Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü zulmü devam ediyor...

 

 

Gazze İçin 1417 Yürek Ankara'da Çarptı

MAZLUMDER Ankara Şubesi, Ankara'da düzenlediği eylemle, Gazze'de bir yıl önceki saldırılarda şehid olan Filistinlileri andı. Abdi İpekçi parkında toplanan yüzlerce duyarlı insan yüksel caddesine sessiz yürüyüş gerçekleştirdi.

Gerçekleştirilen yürüyüş sonunda MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL bir basın açıklaması okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

Bundan bir yıl önce, Bindörtyüzonyedi Filistinli "Dökme Kurşun Operasyonu" sırasında, bütün dünyanın gözleri önünde, kendi vatanlarında, Siyonist işgalci İsrail güçleri tarafından zalimce öldürüldü. Öldürülenlerin üçte biri çocuk, üçte biri de kadındı. Bindörtyüzonyedi Filistinli çocuk, kadın ve erkek uykularında, evlerinde, okullarında, sokaklarında, sığındıkları yerlerde, BM binalarında, hastanelerde, ambulanslarda göz göre göre ve doğrudan yok etmek amaçlanarak öldürüldü. Bu ilk değildi. İsrail bunu Deyr Yasin'de yaptı. Kefr Kasım'da yaptı. Sabra'da ve Şatila'da yaptı. İsrail Filistinliler'i topraklarından sürüp dünyanın en büyük ve en uzun süreli mülteci nüfusu olmaya mahkum ettiği 1948'deki Büyük Felaket'ten beri sürekli ve sistematik olarak Filistinlileri yok etmeyi amaçlıyor. Hepimiz bu şiddetin, sustuğumuzda suça ortak olan tanıklarıyız! Bu şiddete "dur!" demek zorundayız. Siyonist işgalci, bu vahşi insanlık dışı şiddeti uygularken, şehirler ve insanlarla birlikte hukuku da yerle bir etti. Yasaklanmış silahlar yalnız insan bedenlerini yakmadı, savaş hukukunu ve ahlakını da kül etti. Bu sistematik şiddeti normal bulmuyoruz ve bu şiddetin normalleştirilmesine de, Bindörtyüzonyedi canın üzerine zamanın ve unutuşun örtülerinin örtülmesine de asla izin vermeyeceğiz!

İsrail 22 gün süren "Dökme Kurşun Operasyonu"nu durdurdu ama ateşi hala kesmedi. Bir yıldır sistematik olarak her iki veya üç günde bir Gazze'yi bombalamayı ve cinayetlerini işlemeyi sürdürmektedir. Siyonist cinayetlerin yanı sıra, dört yıldır, havadan, karadan ve denizden yoğun bir ABD-Mısır-İsrail ambargosuyla adeta açık hava cezaevine dönüştürülen Gazze'de 1,5 milyon insan yavaş yavaş ölüme terk edilmektedir. Ayrıca, İsrail işbirlikçisi Mısır hükümeti, Gazze-Mısır sınırındaki duvarı yerin altına doğru 18 metre derinleştirerek tünel geçişlerine engel olacağını açıklamıştır.  Bu duvarı ve duvarın yerin altına doğru derinleştirilmesini insanlık dışı ilan ediyoruz!

Şiddetin ve ateşin kırmızısı ile masumiyetin beyazını giyinerek buradayız. Yanımızda Dökme Kurşun Operasyonu sırasında öldürülen kadınlara, çocuklara ve erkeklere ait fotoğraflar, öldürülenlerin isimlerinin yazılı olduğu kartlar ve öldürülen 100 Filistin'li çocuğun hayat hikâyelerini taşıyoruz. Bugün burada herkesi tarihe tanıklığa çağırdığımız gibi, işgalci Siyonist İsrail'e ve işbirliği içinde olan diğer ülkelere unutmadığımızı, unutmayacağımızı ve unutturmayacağımızı bindörtyüzonyedi kere haykırıyoruz. Tarihe tanığız, yaşananların şahidiyiz.

İnsanlık, günü geldiğinde, Siyonistler ve işbirlikçilerinden binlerce bindörtyüzonyedi kez hesap soracaktır!

Siyonist rejimin Savunma Bakanı Ehud Barak'ın önümüzdeki günlerde Türkiye'ye geleceği ilan edilmiştir. TCK'nun 13. maddesine göre, insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda Türkiye mahkemelerinin evrensel yargı yetkisi mevcuttur. Ehud Barak'ın Türkiye'ye girdiği anda tutuklaması için, herkesi yakalama emri çıkartması talebiyle savcılıklara dilekçe vermeye davet diyoruz.

 

Akyazı'da 154. Basın Açıklaması

Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu'nun düzenlemiş olduğu basın açıklamasının 154.ncisi düzenlendi. Platform adına basın açıklamasını Burhan Çimşit okudu.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Türkiye uyuşturucu bağımlılığı izleme merkezi TUBİM yayınladığı 2009 raporunda ülkemizde uyuşturucu kullanım yaşının 11'e kadar indiğini belirtmiştir. Bu raporun sunmuş olduğu veriler çok acı gerçekleri ortaya sermektedir. Herkes gelinen vahim gerçeğin sonucunu sorgulamalıdır.

- 8 yıllık kesintisiz eğitim gençliğe neler kaybettirdi.

- Kur-an kurslarına getirilen yaş sınırlaması gençliğe neler kaybettirdi.

- Başörtüsü ile okullara alınmayan kızlarımıza zalimane uygulanan yasak neler kaybettirdi.

Geleceğimizin teminatı olarak görülen gençler maneviyattan uzaklaştırma projeleri ne yazık ki gençlerimizi uçuruma sürüklemiştir.

Akyazı'dan diyoruz ki! Bu topraklar üzerinde yaşayan herkes kendi hür iradesiyle dinini, kültürünü, geleneğini, göreneğini, günlük hayatında özgürce yaşamalıdır. Engeller yasaklar zulümler derhal tamamen son bulmalıdır. O zaman görülecektir gerçekten gençler geleceğimizin teminatı olacaktır.

Bu hafta içerisinde ilahi afet olan deprem Haiti'de meydana gelmiştir. Depremde on binlerce insan hayatını kaybetmiş bir o kadar insan da yaralanmış evleri harabeye dönmüştür. Akyazı'dan Haiti'deki depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyoruz. Türkiye'deki yardım kuruluşlarının acil yardım çalışması başlatmasını takdirle karşılıyoruz. Allah c.c. Tüm insanlığı afetlerden korusun. Amin.

Siyonist İsrail'in bitmeyen küstahlığını bir kez daha gördük. Türkiye büyük elçisine yapılan alçakça muameleyi nefretle kınıyoruz. Göstermelik sözde özürler, göz boyamaktır.   İktidara sesleniyoruz! Katillere karşı daha etkin süreç başlatılmalıdır. Savaş suçlusu Siyonist katil Ehud Barak'ın Ülkemize yapacağı ziyaret, ya iptal edilmeli ya da geldiğinde hava alanında savaş suçlusu olarak gözaltına alınmalıdır ve İsrail ile tüm ticari antlaşmalar iptal edilmelidir.

2008'in son günlerinde Siyonist işgal güçleri haince kanlı saldırıları sonucu Gazze'de 1417 Filistin'liyi katlettiler şimdi ise Siyonist İsrail ile işbirlikçi mısır hükümeti Filistin'i kuşatma altında tutmaya devam ediyor. Bugün dünyanın bir çok bölgesinde yapılacak olan basın açıklamaları ile kan içiciler ile işbirlikçiler lanetlenecektir. Bizde Siyonistleri ve işbirlikçilerini lanetliyoruz.

Yeryüzünde mazlumların yüzlerinin güldüğü günler temennisiyle gelecek hafta cumartesi saat 12,30'da buluşmak üzere Allaha emanet olunuz.

 

Konya'da 123. Basın Açıklaması

Konya inanç özgürlükleri platformu üyeleri 123. Basın açıklamasını gerçekleştirdi. Platform adına basın açıklamasını Mevlüt DOĞAN okudu.

Basın açıklamasının tam metni:

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridir; iyiyi emreder kötülükten alı korlar. (Tevbe suresi 71. Ayet)Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

Bir karagöz oyunudur siyaset. ''Perdenin arkasında kimler var, kimler hangi hesapları yapmaktalar?'' bilinmez... Bir senaryo yazılır, bir oyun oynanır. Seyircinin payına düşen, bol bol kahkaha atmak, neşeli vakit geçirmek, gündelik hayatın sıkıntılarından uzaklaşmak olur. Birde seyirci, verilmek istenen mesajı alır. Türkiye – İsrail arasındaki yaşanan olaylar, bir gölge oyunu tadında cereyan etmekte. Kâh karagöz, hacıvata kızmakta kâh hacıvat, ince eleştiriler yapmakta; seyirci, gülmekten katılmakta ve birilerinin gazı alınmaktadır.

Alçak bir sandalyede oturtulduğu için geri çekme tehditleri savuran bir konsolos var ortalık yerde. Özürlerin biri gidiyor biri geliyor. Seyirci, kahraman dış politikayı alkışlıyor. Bundan bir yıl önce çocuklar ve kadınlar katledilip, Gazze yerle bir edilirken konsolosun çekilmesini teklif edenlere, ''Bekâra avrat boşamak kolay!'' deniliyordu. Şimdi, bir düşük sandalye skandalı, evlilere avrat boşama sebebi sayılıyor. Ne oluyor? Evet, gülüp durmaktayız, neşelenmekteyiz. (!) Ama perdenin arkasını görmediğimiz mi zannediliyor?

Heron muhabbetleri, hava savunma ihaleleri, Yemen'in işgali projeleri... Ne var perdenin arkasında? Bizim bilmemizi istemediğiniz neler konuşuyorsunuz??? Biz karagöze gülerken siz hangi hesapların peşindesiniz?

Eli kanlı İsrail terör örgütünün savaş sorumlusu ehud barak ülkemize gelmekte ve birtakım resmi görüşmelerde bulunmakta. Savunma bakanlığı düzeyinde karşılanmakta. Savaş suçlusu olduğu kesin olan ehud barağın yargılanmak üzere gözaltına alınması gerekirken, yargılanıp tutuklanması icâp ederken, resmi düzeyde karşılanması, vicdanlarda onarılması güç hasarlar oluşturmakta, zihinlerde cevabı olmayan sorular meydana getirmektedir.

İngiltere, İsrail'in dış işleri sorumlusu livni hakkında tutuklama kararı almışken; Türkiye'nin aynı suçu işleyenlere resmi tören düzenlenmesi acaip bir iştir. Sözde Türk-israil ilişkilerinin gergin olduğu bu dönemde resmi karşılama ve resmi görüşmeye ''Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?'' denir ancak.. Kamu vicdanı barakın Türkiye'ye gelmesi durumunda yargılanıp tutuklanmasını talep etmektedir.  Vicdanlardaki sızı ancak bu şekilde giderilebilir.

Rusya'yla yapılan ticari anlaşmalar, vizelerin kaldırılma görüşmeleri; Türk ticareti açısından önemlidir. Türkiyenin, bölgesel etkinliği açısından da önemlidir. Fakat bu kazanımlar Kafkasyadaki onurlu direnişe ve soylu mücadeleye zarar vermekle sonuçlanmamalıdır. Karşılığı, Çeçen direnişinin engellenmesi, Türkiye'deki Çeçen mültecilere zorluk çıkarılması şeklinde tezahür edecek her tür kazanıma karşıyız. Gafletin sonuçları ihanet şeklinde olacaksa, biz ticari kazanımların yanında olmadığımızı açıkça ifade ediyoruz. Kardeşlik bilincimiz, ticari menfaatler karşılığında kardeşlerimizin Rus emperyalizmine boğdurulmasına razı olmamaktadır. Unutulmamalıdır ki: Gelişmiş bir Türkiye'nin geleceği, Kafkaslardaki zulüm üzerine inşaa edilmemelidir.

Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin İhya-Der yöneticileri ve üyeleri hakkında, 2009 yılındaki etkinlikleri üzere açmış olduğu davayı, toplamda 150 yıl hapis cezasıyla sonuçlandırması, büyük bir skandal olmakla birlikte, bir gözdağı olarak da algılanmaktadır. Filistinle dayanışma, Mekke'nin fethi, Kutlu doğum haftası, gıyabi cenaze namazları gibi dini ve insani içerikli organizasyonların hapisle cezalandırılması, bu ülkenin müslüman halkını derinden yaralamış, yıldırma ve baskı şeklinde algılanmıştır. Mezkur mahkemenin almış olduğu bu karar, müslüman halkın duyarlılıklarını ortaya koymasına engel olamayacaktır.

Darbeler ve cuntaların bizi yıldıramadığı gibi baskılar ve mahkeme kararları da bizi yıldıramayacaktır. Haksözü söylemekte, doğru olanı yapmakta, mazlumu destekleyip, zalime karşı çıkmakta, istikrarla devam edeceğiz. İhya-Der yetkili ve gönüllülerine sabr-ı cemîl dileklerimizi belirtir, herzaman haksözü söyleyenlerin yanında olacağımızı ifade ederiz.

Katliamların, soykırımların, savaş suçlularının olmadığı, mazlumun ve adaletin cezalandırılmadığı, silme teslim olmuş bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 124. Haftada direnişimizin kalbi Kayalıpark'ta saat 12:30'da buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.

 

Kütahya'da 14. Basın Açıklaması

Mazlumder Kütahya Şubesi tarafından Kütahya Küçük Hamam Parkı önünde Gazze'de İsrail'in insanlık dışı uygulamalarının hesabının sorgulanması isteyen ve Ehud Barak'ın Türkiye'ye geldiğinde tutuklanmasını yetkililerden talep eden bir basın açıklaması yapıldı. Ayrıca Haiti'de ki deprem sonrasında ve Gazze'deki enkaz karşısında yaraların sarılması yönünde hareket etmek yerine Pakistan'ı bombalayan Obama hükümeti kınandı. Basın açıklamasını Mazlumder Kütahya Şube başkanı Lütfiye Özkul yaptı.

Basın açıklamasının tam metni:

Bugün İsrail'in bir açık hava hapishanesine dönüştürdüğü Gazze'deki toplu kıyımın üzerinden tam bir yıl geçti. Geçtiğimiz yıl İsrail Gazze'de sivil insanlara karşı havadan ve karadan kimyasal silahlar kullanmaktan çekinmemişti. Bugün İngiltere ve Ankara başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde eş zamanlı olarak bu kıyım protesto edilecek. Biz de Kütahya olarak buradan zalimlere karşı sesimizi yükseltiyoruz.

İsrail Hitler'i aratmayacak bir kıyıma imza attı. 1417 masumun hayatına son teknoloji silahlarla(!) son verildi, 6000 den fazla insan yaralandı. İsrail'in işlediği bu insanlık suçu unutulmayacaktır. Sorumlulara hesap sorulmadığı müddetçe dünyada huzur tesis edilemeyecektir. Bir enkaz halinde olan Gazze'ye insani yardım yapılması Mısır ve İsrail tarafından engellenmektedir.

Yakında İsrail saldırı bakanı Ehud Barak Türkiye ye bir ziyarette bulunacaktır. Türkiye'ye girdiği anda Ehud Barak'ın tutuklanması ve işlediği insanlık suçundan dolayı yargılanması gerekmektedir. Yetkilileri bu konuda cesaretli davranmaya davet ediyoruz. İnsanlık dışı muamelelerden dolayı Siyonist İsrail hükümetine ve politikalarına öfkemiz, masum insanların mağduriyetlerine ise üzüntümüz büyüktür. Ancak buradan şunu belirtmek istiyoruz ki öfke ve haklılık bizi ülkemizde yaşayan Musevi vatandaşlara karşı olumsuz davranış sergilememize sebep olmamalıdır. Bugün Siyonist politikalara karşı çıkan pek çok Musevi insan vardır. Musevilerden Filistin'e yol açık konvoyuna katılımlar da olmuştur. Hatta Hitler'in 2. Dünya savaşındaki Yahudi toplama kamplarından kurtulmuş 90 yaşındaki bir kadın da bu konvoyda yer almıştır.

Ne yazık ki Dünyanın büyük güçleri mazlumların haklarını korumak yerine savaşlara yatırım yapmaktadır. Aldığımız bir habere göre Amerika birleşik devletleri de şu an Pakistan da insansız hava uçaklarıyla sivil hedefleri bombalamaktadır. ABD'nin komşusu olan ve 3 gün önce gerçekleşen büyük depremden harabeye dönen ve acil insani yardım bekleyen Haiti'ye yardım etmek dururken, savaş silahlarını kullanmak Nobel barış ödülü sahibi Barak Obama'ya ve Obama hükümetine kara bir lekedir.

Gazzede kaybettiğimiz 1417 kardeşimizi yüreğinde yaşatan İngiltere, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Konya ve Akyazıda ki kardeşlerimize selam ediyoruz. Unutmayalım ki iyiye verdiğiniz önem kötüye verdiğiniz tepki ile belli olur. Eğer kötüye bir tepki vermiyorsanız fizyolojik olarak yaşıyor ama manen ölüsünüz demektir.