Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)
Akyazı'da 176., Ankara'da 229., Konya'da 145.,Sakarya'da 249., Kocaeli'de 270. Başörtüsü Eylemi Düzenlendi ama zulüm sürüyor...
Başörtüsüne karşı yasak ve baskılar devam ediyor. ÖSYM sınava girecek öğrencilere yönelik tanıtım filminde başörtüsü ile silahı bir tutarak aynı kategoride değerlendirmiştir. Bu Kemalist zihniyetin ürünüdür. Devam ettirilmesini kınıyoruz.
On milyonlarca insanın Müslüman kimliğinin inkârı anlamına gelen başörtüsü yasağı zulümdür, işkencedir, insanlık dışı bir uygulamadır. Vekillerin unuttuğu bu vahşi yasak, asılların dik duruşuyla inşallah bitecektir.
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu olarak Allahın emri Müslüman kadınların kimliği olan başörtüsüne, saygı gösteren, destek veren herkesi yasağa karşı daha fazla ses çıkartmaya davet ediyoruz.
Bugün yarın ve önümüzdeki hafta sınava girecek olan başörtülü öğrencilerin hiçbir baskı ve yasakla karşı karşıya kalmamaları için tüm yetkilileri insani olmaya davet ediyoruz.
Diyarbakırlı Ecenur kızımızı küçük yaşına rağmen ilköğretim okulunda başörtüsü ile göstermiş olduğu duruşundan dolayı tebrik ediyoruz. Aileye ve Ecenur ailelerine selam gönderiyoruz.
Ülkemizdeki tüm yasaklara ve hukuksuzluklara karşı duruşumuz kararlılıkla devam etmektedir. Başörtüsü mücadelemiz yasaklar tamamen bitene kadar devam edecektir.
Son yaşananlardan sonra yargının bağımsızlığından nasıl bahsedilebilir. Bu yaşananlar laik, Kemalist ve oligarşik düzenin temeli üzerine oturtulan yargının bağımsızlığının değil olsa olsa çürümüşlüğünün göstergesidir.
"Rotamız Gazze Yükümüz İnsani Yardım" programı ile Mavi Marmara gemisiyle yola çıkan ve Uluslar arası sularda İsrail askerlerinin kahpe saldırısına uğrayan kardeşlerimizden şehit olanların acısı, yaralı olanların yaraları daha tazeliğini koruyor iken bazı basın yayın kuruluşlarının ve kalemşörlerinin neşriyatlarında küstah İsrail'in hoşuna gidecek yayın yapmalarını şiddetle kınıyoruz.
Lanetli kavimlerin işbirlikçilerini bizde lanetliyoruz.
Huzur ve kardeşliğin kaim olduğu günler temennisi ile gelecek hafta cumartesi günü saat 12:30'da buluşmak üzere Allaha emanet olun.
Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu Adına
Akyazı Mazlum der Şube Başkanı
Burhan ÇİMŞİT
Bugün Afganistan'da Irak'ta Orta doğuda hatta Afrika'da ve tüm İslam ülkelerinde ,açık yada gizli yada dolaylı olarak veya direk, bu işgal ve saldırı, bu, İslam'ı yok etme savaşının izlerine bizzat şahit olmaktayız.Bu istila saldırının durması için batıdan medet umanlar elbetteki daima ve her zamanki gibi hayal kırıklığına uğrayacaklardır.Batı ile uzlaşma hatta son günlerin moda deyimi ile eksenlerinizi yan yana getirmeyi bırak onlardan da olsanız sonuç aynı zulüm akıbeti olacaktır.Allah zulmedeni kendinize dost edinmeyin demiştir.
Dünyadaki buna İslam dünyasında dahildir; en büyük fitne ırkçılıktır.Irkçılık lanetlenmiştir.İlk ırkçıda şeytandır.Irkçılık yapanlar şeytandandır.En büyük ırkçıda israildir.Dünyanın bu hale gelmesinde en büyük pay onlarındır.Irkçılığın İslam dünyasında bu kadar kesin bir dille lanetlenmiş olmasına rağmen her türlü fitne ve savaş bu coğrafyalarda ırkçılıktan çıkıyor.Osmanlı devletinden sonra 30 küsür devlet meydana gelmiş.Kurulan devletlere baktığınızda ırki temele dayalı devletler.Bunlar etraflarına hep sıkıntı ve gözyaşı vermişler.Irkçılık ayrıştırmayı, iman birleştirmeyi öngörür.Şu anda ülkemiz ve dünyanın en büyük sıkıntısı da bundan kaynaklanmaktadır.Emperyalist güçlerin ve israilin bize şırınga ettiği ırkçılık mikrobundan kurtulmamız lazım gelmektedir.Bir an önce.
Ne zaman Türkiye aslına,tarihine geçmişine ve İslam davasına göz kırpsa hemen bir matematik deyimi olan eksen kavramını ortaya atıyorlar.Gerçekten Türkiye yoksa gerçekten eksenimi değişiyor, aslına rucu mu ediyor.Bunu bilemeyiz bu zaman gösterecek.Yılardır daha düne kadar sınır komşuluğumuz bir yana aynı medeniyetin ülkeleri olarak bizleri birbirimize düşman ettiler.Biz düşmanlık ederken onlar komşularımızla her türlü ticari,iktisadi ve askeri ticareti yaparak bizleri bizlerden korkuttular.Şu anda Yesrip mantığı ile dağınık vaziyette birbirine küs olan kardeşler yeniden Medine zihniyeti ile birbirlerine kardeş sonrada Ensar olacaklardır.
Bu arada eli kanlı ve terörist İsrail devleti son gemi baskınından sonra yaptığı katliamları bir kenara bırakarak ülkemizin güzide yardım kuruluşu İHH'yı terörist örgüt ilan etmiş.Şimdi sormak lazım İHH bir tane suçsuz yere cana kıymışmıdır kurulduğundan bu yana.Tersine tam 120 ülkede şu anda belkide biz bu basın açıklamasını okurken dünyanın bir yerinde bir yoksula bir yetime bir mağdura yardım edilmektedir. Susuzluk çeken bölgelerde su kuyusu mu açmak terörist faaliyet,sizin yetim bıraktığınız yetimlere bakmak mı suç, aç olan insanlara gıda yardımı yapmak mı yanlış hangisi suç anlam veremedik.Haksızca uygulanan sırf insani değerler gözetilerek amborgoyu delmek mi uluslar arası hukuka göre suçta biz mi bilmiyoruz.
Evet mazluma yoksula yardım etmek suçsa biz suçu işleyeceğiz.Mağdurların haklarını söylememiz yanlışsa biz yanlışa devam edeceğiz.Yine tüm dünyadaki vicdan ve adalet sahiplerinin sesi olacağız.Unutmayın ki ey israil siz mazlum duruma düştüğünüzde de sizin sesiniz, sizin eliniz yine BİZ olacağız.
Değerli katılımcılar israil bu bozulan imajını düzeltmek için Gazze amboargosunu hafiflettiğini söylemiş.Bu amborgo tamamen kalkana kadar ve işgal topraklarından gidene kadar biz sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz.Bu arada israil boş durmuyor ülkemizdeki siyasi.ticari,hukuki ve medya işbirlikçilerini harekete geçirmiş Türkiye'ye ders vermeye başlamıştır.Terör olaylarını artırarak işbirlikçi taşeronlarına her türlü desteği verdiği aşikardır.Medya yandaşları demiyoruz bizzat kendi medyası ile saldırıya geçmiştir.Bizce malum ama milletimizin göremediği bu medya kuruluşlarını artık daha yakından takip edip deşifre etmeliyiz bütün dünyaya artık.
Bu arada yargısal alanda neler olduğu herkesin malumudur.Yargı artık yargı terazisini bir kefesine kendini koymuş bir kefesine de bu milleti koymuş adeta dalga geçer gibi sen mi ağır çekersin veya biz bir avuç (elit-mutlu-halkın değerlerine uzak-fosilleşmiş)azınlıkmı çekeriz diyorlar.Bu bir varolma mücadelesidir. Elbette ama bununda bir etik değerinin de olması lazımdır.En büyük karar verici halktır.Gerçek karar verici olan millettir ve millete güvenelim.
İnsan Hakları ve Hizmet Derneği
Ankara Şubesi Hanefi SİNAN
Türkiye Başörtüsü Platformları, haksızlığa, zulme ve baskılara rağmen, ülkemizde olmasını istediği gibi yeryüzünün dört bir köşesinde, adaletin tesisi, zulmün sona ermesi ve iyiliğin hâkim olması mücadelesini, kararlılıkla sürdürmektedir.
Platformlar arası değerlendirilmelerin yapıldığı, Türkiye başörtüsü platformları toplantılarının sekizincisi, 10 ayrı ilden katılan platform temsilcilerinin ve değişik illerden gözlemcilerin katılımlarıyla, Sakarya'da 11- 13 Haziran tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Mücadele ve direniş azminin pekiştirildiği toplantı, ülkemizdeki zulme ve haksızlığa karşı mücadelenin gerekliliği ve sürekliliği hususunda kararlılığını ifade etmiş, yılgınlık belirtileri göstermeden mücadeleye devam kararı almıştır. .
Direniş mektebinin öğrencileri, direnişi bir yaşam biçimi haline getirdikleri hususunda gösterdikleri kararlılığı ifade etmişlerdir. Coşku ve mücadele azminin açıkça vurgulandığı değerlendirmeler, ülkemizin aydınlık geleceğine büyük katkı sağlayacaktır.
Türkiye başörtüsü platformlarının, eylemlerinin bir tepkiden ibaret olmayıp, bir aydınlatma ve halkımızın bilinç ve uyanıklık seviyesini canlı tutmak olduğu bir kez daha gözlemlenmiştir.
Başta Kudüs-ü Şerif olmak üzere, işgal altındaki tüm topraklara ve yeryüzünün neresinde olursa olsun, kim olursa olsun mazlumlara sahip çıkmak ve onlarla dayanışmak iradesi ortaya konulmuştur.
Türkiye Başörtüsü Platformlarının, ortak irade beyanı şu şekilde ifade edilmiştir:
Yasakların sürdüğü ülkemizde tüm yasaklara karşı dik duruşun, direnişin sembolü olan platformların onurlu mücadelesi kararlılıkla devam etmektedir.
Başörtüsü yasağının sadece üniversitelerle sınırlı olmayıp hayatın her alanı kuşatan yapısı bir kere daha deşifre edilerek sahici bir mücadelenin 'vekil'lerle değil 'asıl'larla olabileceği vurgusu yapılmıştır.
Cuntalarla hesaplaşmanın sürdüğü ve birçok alanda açılımlardan söz edildiği bir dönemde başörtüsü yasağının hiçbir şekilde gündeme gelmemesi bu sorunun ancak asıl muhatapları tarafından çözülebileceği gerçeğini göstermektedir.
Türkiye'deki platformlar başörtüsü sorunu ekseninde bir mücadele gerçekleştirirken Türkiye'deki ve dünyadaki tüm hukuksuzluklara karşı da Müslümanca bir duruş sergilemeye devam edeceklerdir. Bu vesileyle Türkiye'nin tüm onurlu insanlarına sesimize ses katma çağrımızı yineliyoruz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
ANTALYA ÖZGÜRDER TEMSİLCİLİĞİ
AKYAZI BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU
BURSA MAZLUMDER ŞUBESİ
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
KÜTAHYA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU
AFYON KARAHİSAR HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU
Özgürlüklerin ihlal edilmediği, adaletin tesis edildiği, ülkemizin ve dünyanın darüsselama dönüştüğü günlere ulaşma dileğiyle hepinizi 146. Haftada aynı yer ve saatte buluşmak üzere Allah'a emanet ederiz.
KONYA İNANÇ ÖZGÜRLÜKLERİ PLATFORMU
Halkın, hak ve taleplerinin dikkate alınmadığı bir yönetim geleneğinde devlet iktidarını kimin ele alacağı meselesini tartışmaya devam ediyoruz. Esasında tüm bu iktidar tartışmaları sendikasız bir fabrikada asgari ücretle çalışan işçilerin , fabrika müdürünün kim olması gerektiğini tartışmasına benziyor. Oysa güncel siyasetin ötesinde yaşadığımız ülkenin çok ciddi sorunları var.
Türk'ü Kürd'üyle tüm ülkenin altında kaldığı açılım söylemi ,çocuklarımızı yeniden yemeye başlayan şiddet sarmalı ,18 yaşın altında binlerce çocuğun hapishanelerde süründürülmesi gibi yakıcı sorunlar varken kimse bizden üç maymunları oynamamızı beklemesin.
Filistin davasını omuzlanan bizler kendi ülkemizin özgürlük ve kimlik meselesine sırt çeviremeyiz.
Bu noktada Kürt meselesinde hükümetten tribünlere değil , bölge insanına kulak vermesini sorunun politik muhataplarına dönük daha tutarlı tavırlar takınmasını bekliyoruz.
Resmi rakamlara göre nüfusa oranları %14'e varan işsizlere,siftahsız kepenk kapatan esnafa , kredi kartı tuzağında debelenen vatandaşa yönelik gerçek gündemler bekliyoruz.
Bunlara verilecek hazır cevaplar olduğunun bilincindeyiz.Zira vatandaş karşısında hükümetlerin her zaman hazır cevapları vardır ve hep haklıdırlar.
Ama en azından şunu öğrenme hakkımız olduğunu düşünüyoruz.
İsrail denen uluslararası suç örgütünün Mavi Marmara'da işlediği cinayetler karşısında çok haklı olarak İsrail'e tepki gösteren,en azından kamuoyuna dönük sert mesajlar veren hükümet nasıl oluyor da başörtüsü yasağı karşısında tek kelime bile edemiyor.
Bu durumda soruyoruz ;Gerçekten İsrail'den daha güçlü ve tehlikeli bir odakla mı karşı karşıyayız.Yoksa İsrail'e dönük tüm o veryansın veryansın sadece göstermelik mi ?
Eğer başörtüsü yasakçısı irade İsrail'den bile daha azgın ve tehlikeli ise o zaman neden halka bunu açıklamıyorsunuz?
Evet! Hay huy içinde bir ÖSS sınavı daha yaşanacak.Tüm uzmanlar sınava girecek öğrencilere dönük stres formülleri öneriyor.Belgeleri evlerine gelmediği için PTT kapılarında biriken öğrenci velileri çocuklarının maruz kaldıkları bu stres karşısında hklı olarak dert yanıyorlar.
bu sınav sisteminin adaletsiz, piyasa odaklı, gençleri insan olmaya değil kariyere koşullandıran ve piyasaya eleman yetiştirmeye dönük mantığını bir tarafa bırakırsak.
yıllardır başörtülü olduğu için suçlu muamelesi gören ,her sınav öncesi kişiliğiyle oynanan on binlerce kızın yaşadığı streside hatırlatma gereği duyuyoruz.
Yaşanan ciddi travmalardan ezikliklerden adaletsizliklerden , bahsetmiyoruz bile.
Evet hükümetten net bir cevap bekliyoruz. Başörtüsünün, bırakın hayatın her alanında serbest olmasını üniversitelerde bile yasaklanıyor olması,hatta başörtülü öğrencileri daha yolun başında ,sınav yönetmelikleriyle caydırmaya dönük uygulamaların devam etmesini nasıl izah ediyorsunuz
buna ilişkin cevabınızı bekliyoruz.
Lakin sanmayın ki bir acıma veya torpil beklediğimizden.
Tam tersine yaşanan tüm özgürlük sorunlarına "Başörtüsü" ismi verdiğimizden,ve çözüm olarak halkın iradesini, adalet ve dayanışma temelli bir örgütlülüğü esas aldığımız için soruyoruz.
Cevabını merak ettiğimizden değil , tarihe bir şahitlik bırakalım ki Rabbimizde bize şahit olsun diye"
SAGİR adına Sakarya Dayanışma Derneği
Türkiye zor, çetin ve fakat bir o kadar da gerekli bir süreçten geçmektedir. Açılım sürecini kendi çıkar ve hesaplarına ters bulanların, mazlum kanları akması pahasına karşı çıkmaları"
Ülkemizin daha barışçıl, daha insancıl bir sürece girmesini hazmedemeyen odakların bu süreci baltalama çalışmaları"
Gazze'ye yönelik siyonist ambargonun kaldırılması için yola çıkan gemi yolcularına yapılan vahşiyane saldırılar sonrası Türkiye'nin gösterdiği haklı tepki ve bu tepkiye karşın, siyonist ağzıyla dile getirilen Eksen Kayması suçlamaları"
Terör eylemlerinin ve tedhiş hareketlerinin şehirlere indirileceği tehditleriyle vatandaşlarımızın sabır sınırlarının zorlanarak, Kırgızistan benzeri bir iç çatışmaya sürüklenmek istenmesi"
Bütün akıl sahiplerinin takdir edeceği gibi, halkına tepeden bakan ve halkı nesnelleştiren, halkı düşman gözüyle gören, yalnız jakobenlerin razı olabileceği, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak ve tüm sivil toplum örgütlerinin değişmesi için çaba gösterdikleri Anayasanın değişiminden büyük rahatsızlık duyanların, hukuku otomatik bir silah gibi kullanmaya yönelik ilginç ve şaşırtıcı girişimleri"
Her geçen gün daha da açığa çıkan tüm rezillikleri ve ihanetleriyle, ardı arkası kesilmeyen derin ilişkileriyle, sonu gelmez bir girdap gibi varlığını her alanda hissettiren Ergenekon Teror Örgütü kabusunun devam etmesi"
Türkiye'nin kendi sınırlarını aşarak, çevresinde olup bitenlere karşı seyirci kalmak istememesiyle birlikte gelişen emperyalizmin karşı atakları göstermektedir ki ülkemiz, içte ve dışta, adı konulmamış bir çok cephede savaşım vermek zorunda bırakılmaktadır"
Muhterem halkımız şunu çok iyi bilmelidir ki, tüm bu olumsuzluklar ve umut kırıcı unsurlar kendilerini devleşerek göstermeye çalışsalar da bunlar sadece, şeytanın basit hileleridir ve tüm bu çoklu tuzaklar tek bir kaynaktan oluşmaktadır"
Sabır ve tevekkül ile gösterilecek her olgun tavır, halkımıza bir ödül ve bir kazanım olarak geri dönecektir. Ülkemizin savaşım verdiği tüm cephelerde verilen kurbanlar ve kaybolan canların mutlaka büyük bir anlamı vardır. Şüphesiz ki güzel bir gelecek için ödenen tüm bedeller boşuna değildir ve şüphesiz ki en iyinin bedeli hiç bir zaman ucuz değildir"
Ülkemiz, geri dönüşü mümkün olmayan bir yola girmiştir ve ısırıldığı yerden bir daha ısırılmayacak eksendedir. Emperyalizme kulluğu kanıksamış ve varlığını emperyalist menfaatlerle özdeş kılmış olanlar boş yere çırpınmaktadırlar. Halkımız, eski halk değildir ve eskimiş yalanlara kanarak, pabuç bırakacak saflığını terk edeli çok olmuştur. Maymun gözünü açmıştır ve bir zamanlar kendisinden gizli kapılar ardında yapılan ihanetleri bugün görebilmekte, göremese de fark edebilmektedir"
Artık kimin neyi, neden ve ne için yaptığını anlamak zor değildir. Söylenen sözlerin, yapılan tehditlerin, kurulan tezgahların kime ait olduğu çok net görülebilmektedir. Kimlerin kimlerle aynı paralelde olduğu, kimlerin kimlerden yana göründüğü ve kimlerin gece şeytan, gündüz melek maskesi takarak dolaştığı ayan beyan ortadadır. Şüphesiz ki kaybedenler tarih boyunca olduğu gibi yine şeytanın tarafında olanlar olacaktır. Rant kapılarının anahtarlarını şeytanın ve sömürgenlerin ellerine teslim etmiş olanların, tarihin hiç bir döneminde yarınları olmamış ve olmayacaktır.
KOCAELİ İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
Adına,
Mazlum-Der Kocaeli Şube Üyesi Canan Osman