Öncelikle bugün gündemimiz yoğun... Hükümetin bir süre önce başlattığı fındık politikası iflas etmiş bir politikadır... Fındık politikası gerçekçi değildir. Fındık üreticisi perişan olmuştur. Fındığa ihanet eden bir iktidarın sözleri ciddiye alınamamalıdır. Ayçiçeğinde ve yağda da üretim aynıdır. Emekli konusuna da değinmiştim. Hala değişen bir şey yok. Öğrenci harçlarına yapılan zam da ortadadır... Hükümet çiftçiyi de kambur olarak görüyor... Yüzd 1,83 zam yapılan emekliler yok sayılıyor. Borçluların sayısı artıyor. Kredi kartı borcunu ödeyemeyen sayısı 3 kat arttı. Artış yüzde 213 oldu. Her ay 120 bin 130 bin kişi kredi kartı borcu ödeyemiyor... Bu kaygı vericidir. İşsizlik olayı da var... İflaslar borçlanmalar ve yoksullaşma da temel gerçek olarak ortaya çıkmaktadır...

Türkiye son günlerde malum gündemine geçiyor. Bildiğiniz gibi mayın yasası başvurumuz değerlendirildi. CHP'nin müracatı şeklinde iptaline karar verildi... Bu hukukun başarısıdır. Her alanda bir kopuşma yaşanıyor. Bu tablo hepimizin yüreğini serinletti. Bunu AKP yöneticileri anlamış değildir. AYM yasanın içeriğine bakar senin niyetine bakmaz. Sen zaten böyle diye diye bu ülkeyi bu hale getirdin.

İnşallah olay doğru değerlendirmelere de yardımcı olur. inşallah sağlıklı bir düzen kurulacak. Onlar kuramazsa düzeni onlar kuramazsa biz kurarız...

Son dönemde enerji konusunda önemli adımlar atıldı. Bu Türkiye için önemli bir olanaktır Bunun sürdürülmesi ve Türkiye'nin kendi enerji güvenliğini ve diğer ülkelerle ilişkilerinde siyasi ağırlığını ortaya koyacak bir delişme olarak değerlendirilmelidir... Rusya projeye destek vermeyi petrol vermey kabul etti. Nabucco'nun imzlamnması Rusya'yı rahatsız etti. Rusya petrol sevkiyatını kontrol etmek istiyor... Güney Akım ve Nabucco birbirine karşıt projelerdir...

Ben Arınç'ı göreve çağırıyorum. Kim CHP'ye telefon etmiş CHP nasıl karar değiştirmiştir bunu açıklamaya çalışıyorum... Eğer bu konuyu açıklamazsa RTÜk'teki itibar kaybıondan daha fazla itibar kaybedecektir. CHP'yi yönlendirebilecek, talimat verecek kimse yoktur. Bu iftirayı yapmaya da kimsenin hakkı yoktur...

Yine ilginç bir gelişme de Türkiye'de bir darbe olasılığından haberdar alıp da kulağı üzerine yatanlar varmış onu öğrendik. Darbe karşısında nasıl kulaklarının üstüne yattığını öğrendik...

Son günlerde bu açılım konusunda hepimiz görev yapmaya çalışıyoruz. hepimizin barış içerisinde yapılacak işlere yapuıcı adımlarla yaklaşıyoruz. Türkiye'de birden bire bir iddialı köklü değişimleri öngören bir söylem başladı. Bu Çankaya'da başladı. Tarihi bir fırsat olarak nitelendirildi. Herkesin bunun destekçisi olduğu söylendi.

Değerli arkadaşlar söylem başlayalı aylar oldu. Bunun altında ne var bir işaret aradık. En küçük aydınlanma işaret ortaya çıkmış değildir. Ama önemli büyük bir iş olduğu izlenimi verildi ama içi doldurulmadı. Herkesi de bu söylem içinde aynı yaklaşımda olmasını talep ediyorlar... Toplum bilmiyor. Biz bilmiyoruz. Şimdiye kadar paylaşım olmadı.

Yuvarlak laflarla genel politikalarla bu işi sürdürmek mümkün değildir. Söylenmek istenen açıkca söylenmelidir. Acaba somut önerinin olmaması zihinlerinde bir şeyin olmadığından mı kaynaklanıyor yoksa bu havaya Türkiye'yi sokalım diye mi bekliyorlar... Şu ana kadar hiçbir şey yok. çıkın söyleyin.. Başbakan çözümden değil süreçten başladığını söylüyor... Eee sonuç ne? Sürece girince bir yere gelirsin... Nereye bağlayacaksın bu işi...
Bu konu oynanabilir savsaklanabilir olmaktan çıkmıştır. Ciddi, savunulabilir ve cesur olunması lazımdır. Önce bu işe niyetlenenler elini taşın altına koymalıdır... Öneri istiyorlar her kesim söylüyor... Bir kere çaresizlik çözümsüzlük bu süreç lafının arkasına saklanmak yakışmıyor...

Biz anlayışımızı ortaya koyduk. Türkiye bir ırk ve kan devleti; kafatası devleti değildir. Türkiye'de bir ırkı temel alarak toplum oluşturmuş değiliz. Bizim milletimiz bir ırk milleti değildir. Biz bu milletin parçası olma zihniyeti ile yaşıyor herkesin kimliğine saygı duyuyoruz... Etnisite ile milli kimlik konularının iyi araştırılması lazım... Başbakan bunları karıştırmaktadır... Zaman zaman 28 etnik kimliği sayar arasına milli kimliği de ekler sayar... Türki milleti olmak bizim farklı etnik kökenden olmamızı engelleyen durum değildir. Herkes bu milletin parçası olarak yerini alacak...

Türkiye'de Türklüğü Başbakan etnik kimlik olarak sayıyor... Türkiye'de Türk kimliği etnik kimlik değildir. Bunu Başbakan'ın öğrenmesi lazım... Türkiye'de Türk kimliğini etnik kimlik sayarsam Başbaklan olarak Türk kimliğini unutturmayı marifet zannedersem bu sorun çözülür mü? Etnik kimliğe karşı değiliz. Arbavut olan arnavut Kürt olan Kürt başım gözüm üstüne... Milli kimlik ile etnik kimlik birbirine hasım değildir...

Ama birileri etnik kimliği milli kimliğin önübne geçirmeye kalkarsa o yanlış o olmamalı... Etnik kimlik bu milli kimlik dediğin kolay kurulmuyor... Bin yıllık tarihi var büyük destandır... Sadece savaşlar değil... kültürler, ruh, zihniyet anlayış... Bu mücadele bu kimlik bin yılda oluştu... Şimdi ne yapacağız bu kimliği kenarından köşesinden ayrıştıralım bölüştürelim yok böyle bir şey yok fırsat vermezler size...

Biz CHP olarak konusun iki tarafına da sahip çıkarız... 1984'te biz bunun savaşını verdik raporunu yazdık... 30 yıl önce yazdık... Herkesin etnik kimliğine sayguılı olunduğunu yazdık... Bunu insana saygının gereği olarak yapmışız... Etnisiteyi sakın ha devlete bulaşmasın, devlet de etnisiteyi ve devlet de etnisiteye müdahele etmesin...