"Başörtüsüne Her Alan'da Özgürlük"

"Başörtüsüne Her Alan'da Özgürlük"

Eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla beraber Müslümanların eğitim alanındaki talepleri Tatvan’da...

Eğitim-öğretim döneminin başlamasıyla beraber Müslümanların eğitim alanındaki talepleri Tatvan'da yapılan yürüyüş ve basın açıklamasıyla bir kez daha dillendirildi.

Tatvan Özgür-Der, "Başörtüsü Yasağına, Andımız Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına Hayır"  taleplerini içeren yürüyüş ve basın açıklaması yaptı.  Tatvan Özgür-Der'in çağrısıyla düzenlenen yürüyüşe, Özgür-Der mensuplarının yanı sıra Özgür Eğitim-Sen, değişik kesimlerden katılan sivil toplum kuruluşları üyeleri de ilgi gösterdi.

Tatvan Postanesi önünde  yapılan basın açıklamasını Özgür-Der Tatvan Şubesi üyesi Bünyamin ATALAY okudu. Basın açıklaması, getirilen tekbirler ve sloganlarla sık sık kesildi. Basın açıklamasından sonra, Özgür-Der üyeleri ve yürüyüşe katılan gönüllüler tarafından Başbakanlık, Milli Eğitim Bakanlığı ve Bitlis milletvekillerine, Müslümanların eğitim ile ilgili taleplerini içeren mektuplar gönderildi.

Yürüyüş ve basın açıklaması esnasında,  "Liber zaliman bê deng nemînin","Bîji Tekoşîna İslamî",  "Herkes İçin Adalet Başörtüye Özgürlük!", "Anadilde Eğitim Haktır, Tartışılmaz", "Irkçı-Kemalist Müfredata Son!", "Çocuklar Bizimdir Devletin Değil!", "Irkçı Andı Reddediyoruz!", "Okullarda Başörtü Yasağına Son!", "Yaşasın Başörtüsü Mücadelemiz!", "Çocuklar Asker Okul Kışla Değildir!", "Milli Güvenlik Dersleri Kaldırılsın!", "Okullarda Kışla Düzenine Son!", "Kemalizmin Değil, Rabbimizin Kuluyuz!", "İslami Kimlik Şerefimizdir!", "Tevhid, Adalet, Özgürlük!" vb. sloganları atıldı ve sık sık tekbir getirildi.

Ayrıca "Azadîya Rastîn Jîyanek İslamîye (Gerçek Özgürlük İslami Bir Yaşamdır)", "Em Bi Zimanê Xwe Perwerdehî Dixwazin (Anadilimizle Eğitim İstiyoruz)", "Irkla Övünmek Cehalettir", "Çareserî Têkoşînek İslamî Ye (Çözüm İslami Mücadeledir)", "Okulda Kışla Düzenine Son!" "Irkçı-Tağuti Ant Dayatmasına Hayır!" , "Her Kademede Başörtüsüne Özgürlük!",  "Başörtüsü Yasağına, Andımız Saçmalığına, Anadilde Eğitim Yasağına, Milli Güvenlik Despotizmine, Kesintisiz Eğitim Zorbalığına HAYIR!" yazılı pankartlar ve "Kemalist Şoven Ant Dayatmasına Son!", "Kemalist Şartlandırmaya Hayır! İnanca Saygı Eğitime Özgürlük!", "Anadilde Eğitim Hak; Tartışılması Ayıptır!" vb. yazılı dövizler taşındı. Çocukların ellerindeki "Neden İnanmadığım Değerler Üzerine Ant İçmeye Zorlanıyorum?", "Niçin Okula Başörtümle Gidemiyorum?" yazılı dövizler de dikkat çekti.

egitim-talepler_20110916_tatvan01.jpg

egitim-talepler_20110916_tatvan02.jpg

egitim-talepler_20110916_tatvan03.jpg

egitim-talepler_20110916_tatvan05.jpg

egitim-talepler_20110916_tatvan06.jpg

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

Bismillahirrahmanirrahim,

Değerli basın mensupları ve kardeşler,

Bizleri ve kâinatı yoktan var eden Rabbimizin emirlerine uygun bir hayat sürdürme ve çocuklarımızı Rabbimizin emirlerine uygun yetiştirme çabalarımız egemenleri rahatsız ediyor. Bu rahatsızlık onları çeşitli şekillerde baskılara, zalimane uygulamalara sevk ediyor. Bizler, Hak gasplarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri  olan eğitim alanında muhatap olduğumuz baskı ve dayatmaları kabul etmediğimizi söylemek için buradayız. Bugün şahitlik görevimizi yerine getirmek için buradayız. Bugün Rabbimizin rızasını kazanmak için buradayız. Bugün  zulme razı olmadığımızı göstermek için buradayız. Bugün  baskı ve dayatmalar sürdüğü için buradayız. Bugün  vicdan sahibi hiç kimsenin kabul etmediği fakat ideolojik olarak sürdürülen başörtüsü yasağını protesto etmek için buradayız. Bugün  ilköğretimde ve lisede ısrarla ve inatla sürdürülen başörtüsü yasağını  protesto etmek için buradayız. Bugün  istemediğimiz halde her sabah çocuklarımıza söyletilen "ant" dayatmasını protesto etmek ve bu uygulamanın kaldırılmasını istediğimizi vurgulamak için buradayız. Bugün haklarımızı ve özgürlüklerimizi kazanmak için buradayız.

Biz, bu zulümleri ve dayatmaları kabul etmiyoruz. Çocuklarımız bizimdir. Bize Rabbimizin emanetidir ve bizler Rabbimizin bize emanet ettiği yavrularımıza sahip çıkacağız, onları kötü alışkanlıklardan, zararlı yönelimlerden koruduğumuz gibi devletin cahili dayatmalarından, ideolojik kirliliklerinden de koruyacağız. Onların gerek bu dünyada, gerekse de sonsuz ahiret hayatında kurtuluşa erenlerden olmaları için sorumluluklarımızı yükleneceğiz.

Biz çocuklarımıza hayatımızın ve namazlarımızın âlemlerin Rabbi olan Allah için olması gerektiği bilincini kazandırmaya çalışırken, tevhidi duyarlılığı geliştirmek için çaba sarf ederken, devlet her sabah çocuklarımıza şirk içerikli bir söylem dayatmayı sürdürecek ve "andımız" adı verilen cahili, ırkçı yemini zorla söyletmeye devam edecek. Bizler çocuklarımıza namazı teşvik ederken, okullarda mescit bulunmadığı için çocuklarımıza namazsızlık dayatılacak. Yalnız Allah için olması gereken, Allah'ın dinine şahitliğe adanması gereken varlığımızı ulusal kimliklere armağan ettirme dayatmasını sürdürecek.

Aynı şekilde kız çocuklarımızın başörtüsüyle uğraşan zihniyeti de lanetliyoruz. Bizim kızlarımızın inançlarının gereği olarak başlarını örtmelerinden size ne? Biz kimseyi örtünmeye mecbur etmediğimiz gibi, kimsenin örtümüzle uğraşmasına da izin vermeyiz.

Artık yeter diyoruz! İnancımıza, kimliğimize yönelik bu zalimane dayatmalar son bulsun istiyoruz. Bizler, bu ülke halkının geniş bir çoğunluğunu oluşturan Müslüman kimlikli insanlar olarak, on yıllardır bizlere yaşatılan zulümlerin, dayatmaların çocuklarımıza da yaşatılmasını kabul etmeyeceğimizi haykırıyoruz.

Kurulduğu günden beri başörtüsü meselesinde şahitlik görevini yerine getirmeye çalışan Özgür-Der olarak, başörtüsü direnişinin meşalesini yakan ve şahitlikleriyle başörtüsüne özgürlük mücadelesinin sembolleri olan Macide'leri ve Özlem'leri rahmetle bir kez daha anarken diğer tüm başörtüsü direnişçilerine de buradan selam ediyoruz.

Pazartesi günü başlayacak olan eğitim-öğretim döneminde önceki yıllarda yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak acilen bazı düzenlemeler yapılmasını ve kimliğimize, inancımıza karşı büyük bir zulme, haksızlığa dönüşen kimi dayatmalara hiç vakit geçirilmeksizin son verilmesini talep ediyoruz. Bu bağlamda;

1.    İlköğretime adım atar atmaz açıkça ırkçı, ayrımcı ve askerî formatta düzenlenmiş ulusal and içme törenlerine zorlanan çocuklarımızın muhatap olduğu zulmün sürdürülmesine daha ne kadar müsaade edilecektir? Bizler Allah'a kul, Resulüne ümmet olmayı en yüce onur bilen insanlar olarak eğitimde adalet ve özgürlük istiyoruz. Türklük, Kürtlük, Çerkezlik ya da Araplık gibi kavmi özellikler hiçbirimizin tercihi değil Allah'ın takdiridir ve bu sebeple övünme ya da yerme vesilesi kılınamaz. Müslümanların yolundan hiç sapmadan yürümeleri gereken tek ölçü ise Rabbimizin bizlere gönderdiği Kur'an-ı Kerim'dir. Varlığımız ise ancak Âlemlerin Rabbi olan Allah'a armağan edilebilir. Bir asra yakındır sürdürülen "Andımız" isimli ırkçı-militer metnin okunması zorunluluğu kaldırılmalıdır.

2.    İnsanların inanma, inandığı gibi giyinme hakları tanınmalıdır. İlköğretimde ve lisede kız öğrencilerin başörtülü eğitim görme hakları tanınmalıdır. Özellikle Kürt coğrafyasında kızların okumamasının en temel nedeninin zalim başörtüsü yasağı olduğunu biliyoruz. Bir yandan "Haydi Kızlar Okula" diye kampanyalar yürütüp, diğer yandan başörtülü oluşlarını gerekçe göstererek kızlarımızın yüzüne okul kapılarını kapatma tutarsızlığından vazgeçin! Buradan Eğitim Bakanlığı yetkililerine bir kere daha hatırlatıyoruz: Bu komediye, saçmalığa, ayıba artık son verin! Yetkilileri sorumlu davranmaya, insani duyarlılıkları ve adalet kaygılarını gözetmeye davet ediyoruz. İlköğretim ve liselerde sürdürülen başörtüsü yasağının yasal ve fiili tüm dayanakları kaldırılmalıdır.

3.    İHL'lerin orta kısımlarını kapatmak üzere planlanan kesintisiz eğitim darbe ürünü bir cinayettir. 28 Şubat zulmünün bir uygulaması olarak icra edilen kesintisiz eğitim adı altında, İmam Hatip Okullarının orta kısımlarının kapatılmasının üzerinden tam 14 yıl geçti. Siyasi ve ideolojik nedenlere dayanan kesintisiz eğitimin amacı, Kur'an Kurslarını ve İHL'lerin orta kısımlarını kapatmaktı. Orta kısımları kapanan İHL'lerin lise kısımlarını da katsayı adaletsizliği ile işlevsiz hale getirmekti.

Bilim seviyesi yüksek hiçbir ülkenin uygulamadığı kesintisiz eğitim pedagojik açıdan da sakıncalıdır. Psikologlara göre 6 yaşındaki bir çocuk ile 14-15 yaşındaki bir gencin aynı ortamı kullanmaları son derece zararlıdır. Böyle bir durum, ruhsal sorunlara yol açabilmektedir. Darbe sürecinin bir dayatması olan kesintisiz eğitime son verilmeli. İmam Hatip Liseleri ilkokuldan itibaren öğrenci alabilmelidir.

4.    Eğitim-öğretimde antların ve ulusal gün ve bayramlarda törenlere katılımın zorunlu tutulması kadar derin tahribatlara yol açan diğer bir konu da Milli Güvenlik Dersleridir. Milli Güvenlik Dersleri gerek müfredatı gerekse bu dersi veren TSK mensubu subayların okullardaki misyonu ile eğitim öğretim alanlarını kışlaya, öğrencileri de emir erine dönüştürmektedir. Sözde Milli Güvenlik Dersi vermek üzere okullara gelen subaylar öğrenciden öğretmene, idareciden okul aile birliğine kadar istisnasız herkes hakkında istihbarat toplamakta, fişlemeler yapmaktadır. Okullarda askeri denetim ve vesayete meşruiyet kazandıran Milli Güvenlik dersi müfredattan çıkarılmalıdır.

5.    Anadil, ana sütü gibi helaldir, hiçbir alanda, hiçbir gerekçe ile yasaklanamaz. Anadili ile eğitime karşı çıkmak veya yasaklamak büyük bir zulümdür. Allah'ın ayetlerinden olan ana dillerin eğitim dili olarak kullanılmasına yönelik engeller kaldırılmalıdır.

Bu taleplerimiz haklı, adil ve acil taleplerdir. Erteleyici, geçiştirici bir yaklaşımla taleplerimizin görmezden gelinmesi kabul edilemez.

Bu anlamsız baskılara, inancımıza ve kimliğimize yönelik dayatmalara karşı sessiz kalmak zulme boyun eğmektir. Tüm duyarlı kardeşlerimizi çocuklarımızın ve kimliğimizin özgürleşmesine yönelik taleplerimizi elbirliğiyle yükseltmeye çağırıyoruz.

Özgür-Der Tatvan Şubesi

 

 

haksöz