Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)

Sakarya'da 247., Akyazı'da 174.,Konya'da 143.,Kocaeli'de 269. Başörtüsü Eylemi Düzenlendi.

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 247. basın açıklamasını adapazarı şehir merkezinde gerçekleştirdi.
israil tarafından saldırıya uğrayan Gazze'ye yardım filosunun ağırlığını oluşturduğu basın açıklamasında Fetullah Gülen'in amerikan basınına verdiği beyanatta eleştirildi.
ülke ve dünya gündemindeki Başörtüsü yasaklarına ilişkin güncel haberlerin kamuoyuyla paylaşıldığı açıklamada "zulme karşı direneceğiz""islam ümmeti kabul etme zillet""katil israil ortadoğudan defol" sloganları atıldı.döviz ve pankartlar taşındı.
açıklama 11-13 haziran tarihleri arasında Sakarya'da gerçekleşecek "Başörtüsü Platformlarının 8. genel istişare toplantısı" duyurusunun yapılmasıyla sona erdi.
açıklamayı SAGİR adına Diriliş Saati Dergisinden Muhammed Duman okudu
açıklamanın tam metni:
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 247. Basın Açıklaması

Günlerden 31 Mayıs Pazartesi, hedef Gazze ambargosu"

32 ülkeden gönüllülerin katılımıyla oluşturulan Gazze'ye yardım konvoyu çeşitli ülkelerden 20 civarında şehit vererek dünyanın tüm mazlum halklarının umudu, dünya egemenlerinin ise korkulu rüyası oldu.

Başta Gazzeli mazlumlar olmak üzere tüm dünya mazlumları artık kurtuluşun teslimiyet ile değil direnerek mümkün olabildiğini çok iyi biliyorlar. Tüm dünya mazlumları Amerika, İsrail ve yandaşı zalim yönetimlerin kurdukları entrikaları ve söyledikleri yalanları çok iyi biliyorlar. Tüm dünya mazlumları egemenlerin bırakın insan sıfatını taşımayı hayvanlardan daha aşağı bir konumda olduklarını çok iyi biliyorlar.

Dünya egemenleri ve onların yerli işbirlikçileri tüm propaganda araçlarını kullanarak son vahşeti örtmek için var güçleri ile çalışsalar da artık tüm dünya halkları hakikatin farkındalar. Hepimiz iyi biliyoruz ki uzlaşma, diyalog gibi çözümler insan olanlar arasında mümkündür. Amerika, İsrail ve batılı yandaşları ile uzlaşma olmaz. İsrail Ortadoğu'dan kovulmadan; İsrail, Ortadoğu haritasından silinmeden Ortadoğu ve dünyada barış asla gelmeyecektir. Siyonistler Filistin topraklarını batılı müttefiklerinin yardımıyla gasp ederek İsrail devletini kurmuşlardır. Batılılar İsrail'i Ortadoğu'ya bir zehirli hançer olarak sokmuşlardır. Buradan Batı'nın zalim ve küstah egemenlerine sesleniyoruz. Bu zehirli hançeri çok yakında Ortadoğu'dan çıkarıp, size iade edeceğiz. Kendi topraklarınızda şimdiden İsrail'e yer açın.

Amerika ve İsrail'in Türkiye'deki yerli işbirlikçilerine de buradan seslenmek istiyoruz. Medya üzerinden İHH ve Filistin davasıyla ilgili bir kara propaganda yürütmeye çalışıyorsunuz. Biz sizlerin kimlerden maaş aldığını, kimlerden menfaatlendiğini çok iyi biliyoruz. Sizlerin vicdan, merhamet gibi erdemlerle de hiç tanışık olmadığınızı çok iyi biliyoruz. Şunu unutmayın ki Türkiye halkı sizi artık çok iyi tanıyor ve sizin kara propagandanızı yutmuyor. Halkımızın sizinle nihai hesaplaşması da çok yakında gerçekleşecektir inşallah.

Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen Hoca'nın bir Amerikan gazetesine verdiği röportaj hepimizin vicdanlarını acıttı. Konvoydan sorumlu olanların İsrail'den izin alarak veya uzlaşarak Gazze'ye gitmesi gerektiğini, aksi takdirde meşruiyet sorunu olacağını ifade eden hoca efendi, her nedense senelerdir İsrail'in Filistin'e karşı yürüttüğü zorbalığın meşruiyetini hiç sorgulamıyor. Şeytanın dostu olan bir yerlerin gönlünü almak isteyenlerin Allah'ın huzuruna çıktığında nasıl hesap vereceğini merak ediyoruz doğrusu" "Zalimlere meyletmeyiniz. Yoksa size ateş dokunur" ayetini tekrar hatırlatmak istiyoruz.

Hükümetin de artık son adımı atarak İsrail ile tüm ilişkileri kesme zamanı gelmiştir. Hükümetin sadece bazı geçici tedbirler almasını değil, tüm dünya Müslümanlarına örnek olacak kalıcı bir tavır olarak İsrail ile ilişkileri her düzeyde kesmesini bekliyoruz. Aksi takdirde hükümetin bu soruna yaklaşımındaki samimiyetinin sorgulanması kaçınılmazdır.

Şehitlerimiz yolumuzu aydınlatıyor, mücadelemize güç katıyor. Bugün her zamankinden daha büyük bir şevk ile, daha büyük bir güç ile Filistin davasına, Kudüs davasına sahip çıkmakta kararlıyız. Yeni oluşturulacak konvoylar için maddi yardım yapmak ve konvoylarda yer almak hususlarında tüm Sakarya halkının hazır olduğunu buradan haykırmak istiyoruz. Bu konuda tüm gücümüzü seferber edeceğimize Sakarya halkı olarak söz veriyoruz.

Başörtüsüne dönük yasak uygulamaları Türkiye'de ve dünyada devam ediyor.

İtalyan başkonsolosluğunun vize için başvuran Taraf gazetesi yazarı Elif Çakır'dan boynunu ve kulaklarını gösteren fotoğraf istendi. Fransa'da peçeli bir Müslüman hanıma yapılan saldırıda, genç kadının peçesi çıkarılıp atıldı. İnsan haklarından ve özgürlükten bahseden batının ne denli ikiyüzlü olduğunun göstergesi olarak bu olaylar not edilmelidir.

Ülkemizdeki keyfi yasak uygulamasının son bir örneği Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi'nde yaşandı. Başörtülü olarak kampüse girişin yasak olduğu üniversitede bahar şenlikleri için 5 TL veren başörtülü öğrencilerin kampüse girişine izin verildi. Bu durum kamusal alan dayatmasının ne denli keyfi olduğunu, yasağın rektörlerin iki dudağının arasında olduğunu bir kez daha gösterdi.

Başörtüsü mücadelemizi her zemin ve koşulda devam ettirmekte kararlıyız. Allah'ın emri olan başörtüsü, Müslüman hanımın şiarıdır. Hiçbir güç, hiçbir otorite bu şiara dokunamayacaktır. Zafer mutlaka inananların olacaktır.

Bu vesile ile Türkiye'nin dört bir yanında başörtüsü yasağına karşı direnen başörtüsü platformlarının 8. buluşmasının Sakarya'da, 11-13 Haziran tarihleri arasında gerçekleşeceğini duyurmak istiyoruz. Halkımızı Kampüs yolu üzerindeki Necip Fazıl Kısakürek Yurdu'nun konferans salonunda 11 Haziran Cuma günü saat 21.00'de düzenlenecek olan panele ve 12 Haziran Cumartesi günü saat 12.30'da tüm platformların katılımıyla AKM önünde gerçekleştirilecek olan basın açıklamasına davet ediyoruz.

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Diriliş Saati Dergisi

 

Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu'nun düzenlemiş olduğu 174. basın açıklamasında Siyonistlere öfke yağdı

Uluslar arası sivil toplum kuruluşları  tarafından organize edilen ve deniz yolu ile Gazze'ye insani yardım malzemesi götürmekte olan yardım filosu uluslararası sularda seyrederken Katil İsrail Ordusuna bağlı askerler tarafından 31 Mayıs 2010 tarihinde saldırıya uğramış, bu  saldırıda 9 kardeşimiz şehit olmuş, 20'ye yakın kardeşimiz de çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.

     Aralarında Türkiye'den insani yardım gönüllülerinin de yer aldığı  ve yaklaşık 600 sivil toplum aktivistinin bulunduğu  "Mavi Marmara" gemisine İsrail askerleri tarafından düzenlenen alçakça saldırıyı bir kez daha lanetliyoruz. Şehit olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve İslam ümmetine başsağlığı diliyoruz. Yaralı olan kardeşlerimize de Allah'tan acil şifalar temenni ediyoruz.

     Bir terör devleti olan İsrail'in İslam coğrafyasının kalbine bir hançer gibi saplandığı 1948'den bu yana her türlü zulüm ve cinayetlerle mazlum Filistin halkına çektirdiği acı ve ızdırap hepimizin malumudur. 2008 yılında Gazze'yi havadan, karadan ve denizden bombalayarak binlerce Filistinli kardeşimizin ölümüne yol açan vahşi Siyonist rejim, bu defa Gazze'ye insani yardım götürmekten başka amaçları olmayan masum sivilleri acımasızca katletmekten çekinmemiştir.

     Hiçbir hukuki, insani, ahlaki ve vicdani kuralı  tanımayan bu zalim devletin cinayetlerine karşı Türk hükümetinin ortaya koyduğu erdemli ve cesur davranışı takdirle karşılıyoruz. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde Siyonist katilleri protesto eden tüm erdemli insanların, sivil toplum kuruluşlarının tepkilerini paylaşıyor ve destekliyoruz. Katil İsrail, bu vahşetin, bu kıyımın hesabını mutlaka vermelidir, verecektir. Siyonist rejim döktüğü kan denizinde boğulacaktır. Mazlumların ve masumların ahı zalimlerin yakasında olacak ve Allah vadini yerine getirecektir.

     Hükümetin İsrail'e karşı sergilediği onurlu ve erdemli davranışa uygun olarak İsrail ile tüm askeri, siyasi ve ekonomik ilişkiler derhal kesilmelidir. İsrail büyükelçisi biran önce gönderilmeli, elçilik ve konsolosluk kapatılmalıdır. Askeri uçak alım ihaleleri ve diğer askeri sözleşmeler acilen iptal edilmelidir. İsrail'den ithal edilen başta tarım olmak üzere tüm sektörlerle ilgili ürünlerin alımı durdurulmalıdır. Şehit düşen kardeşlerimiz başta olmak üzere yaralılar ve mağdur olan tüm gönüllülerin maddi manevi tazminatlarının Siyonist rejimden alınması ve ayrıca uluslar arası hukukta hesap sorulması için derhal girişimlerde bulunulmalıdır.  
 

     Siyonist rejimin yöneticilerinin savaş  ve insanlığa karşı işlenen suçlar çerçevesinde yargılanmaları  için tüm uluslar arası kamuoyunun çaba harcaması ve devletlerin bu konuda evrensel yargı yetkisini tanıyarak soruşturma başlatması önem arz etmektedir. İsrail işlemiş olduğu insanlık suçunun cezasını er ya da geç mutlaka çekecektir.

     Bir kez daha yardım gönüllüsü  kardeşlerimizi barbarca şehit eden, yaralayan ve insanlık dışı muamelede bulunan katil İsrail rejimini lanetliyor, bu olay vesilesi ile halkımızın insani duyarlılığının daha da artacağına ve mazlumlarla dayanışma duygusunun güçleneceğine yürekten inanıyoruz.

     Yardım filosunda bulunan Akyazılı aktivist kardeşimiz Ekrem Küçükköse'ye acil şifalar diliyoruz. Kendisi TSK 2. No'lu uçakla gelen hastalarla birlikte Ankara'da Araştırma hastanesinde yoğun bakımda yatmaktadır. Bugün yapmış olduğumuz görüşmede durumunun iyiye gittiğini ve selamlarını size iletiyoruz.

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU 143. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI

 

Rahman, Rahim, Allah'ın adıyla

 

            De ki: Ey kafirler! Yenileceksiniz ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü döşektir. O, Allah'ın inkâr edenler, haksız yere peygamberleri öldürenler, insanlar arasında adaleti emredenleri öldürenler (yok mu) onları acı bir azab ile müjdele. İşte onların yaptıkları dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur. ( Bakara Suresi 12 – 21 – 22. Ayetler)

           

            Sevgili dostlar, değerli basın mensupları;

           

            Zorlu günlerden geçmekteyiz. İçerisinde bulunduğumuz günler, pek çok şeyin iç içe yaşandığı, farklı duyguların, aynı anda bir arada oldukları bir ruh halini yaşıyoruz. Hem üzülüyor hem seviniyoruz. Hem umutlanıyoruz hem de tedirgin oluyoruz" Şehitler verdik insanlık adına, insanlığın onuru için. Şehitlerimizin şehadetlerini tebrik ediyor, ayrılığın acısını yüreğimizde hissediyoruz. İsrail'in vahşi saldırırsıyla, onun barbar bir terör örgütü olduğunu dünyaya gösterdik, gelecek günlerin zafere giden günler olması hususunda umutlanıyoruz. Resmi ve sivil ağızlardan yapılan açıklamalar, yüreğimize su serpiyor fakat bizi tedirgin de kılıyor. Çok tanıdık geliyor bu tepkiler, daha önce de duymuş gibiyiz. Her katliamın, her facianın ardından yenileniyor gibi geliyor bize. Tedirgin oluyoruz. Tedirgin oluyoruz!

           

            İsrail, genel geçer bir politika haline getirdi" Şiddeti tırmandırıyor, katliamlar yapıyor, sonra geri adım atıyor ve bu süreç içerisinde, işlerini yürütecek siyasi argümanlar kullanıyor. Askeri, kültürel, ekonomik menfaatlerini güvence altına alıyor, çıkarlarını genişletiyor. Sonra yeniden şiddet, yeniden saldırganlık"

 

            Bu tarafta ise, politikada yine bir değişiklik yok. Kınamalar, ağır ifadeler, suçlamalar, en sert şekilde devam ediyor. Yüreklerimize su serpen, acılarımızı hafifleten, umutlarımızı yeşerten ifadeler açıklamalar peş peşe geliyor. Sonra ortam yeniden yumuşuyor. Unutuluyor acılar, uluslar arası konjönktür, iç siyaset, reel politik ve benzeri pek çok gerekçe gündeme geliyor. Bir başka katliama kadar İsrail'le ilişkiler yeniden normale biniyor.

 

            Biz zannediyorduk ki (!) Gazze katliamından sonra İsrail'le askeri tatbikatlar sona erdirilmiş, parlamentodaki İsrail dostluk grubu lağvedilmiş, ticari anlaşmaların pek çoğu askıya alınmış" İsrail uluslar arası arena da yalnızlaştırılmış, köşeye sıkıştırılmış"

 

            Heyhat ki heyhat!! Kurulduğu günden bu güne kadar, İsrail'e yönelik kınamalar, birleşmiş milletlerin açıklamaları, uluslar arası kuruluşların tepkilerini bir araya getirirseniz bir ansiklopedi elde edersiniz. Fakat sonuca bakınca, bu görkemli ansiklopedinin karşısında kıymete değer hiçbir fayda elde edilmediğini görürsünüz. İsrail, her katliamdan sonra, uluslar arası arenada yeni bir mevki edinmiş, yeni siyasal kazanımlar elde etmiştir. Gazze katliamlarının mükâfatını Türkiye'nin de onayıyla OECD üyesi olmakla almıştır.

 

            Tedirginiz" Evet! Yapılan açıklamaları takdir ediyoruz. Gösterilen duruşları beğeniyoruz. Vaat edilen sözleri alkışlıyoruz fakat tedirginliğimiz bir türlü geçmiyor. İsrail'in bu vahşi ve mel'un saldırısından sonra - bütün tepkilere rağmen - bir şekil ödüllendirileceği endişesi yüreğimizi kasıp kavurmakta. Umut ve endişe, aynı anda, bir arada bulunmakta" Umutlanıyoruz fakat endişemizi de atamıyoruz. Kısacası tedirginiz"

 

            Bizi korkutan, pirincin içindeki siyah taşlar değildir. Dişimizi kıran beyaz olanlarıdır. İsrail'i yenilmez bir güç, sadık bir müttefik, her zaman dayanacağımız, işbirliği içerisinde olacağımız, danışacağımız bir güç olarak göstermeye çalışanlar, elbette yanılmaktadırlar. Bize düşen renklerinin beyazlığına rağmen pirinç tanelerinin arasına karışmış bu taşları fark etmek olmalıdır. İsrail'in varlığını meşru, uygulamalarını hukukî, gücünü legal sayıp, bunu böyle kabullenip ilişkilerimizi buna göre düzenlememizi istiyorlarsa, onun zulmüne ve baskısına karşı olan mücadelenin onun izni ve sınırlandırmasıyla yapılmasını öngörüyorlarsa bilmelidirler ki, pirincin içerisindeki beyaz taş olmaktan kurtulamayacaklardır. Önemli olan görüntü değil, özgül ağırlıktır. Açıklamaların Pensilvanya'dan yapılmış olması bu gerçekliği değiştirmez.

 

Unutmayacağız, unutturmayacağız, gündem maddelerinin arasında kaybolup gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Unutmak ihanettir! Hatırda tutmak zikretmektir! Erdem, hiç unutmamaktır!!!

 

 

Özgür Kudüs'te ve onun sembolize ettiği adalet üzerine kurulu bir dünyada yaşama umudu ile hepinizi 144. haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.

 

KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU

 

04 / 06 / 2010

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Kocaeli'de 269. eylem

Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu 269.hafta basın açıklaması, 05 Haziran 2010 günü İzmit İnsan hakları Parkı , Özgürlük Meydanında yapıldı. Basın açıklamasını platform birleşenlerinden İlim yayma Cemiyeti üyesi Mesut Barış okudu.

Mesut Barış  yaptığı açıklamada:
"Gazze'ye giden Mavi Marmara gemisi hepimizin yüz akıdır.Biz gidemedik ama onlar gitti .Gidenler bizim onurumuzdur,İsrail askerleri, sırf insani yardım için oraya giden aktivistlere saldırdı.Hepsinin nasıl tir tir titreyerek  görev yaptığına dünya şahid oldu." Dedi.
Daha sonra söz alan MAZLUMDER eski genel başkanı Ömer Gergerlioğluda; "İsrail'li yetkililer hakkında daha evvel de suç duyurusun da bulunmuştuk, Adalet bakanı İsrail'li yetkililerin yargılanmasına izin vermedi.Şimdi yine  suç duyurusunda bulunacağız, bakalım nasıl davranacaklar."Tepkimiz sert olacak " denildi,güzel, takdirle karşılıyor ve alkışlıyoruz.Fakat eğer eskisi gibi olay yine Adalet bakanından dönerse bizimde  sivil toplum olarak, buna tepkimiz sert olacak, bu işin takipçisiyiz" dedi.
İsrail'in elçilikleri açılmamak üzere kapatılsın, İsrail ile TC'nin yaptığı tüm askeri ve ticari anlaşmalar iptal edilsin, imza kampanyasına devam edildi.halk kampanya yoğun bir ilgi, gösterdi.