Başörtüsü Halkın Sorunu Değil, Gerçeğidir

Başörtüsü Halkın Sorunu Değil, Gerçeğidir

Hiçbir insanî, sosyal ve hukukî mesnedi olmayan, keyfî ve cebrî bir anlayışla yıllardır sürdürülmek istenilen başörtüsü yasağının ortadan kaldırılmasına...

Hiçbir insanî, sosyal ve hukukî mesnedi olmayan, keyfî ve cebrî bir
anlayışla yıllardır sürdürülmek istenilen başörtüsü yasağının ortadan
kaldırılmasına yönelik son günlerde geliştirilen siyasi inisiyatif ve iyi
niyetli gayretler takdire şayandır.

Başörtüsü halkın sorunu değil, gerçeğidir. Başörtüsü inançların ve dinin
gereklerinin yerine getirilmesidir. İnsanlarımız başörtüsünü simge olarak
değil Allah'ın bir emri ve dinin bir gereği olduğu için örter. Başörtüsü ile
sorunlu çevreler ise esasında ülkemizin istikbali için de ciddi sorun teşkil
etmektedir. Güçlü, bağımsız ve özgür bir Türkiye için bu tür sorunlar bir an
evvel aşılmalıdır.

Ülkemizde milyonlarca insan inancının gereği olarak başını örtmektedir.
Bir insanın inancı gereği sırf başını örttüğü için eğitim, öğretim ve
çalışma hakkı gibi bir takım temel haklardan mahrum edilmesi, ayrımcılığa
maruz kalması, kimi yerlere girmek istediğinde yasak duvarlarıyla karşı
karşıya kalması yirmi birinci yüzyılda yaşanabilecek en dehşet verici
insanlık ayıbıdır.

Artık eski, çağdışı, ancak totaliter idarelerde görülebilen yönetim
usulleri ve anlayışlar değişmelidir. Türkiye'de herkes, somut hak ve
özgürlüklerin korkular ve mesnetsiz varsayımlara göre kısıtlanmadığı bir
ortamı hak etmektedir. Gerçekte bunun için Anayasa'da bir düzenlemeye gerek yoktur; zira yasal mevzuat buna engel değildir. Mevcut keyfiliğin kalkması yeterlidir. Buna karşın fiili uygulamadan ve kanun koyucunun yerine geçmeye çalışan mahkeme kararlarındaki yorumlardan kaynaklanan bir ayrımcılık söz konusu olduğundan, bunu gidermek için somut bir düzenleme gerekmektedir.

Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına olmayan bir yasağın diğer alanlara
yayılmamasına dikkat edilmelidir. Genel olarak nerede olursa olsun
insanların inançları gereği kılık kıyafetine karışılmaması temel hak ve
özgürlüklerin özüdür.

Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre başını açık ya da örtülü kadına
eşit mesafede olmak ve aynı hakları kullandırtmak zorundadır. Zira eşitlik
ve özgürlük olmadan insan onurundan bahsetmek imkânsızdır. Türkiye, korku ve evham siyaseti ile yönetilemez.

Türkiye, ana damarını teşkil eden milyonların iradesine rağmen yasakçı bir
zihniyetle idare edilemez. Üniversitelerde başörtüsü yasağının keyfi olarak
uygulanmasının hiçbir açıdan savunulur yanı olmadığı herkes tarafından
anlaşılmıştır. Bırakın dünyanın diğer bölgelerini, Avrupa Konseyi içinde yer
alan ülkeler içinde sadece Türkiye'nin bu yasakta ısrar etmesi bile tek
başına, anlaşılır bir tutum değildir. Dolayısıyla bu yasağın kalkması
Türkiye'yi "medeni ülkeler" deki uygulamaları paylaşan bir ülke haline
getirecektir. Gelecekte bu olumsuzluğun kalkması için samimi ve ciddi adım
atan her kişi ve kurum halkımızdan takdir görecek, yasağın devamından yana
olan ve ısrarla ülkemizin geleceğini keyfi uygulamalara kurban etmek isteyen
kişi, kurum ve çevreler demokratik süreç içerisinde gereken cevabı
alacaklardır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Halkın özgürlük sahası
işgal ve ihlal edilecek bir saha değildir. Bu tür teşebbüslerde bulunanlar
geçmişte gereken dersi almışlardır, gelecekte de aynısı olacaktır.

Türkiye'yi bağlayan uluslararası insan hakları belgelerinde ifade edilen
"din özgürlüğü" hakkının uygulanması çerçevesine giren davranışlar ve
uygulamalar laikliğe aykırı olarak yorumlanamaz. Hakların yasa ile
kısıtlanması maddesi, eğitim ve çalışma hakkını engelleyecek şekilde
uygulanamaz.

Bu itibarla tüm çevrelere ayrı ayrı çağrıda bulunmak istiyoruz:

Sivil Toplum Kuruluşları (Gönüllü Teşekküller), her zaman olduğundan daha
çok bugün özgürlüklerden yana tavır sergilemeliler ve temsil ettikleri
toplumun genel kanaatine paralel bir şekilde seslerini yükseltmeliler.
Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir. Tüm gönüllü teşekkülleri
başörtüsüne yönelik keyfi uygulamaların kaldırılması çabalarına destek
vermeye çağırıyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Av. Necati CEYLAN

Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV)

Yönetim Kurulu Başkanı