"Başörtüsü Zulmü Tatil Yapmıyor!" (FOTO)
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 149.Başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 149.Başörtüsü Eyleminde; resmi ideolojinin ve sistemin kriz içerisinde olduğu ve bu çerçevede uygulanan başörtüsü yasağının, tehlike olarak görülen İslam'ı sosyal hayattan uzaklaştırmak ve resmi ideolojiye boyun eğmeyenleri zorbalıkla sindirmek amacına hizmet ettiği vurgulandı.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu tarafından gerçekleştirilen 149.Başörtüsü Eyleminde basın açıklamasını platform adına Sakarya Dayanışma Platformu üyesi Kadrican Mendi okudu. Resmi ideoloji ve onun inşa ettiği sistemin kriz içerisinde olduğunun son dönemde ortaya çıkartılan paramiliter yapılar ve onların planlarından bir kere daha anlaşıldığı ifade edilen açıklamaya şu sözlerle devam edildi:"Son günlerde peş peşe deşifre olan planlar ve ilişkiler ağı nasıl bir sistemde yaşadığımızı daha net ortaya koymaktadır. Egemenliğin ve imtiyazların ellerinden kayıp gittiğini görenlerin hazırladıkları eylem planları nasıl bir zihniyete sahip olduklarını göstermektedir. Onlara göre egemenliğin koruyup kollanması için suikast yapmak, naylon terör örgütleri kurmak, uyuşturucu ve silah kaçırmak, kara para aklamak ve banka hortumlamak en etkili yöntemlerdir. Kendi görüşlerini ve hayat tarzlarını paylaşmayan herkes düşmandır ve mutlaka yok edilmelidir."
Kendi sorunlarının çözümünün tavizkar bir tutum içerisine girmeden, ilkeler uğruna salih bir direnişin mukim kılınmasıyla mümkün olduğunun vurgulandığı açıklamada, Lübnan Hizbullah'ının Siyanist İsrail'e karşı kazandığı son başarıya ilişkin şu sözlere yer verildi:"Sorunlarımızın çözümü için umudumuz, umudumuzu beslemek içinse salih bir direnişimiz olmalıdır. Lübnan'da Hizbullah ile Siyonist İsrail işgal örgütü arasında gerçekleşen esir değişimi, uzun yıllar sürse de başarının ancak kararlı bir direnişle geleceğinin güzel bir örneği olmuştur. Kendi sorunlarının çözümü için mücadeleyi bırakmayan ve Siyonist zorbalara diz çöktüren Lübnan İslami Direnişi'ne binlerce selam olsun!"
Açıklama boyuca "Tevhid Adalet Özgürlük" pankartı ve "İnancına Örtüne Kimliğine Sahip Çık", "Yasak Sürüyor, Duyuyor musunuz?", "Sen Değilsen Kim; Şimdi Değilse Ne Zaman" yazılı dövizleri taşıyan katılımcılar "Direne Direne Kazanacağız" ve "Uyan Diren Özgürleş" gibi sloganlar attılar.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 149'uncu Basın Açıklaması
Başörtüsü Zulmü Tatil Yapmıyor!
Sistemin ve resmi ideolojinin girdiği kriz giderek derinleşiyor. Yıllarca verilen zorunlu eğitime, medya baskısına, muhtıralara ve darbelere rağmen atlatılamayan bu sistem krizi için ufukta bir çıkış yolu görünmüyor. Her geçen gün göstermektedir ki sistemin mevcut ideolojisini ve egemenlik anlayışını muhafaza etmeye çalışarak, bu travmadan kurtuluş aramak da beyhude bir çabadır.
Darbe yapmayı beceremeyen kuklaların tasfiyesi çöküş sürecini belki yavaşlatabilir ama kaçınılmaz sonu önleyemeyecektir. Biliyoruz ki, zulüm ve ifsad üzerine temellendirilen bir sistemin, haksızlıklar üreten bir düzenin akıbeti ancak ağır bir hüsrandır.
Son günlerde peş peşe deşifre olan planlar ve ilişkiler ağı nasıl bir sistemde yaşadığımızı daha net ortaya koymaktadır. Egemenliğin ve imtiyazların ellerinden kayıp gittiğini görenlerin hazırladıkları eylem planları nasıl bir zihniyete sahip olduklarını göstermektedir. Onlara göre egemenliğin koruyup kollanması için suikast yapmak, naylon terör örgütleri kurmak, uyuşturucu ve silah kaçırmak, kara para aklamak ve banka hortumlamak en etkili yöntemlerdir. Kendi görüşlerini ve hayat tarzlarını paylaşmayan herkes düşmandır ve mutlaka yok edilmelidir.
Yıllardır hüküm süren bu egemen zihniyetin provokasyonlarla, katliamlarla ve yeri geldiğinde darbelerle ayakta tutulmaya çalışılması şaşırtıcı değilse bile dehşet vericidir. Meşruiyeti ve toplumsal tabanı olmadığı için halka karşı paranoyakça yaklaşan, onu sürekli tehdit ve düşman ilan eden; insanların kimlik, inanç ve değerlerini yasaklayan, hak ve özgürlüklerini zorbalıkla gasp eden egemenlerin, kendi menfaatleri uğruna nasıl bir örgütlenme içine girdiği ve ne tür eylem hazırlıkları yapıldığı iyi tahlil edilmelidir.
Bu tahlilin neticesinden doğru bir ders çıkarılmalıdır. Durum, belirli imtiyazları elinde tutan gizli örgütlenmelerin veya paramiliter yapılanmaların belirli makamları işgal etmesi olarak görülmemelidir. Krizin kökleri derindir. Mesele, topyekûn bir sistem ve resmi ideolojinin hâkimiyeti meselesidir. Onlara göre kesintisiz zorunlu eğitime, kartel medya baskısına, muhtıralara ve darbelere rağmen halkın hâlâ resmi ideolojiye teslim olmaması ve gençlerin Kemalist ideolojiyi sahiplenmemesi büyük bir tehlikedir.
Başörtüsü yasağı bu tehlikeyi bertaraf etmek için vardır. Yasağın amacı, resmi ideolojiye boyun eğmeyenleri zorbalıkla sindirmektir. İslamın yaşanmasını engelleyerek, mevcut yapının korunmasıdır. Türkiye Müslümanları, başörtüsü yasağıyla adeta diz çökmeye zorlanmaktadır. Yasağa karşı sessiz kalınan her gün ise durumu giderek ağırlaştırmaktadır.
Görünen o ki, başörtüsü yasağı ve yasakçılar tatil yapmamaktadır. Antalya'da yaşanan skandal bu gerçeği bir kez daha hatırlatmıştır. Antalya 3'üncüsü olan Zehra Öztürk adlı kardeşimiz, sırf başörtülü olduğu için ödül töreninde sahneye çağrılmamıştır. Kızına yapılan bu haksızlığı kürsüden anlatmaya çalışan annesi ise zorla kürsüden indirilmiştir.
Evet, kesintisiz devam eden zulme karşı tavrımızın da kesintisiz olması gereği çok açıktır. Sorunlarımızın çözümü için umudumuz, umudumuzu beslemek içinse salih bir direnişimiz olmalıdır. Lübnan'da Hizbullah ile Siyonist İsrail işgal örgütü arasında gerçekleşen esir değişimi, uzun yıllar sürse de başarının ancak kararlı bir direnişle geleceğinin güzel bir örneği olmuştur. Kendi sorunlarının çözümü için mücadeleyi bırakmayan ve Siyonist zorbalara diz çöktüren Lübnan İslami Direnişi'ne binlerce selam olsun!
Egemenlerin, kendi kurtuluşları için eylem planları hazırladıkları ve her gün yeni bir çabanın içine girdikleri bir süreçte, en büyük sorumluluğumuz vahyin şahitliğini yapmaktır. Zillete uğramamızı umanlara karşı İslami bir bilinç, duyarlılık ve mücadele ile karşı çıkmaktır. zorbaların sistemini ve zihniyetini deşifre etmek, çözümün ise ancak adaletin tesisi ile gelebileceği mesajını yılmadan vermektir. Dosdoğru yolu göstermek ve o yolda işaret taşları bırakabilmektedir.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu olarak bu uzun ve zahmetli yoldaki mücadelemiz devam ediyor. Tüm onurlu ve duyarlı insanları, birer umut işareti olmak üzere yürüyüşümüze davet ediyoruz.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Sakarya Dayanışma Platformu
www.basortusuplatformlari.org