daha açık hale getirdiğini görmelidir.
 
Darbe girişiminin olduğu gece tankların önüne yatarak destan yazan Müslüman halkımıza, bu darbenin kuklacılarını işaret etmeli ve böylece Amerikan karşıtı bir kamuoyunun oluşmasını sağlamalıdır.
 
Arkasından ise halkın desteğini arkasına alarak ABD üslerini birer birer kapatmalı, bu ülkenin makus talihini değiştirecek yapısal değişikliklere gitmelidir. 
 
Aksi takdirde, darbeler tarihi hiçbir zaman kapanmayacak ve bu ülke emperyalist siyasetin kıskacında her geçen gün uçuruma doğru yol alacaktır.
 
Bu vesile ile, darbe girişimi sonrası devam eden operasyonlara da değinmek istiyoruz. Son zamanlarda Gülen Hareketi'yle uzaktan yakından ilişkisi olmayan insanların da bu operasyonlarla mağdur edildiğini görüyor ve gözlemliyoruz. Kurunun yanında yaşın da yandığını fark eden bizler, Müslüman kimliğimiz gereği adalet mekanizmasının işlemesi gerektiğini hatırlatıyor ve Rabbimizin ayetiyle uyarıyoruz: "Ey mü’minler! Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adaletle şâhidlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adâletsizliğe götürmesin. Adâlet yapın ki, o takvaya en çok yakın olandır. Allah’tan korkun. Çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdârdır." (Maide 8)
 
Yine aynı adalet mekanizmasının Gülen ve çevresi tarafından mağdur edilen insanlar için de işlemesi ve bu insanların mağduriyetlerinin acilen giderilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Zira, Gülen'e bağlı odaklar tarafından geçmişte mağdur edilmiş yüzlerce Müslüman şu an zindanlarda ömür tüketmektedir. Başta Umut Davası olmak üzere onlarca davadan Müslüman'ın hakkının teslim edilerek serbest bırakılması, darbecilere verilecek en güzel cevaplardan biridir.
 
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi
Sakarya 569. Hafta: Darbeci ABD