Abdurrahman Dilipak
Bir başka açıdan Miami felaketi
Doğrudan bir bilgi yok. Ama olaya bakınca güçlü bir ihtimal olarak dikkate alınması gereken bir noktayı işaret edeceğim. Bu olayda bu ihtimal gerçek olmasa bile, dünyanın birçok noktasında bu tür olayların gerçekleşmesi kimse için sürpriz olmaması gerek. Onun için bunları yazıyorum. Özellikle bu konunun ülkemiz için hayati bir değer taşıdığını özellikle belirtmek isterim.
Bundan sonra sadece çökme değil, patlama, ani ölümler artık her zaman mümkün. Evlerdeki akıllı sistemler, 5G Wifi, alçak irtifa uyduları, chiplenmiş canlılar için bundan sonra işler bir takım imkanlar yanında çok ciddi riskler de taşıyor.
Konuyu Miami’de 24 Haziran’da çöken bina özelinde ele alacak olursak, size çok farklı bir tehlikeden söz etmek istiyorum. Bu tehlike ülkemiz için de mevcut.
Çöken binada hafta sonuna kadar 18 kişinin cesedine ulaşıldı, 145 kişinin ise enkaz altında olduğu tahmin ediliyordu.
Bakın 24 Haziran’da çöken 13 katlı 270 dairelik bina varoşlarda ucuz bir apartman değildi. Pahalı bir semtte lüks kondo binasının yarısı aniden çökmüştü.. ABD Başkanı Joe Biden ve eşi Jill Biden olay sonrası bölgeye giderek yerinde incelemelerde bulunmuştu.
Adriana Sarmiento adlı bir Tiktok kullanıcısının paylaştığı bir video binanın çökme anından yaklaşık 7 dakika önce çekilmiş. Olay anında çöken binanın karşısındaki otelde havuza girdiğini belirten Adriana Sarmiento çektiği görüntülerde önce büyük bir binadan gelen büyük bir ses duyduğunu ve o yöne doğru hızlıca gittiğini söylüyor. Videoda yıkılan binanın garajının tavanından kuvvetli bir şekilde su fışkırdığı ve garajı doldurduğu, yerlerin suyla dolduğu görülüyor. Büyük çöküş ise bu olaydan yaklaşık 7 dakika sonra gerçekleşiyor. Binada yer alan yüzme havuzunun altına su dolduğu ve çökmenin bu sebeple gerçekleştiği yönündeki raporlarla bu videoda kaydedilen görüntüler şüpheleri doğrular nitelikte.
Binada yapısal bir hasar riskinden söz edilen bir rapor var. 2018 tarihli raporda binanın tamiratının 15 milyon dolar yani 150 milyon lira tutabileceği belirtiliyor. Yani pahalı, lüks bir bina. Büyük ihtimalle akıllı sistemlerle donatılmış olmalı. İşin püf noktası da burası.
Burada iki nokta önemli. 1- Binanın tamamı değil, bir bölümü yıkılıyor, 2- Binada 7 dakika önce bir su patlaması yaşanıyor. Zaten kırım raporunda da bu belirtilmiş.
Bakın 5G teknolojisi ile akıllı ev ve sistemler hacklendiğinde bu şekilde çok tehlikeli senaryolar gerçekleştirilebilir. Akıllı sistemler sizi tanıyabilir, ses ve görüntülerinizi kaydedip gönderebilir. Davranışlarınızı raporlayabilir.
Sadece bu kadar değil, sizi hedef alarak, sağlık riski taşıyan organlarınızı ani, şok RF dalgaları ile etkileyebilir ve bu etki ölümcül olabilir. Bu risk sadece kişiler için değil, bütün canlı sistemleri etkileyebilir.
Mesela bu örnekte olduğu gibi bütün su vanalarını açabilir ve örnekteki gibi bir felakete sebeb olabilir. Mesela doğalgaz çakmağını kapatıp, gazı açıp, daha sonra çakmağı açarak bir daireyi ya da apartmanı havaya uçurabilir. Akıllı şehirlerde, trafo sistemler ya da tüm akıllı sistemler bu tür bir terör saldırısına uğrayabilir.
Miami’deki bu apartman kazası, bu açıdan incelendiğinde farklı sonuçlar elde edilebilir.
Adriana Sarmiento adlı bir Tiktok fenomeninin söz konusu video kaydı, bu iddia ile birlikte düşünüldüğünde bana kalırsa incelemeye değer.
Lütfen 19. Haziran 2021 tarihli The Economist’in şu sloganla çıkan kapağındaki resme bir bakın: “Broadbandits: The surging cyberthreat from spies and crooks”. Burada her şey anlatılıyor.
Siz cep telefonunuzun SAR değerine baktınız mı? O telefonu siz, manyetik olarak streril bir ortamda günde 4 saat kullanırsanız, size zarar vermez. Ama siz evde kaç kişisiniz ve kaç kişinin cep telefonu var. Evinizde Wifi var mı? Telefon ya da bilgisayarınıza bakın bakalım, kaç kaynaktan sinyal alıyorsunuz. Radyo, tv, laptop, masaüstü, akıllı tüm sistemler, NotePad hepsi radyasyon yayıyor. Bunların hepsini toplayın, herkes bu toplam kadar radyasyona hem de gün boyu, hatta gece de maruz kalıyor. Dahası, hackerler sisteme sızarlarsa, onlar sistemi manipüle edip, bu etkiyi birkaç kat artırabilir, ayrıca kişiye özel RF dalgaları ile canlılara ölümsüz darbeler indirebilir, cansız ortamı tehlikeli hale getirebilir. CyberGun alnınızın çatına hedef almış bekliyor. Tüm “Akıllı sistemler”, “akılsız ve vicdansız insanımsılar”ın elinde, insana karşı bir tehdide dönüşebilir. Sadece kişisel bir tehditten söz etmiyor. Bölgesel, ülke çapında birçok tehdit ve tehlike söz konusu. Artık akıllı sistemler, GIS/CBS, HES kodu ile adres teslim saldırılar mümkün.
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”. Biz Ankara’daki politikasına, bürokratına, “Bill’in adamları”na daha CoVID’i anlatamadık ki, bunu nasıl anlatalım. Birçok kişi “akılsızca” akıllı telefonlar, akıllı araçlar, sistemler, akıllı arabalar kullanıyorlar. Akıllı evler, siteler, şehirler yapıyoruz. Bize hem “kolaylaştırıcı” yönü anlatılıyor. Evet, doğru ama bu sistemlerden kaynaklanan tehditler konusunda çok bilgisiziz.
Bu konu ülkemiz için de hayati öneme sahip. Özellikle 5G ve alçak irtifa uydularının, akıllı ev, akıllı şehir, otonom akıllı sistemler konusunda bu sistemin kullanıcılarının bu konu üzerinde yeniden düşünmesi gerekir. Miami felaketi bu anlamda bizim için ders olmalı.
Bakın bu akıllı sistemler ölümcül ve çok kapsamlı bir felaket aracına dönüşebilir. Akıllı otomobiliniz sizi uçurumdan aşağı atabilir. Yani ölümünüz akıllı arabanızın elinden olmasın istiyorsak aklımızı başımıza toplayalım. Bu işler kulağa hoş geldiği ya da size sunulan imkânlarla sınırlı olmayabilir.
Dikkat! Ağuyu bal içre sunarlar, bal da onun suç ortağı. Selam ve dua ile.