Başörtüsü Müslüman Kadının Kimliğidir

Başörtüsü Müslüman Kadının Kimliğidir

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu 102. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.

Basın açıklamasının tam metni:

Başörtüsü Müslüman Kadının Kimliğidir

102’nci haftada, başörtüsü yasağına “hayır” demek için bir kez daha birlikteyiz.

Bu haftaki buluşmamız her zamankinden biraz daha farklı bir anlam kazandı.

Başbakan Erdoğan’ın İspanya’da yaptığı açıklamayla yıllar sonra ilk kez başörtüsü yasağının kaldırılması adına bir ümit ışığı göründü.

Yıllardır devam eden baskının, katlanarak artan haksızlıkların ve gencecik kızların gözyaşlarının dinebileceğine dair bir ümit bu…

Bizim için küçük bir ümit…

Ancak bu küçük ümidimiz bile birilerini fena halde rahatsız etti.

Ülkenin bir adım bile ilerlemesini istemeyen, kendi çıkarları için bu vatanın çocuklarını feda etmekten kaçınmayan başörtüsü düşmanları, hemen sahneye çıktı.

Kimileri “siyasi simge” çığırtkanlığı yaparken, kimileri vatan elden gidiyor demeye başladı bile. Hatta CHP Genel Başkanı, “Allah bu ülkeyi korusun” dedi, belli ki sayın başkan bizim örtülerimizin de aynı Allah’ın emri olduğundan bihaber…

Başörtüsü yasakçılarına bir hatırlatma daha yapalım.

Bu hafta sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın gündeminde de başörtüsü vardı.

Avrupa Parlamentosu, önceki gün AB üyesi ülkelerdeki ilkokullarda başörtüsünün yasaklanması önerisini reddetti. Yani, yıllardır girmeye çalıştığımız Avrupa’da, ilkokul çocukları bile başlarını rahatlıkla her yerde örtmeye devam edecek.

Oysa bizim ülkemizde geçen hafta sonu açık ilköğretim sınavına girmek isteyen başörtülü kızlarımız yine sınavlara alınmadı. Bizleri üniversitelerde istemeyenler ilkokul diploması almamızı dahi hazmedemediler. Eğitim düzeyinin yükseltilmesi gerektiğini her fırsatta dile getiren yasakçı azınlık samimi olmadığını bir kez daha gösterdi. Nerede Avrupa, nerede halkının yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye…

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal “Türkiye’deki sorun başörtüsü sorunu değil, türban sorunudur” diyerek yeni bir garabete daha imza attı. Bugüne kadarki uygulamalardan anlıyoruz ki türban ve başörtüsü her zaman aynı anlamda kullanıldı. Sayın Baykal’ın yasakçılığını gizleme çabaları ve kelime oyunları halkımızın engin feraseti sayesinde sonuçsuz kalmaya mahkûmdur.

Bir sözümüz de Milliyetçi Hareket Partisi’ne. Hazırladıkları kanun teklifiyle başörtüsünün hizmet alanlar için serbest bırakılmasının önünü açmak istiyorlar.

Şu bilinmelidir ki bizler hizmet alan-hizmet veren ayrımı yapılarak yasağın çözülüyor gibi gösterilmesini asla kabul etmiyoruz. Böyle bir ayrım başörtülü hukuk okuyabilirsin fakat avukatlık yapamazsın, tıp okuyabilirsin ama doktorluk yapamazsın anlamına gelir. Yapılacak düzenlemeler her alanda eğitim ve çalışma hakkını birlikte sağlamadıkça çözüm olmaktan uzaktır.

Şimdi yine bir bekleme sürecine giriyoruz.

Dileğimiz, başbakanın dediği “mutabık kalınacak cümlenin” bir an önce bulunması ve bu sorunun sonsuza kadar çözülmesi…

Küçük bir hatırlatma daha yapmak istiyoruz…

Yasağın kalkması, bu lekeyi tarih sayfalarından silmeye yetmeyecek.

Çünkü hiçbir anayasa değişikliği, hiçbir yönetmelik, hiçbir yasa, genç kızların gözyaşlarını geri getiremez…


İLKE İLİM KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ (İLKDER)

Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu Bileşenleri:

Mazlumder Ankara Şubesi – Tüketiciler Birliği Ankara Şubesi – İlkder- Kadbir- İHH Ankara Şubesi – Özdevsen - Asder