Başörtüsü Eylemleri'nde Bu Hafta(FOTO)
Sakarya'da 616., Ankara'da 590.,
Sakarya'da 616. Hafta:
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu, 12 yıldır her Cumartesi yaptığı açıklamaların 616.sını bugün yaptı. Yapılan açıklamada siyasetten ekonomiye, yargıdan eğitime her alanda yaşanan sorunlara dikkat çekildi. Basın açıklamasına Adalet Zemini aktivistleri de katıldı.
Platform tarafından okunan açıklama şöyle:
Değerli dostlar, duyarlı Sakarya halkı;
Açlıkta eşitlenmenin, yeryüzü sofrasındaki nimetleri bölüşmenin ayı mübarek Ramazan geride kaldı. Şimdi istiyoruz ki, oruç günlerinin verdiği dersler hiç unutulmasın. Dayanışma ruhu her günümüzü, her anımızı kuşatsın. Lüksün, israfın, gösterişin, şaşanın, hırsın ve istikbarın değil, paylaşarak çoğalmanın devri gelsin.
Biz istiyoruz ki, bayramın esenliği üç gün değil, her gün sürsün. Lakin biliyoruz ki; istemek tek başına yetmez, mücadele etmek de lazım. İşte bu sebeple, 12 yıldır her cumartesi olduğu gibi, bugün de buradayız. Adalet ve özgürlük yolundaki kesintisiz yürüyüşümüze devam ediyoruz.
Adaletin hakkını vermenin, hakkın sözünü yükseltmenin her geçen gün biraz daha zorlaştığı zamanlardan geçiyoruz. Bir dönem, sistemin yaşadığı krizlerden bahsederken; artık krizin sistem haline geldiği dönemleri yaşıyoruz.
Siyasetin krizi topluma yönelik baskı ve şiddet üretiyor. Toplumsal sorunlara ve taleplere çözüm üretmek yerine, onlarca yıllık inkâr politikalarına geri dönülüyor. Defalarca denenmiş ve her defasında daha acı sonuçlar üretmiş eski yöntemler, yeni aktörler eliyle yeniden sahneleniyor. Kaybedilen ise sadece zaman olmuyor; nesiller de yitip gidiyor.
Ekonominin krizi asgari ücretli kölelik üretiyor. Kamuda ehliyet ve liyakat değil, mevki sahiplerine sadakat esas alınmaya devam ediyor. Üstelik bu tür bir kadrolaşmanın, 15 Temmuz’da nasıl bir felakete yol açtığı tecrübe edildiği halde! Emek; denetimsiz bir piyasanın insafsızlığına, acımasızlığına terk edilmiş… Emekçi; güvencesiz, kıdem tazminatsız, taşeronlaşmış, esnek çalışma adı altında hakları tırpanlanmış bir hale getirilmiş ki daha ucuza sömürülebilsin.
Yargının krizi, hukuksuzluk üretiyor. Suçun tanımı, ilkelere göre güçlülere göre değişmeye devam ediyor. Üstünler için işlemeyen kanunlar; ezilenleri ise değirmen gibi öğütüyor. En temel hakların çiğnenmesine dahi gerekçeli kararlar üretilebiliyor. Yargı, hakkın, hukukun güvencesi olmaktan çıkınca; düşünceyi ifadenin, barışı savunmanın, adaleti istemenin bedeli de ağırlaşıyor.
Eğitimin krizi, cehalet üretiyor. İnsani değerlerden gün geçtikçe uzaklaşan bir nesil, iyi ve güzel olan her şeye yabancılaşıyor. Ruhunda açılan anlamsız boşluğu ise ne yazık ki, teknoloji, iddia oyunları, uyuşturucu gibi süfli bağımlılıklar dolduruyor. Şehrimizde her birkaç günde bir komaya giren genç haberi almamız sizce de ibret verici değil mi?
Değerli dostlar;
Kriz içinde kriz yaşarken, her şey yolundaymış gibi nasıl gösterebiliriz? Düşünün ki; sağlığın krizi, sürekli hastalık üretiyor. Medyanın krizi, her gün yeni bir yalan ve manipülasyon üretiyor. Dış politikanın krizi, bölgesel çatışmalar üretiyor; her yeni çatışma da silah tüccarlarına yeni pazarlar hazırlıyor.
Tüm bunların ortasında ise toplum büyük bir kriz yaşıyor. Toplumun krizi, her an derinleşen sosyal bir uçurum üretiyor. İnsanlar birbirine karşı sağırlaşıyor, birbirinin sesini işitmiyor. Yalnızca kendinden olanı sayan, kendisi gibi olana bakan insanlar çoğaldıkça; mevcut toplumsal kutuplaşmadan herkes kaybederek çıkıyor. İnsanı insana kırdırtarak, gününe gün, gücüne güç katanlar ise kendi devrinin saltanatını sürmeye devam ediyor.
İşte böyle bir zeminde; Platform olarak, bizi birbirimize bağlayacak en önemli ilkenin adalet olduğunu hatırlatıyoruz. Güçlülerin menfaati uğruna toplumun hukukun ve maslahatının çiğnenemeyeceğini söylüyoruz. Mağrur kınayıcıların kınamasına aldırmadan; ihtişamın sofrasına kurulmadan; üç günlük menfaat kapısına kul olmadan; her hal ve şartta doğru bildiğimiz sözü söylemeye devam ediyoruz.
Bunu, Hakk’a sadakatimizin gereği olduğu kadar; zulme karşı söylenmiş sözün bedelini geçmişte ödemişlere, bugün ödemekte olan yol arkadaşlarımıza ahdimizin de gereği sayıyoruz.
Şüphesiz Allah, zulmedenlere karşı iyiliğin, doğruluğun, adaletin yolunda yürüyenlerin yardımcısı, koruyucusu ve kollayıcısıdır.
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu
"Mülteciler bize emanettir. Anadolu ruhuna uygun olarak onlara bağrını açan Anadolu insanının vicdanını lekelemek isteyenlere fırsat verilmemeli."
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU’NUN
1 TEMMUZ 2017 TARİHLİ 590 . HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Es Selamünaleyküm; Değerli katılımcılar! Türkiye’de ve dünyanın neresinde olursa olsun din, inanç, düşünce, ifade özgürlüğü, baskı, engellemeler, insanlığa yapılan tüm saldırı ve zulümlere karşı MÜSLÜMANCA tavır koyma amacıyla oluşturduğumuz platformumuzun 590.Hafta Basın Açıklamasına hoş geldiniz.
İlaçsız kaldıkları için ölen insanların çağını yaşıyoruz. Su bulamadıkları için ölen, dünyada her yıl kozmetikten tutun bir çok lüks tüketim malzemesine harcanan paranın yüzde biri ile doyabilecek yüz milyonlar varken açlıktan ölenlerin olduğu çağı yaşıyoruz.
Gazze’de uygulanan ambargo sebebiyle ilaç bulunamadığı için tedavi edilemeyerek hayatını kaybeden insanların sayısı onları buldu.
Bunların 9 u bebek. Ve bu ambargo sadece ilaç ve tıbbi malzemeye uygulanmıyor.
Her türlü gıda başta olmak üzere yapı malzemelerine kadar bir çok kalemde uygulanarak Gazze’de yaşayan Filistinliler ölüme mahkum edilmeye çalışılıyor. Denizde karasularına sınır koyup balıkçılık yapmaları engelleniyor. Ekili tarım arazileri siyonist milisler tarafından yakılıyor ve su kaynakları kurutulmaya çalışılıyor.
İnsanlık bu kadar vahşeti hangi çağda yaşamıştı acaba. Vahşet siyonist katillerin yaptıklarının ötesinde bu katliama göz yuman egemen dünyanın tavrıdır.
Suriye İdlib işgal planları hızla devam ederken, Suriyeyi Suriye halkına bırakmamakta kararlı olan ABD, PKK devleti kurma yolunda adım adım ilerliyor. Diğer yandan da İran ın kuklası Lübnan Ordusu'nun Suriye li mültecilerin kaldığı Arsal kampına baskın düzenlediği baskında ölü sayısı 19'a çıktı! Baskında çok sayıda kişi yaralanırken, yüzlerce mülteci de gözaltına alındı! Ülkeleri işgal edilen insanlar mülteci kamplarında dahi rahat bırakılmıyor.
Ülkemizde zaman zaman Suriyeli mülteciler ile yaşanan gerginlik haberleri sıklaşmaya başladı. Mülteciler bize emanettir. Anadolu ruhuna uygun olarak onlara bağrını açan Anadolu insanının vicdanını lekelemek isteyenlere fırsat verilmemeli.
Geçtiğimiz hafta Ankara nın da belirli bölgelerinde yaşanan mültecilere saldırı haberleri bizleri ziyadesiyle kaygılandırdı.
Devletin özellikle bu dönemde şebbiha ajanları ve içimizden kaosla beslenen ve bu yüzden de insanları birbirine kırdırmak için her türlü provakatif eylem ve söylemi yaymaya çalışanlara karşı devletin etkin tavır almasını bekliyoruz.
Adalet yürüyüşü adı altında yapılan ve aslında bahsettiğimiz kaosla beslenenlerin senaryosundan başka bir şey olmayan yürüyüşe de dikkat çekmek istiyoruz. CHP, kurulduğundan beri hangi işinde adaletli olmuş ki şimdi adalet peşinde yürüyor. Cezaevlerinde CHP zihniyetinin zindana attığı yüzlerce 28 Şubat mağduru Müslüman için sesini çıkartmayan CHP ve hempası, darbe yapmaya kalkan ülkenin sırlarını ifşa edebler için adalet istiyormuş.
Yıllarca Müslüman insanlara başındaki örtüsünden kıldığı namazına kadar her türlü engellemeleri yapan zihniyet şimdi özgürlükten dem vurarak adalet istiyormuş. CHP’nin istediği adalet bu ülkenin inancına ruhuna birliğine ve dirliğine karşı olmanın adaletidir. Adaleti gerçekten isteselerdi 15 Temmuz cinayetini gerçekleştirenlerle değil onların katlettiği insanlarla olurlardı.
BÜTÜN İNSANLARIN AKIL, NESİL, CAN, MAL VE DİN EMNİYETLERİNİN SAĞLANDIĞI BİR DÜNYADA BULUŞMAK TEMENİSİYLE KATILIMLARINIZ İÇİN TEŞEKÜR EDERİZ
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU