Başörtüsüne Şartsız - Sınırsız Özgürlük (FOTO)
SAKARYA- SBP'nin 125. Başörtüsü Eyleminde AKP ve MHP’nin başörtüsü yasağı ile ilgili olarak başlattıkları çalışmaların sonucunda...
SBP’ndan Çağrı: “Başörtüsüne Şartsız - Sınırsız Özgürlük”
SAKARYA- SBP'nin 125. Başörtüsü Eyleminde AKP ve MHP’nin başörtüsü yasağı ile ilgili olarak başlattıkları çalışmaların sonucunda, başörtüsünün üniversitelerde serbest ama onun dışındaki alanlarda anayasal olarak yasak haline dönüşeceği vurgulandı.
Sakarya Başörtüsü Platformu, yasak karşıtı adalet ve özgürlük mücadelesini 125. basın açıklamasıyla sürdürdü. Her hafta saat 12.30’da Bulvar AKM önünde toplanan platform mensupları adına Özgür-Der Sakarya Şubesi Başkanı Kadrican Mendi tarafından okunan açıklamada, AKP ve MHP’nin tarafından gerçekleştirilen çalışmaların hedefi ile ilgili şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Gelinen bu noktanın ülkenin tıkanan damarlarına yapılan bir by-pas korkunç bir hızla çöken merkez siyasetine AKP ve MHP eliyle yapılan acil bir müdahale olarak değerlendirilmesi de gözden kaçırılmaması gereken bir husus olarak dikkate alınmalıdır. Zira Başbakan’ın başörtüsü ile ilgili yapılan düzenlemenin laiklik eleştirisinde yoğunlaşması üzerine söylemiş olduğu “başörtülülerin de laiklikle barışık yaşayabilecekleri” şeklindeki çıkışı AKP ve MHP’nin asıl hedeflerinin ne olduğunu ortaya sermesi açısından ilginç ipuçları vermektedir. Laik sistem bu düzenlemeye izin vererek başörtüsü üzerinden geniş müslüman kesimleri sisteme entegre edebilmenin formüllerini arıyor olabilir.”
Açıklamada yasağın çözümüne yönelik atılacak adımlarla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak en başından beri vurguladığımız şeyi bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Başörtüsü her alanda hiçbir şart ileri sürülmeden bu zamana kadar yaşanan mağduriyetler tazmin edilerek çene altı kelebek modeli veya Anadolu usulü sulandırmalarına girilmeden derhal serbest bırakılmalıdır. Müslüman halk başörtüsünü nasıl uygulayacağını nasıl bağlayacağını yasakçılara soracak değildir. Yüzyıllardır Müslümanlar Yüce İslam dininin bir gereği olarak başörtüsünü onurları saymışlar ve buna uygun bir örtünme tarzını kendi içtihatları ile geliştirmişlerdir.Müslümanların bu konuda hiç kimseden hele hele Kartel medyasının borazanlarından akıl almaya ihtiyaçları yoktur.Müslümanlar için emir ve yasaklar Kur’an-ı Kerim’in pak ayetlerinde ve Allah Rasulü’nün tertemiz örnekliğinde yer almaktadır ve Müslümanlar da bunları en güzel şekilde yaşayabilmek için çaba göstermektedirler.”
Açıklama şu vurgularla son buldu: “Mü’minler işlerini kendi aralarında görüşerek halledecek kadar ferasete sahip olabilmek için de çaba göstermelidirler. İzzet ve onuru yakalamak hiç şüphesiz Allah’ın yanında ve Rasul’ün yolu üzerinde mücadele edebilmekle mümkündür.”
Başörtüsü eylemi boyunca “Yasak biter, direniş bitmez,” “Başörtüne Sahip Çık”, “Yasak Sürüyor; (D)uyuyor musunuz?”, “Yasak Sürüyor, Direniş De”, “Yasakçılar yenilecek, direnenler kazanacak” yazılı dövizler taşıyan platform mensupları eylem boyunca “Baskılar Bizi Yıldıramaz” ve “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 125.Basın Açıklaması Tam Metni:
BAŞÖRTÜSÜNE ŞARTSIZ - SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK
AK Parti ile MHP’nin bir araya gelerek başlattıkları ve ülkede büyük gürültüler kopartan başörtüsüne özgürlük ile ilgili görüşmeler sonuçlandı ve bu iki parti Anayasa’nın iki maddesi ile YÖK Kanununda yapılacak değişikliklerle başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakmak konusunda anlaştılar. Gelinen bu noktayı 27 Nisanın Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin 367 dayatmalarının ve pek tabi 22 Temmuzda sandığa yansıyan manzaranın kaçınılmaz bir sonucu olarak değerlendirmek mümkündür. Gelinen bu noktanın ülkenin tıkanan damarlarına yapılan bir by-pas korkunç bir hızla çöken merkez siyasetine AKP ve MHP eliyle yapılan acil bir müdahale olarak değerlendirilmesi de gözden kaçırılmaması gereken bir husus olarak dikkate alınmalıdır. Zira Başbakan’ın başörtüsü ile ilgili yapılan düzenlemenin laiklik eleştirisinde yoğunlaşması üzerine söylemiş olduğu “başörtülülerin de laiklikle barışık yaşayabilecekleri” şeklindeki çıkışı AKP ve MHP’nin asıl hedeflerinin ne olduğunu ortaya sermesi açısından ilginç ipuçları vermektedir. Laik sistem bu düzenlemeye izin vererek başörtüsü üzerinden geniş müslüman kesimleri sisteme entegre edebilmenin formüllerini arıyor olabilir.Başörtüsü konusunda 90’lı yılların ortalarından bu yana yaşanan kaos ve çatışma ortamı bugün itibariyle o hale gelmiştir ki Türkiye bu konuya odaklanmış ve hemen hemen her konunun başında veya sonunda başörtüsü tartışması yaşanır hale gelmiştir.
Türkiye yeni bir dönemeçtedir. Küresel sermaye ve onun projesi olan “büyük Ortadoğu projesi” Türkiye’ye bir rol-model misyonu yüklemektedir. Bu model daha öncede belirttiğimiz gibi “Kemalist İslam modelidir” iddialarından ve izzetinden vazgeçirilmiş bir İslam!
Ortadoğu da küresel sermaye açısından pazara eklemlenmiş, emperyalizmle işbirliği içinde, halkı üzerinde ise totaliter ve hakim bir Türkiye oluşturulması hedeflenmektedir.
Bu çerçevede zemin temizlenmekte mafya, Ergenekon gibi siyasetin kuraldışı yardımcı- aktörlerinin tasfiyesi sürecinin başlatıldığı görülmektedir. Emperyalizmin Pazar açısından istikrar bozucu bu kendi iç sorunlarını halletme çabalarının ötesinde en büyük tehlike olarak gördüğü başta Filistin ve Lübnan’da kiler olmak üzere tüm İslami direniş hareketlerini marjinalleştirilmesi ve yok edilmesi amacını da okuyabiliriz.
Bu süreçte tüm Ortadoğu coğrafyasında yapılmaya çalışıldığı gibi Türkiye’de de ümmet ve direniş vurgusu yapan Müslümanlara karşı da ezme ve yok etme politikalarının gündeme geleceği şeklinde bir döneme girildiğinin sinyallerini almaktayız.
Son dönemde yaşananlar üniversiteler üzerinden bir özgürlük alanı açmaktan ziyade devlet söyleminin “alın işte üniversitede türban serbest, ama bundan sonra sakın başka alanlarda ısrar etmeyin aksi takdirde radikal İslam olarak yaftalanıp tasfiye edilmeyi hak etmiş olursunuz” şekline dönüşmesi ve başörtüsünün ise üniversitelerde serbest ama onun dışında ki alanlarda anayasal olarak yasak haline dönüştürülmesi gibi bir sonuca evrilecek gibi görülmektedir.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak en başından beri vurguladığımız şeyi bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Başörtüsü her alanda hiçbir şart ileri sürülmeden bu zamana kadar yaşanan mağduriyetler tazmin edilerek çene altı kelebek modeli veya Anadolu usulü sulandırmalarına girilmeden derhal serbest bırakılmalıdır. Müslüman halk başörtüsünü nasıl uygulayacağını nasıl bağlayacağını yasakçılara soracak değildir.Yüzyıllardır Müslümanlar Yüce İslam dininin bir gereği olarak başörtüsünü onurları saymışlar ve buna uygun bir örtünme tarzını kendi içtihatları ile geliştirmişlerdir.Müslümanların bu konuda hiç kimseden hele hele Kartel medyasının borazanlarından akıl almaya ihtiyaçları yoktur.Müslümanlar için emir ve yasaklar Kur’an-ı Kerim’in pak ayetlerinde ve Allah Rasulü’nün tertemiz örnekliğinde yer almaktadır ve Müslümanlar da bunları en güzel şekilde yaşayabilmek için çaba göstermektedirler. Ayrıca Mü’minler işlerini kendi aralarında görüşerek halledecek kadar ferasete sahip olabilmek için de çaba göstermelidirler. İzzet ve onuru yakalamak hiç şüphesiz Allah’ın yanında ve Rasul’ün yolu üzerinde mücadele edebilmekle mümkündür.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına ÖZGÜR-DER Sakarya Şubesi
www.basortuplatformlari.org
www.ozgurder.org