Beynin kapasitesi artırılır mı?
Her insanın belli bir beyin kapasitesi vardır. Bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır. Örneğin;
Her insanın belli bir beyin kapasitesi vardır. Bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır. Örneğin; bir arabanın son göstergesi 180 km ise, 200 km hız yapılamaz. Fakat iyi bir araba, bakım ve kullanan ile gerekirse son hıza kadar çıkabilir. Son yıllardaki bunca gelişmelere rağmen, beyin hâlâ insan vücudunda, hakkında en az bilgiye sahip olunan organdır. Yapılan çalışmalar ve uzmanlara göre birçok kişi beyin potansiyelinin çok az bir kısmını kullanmaktadır.
* Okul eğitimi beyni geliştiriyor mu?
Maalesef okullardaki eğitim düzeni; beynin sadece sol tarafını geliştiren matematik, fen bilgisi ve Türkçe gibi derslere önem verirken, beynin sağ tarafını geliştiren resim, müzik, el sanatı gibi derslere pek fazla önem vermez.
Halbuki; tarihte başarılı olan insanlara bakıldığı zaman, bu kişilerin, bilerek veya bilmeyerek sağ ve sol beyinlerini geliştirmiş kişiler olduğu görülür. Başarılı insanlar beynin her iki yarısını kullanabilen, gerektiğinde birinden diğerine geçebilen insanlardır. Sağ lobun duygular ve hayallerin etkisinde olduğu ve bütünsel öğrendiği, bu yüzden bilgileri sırayla işleyen sol lobun aksine daha hızlı ve etkili olduğu anlaşılmıştır.
Sadece sol lobu gelişmiş olan ve bu lobu iyi kullanan insanların üretken düşünebilmeleri için sağ beyni geliştirmeleri gerekir. Çünkü insanın mucitlik ve üretkenlik kısmını sağ beyin sağlar. Sağ ve sol beyin birbirini tamamlayan fonksiyonlara sahiptir. Sol beyni gelişmiş bir kişi sağ beynini de geliştirirse, beyninin kapasitesi, hayal edemeyeceği kadar fazla artar.
ŞEHİR HAYATI ZORLAR
* Beyni neler olumsuz etkiler?
Özellikle günümüzde büyük metropol şehirlerde yaşamak, hiçbir etken olmasa da tek başına stres kaynağıdır. Trafik, hava kirliliği, çalışma şartlarının ağırlığı, zamanla yarışma gibi etkenler beyni ve sinir sistemini olumsuz etkiler.
Aşırı stres; uykusuzluk, sinir, insanlara tahammülsüzlük durumlarını da beraberinde getirir. Aşırı stres altında kalan beyin yıpranır, fonksiyonları bozulmaya başlar ve hükmetme kabiliyeti zayıflar. Örneğin; günlerce uykusuz kalan kişinin hafızası ve düşünce yeteneği zayıflar, vücut direnci düşer. Böyle durumlarda hekim yardımı gerekir.
* Stresin beyindeki tahribatı görülebilir bir durum mu?
Sinir ve stres, sinir sisteminin normal işleyen biyokimyasal mekanizmasını bozar. Bazen geri dönüşümsüz tahribat bile yapabilir. Özellikle ağır ruhi travmaya maruz kalınca yaşanan şok, buna bir örnektir.
Olumsuz olayların etkisi ile beyinde salgılanan maddeler, vücuttaki diğer hormonları da aktive eder. Buna bağlı olarak dolaşım hızlanır, kalp ritmi artar. Kişi yerinde duramaz. Geçici olarak beyin fonksiyonları zayıfladığı için kişinin bedenine hükmetme kabiliyeti azalır. Bu yüzden saldırganlık, eşya kırma, bilinçsiz bir şekilde karşı tarafa zarar verme görülebilir.
* Stresli işlerde çalışanların beyinleri zarar görür mü?
İşyeri en büyük stres kaynağıdır. Ancak unutmayın; profesyonellik, bulunan her şarta uyum sağlama kabiliyetidir. Dolayısıyla iş yaşantısı insan yaşamını sürdürmesi için kaçınılmaz ise, iş stresi ile başa çıkmayı bilmemiz gerekir. Bunun için psikolojik destek almak gerekebilir.
Yurtdışındaki büyük şirketlerde çalışanlara, stresle başa çıkmanın yollarına dair seminerler verilir. Gerekirse kişilerin birebir destek alması sağlanır. Neticede sinir ve stres, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilediği için dikkati azaltır, doğru karar vermeyi engeller, olaylara objektif bakmayı önler. Eğer kendi kendinize, yaşadığınız sinir ve stresten kurtulamıyorsanız, uzman desteği almanız ve hatta gerekirse ilaç tedavisi görmeniz gerekebilir.
İLAÇLA TEDAVİ EDİLEBİLİR
* Sinir ilaçları beyinde tahribata neden olur mu?
Beyin hayali bir organ değildir. Akciğer, böbrek, karaciğer gibi rahatsızlanabilen bir organdır. Örneğin; karaciğerde tahribat sonucu salgılanan maddelerin yüksekliği ateş, sarılık gibi belirtilere neden olur. Beyinde de ruhsal travma, iş stresi vs. gibi etkenlerle salgılanan maddeler nedeniyle oluşan hasar sonucu; sinir, stres, uykusuzluk gibi belirtiler oluşur.
Diğer organlarda oluşan hasarlar nasıl ilaçla tedavi ediliyorsa, beyin ve sinir sistemi de ilaçla tedavi edilebilir. Beyinde işleyişi bozulan biyokimyasal düzen ilaçla düzeltilmezse hastalık ilerler. Sinir ve stresin beyine vereceği zarar, ilaçların vereceği zarardan tahmin edemeyeceğiniz kadar fazladır.
* Sinir ilaçları bağımlılık yapar mı?
Bu ilaçlar genelde yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçlardır. Bunların kontrolsüz ve sık kullanılması bağımlılık yapabilir. Sinir sisteminin tedavisinde esas kullanılan ilaçlar ise bağımlılık yapmayan ilaçlardır.
Ancak bunlar yarım bırakıldığında şikayetler tekrarlar ve ilaca yeniden başlanınca hasta bunu bağımlılık zanneder. Bağımlılık paniğine kapılmayın, doktor kontrolünde dozu azaltılarak bu ilaçlar rahatlıkla bırakılabilir.