Başörtüsü Eylemlerinde Bu Hafta(FOTO)
Konya'da 211., Ankara'da 294., Kocaeli'de 336., Sakarya'da 315., Akyazı'da 242.,
Konya İnanç Özgürlükleri Platformu 211. hafta basın açıklamasını Kayalı Park'ta gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Platform adına Muharrem Keskin okudu. Açıklamasında özellikle ülkemizde çarpık eğitim sistemine dikkat çeken Keskin "Geleceğin özgür bireyleri olan çocuklarımızın yüce yaratıcının ve onun resulünün dışında hiçbir kişi ve kurumun ardından gitmemesi gerektiğini belirten Keskin'' ilköğretim okullarında, çocuklarımızı belirgin bir ideolojinin sınırları içerisinde kalmak üzere yemin etmeye, ant içmeye zorlayan bir anlayış bir an önce sona erdirilmelidir.
Geleceğin özgür bireyleri olan çocuklarımız, anne babalarının özgür iradeleri ile tercih edeceği anlayışlara göre yetiştirilmelidir. Ve onların varlıkları hiçbir ideolojinin varlığına armağan edilmemelidir. Çocuklarımız yüce yaratıcının ve onun resulünün dışında hiçbir kişi kurum ve kuruluşun açtığı yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürümek zorunda bırakılmamalıdır. Kamu vicdanını yaralayan andımız dayatmasından bir an önce vazgeçilmelidir.''dedi.
Okullarda uygulanan başörtüsü zulmünün bir an önce kaldırılması gerektiğini belirten Keskin''okullardaki başörtüsü zulmü bir an önce sona erdirilmelidir. Devlet hiç kimsenin kılık kıyafetine hiçbir alanda müdahale etmemelidir. Devletin vazifesi stilist konfeksiyonculuk değildir. Devlet çocuklarımızın kıyafetinden elini bir an önce çekmeli çocuklarımızın inançlarına uygun kıyafetler içerisinde olmalarına müdahale etmemelidir.'' dedi.
Değerli Basın Mensupları, kıymetli dostlarımız. Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu adına hepinize hoş geldiniz der, katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Platform olarak, hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kalkıncaya kadar mücadelemizi sürdürme azim ve kararlılığında olduğumuzu çeşitli vesilelerle dile getirmiştik, son günlerde yapılan bazı açıklamalar bu yönde atılan olumlu adımlar olarak kayda değerdir. Mesela Kur'an eğitiminin önündeki 12 yaş engelinin kaldırılması, başörtülü kızlarımızın öğrenim ve ifade özgürlüğünü engelleyen kanunsuz ve keyfi uygulamaların kaldırılması yönündeki girişimler, katsayı adaletsizliğinin kaldırılacağı yönündeki YÖK'ün açıklamaları, yıllardır verdiğimiz mücadelenin hedefine vardığını göstermektedir. Bu konularda atılmış olan güzel adımları sevinçle karşılıyoruz. Bu noktada bir inceliğe işaret etmek istiyoruz: Kızlarımızın mağdur olmamaları için, eğitim yönünden, mutlaka acilen köklü çözümler üretilmeli, bu sorun, hukuki metinlerle güvence altına alınmalıdır. Zira kimi üniversite ve fakültelerde başörtüsü sebebiyle, hâlâ rencide edilen, hakarete uğrayan, öğrenimi engellenmeye çalışılan çocuklarımız vardır. Bu noktada hükümete düşen şudur: Hakkında herhangi bir kanun bulunmayan, buna mukabil keyiflerini kanun haline getirmeye çalışan yetkililer tarafından uygulanan her türlü zorbalığa, Ak Parti Hükümeti'nin son vermesi zaruridir. Ayrıca eğitim ve öğretim hakkını, başörtüsü bahanesiyle engellemeye kalkışan kimi rektör ve öğretim görevlileri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca açılmalıdır. Bu noktada Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz. Platform olarak, bu çağrıyı kamu önünde yapıyor, eğitim ve öğretim hakkını engelleyen rektörler hakkında gerekli kanuni soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.
Bugün, artık her kesimce iyice anlaşılmıştır ki, özgürlüklerin önündeki en büyük engel "DARBE ANAYASALARI"dır. Bu anayasaları savunanlar, insanlarımızın, "FİKİR, İNANÇ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" yönündeki taleplerine cevap verecek bir Anayasal düzenlemeye karşı çıkanlar; hiç sıkılmadan 'demokrasi, insan hakları ve hatta rejimi korumak adına' bunu yaptıklarını söylüyorlar. Artık, tüm bu tür yorumların önüne geçilmeli, hukuku hafife alan ve inanç özgürlüğünü sınırlandıranlara gereken cevaplar verilmelidir. Zorbalığı meslek edinen darbeci mantığın mahkûm edilmesi şarttır. Sivil iradeye değişik bahanelerle müdahale edenlerin önünün kesilmesi, yeni bir "Sivil Anayasa" ile mümkün olabilir. Evet, toplumun tüm düşünen insanları, Sivil Toplum Kuruluşları insanımızın önündeki, gayr-i insani ve çağdışı tüm uygulamaları kaldırıp düşünce, inanç ve ifade özgürlüklerini temin edecek; insanların can, mal, din, akıl ve nesil emniyetlerini güvence altına alacak, ayrıca değiştirilemez hükümlere ve tabulara yer vermeyecek meşru ve bir Sivil Anayasa arzu ediyoruz..
Basın açıklamamıza son vermeden önce, yine ülkemiz ve komşu devletler için hayati önem arzeden FÜZE KALKANI PROJESİ'ne karşı olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyoruz., Yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Zira bu proje ile Ortadoğu barışını devamlı tehdit eden terörist İsrail, kendisini güvence altına almak istemektedir. Bu proje, başta İran olmak üzere, bütün Ortadoğu ülkelerine karşı tehdit oluşturacak bir projedir. NATO, ABD ve İSRAİL'in bu konudaki ısrarı, Ortadoğu üzerindeki BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE BÜYÜK İSRAİL PROJESİ'ni gerçekleştirmek içindir. Nato'nun 'Lizbon zirvesi'nde' mütecaviz veya düşman füzeleri hanesinin boş bırakılmış olması, maalesef tereddütleri giderememiştir. Bu projenin Türkiye'ye ve diğer bazı ülkelere zarar vereceğini, buna mukabil ABD'nin silah lobisini sevindireceğini söyleyebiliriz. Bu gerekçelerle 'FÜZE KALKANI PROJESİ'nin' şiddetle karşı çıkıyoruz.
Gazze ablukasını devam ettiren, Filistin halkını en tabii haklarına müdahale eden üzerinde ve Mavi Marmara saldırısını gerçekleştiren terörist Siyonist İsrail ile tüm anlaşmaların derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat Süreci'nde imzalanan ve MOSSAD ajanlarının ülkemizde cirit atmalarına sebeb olan 'isihbarat anlaşmalarının' hiç zaman kaybedilmeden iptalini istiyoruz.
Haftaya tekrar buluşmak ümidi ile teşekkürlerimi sunuyorum.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU ADINA
Muhittin ÖZDEMİR
VAHDET VAKFI
Başörtüsüne Özgürlük basın açıklamalarının 336. İzmit İnsan hakları parkında, 24 Eylül 2011 cumartesi günü yapıldı.Basın açıklamasını, Kocaeli Kartepe İnsan Hakları Dayanışma Derneği'nin başkanı Ali Akbaş yaptı.Basın açıklamasının konusu, üniversite ve ilköğretim okullarında yaşanan başörtü yasağı ve bu yüzden okullara alınmayıp mağdur edilen öğrencilerdi.
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
Türkiye'de özgürlüklerin önünde bir baraj gibi duran devletin eğitim ve öğretimi ile ilgili memurları çocuklarımızın okumasına engel olarak bir insanlık suçu işlemektedirler, maalesef kendilerini güç ve kuvvet sahibi zanneden küçük bir azınlık özgürlük karşıtı eğitim camiasının özgürlük karşıtı tavırlar takınmaları ülkemizin aklıselim insanlarını derinden yaralamakta ve üzmektedir, üzüntüyle açıklamak zorundayım ki, eğitim camiasındaki özgürlük ateşinin söndürülmesi için var güçleri ile çalışmaktadırlar, güç aldıkları Ergenekon uzantısı İsrail ve batılı emperyalistlerin dostları halen varlıklarını sürdürmektedirler.
Türkiye'mizin bazı üniversitelerinde tesettür ve başörtüsü yasağı çağdışı anlayışların halen hüküm sürdüğü anlaşılmaktadır, buradan HÜKÜMET'e ve YÖK başkanına sesleniyoruz, en doğal insani özgürlüklerin önünde set gibi duran insan hakları ihlalcisi yöneticilerin hala o makamlarda tutulduklarını anlamış değiliz, özgürlüklerin karşısında bir set gibi duran üniversite yönetimlerinin en kısa zamanda bulundukları mevki ve makamlardan indirilip haklarında insanlık suçu işlediklerinden dolayı kamu davası açılmalıdır.
Yeni Türkiye, yeni anlayışlarla ve özgürlüklerin ön planda tutulması ile insan hak ve hürriyetlerinin düşünce sistemleri ile birlikte yönetilmelidir, çağdaş olmayan, teknoloji çağına uygun olmayan, emperyalist batı anlayışları ile Türkiye'nin yönetilmesi artık mümkün gözükmemektedir, mevcut sistem, Müslümanların vatanı ve insanlığın ayağa kalktığı şehidler diyarı Anadolu toprakları, artık özgürlüklerin alabildiğine yaşanabilir bir vatan toprağı olmak zorundadır ve özgürlük karşıtları şu gerçeği hiçbir zaman unutmasınlar, zaman onların aleyhine işlemektedir, ya özgür bir ülkenin inşa edilmesi için çalışacaklar ya da yok olup gideceklerdir.
Şehidler diyarı Anadolu topraklarında yaşayan her insanımızın çocukları, ilköğretim okullarına ve üniversitelerimize istedikleri her kıyafet ile girebilmelidirler, Nüfusunun %99 u Müslüman olan bir toplumda Müslümanların çocukları her okula tesettür ve başörtüleri ile girebilme hürriyetlerine sahiptirler, diğer azınlık vatandaşlarımızda kendi kıyafetleri ile okullarına gidebilmeliler, bu en doğal insan haklarına uygun yaşam biçimidir.
Gaziantep Şahinbey Pakize Kemal öğücü ilköğretim okulunda okuyan başörtülü 5 kız öğrenci günlerdir başörtülü oldukları gerekçesiyle okullarına alınmamaktadırlar, Şahinbey ilköğretim okul müdürü Metin Parlak başörtülü öğrencileri önce okulun kütüphanesine kilitledi bununla da kalmayıp siz başınızı açmazsanız anneniz- babanız hapse girer diyerek öğrencileri tehdit etmiştir, öğrencilerden Zeynep kütükçü "Beni başörtümden dolayı okula almıyorlar. Sanki başörtüm kalemlerinin ucuna dolanıyor" diyerek yapılan yanlış ve haksız uygulamaya tepki göstermiştir.
Bizler bu ülkenin gerçek sahipleri olarak, bizim verdiğimiz vergilerle yapılan ilköğretim ve üniversitelerde tesettür ve başörtüsünün daimi bir şekilde serbest olması için mücadelemize sonuna kadar devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.
KOCAELİ KARTEPE İNSAN HAKLARI DAYANIŞMA DERNEĞİ
BAŞKANI ALİ AKBAŞ
7. yılına giren adalet ve özgürlük eylemlerinde Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği'nin yaptığı 315. hafta açıklamasında başörtüsü yasağının bazı üniversiteler ile tüm ilk ve ortaöğretim okullarında devam ettiğine dikkat çekildi. Okulların açılmasıyla başlayan yasakçı ve baskıcı uygulamalara karşı çıkılan ve Temsilcilik adına Mehmet Şirin'in okuduğu açıklamada Malatya Kürecik'te uygulanması planlanan NATO'nun Füze Kalkanı Projesi'ne bir kez daha protesto edildi.
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 315. BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Basın Mensupları, kıymetli dostlarımız.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına hepinize hoş geldiniz der, katılımlarınızdan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Platform olarak, hak ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kalkıncaya kadar mücadelemizi sürdürme azim ve kararlılığında olduğumuzu çeşitli vesilelerle dile getirmiştik, son günlerde yapılan bazı açıklamalar bu yönde atılan olumlu adımlar olarak kayda değerdir. Mesela Kur'an eğitiminin önündeki 12 yaş engelinin kaldırılması, başörtülü kızlarımızın öğrenim ve ifade özgürlüğünü engelleyen kanunsuz ve keyfi uygulamaların kaldırılması yönündeki girişimler, katsayı adaletsizliğinin kaldırılacağı yönündeki YÖK'ün açıklamaları, yıllardır verdiğimiz mücadelenin hedefine vardığını göstermektedir. Bu konularda atılmış olan güzel adımları sevinçle karşılıyoruz.
Bu noktada bir inceliğe işaret etmek istiyoruz: Kızlarımızın mağdur olmamaları için, eğitim yönünden, mutlaka acilen köklü çözümler üretilmeli, bu sorun, hukuki metinlerle güvence altına alınmalıdır. Zira kimi üniversite ve fakültelerde, ilk ve ortaöğretim okullarında başörtüsü sebebiyle, hâlâ rencide edilen, hakarete uğrayan, öğrenimi engellenmeye çalışılan çocuklarımız vardır. Bu noktada hükümete düşen şudur: Hakkında herhangi bir kanun bulunmayan, buna mukabil keyiflerini kanun haline getirmeye çalışan yetkililer tarafından uygulanan her türlü zorbalığa, Ak Parti Hükümeti'nin son vermesi zaruridir. Ayrıca eğitim ve öğretim hakkını, başörtüsü bahanesiyle engellemeye kalkışan kimi rektör ve öğretim görevlileri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesi uyarınca açılmalıdır. Bu noktada Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz. Platform olarak, bu çağrıyı kamu önünde yapıyor, eğitim ve öğretim hakkını engelleyen rektörler ve idareciler hakkında gerekli kanuni soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.
Bugün, artık her kesimce iyice anlaşılmıştır ki, özgürlüklerin önündeki en büyük engel "DARBE ANAYASALARI"dır. Bu anayasaları savunanlar, insanlarımızın, "FİKİR, İNANÇ VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ" yönündeki taleplerine cevap verecek bir Anayasal düzenlemeye karşı çıkanlar; hiç sıkılmadan 'demokrasi, insan hakları ve hatta rejimi korumak adına' bunu yaptıklarını söylüyorlar. Artık, tüm bu tür yorumların önüne geçilmeli, hukuku hafife alan ve inanç özgürlüğünü sınırlandıranlara gereken cevaplar verilmelidir. Zorbalığı meslek edinen darbeci mantığın mahkûm edilmesi şarttır. Sivil iradeye değişik bahanelerle müdahale edenlerin önünün kesilmesi, yeni bir "Sivil Anayasa" ile mümkün olabilir. Evet, toplumun tüm düşünen insanları, Sivil Toplum Kuruluşları insanımızın önündeki, gayr-i insani ve çağdışı tüm uygulamaları kaldırıp düşünce, inanç ve ifade özgürlüklerini temin edecek; insanların can, mal, din, akıl ve nesil emniyetlerini güvence altına alacak, ayrıca değiştirilemez hükümlere ve tabulara yer vermeyecek meşru ve bir Sivil Anayasa arzu ediyoruz..
Basın açıklamamıza son vermeden önce, yine ülkemiz ve komşu devletler için hayati önem arzeden FÜZE KALKANI PROJESİ'ne karşı olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyoruz., Yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Zira bu proje ile Ortadoğu barışını devamlı tehdit eden terörist İsrail, kendisini güvence altına almak istemektedir. Bu proje, başta İran olmak üzere, bütün Ortadoğu ülkelerine karşı tehdit oluşturacak bir projedir. NATO, ABD ve İSRAİL'in bu konudaki ısrarı, Ortadoğu üzerindeki BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE BÜYÜK İSRAİL PROJESİ'ni gerçekleştirmek içindir. Nato'nun 'Lizbon zirvesi'nde' mütecaviz veya düşman füzeleri hanesinin boş bırakılmış olması, maalesef tereddütleri giderememiştir. Bu projenin Türkiye'ye ve diğer bazı ülkelere zarar vereceğini, buna mukabil ABD'nin silah lobisini sevindireceğini söyleyebiliriz. Bu gerekçelerle 'FÜZE KALKANI PROJESİ'nin' şiddetle karşı çıkıyoruz.
Gazze ablukasını devam ettiren, Filistin halkını en tabii haklarına müdahale eden üzerinde ve Mavi Marmara saldırısını gerçekleştiren terörist Siyonist İsrail ile tüm anlaşmaların derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat Süreci'nde imzalanan ve MOSSAD ajanlarının ülkemizde cirit atmalarına sebeb olan 'isihbarat anlaşmalarının' hiç zaman kaybedilmeden iptalini istiyoruz.
Haftaya tekrar buluşmak ümidi ile teşekkürlerimi sunuyorum.
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ
BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU ADINA
VAHDET VAKFI SAKARYA TEMSİLCİLİĞİ
2011-2012 eğitim ve öğretim yılının başladığı bu günlerde bazı üniversite ve ilköğretim okullarında başörtüsü üzerinden, Kur'anın hükümlerine karşı çıkanlar, kız çocuklarımıza hakaret etmeye başladılar.
Akdeniz üniversitesi başta olmak üzere bazı üniversitelerde başörtülü kız öğrenciler yine derslere alınmıyor. 28 şubat kalıntıları sözde akademisyenler fakülte önlerinde tamamen keyfi uygulamalarla hukuksuz bir şekilde başörtülü öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakları gasp ediyorlar. Başta YÖK olmak üzere MEB yetkililerini göreve davet ediyoruz. Rektör, Dekan veya eğitim görevlisi kim olursa olsun başörtüsü ile fakültelerine gelen kız öğrencilere ayrımcılık yapanlar hakkında gerekli hukuki işlemler derhal başlatıp müeyyideler uygulanmalıdır.
Yine bu hafta içerisinde Siverek Gazipaşa ilköğretim okulunda 6. sınıf öğrencisi Kevser TEMUR, Konya 23 Nisan egemenlik ilköğretim okulunda 7. sınıf öğrencisi Esra TAMKAN, İzmir Menemen-Asırlık 100 yıl ilköğretim okulunda, Gaziantep-Pakize kemal öğücü ilköğretim okulunda Zeynep Zehra KÜTÜKÇÜ, Sümeyra ANNAŞ, Sevla ANNAŞ, İskendurun'un Bekbelde Fatih ilköğretim okulunda 7. sınıf öğrencisi Sümeyye ocakoğlu ile 3. sınıf öğrencisi kuddüs KESİK başörtülü oldukları gerekçesiyle sınıflarından atılıp okuldan uzaklaştırıldılar. Okul idarecilerine soruyoruz? Başörtüsüne karşı bu kin bu nefret bu düşmanlık neden siz insan değimlisiniz, siz Müslüman insanların dini vecibelerini yerine getirmelerinden neden rahatsız oluyorsunuz. Yoksa Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya mı geldiniz. MEB'den çözüm üretmesini yasaklara gerekli soruşturmanın açılmasını bekliyoruz. Bilinmelidir ki başörtüsü tüm alanlarda saygı görene dek mücadelemiz devam edecektir.
Küresel vampirlerin perişan ettiği Somali halkının feryatlarına halkımızın yardımları devam ediyor. Bundan sonrada yardımlarımızı daha da artırarak devam ettirmeliyiz. Kurbanlarımızı mümkünse kavrulan Doğu Afrika'ya bağışlayalım.
Ülkemizde misafir olarak bulunan 3 çeçen komutanın geçen hafta İstanbul'da katledilmesinden büyük üzüntü duyduk. Şehit edilen çeçen kardeşlerimize Allah CC. Rahmet Müslüman çeçen halkına başsağlığı diliyoruz. Katiller biran önce yakalanıp gerekli cezaya çarptırılmalıdır. Ülkemizde bulunan misafirlerimizin hayatları hassasiyetle korunmalıdır.
Afganistan halkının direniş liderlerinden Burhaneddin RABBANİ kalleşçe suikast yapılarak şehit edildi. Müslüman Afgan kardeşlerimizin başı sağolsun.
BM toplantısında küresel emperyalistlerin işbirlikçi liderleri Siyonist israille kardeşliklerini bir kez daha kürsüden ilan ettiler. Dünya halklarını sömüren ülkelerin sözde liderleri karşısında mazlum ve mağdur halklara tercüman olan Türkiye, İran gibi ülkelerin yetkililerine teşekkür etmekle beraber, hiç taviz vermeden bundan sonra da sömüren soykırımcı egemen güçlerin karşılarında durmalarını bekliyoruz.
Akyazı Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına
Mazlumder Akyazı Şube Bşk.
Mahmut ALEMDAR