Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)
Konya'da 144., Sakarya'da 248., Kocaeli'de 269., Akyazı'da 175. Başörtüsü Eylemi düzenlendi
Haftanın Platform Sözcüsü: Muammer Durmaz
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
SAKARYA ADÂLET GİRİŞİMİ
Başörtüsü Platformu 248. Basın Açıklaması
Bu hafta sizlere Türkiye'nin dört bir yanından gelen Başörtüsü Platformlarından misafirlerimizle birlikte hitap edeceğiz. Yâni şimdi Türkiye'nin kalbi burada atıyor. Hepiniz hoş geldiniz. İnşâallah bu birlikte haykırışlar zulüm sütunlarını, kulelerini, kalelerini birer birer yıkarak, hep birlikte hak, hukuk ve hürriyetlerimize kavuşacağız.
Malûmunuzdur ki bu Platformların kuruluş sebepleri; sadece inandığı gibi yaşamak için Rablerinin emri gereği başlarını örten bacılarımıza başta Ülkemizde olmak üzere bütün diğer ülkelerdeki Başörtüsü yasakları ile başlayan hak gaspları ve diğer her türlü zulüm, haksızlık, sömürü gibi insanlıkla bağdaşmayan her türlü baskılara karşı dik durmak, ses vermek ve mazlumun yanında olmak gibi erdemli bir tavır ortaya koyuştur. Şairin dediği gibi: "Kim var deyince, sağımıza solumuza bakmadan; "biz varız" diyenleriz.
Bu başörtüsü zulmünün tarihi seyrine bir göz attığımızda karşımıza ne dram yüklü sahifeler çıkmaktadır. Azıcık insanlığı, insafı olanların asla tahammül edemeyeceği ne hazin durumlarla karşılaşacağız. Gencecik kızlarımızı, gencecik fidanlarımızı heder ettik. Ne aileler telef oldu. Ne sermayeler battı, ne şirketler el değiştirdi. Amma o zâlim ve müstekbirlerin kılı bile kıpırdamadı. Biz biliyoruz onları bu Firavun tıynetliğe iten sebepleri. Öyle bir düzen kurmuşlar ki tam bir sömürü: Bunun altında din sömürüsü, millet sömürüsü, halk sömürüsü, hele de kadın ve bilhassa da genç kadın ve kız sömürüsü ticareti yatmaktadır. Değil mi ki ne zaman karşılarına tesettürlü başörtülü bacılarım çıktı ve çoğalmaya başladı, işte o zaman anladılar ki ekmeklerinin yağı kesilecek, sulta ve sömürüleri son bulacak. İşte o zaman ellerinde neleri varsa vesâyet adına sürdüler piyasaya. Askeri mi ararsınız, Yargıyı mı ararsınız, envai çeşit Bürokratı mı ararsınız, hatta durumdan vazife çıkaranları mı ararsınız? Ah! Aralarında birde sapı bizden olan baltaları mı arasınız? Hep bir ağızdan saldırdılar körpe bedenlere. Belki hâlâ anlamayanlar var bu cinnet mustatili.
Ülkemizin her şehrinde, belki de her ilçesinde "Adâlet Sarayı" diye binâlar dikiyorlar! Adâlet dağıtması gerekenlerden bir kısmı ise kendilerini Ülkemizin başına belâ olan Toplum Mühendislerine teslim etmişler ve onların emir erleri gibi hareket ediyorlar. Son günlerde basına yansıyan telefon trafiğine baktığımızda utanç verici bir şekilde bu gün yüzüne çıkmıştır. Kimler nasıl terfi ediyor, kimler nasıl hangi kadrolara yükseliyor, kimler suyun kaynağına nasıl çöküyor, kimler ipten nasıl kurtarılıyor. Gelin de bu memlekette hak arayın, hak ediş arayın, yâni adâlet bekleyin bu ahbap çavuş ilişkilerinden.
Bu şekilde maalesef ülkemiz tam bir vesâyet sistemi rejimi görüntüsündedir. Asker vesâyeti, Yargı vesâyeti, Bürokrasi vesâyeti, vs. Ne zaman ki seçilmişlerden halktan vekâlet almışlardan halkın menfaatine yarayacak bir adım atılıyor gibi yapılıyor, hemen bu vesâyetçiler toplum mühendisliği hassasiyetleriyle buna engel olmanın yollarını arıyorlar. Hatta tehditler, darbe yapma gözdağları, 1960 İhtilâli ve neticesinde idam edilenleri hatırlatmalar gırla gidiyor. Buna bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor bile. Lütfen, artık namuslularında en az namussuzlar kadar cesur olmak mecburiyetinde olduklarını bilmelerini ve o bilinçle hareket etmelerini bekliyoruz.
"Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük" çağrısına kulak vererek şehrimizden, ülkemizden hatta dünyanın dörtbir yanından "tufan gelmeden" gemilere binenlere selâm olsun, gönülleri onlarla olanlara selâm olsun, şehitlere selâm olsun, gâzilere selâm olsun. Herkim ki bu kutlu hareketi hafife almak istese de, görmezden gelmek istese de, Siyonist çığırtkanlığı yapsa da, İnşâallah hareket amacına ulaşmış ve dünyanın sağır kulaklarını açmasını başarmıştır. Allah mübârek eylesin, daha fazlasını da bizzat Gazze'ye ve bütün Filistin topraklarına ulaşacak şekilde ve o Kutsal Topraklara ve o mazlum ve mahzun kardeşlerimize özgürlük götürmelerini nasip etsin.
Bu memlekette başörtüsü, dünyada da Siyonizm meselesi halledilmeden insanlığın rahat nefes alacağı yok. Çünkü ülkemizde nice olmaz denen şeyler oluyor, ancak başörtüsünü hâlletmeye kimsenin gücü yetmiyor. Dünyada da her ülkeye yaptırım uygulanabilirken sâdece Siyonist Yahûdilere bir şey yapılamıyor.
Sakarya Adâlet Girişimi olarak buradan bütün dünyanın her tarafındaki ezilen, sömürülen, sürülen, esir edilen mazlum ve mustadaf insanlarının hakkı olan hürriyete, inandığı gibi yaşamaya ve gasp edilen tüm haklarına kavuşmalarını ve savaşsız, sömürüsüz, sulh içerisinde bir dünyayı Allah'tan niyaz ediyoruz.
Sakarya Adâlet Girişimi
Başörtüsü Platformu Adına Ribat Eğitim Vakfı Sakarya
Şûbesi (Sâhir AKÇA)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Kocaeli'de 269. Eylem...
Basın açıklamasının tam metni:
Terörist ve katili İsrail bu saldırıdan sonra birde korsan sıfatını kazanmıştır. Son korsanlık olayından sonra Rachel Corrie gemisine'de el koyarak korsanlığını devam ettireceğini dünyaya ilan etmiştir.İsrail yardım götüren filolara saldırıp göz dağı vererek, korkutarak, bir daha yardım filosunun gelmesine engel olacaktır.Siyonist işbirlikçisi emperyalist örgütlerse İsrail'e yaptırım uygulamak yerine, İran'a yaptırımı medyanın gündemine sokarak gündem değiştiriyor.
İsrail sen ne yaptığının farkımda mısın?.Kimileri nasıl karşına aldığının farkımda mısın?. Gerektiği zaman Çanakkale'de ve başka cephelerde 250 bin evladını şehid verme noktasında gözünü kırpmadan hareket eden bir ümmetle karşı karşıyasın. Çanakkale savaşı için asker alınacak denildiği zaman, gönüllü askere gitmek için askerlik şubelerinin önünde kilometrelerce kuyruk oluşturan bir ümmetin torunlarıyla karşı karşıyasın !.
Bu ilk filodan sonra , öncekinin on katı, yüz katı filolarla Gazze'deki mazlum, bebek, kadın çocuklara, muhtaç insanlara, ölümü göze alarak yardım götüreceğimizi iyi bil. Terörist , katil İsrail, bizi ölümle korkutamazsın.Bizlerin, Allahın kitabının Nisa süresi 75.ayetinde geçen
Size ne oluyor ki?, "Ey Rabbimiz bizleri ablukaya alan bu zalimlerin zulmünden, kurtar, katından yardım et, bize kurtarıcılar gönder" diye yalvaran, çocuklar, kadınlar ve mazlum insanlar uğruna savaşmıyorsunuz?.
ayetini duyduktan sonra, Gazze'deki bebeklerin, kadınların ve mazlum insanların çığlıklarına kulak tıkayacağınızı mı sanıyorsun?.Sen kardeşlerimizi şehid ederek bizleri engellemek bir yana, bizleri teşvik ettiğinin farkında mısın?.Yoksa bizleri , savaşmaya gönderirken , korkudan tir tir titreyen kendi askerlerinle mi karıştırıyorsun !'.Katil İsrail, bu gün tekrar yardım filosu yola çıkacak olsa, şunu iyi bil ki Türkiye'de binler değil, on binler, yüz binler, milyonlar şahadet şerbetini içmek için Gazze'ye koşmaya hazır, Çanakkale'ye olduğu gibi bu günde ölüme koşa koşa gitmeye hazır.
Zalim İsrail senin namlulularının ucunda, ölümü değil, cennetteki bahçeleri gören, havzı Kevserin başında peygamberle buluşmayı gören bir ümmete, ne kadar büyük davetiye çıkarttığının farkında mısın?.Sen hiç merak etme, bu çağrına ümmet koşa koşa gelir."Sizi öldürürüm ha !!, dur gelmeyin" derken, çıkarttığın cennet davetiyelerine bu ümmetin icab edeceğinden zerre kadar şüphen olmasın?.Bizleri öldürsen ne olur?, giymiş olduğumu eski dünya elbiselerini çıkartır, cennet elbiselerinin en güzelini giyeriz.Oturmuş olduğumu dünya mekanlarını bırakır, cennet köşklerinin en güzeline otururuz.
İsrail çıkarttığın cennet davetiyesine hepimiz icabet etmeye hazırız,
Ne yazık ki içimizden bazı çatlak sesler de geliyor.Kalkmış birileri İsrail'in otoritesinden izin alınmalıydı diyor.Mazlum insanlar zulüm görürken Siyonist otoriteden izin almak ha !, yazıklar olsun sana.seni Allaha havale ediyoruz.Birileride "yardımlar neden resmi yardım örgütleriyle gönderilmiyor da, bu iş dinci örgütlere bırakılıyor" diyor.Madem bu kuruluşlar bu işi yapacaktı da, bu güne kadar neden yapmadı?.Anlaşılan herkesi kendileri gibi rahat yaşıyor sanıyorlar.Mama bekleyen bebeklerin, tekerlekli araba bekleyen ortopedik özürlülerin durumunun farkında değiller, konuşup duruyorlar.Yaptıkları bir iki ufak yardımı kullanarak, derneklerinin bol reklamını yapanlara soruyoruz, acaba siz neden bu işi neden resmi yardım derneklerine bırakmıyorsunuz da, derneklerinizin reklam aracı olarak kullanıp engelli rantçılığı yapıyorsunuz?.
"Siyonist otoriteden izin alınmalıydı ",
"Türkiye'den yardım gidene kadar, neden Araplar kendi kardeşlerine yardım etmiyor?",
"Türkiye'de yardım edecek fakirler bitti mi de, kalkmışsınız oradakilere mi yardım ediyorsunuz",
benzeri sözler sarf eden, kimliği TC vatandaşı, benliği ise Yahudi olanlara daha söylenecek çok söz var ama lafı uzatmadan onlara diyoruz ki
Hepinize de yazıklar olsun !!
Allah bizi kardeş ilan etti, onlar bizim Müslüman kardeşleriniz, mazlum insanlar.Bu güne kadar malımızı veriyorduk, bu gün canımızı verdik, bundan sonrada Müslüman kardeşlerimize yardım için hem malımızı hem de canımızı veremeye hazırız.Bunu herkes duysun, herkes bilsin, herkes şahid olsun.Geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyoruz.
Akyazı'da 175. Eylem...
Basın açıklamasının tam metni:
Ülkemizde insan hak ve özgürlüklerinin, hukukun üstünlüğünün ve herkes için adaletin gerçekleşmesi için öncelikle mevcut anayasanın yeniden düzenlenmesi gerektiği ortadadır. Anayasa değişikliği konusunda kısmen iyileştirmeyi öngören ve meclisten geçen referandum kararının iptal edilmesine yönelik malum çevrelerin girişimleri devam ediyor.
Halkın oyları ile yeni anayasanın kabul edilmesinden korkan statükocu zihniyet mensuplarının anayasa mahkemesi aracılığı ile bu baskıcı politikalarını sürdürmeye çalışmalarını halkımız ibretle seyretmektedir. Dolayısıyla anayasa değişiklik paketinin halkoyuna sunulmasını ve çıkacak sonucun Türkiye'de sivil bir anayasanın yapılmasına büyük katkıda bulunmasını istiyoruz.
Diğer yandan Ortadoğu'da emperyalist emelleri bulunan ülkelerin son dönemde İran'ın nükleer teknoloji alanındaki çalışmalarını var güçleriyle engellemeye çalıştıklarını görüyoruz. Bu çabaların ana hedefi İsrail'in güvenliğini koruma altına almak ve Müslüman dünyanın nükleer teknolojiye sahip olmalarını engellemektir. BM Güvenlik Konseyinde geçen hafta yapılan ve İran'a yeni yaptırımlar öngören toplantıda Türkiye hükümetinin onurlu davranış sergileyerek İran'a yaptırımlara hayır demesi çok önemli bir gelişmedir. Bugüne kadar Türkiye'nin ABD ve İsrail çıkarları doğrultusunda hareket etmesine alışan çevrelerin bu son durum ve dik duruş karşısında şaşkınlıklarını gizleyememeleri gayet normaldir. Halkımız bu onurlu hareketi takdir etmektedir.
İsrailli korsanların gasp ettikleri gemilerin ve insani yardım malzemelerinin tamamı, biran önce Gazze'ye teslim edilmelidir. Gazze'ye yardım götüren gemilerde şehit olan kardeşlerimize bir kez daha Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Halkımızın Gazze konusundaki duyarlılıklarını devam ettirmelerini rica ediyoruz.
Akyazı'lı gazi kardeşimiz Ekrem Küçükköse önümüzdeki hafta içerisinde hastaneden taburcu olacaktır. Kendisine ve yakınlarına tekrar geçmiş olsun diyoruz. Siyonistlerin, darbecilerin ve canilerin ya ıslah olduğu yada tamamen kahrolduğu günler temennisi ile gelecek hafta saat 12.30'da buluşmak üzere Allaha emanet olun.