Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 611., Ankara'da 585.,

 

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 611. hafta açıklamasında ABD’nin Ortadoğu’da ateşle oynadığına dikkat çekti. Platform kurucularından Kadrican Mendi’yle ilgili “İslami mücadeleyi ön saflarda sürdürmüş kardeşimizin cezaevine konulması Türkiye’de hukukun geldiği nokta açısından son derece manidardır” denildi.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu tarafından yapılan 611. hafta basın açıklamasına, “Ramazan ayının tüm İslam alemi için hayırlara ve dirilişe vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederiz.” temennisi ile başlayarak, ABD Başkanı Donald Trump’un Suudi Arabistan ve İsrail ziyaretleri ile gündeme gelen “İslam NATO’su” ve muhalif kesimler üzerinde sosyal medya paylaşımları üzerinden kurulan baskıları ve verilen cezaları ele aldı. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Ali Gürler’in okuduğu açıklamada “Küresel güçler coğrafyamızda oyun üzerine oyun kurmaya devam ediyorlar. Amerika bölgede yeni bir Sünni blok oluşturmaya çalışıyor… Söz konusu Sünni bloğa ait ortak bir askeri güç oluşturulması hedefleniyor… Aslında Amerika ve İsrail; tek bir kurşun atmadan, tek bir can feda etmeden Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmanın planını yapıyor. Amerika ve İsrail’in kullandığı iki argüman var. Birincisi Sünni-Şii ayrışması, ikincisi ise radikal İslam. Sonuç olarak Müslümanların karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı yeni bir aşamanın eşiğindeyiz.” dedi.

İslam coğrafyasındaki kaosun İsrail’i mutlu ettiği belirtilen açıklamada, Amerika ile İsrail’in bölgede yeni bir fitili ateşlemeye hazırlarken, bu oyuna gelinmemesi gerektiği söylendi. “15 Temmuz darbe teşebbüsünü hatırlayalım. 250 insanımızı kaybettik… Görünen o ki Amerika ve İsrail’in tezleri ile yeterince buluşmayan tüm İslam ülkeleri yeni 15 Temmuz darbeleri ile buluşturulmaya çalışılacak. İktidara sesleniyoruz: Niçin bunca tezgaha rağmen net bir duruş sergileyemiyoruz? Niçin tam bağımsız bir Türkiye inşa edemiyoruz? İç sorunlarımızı barışçıl bir şekilde çözer isek, ekonomik problemlerimizi halka dönerek ve halk ile paylaşarak aşma yolunu seçer isek, dış politikada da daha adil ve şerefli bir duruşu sergileyebiliriz.” Açıklama, platform mensuplarından Kadrican Mendi’ye sosyal medya paylaşımlarından verilen cezaya karşı “Olağanüstü hal bahanesiyle tüm muhalif seslerin susturulmaya çalışıldığı, düşünce ve inancını ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir süreçte; tevhid ve adalet şiarıyla hareket etmeyi ilke edinmiş ve her daim İslami mücadeleyi ön saflarda sürdürmüş kardeşimiz Kadrican Mendi’ye verilen ceza, hem Türkiye’de hukukun geldiği nokta hem de Müslüman kamuoyunun suskunluğu açısından son derece üzücü ve manidardır.”

 

  1. Hafta Basın Açıklaması

ORTADOĞU’DA AMERİKA, İSRAİL VE SUUDİ ARABİSTAN ATEŞLE OYNUYOR!

Mübarek Ramazan ayına girdik.

Ramazan ayının tüm İslam alemi için hayırlara ve dirilişe vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederiz.

İslam coğrafyasında kaos devam ediyor.

Küresel güçler coğrafyamızda oyun üzerine oyun kurmaya devam ediyorlar.

Son olarak Amerikan Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan ve İsrail ziyaretleri kartların yeniden karılacağının işaretlerini veriyor.

Amerika bölgede yeni bir Sünni blok oluşturmaya çalışıyor. Bu blokun merkezinde Suudi Arabistan ve Mısır var. Türkiye dahil tüm Sünni İslam ülkeleri bu bloğa eklemlenmeye çalışılıyor.

Söz konusu Sünni bloğa ait ortak bir askeri güç oluşturulması hedefleniyor. İslam NATO’su adı da verilen bu gücün amacı tıpkı NATO gibi düşmanlarını korkutmak, caydırmak ya da gerekirse vurmak şeklinde tanımlanıyor.

İsrail de Sünni blok tezine destek veriyor. Siyonistler, Sünni blok ile aynı düşmana karşı savaş verileceğini ilan ediyorlar.

Peki, düşman kim? Bunu da Trump’ın ağzından dinleyelim: “İran ve Hamas gibi tüm radikal İslamcı örgütler…”

Yani Ortadoğu’da Amerika ve İsrail’in karşısında duran, Amerika ve İsrail’in bölgede oyununu bozan tüm güçler düşman ilan ediliyor ve bu güçler işbirlikçi rejimler üzerinden kurulan blok ile çatıştırılmaya ve etkisiz hale getirilmeye çalışılıyor.

Diğer bir deyişle Amerika ve İsrail; tek bir kurşun atmadan, tek bir can feda etmeden Müslüman’ı Müslüman’a kırdırmanın planını yapıyor.

Amerika ve İsrail’in kullandığı iki argüman var. Birincisi Sünni-Şii ayrışması, ikincisi ise radikal İslam.

Sonuç olarak Müslümanların karşı karşıya getirilmeye çalışıldığı yeni bir aşamanın eşiğindeyiz.

Arap Baharı ile başlayan süreç Siyonist baharına dönüşmüş durumda… Siyonist İsrail kurulduğundan bu yana en rahat, en güvenli dönemini yaşıyor. İslam coğrafyasındaki kaos, Siyonistleri son derece mutlu kılıyor.

Siyonist İsrail bu pozisyonunu bir adım daha geliştirmek adına Amerika ile birlikte bölgede yeni bir fitili ateşlemeye hazırlanıyor.

Bizim siyasetçilerimiz, kanaat önderlerimiz, alimlerimiz, aydınlarımız bu tablo karşısında ne yapıyorlar?

Riyad’daki ve Tel Aviv’deki görüntülere karşı tepkileri ne oldu?

Haramdan ve helalden bahsedenler, adaletten ve zulümden bahsedenler, yazılarında ve söylemlerinde mangalda kül bırakmayanlar bu gelişme karşısında nasıl bir tavır aldılar?

Maalesef Türkiye’de ciddi bir karşı duruşun olmadığını, gidişin vehametinin yeterince anlaşılamadığını ya da önemsenmediğini gözlemliyoruz.

Ortadoğu’da kaynatılan bu kazana herkes sıra ile atılacaktır. Eğer direniş olmaz ise, eğer Amerika ve İsrail ile hesaplaşma göze alınmaz ise, Türkiye dahil tüm coğrafyamızı çok kötü günlerin beklediğini söylemek asla abartı değildir.

Ortadoğu’nun tüm şerefli evlatları mezhebi, etnik ve siyasi farklılıklarını bir kenara bırakarak Amerika ve İsrail’e karşı  direnmek ve kanının son damlasına kadar mücadele etmek zorundadır.

15 Temmuz darbe teşebbüsünü hatırlayalım. 250 insanımızı kaybettik. Binlerce de yaralımız vardı. Görünen o ki Amerika ve İsrail’in tezleri ile yeterince buluşmayan tüm İslam ülkeleri yeni 15 Temmuz darbeleri ile buluşturulmaya çalışılacak.

İktidara sesleniyoruz. Türkiye’nin politika yapıcılarına sesleniyoruz. Bölgemizdeki huzursuzluğun kaynağının Amerika ve İsrail olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Emperyalizme karşı direnmek noktasında niçin yalpalıyoruz? Niçin bunca tezgaha rağmen net bir duruş sergileyemiyoruz? Niçin tam bağımsız bir Türkiye inşa edemiyoruz?

İç sorunlarımızı barışçıl bir şekilde çözer isek, ekonomik problemlerimizi halka dönerek ve halk ile paylaşarak aşma yolunu seçer isek, dış politikada da daha adil ve şerefli bir duruşu sergileyebiliriz.

Bağımsız bir Türkiye, Ortadoğu’da dengeleri mazlumlardan yana değiştirmeye adaydır. Bağımlı bir Türkiye ise, Ortadoğu’da emperyalizmin oyunlarına alet olmaktan öteye geçemez.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu’nun öncülerinden olan kardeşimiz Kadrican Mendi, sosyal medya paylaşımlarından dolayı aldığı 15 aylık cezanın kesinleşmesi nedeniyle geçtiğimiz hafta cezaevine girdi.

Olağanüstü hal bahanesiyle tüm muhalif seslerin susturulmaya çalışıldığı, düşünce ve inancını ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir süreçte; tevhid ve adalet şiarıyla hareket etmeyi ilke edinmiş ve her daim İslami mücadeleyi ön saflarda sürdürmüş bir kardeşimiz olan Kadrican Mendi’nin cezaevine konulması hem Türkiye’de hukukun geldiği nokta hem de Müslüman kamuoyunun suskunluğu açısından son derece üzücü ve manidardır.

Allah (c.c)’tan Kadrican kardeşimizin yar ve yardımcısı olmasını niyaz eder, onu tekrar aramızda göreceğimiz günlerin yakın olmasını temenni ederiz.

Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi

 

"Ezan okunması YASAK, 
Yemek Duası YASAK, 
Sakal Bırakmak YASAK, 
Kibrit taşımak YASAK....
DoğuTürkistan"

ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN

27 MAYIS 2017 TARİHLİ 585.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

Es Selamünaleyküm; Değerli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 585.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye büyük bir gazetecisini, Akif Emre’sini kaybetti. Hayatı boyunca hakkın ve hakikaten yolunda hiç ayrılmadı. Kimseye eğilip bükülmedi. Hak ve doğru bildiği Allah yolunda cesurca yürüdü. Hep Mazlum ve mağdur Müslümanlarla birlikte oldu. Onlarla birlikte ağladı ve onlarla birlikte dert ve ıstırap duydu. Onlar arasında ayırım yapmadı ve adil ve eşit davrandı ve onlara hakça muamele etti. Allah-u Taala’nın rahmet ve merhametinin tecellisi olan hassas ve yufka gönlü ve geniş ufku ve hayali bazen Filistin’de bazen Moro’da bazen Endülüs’te ve bazen Afrika’da bazen ise, dünyanın en mağdur ve mazlumu Doğu Türkistan’da ya da başka onlarca mazlum İslam Coğrafyası semalarında çırpındı. En verimli, olgun bir yaşta yufka yüreği , hassas kalbi İslam dünyasının içinde bulunduğu şu perişanlığa, günden güne artan ıstırap dolu havasına dayanamadı. Mazlumlar ve mağdurların ağlanacak, dayanılmaz hali bu fani dünya’dan erken ayrılmasına sebep oldu. Sevenlerinin başı sağ olsun. Rabbimiz rahmet eylesin.

Bu hafta basın açıklamamızda Rahmetli Akif Emre’nin de sık sık yazılarında gündeme getirdiği bir diyardan “Doğu Türkistan’dan” bahsetmek istiyoruz. 66 yıldır Komünist Çin işgali altında bulunan Doğu Türkistan’da “kızıl zulüm” her geçen gün katlanarak artmaya devam ediyor. Çin işgal ettiği günden bu yana Doğu Türkistan’ı adeta yasak ülke haline getirdi. Her yeni günde Doğu Türkistan’lı Müslümanlara yasak getiren Çin, bölgede kendine en büyük tehdit olarak İslam’ı gördüğü için bu yasakların büyük bir çoğunluğu din eksenli. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada dini içerikli mesajlar paylaştığı gerekçesiyle bir bayanı tutuklayan, Uygur Müslümanlara akıl almaz yasaklar koyan Kızıl Çin’in birkaç akıl almaz yasaklarını söylemek istiyoruz:

1. Ezan tamamen yasaklandı.

2. Müslüman Uygurların oturduğu mahalle ve evler İşgal güçleri ve Emniyet Birimlerinin silahlı mensuplarınca 24 saat aralıksız gözetimi altında bulundurulacaktır.
3. Tüm erkekler sakal bırakamayacak, bıraktığı takdirde derhal kestirilecektir.
4. Müslüman Uygur kadınların giydiği eteklerin boyu 110 cm.’dan uzun olmayacaktır.
5. Uygur kadınların büyük başörtü kullanmaları yasaktır.
6. Devlet memurları ile tüm vatandaşlar evlerinde Kuran-i Kerim ve seccade bulundurmayacak.
7. Her aileden daha önce ve sonrasında doğan bütün çocukları için çocuk başına 28 bin Yen(yaklaşık 5 bin $) ceza tahsil edilecektir.

8. Çocukları için istenen bu parayı ödemeyenlerin bütün taşınır ve taşınmaz mal varlıklarına derhal el konulacaktır.

9. Dini nikah kıydırılmasına hiç bir şekilde müsaade edilmeyecek, kıydıranlar ise derhal tutuklanacaktır. Birden fazla (çok eşli) eşi olanlar derhal hapsedilecektir.

 

10. Kibrit kullanılması yasak, evlerde uzunluğu birkaç santimi geçmeyen üç adet bıçaktan fazla bıçak bulundurulmayacak.

11. Dini eğitim tamamen yasaklandı.

12. Yemek öncesi besmele, yemek sonrası dua yasaklandı.

13. Müslüman isimler, Türklüğü ve İslami çağrıştıracak isimler yasaklandı. Muhammed, Ali, Osman, Hatice, Ayşe, Türköz, Türkzad gibi isimler yasaklandı.

Daha sayamadığımız yasaklarla her gün zulüm altında olan Doğu Türkistanlı kardeşlerimize rabbimiz yar ve yardımcıları olsun.

Sözlerimizi Şu mübarek Ramazan ayının ilk günü bir dua ile bitirelim inşallah.

“Allah'ım! Bizleri Ramazan ayına kavuşturduğun için Zâtına sonsuz şükürler olsun. Bu mübârek günler hürmetine dualarımızı, ibadetlerimizi, tevbelerimizi kabul buyur. Bizleri af ve mağfiret et, günahlarımızı bağışla, ömrümüzün sonuna kadar Sırat-ı Müstakimden ayırma, kalan ömrümüzü giden ömrümüzden hayırlı kıl. Tüm Müminleri hayırlı ilim, kamil iman, salih amel, basiret ve feraset ile donat. Mümin olarak yaşamayı, mü'min olarak ölmeyi ve Rızanı kazanmayı bizlere nasip et. İslam beldelerine düşmanlık eden Zalim Küresel güçleri kahret, onların hile ve tuzaklarını başlarına geçir, şerlerinden tüm Müminleri koru ve onları birbirine düşman kıl. Mazlumlarla, mü'minlerle uğraşmalarına fırsat verme.” Amin

Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle katılımlarınız için teşekkür ederiz.
​​ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 

 

Görüntünün olası içeriği: 5 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava