Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Batı’nın ipiyle kuyuya inmek!

Koskoca batı bir Yunanistan’ı kurtaramıyor.. Kurtarmaları gereken ülke batı uygarlığının uygarlığını refere ettiği bir ülke. Dahası ufak tefek bir şey.. Biz Suriye’ye yardım ediyoruz, Somaliye yardım ediyoruz. 110 ülkede yardım faaliyetimiz var.. 

Bugünlerde Serebrenika katliamının yıldönümü var.. On binleri göz göre göre Sırp katillere teslim edenler Fransız ve Hollandalılar değil mi idi. Katil, tecavüz, işkence, hepsi uygar batının gözetimi ve himayesinde yapıldı. Güya barış ve güvenlik adına geldikleri bir yerde  önce Müslümanların ellerindeki silahları topladılar, sonra geri çekilip silahsız Müslümanları Sırp katillerin insafına terk ettiler. Sonra da çözüm diye çözümsüzlüğü dayattılar.

Daha dün, Türkiye’yi tam üye olarak almaz, kapıda bekletirken, Kıbrıs Rum kesimi ile birlikte AB’ye üye yapmışlardı.

Europe, Paris adı aslında Yunan mitolojisinden alıntılanmamış mı idi..

Dün Bulgaristan’daki kardeşlerimizi temerküz kamplarına toplayıp sürgüne gönderen Bulgaristan bugün AB üyesi.. Ve bugün hâlâ kendi gözlerindeki merteği görmeyip, bizim gözümüzde çöp aramaya devam ediyorlar.. Kızılderili katliamından, kara derililerin köleleştirilmesinden, Hindistan ve Çin’de gerçekleştirdikleri katliamlardan söz etmiyorum daha.. “Bir damla kan, bir damla petrol” diyenlerden de..

Bizim paralelciler şimdi bunlarla kol kola girip, kendi hanelerindeki binlerce seyyieyi görmeyip, aleme nizam vermeye kalkanlar, ‹slam dünyasına din biçmeye, siyaset dayatmaya kalkanlarla buraya kadar bir şekilde geldiler, ama bundan sonra işleri zor.. Bunların merhameti de yok, vefaları da.. “Gidelim” deseniz bırakmazlar. “Kalalım” deseniz yer göstermezler, “otur” demezler.

Yunanistan’ın başına gelenler paralelcilere ders olsun. Bunlar böyledir, yıllarca soğuk savaş yıllarında aynı ülkenin çocuklarını birbirine kırdırmadılar mı, onların kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmediler mi? Bunlar böyledir  tavşana kaç, tazıya tut derler. Darbecilere de destek verirler, darbeye karşı çıkanlara da. Kontrollü bunalım stratejisi dedikleri şey böyle bir şey.. Kim kazanırsa onunla yola devam ederler. Darbeci de adamlarıdır, darbeye karşı çıkan da.. Derin devlet , BÇG de kendi adamıdır, ona karşı çıkan Paralel yapı da..

Bu işler böyledir.. Çin’deki zulme destek veren, kışkırtan da kendi adamlarıdır,  bunlara karşı direnen Doğu Türkistan’daki birtakım unsurlar da. Bildik soğuk savaş takdikleri bunlar. “Tavşana kaç, tazıya tut” derler. Sonunda “ölen ölür, kalan sağlar” kendi köleleri olur. Türkiye şimdi batıya alternatif geliştirmek için, Rusya, Çin ve Japonya’yla, Hindistan’la yakın ilişkiler kurmak istiyor ya, birileri bu ülkelerle ilişkileri bozmak için ne lazımsa yapacak.. Paralel yapı, zaten iktidara zarar verecek her harekete destek vermeye hazır.. Daha geçen aylarda Japon televizyonunda yaptılar yapacaklarını. Rusya ile ilgili provakasyonlar bitmiyor. Zaten yıllardır devam eden Çeçen halkına karşı sürdürülen bir zulüm var. Çatışma duracak olsa bir mafya ya da terör  eylemi, ardından bir operasyon, bir suikast gelir gündeme. Hindistan’la aramızda bir Keşmir sorunu var. Çin’le Doğu Türkistan meselesi..

‹şin rezalet boyutu, Çin’deki baskıları protesto ediyoruz diye, Koreli turistlere saldıracaksınız; gidip Çin lokantasını basıp, müşterileri döveceksiniz.. Hani “bir kavme düşmanlığınız sizi onlar hakkında düşmanlığa sevk etmeyecek”ti. Hani “haklı olmak, başkalarına haksızlık etme hakkı vermez”di. Bir Çinli bir Türk’e Türk olduğu için saldırıyorsa, siz de bir Çinliye, Çinli olduğu için saldırıyorsanız, ne farkınız kaldı ki. Hani kan davası yoktu.. Hani haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsu, mazlumdan yana zalime karşı duracaktık?

Sakın tam G20 öncesi, tam da Çin’le önemli anlaşmaların arefesinde, bu sorunların çözümünü sabote etmek isteyen bir el devreye girmesin.. Erdoğan’ın son açıklaması bu açıdan önemli.

Sorunumuz olan ülkelerle sorunumuzu çözmek zorundayız. ‹lkeli duracağız, dik duracağız, ama dikbaşlılık etmeyeceğiz. Sadece oradaki Müslümanların hakkını değil, herkesin hakkını savunacağız. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz.. Hatta “bizi öldürmeye gelenler bizde dirilsin” diyeceğiz, Taif’e giden  peygamber gibi olacağız. Onlara hakkı tebliğ edip kardeş olmanın yollarını arayacağız. Sonuçta biz hepimiz Adem’in çocuklarıyız ve doğduğumuz ana baba ve toprağı biz seçmedik. Beni bugün burada yaratan da onu orada yaratan da aynı Allah’tır. “Fikri kavmiyyeti tel’in etmektedir peygamber”. Haramlar kronolojisinde ilk haram, ilk lanet ırkçılığadır.

Paralel yapı, içeride ve dışarıda boş durmayacak. Seçim sürecine bağlı olarak, iktidarı köşeye sıkıştıracak her harekete destek verecek. Onlar, “düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığı ile hareket ediyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, iktidara yakın “‹slamcı” olarak etiketledikleri birtakım isimleri ajanlıkla suçlamaya çalışıyorlar.. E.. Gülen bilir bu işleri. En eskilerden biridir bu anlamda. Paralel yapının emniyet istihbarattaki gücünü ve rolünü herkes biliyor. Dahası, yabancı istihbarat örgütleri ile bağını da.. Birileri aba altından sopa mı gösteriyor bilmiyorum.. Bu iş için niye bugünü beklediler o da ilginç. Ellerindeki bilgi belgelerin tümünü yayınlamayacaklardır. Kendi adamlarını ayıracaklardır. Birileri için de düzmece ses, görüntü ve belgelerle saldırabilirler. Bu konudaki ihtisas ve ustalıkları malum. Birilerini bu tartışmanın ilanına nasıl memur olmaya ikna ettikleri de ayrı bir konu..

Güvendikleri çevreler kendilerini kullanıp atacaklar.. Birileri başkalarını suçlayanlar böylece kendilerini aklamış olamazlar. Onlar dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Keşke birileri başkalarını suçlamadan önce kendi çevrelerine baksalar. Sonuçta fieytan tatile çıkmıyor, fazla mesai yapıyor.. Melek maskeli fieytanlara dikkat. Ha! Bu arada sakın fieytan, sureti haktan gözükerek sizi Allah’la (cc) aldatmasın!.. fieytan’ın hepimizin nefsinde bir ajanı olduğunu da unutmayalım. Bütün zalimler birbirine benzer. Zalimler için yaşasın cehennem.. 

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 955 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar